‘GAIA-X’: ABD’nin Bulut Hâkimiyetine Karşı Avrupa’nın ‘Değerlere Dayalı’ Mukabelesi

Giriş

GAIA-X, Avrupa’nın Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) dijital hâkimiyetine karşı değerlere dayalı [values-based] cevabıdır. Peki, Avrupa Birliği, ilkelerini yansıtan ve gerçekten Büyük Teknoloji’ye karşı koyan bir bulut altyapısı inşa edebilir mi?

Avrupa Birliği, Avrupa pazarının yaklaşık yüzde 70’ini kontrol eden Amazon, Microsoft ve Google gibi ABD bulut sağlayıcılarına olan bağımlılığının giderek daha fazla farkına varmaktadır. Bu bağımlılık yalnızca veri gizliliğini değil, aynı zamanda giderek istikrarsızlaşan jeopolitik iklimde Avrupa’nın özerkliğini de tehdit etmektedir. Buna karşılık Avrupa Birliği, Avrupa değerlerine dayalı güvenli, birlikte çalışabilir bir bulut altyapısı oluşturma girişimi olan ‘GAIA-X’i[1] başlatmıştır. Avrupa’nın ABD teknoloji hâkimiyetine cevabı olarak konumlandırıldığında, şu soru ortaya çıkıyor: GAIA-X gerçekten Büyük Teknolojiye karşı bir denge unsuru mu sunuyor, yoksa dijital egemenlik mücadelesinde yalnızca simgesel bir jest mi?

  1. Değerlere dayalı bir proje

GAIA-X bir bulut sağlayıcısı değil, paylaşılan kurallar ve açık standartlar kullanarak mevcut hizmetleri birbirine bağlayan bir Avrupa çerçevesidir. Şirketlerin yabancı teknoloji devlerine bağımlı kalmadan veri alışverişinde bulunabileceği değer odaklı bir veri ekosistemi yaratmayı amaçlamaktadır. Gizlilik, saydamlık ve ayrımcılık yapmama [privacy, transparency, and non-discrimination] gibi değerler, Avrupa Birliği’nin küresel bir kural koyucu olarak kimliğinin merkezinde yer alır, ancak bunlar genellikle ABD teknoloji şirketlerinin uygulamalarıyla çelişir. Örneğin, Avrupa Birliği’nin Yapay Zekâ Yasası’ndaki [Artificial Intelligence Act] ayrımcılıkla mücadele güvencelerinin Büyük Teknoloji’nin lobi faaliyetleri nedeniyle zayıflatıldığı bildirilmiştir. Avrupa Parlamentosu üyeleri, Avrupa’nın değerlerini yabancı teknolojiye uyacak şekilde bükmek yerine, Avrupa standartlarıyla uyumlu kendi altyapısını inşa etmesi gerektiğini savunmaktadır.

Aciliyet, yerel bulut sağlayıcılarının eksikliğiyle daha da artıyor ve kritik veriler ABD BULUT Yasası [United States Cloud Act] gibi ülke dışı mevzuata tabi kalmaktadır. Brüksel’de “dijital egemenlik” [digital sovereignty] çağrıları marjinalden ana akıma geçmiştir: Komisyon Aralık 2024’te, Teknoloji Egemenliği, Güvenlik ve Demokrasi için ilk İcra Başkan Yardımcısını atamıştır[2].

  1. Dijital egemenliğin normatif temelleri

Dijital egemenlik ‘GAIA-X’in merkezinde yer almaktadır ancak belirsiz ve tartışmalı bir kavram olmaya devam etmektedir. Bazı akademisyenler bunun sabit bir yasal norm olmadığını, rekabet eden fikirlerin bir alanı olduğunu savunmaktadır[3]. Avrupa Birliği içinde farklı ve çatışan hedefleri takip etmek için kullanılır: güvenlik, ekonomik özerklik ve temel haklar.

Bu belirsizlik, Genel Veri Koruma Yönetmeliği ve Dijital Piyasalar Yasası [General Data Protection Regulation and Digital Markets Act] gibi yasal araçların nasıl geliştirilip yorumlandığını şekillendirmektedir. 2010’ların sonlarından bu yana, mevzuat, kitlesel gözetim ve yanlış bilgilendirme gibi artan dijital tehditlere yanıt olarak daha kısıtlayıcı hale gelmiştir. Günümüzün egemenlik iddiaları gizliliğin ötesine geçmektedir. Yabancı müdahale, jeopolitik istikrarsızlık ve ABD altyapısına bağımlılık konusunda daha derin bir endişeyi yansıtırlar.

  1. Jeopolitik bir dijital gündem

Bu bağımlılık özellikle tehlikelidir. Jeff Bezos ve Mark Zuckerberg gibi teknoloji CEO’larının (en üst seviye yöneticiler) Trump’ın göreve başlama töreninde bulunması, ABD özel sektörünün küresel dijital altyapıya ne kadar sıkı bir şekilde örüldüğünü göstermiştir. Ancak bu sadece iş dünyası ile ilgili değildir. ABD Federal Ticaret Komisyonu Başkanı, Dijital Piyasalar Yasası’nı “Amerikan teknoloji şirketlerine vergi” olarak adlandırmış ve “yurtdışındaki Amerikan şirketlerine ulaşmak için yazılmış” yasalara karşı uyarmış ve teknoloji düzenlemeleri etrafındaki büyüyen jeopolitik sürtüşmeyi vurgulamıştır.

Bu bağlamda, Avrupa Birliği’nin 2020-2030 Dijital Gündemi[4], inovasyon, koruma ve özerkliği dengeleyen güvenli dijital alanlar yaratmayı amaçlamaktadır. Ancak dijital egemenliğin ne anlama geldiğine dair parçalı bir anlayış, politika yapımını engellemeye devam etmektedir. Amaç, verileri Avrupa Birliği sınırları içinde depolamak mı? Avrupa sağlayıcılarını güçlendirmek mi? Net hedefler olmadan, dijital egemenlik boş bir slogan haline gelme riski taşımaktadır.

Amsterdam’daki son D9+ zirvesinde, 13 dijital olarak gelişmiş Üye Devletin bakanları, egemenliği ‘açık bir şekilde’ küresel olarak işbirliği yaparken özerk bir şekilde hareket etme yeteneği olarak tanımlamıştır. Bu, düzenlemeye ara verme yönündeki önceki çağrılardan bir sapmayı işaret etmiştir. Bir zamanlar itiraz edilen dijital egemenlik kavramı, yavaş yavaş ortak bir Avrupa vizyonuna dönüşmektedir.

  1. GAIA-X: Vizyon ve gerçeklik arasında

GAIA-X Derneği, kurulduğu günden bu yana hem Avrupalı hem de Avrupalı olmayan üyeleri memnuniyetle karşılamıştır. Sağlık ve enerji gibi sektörlerde veri alanlarında kaydedilen ilerlemeye rağmen, bir egemenlik projesi olarak statüsü tartışmalı olmaya devam etmektedir. ABD firmalarının katılımı, iç anlaşmazlıklar ve kilit Avrupa Birliği oyuncularının çıkışı, tutarlılığı ve bağımsızlığı konusunda şüpheler uyandırmıştır. Bu zorluklar, dijital egemenliğin anlamı hakkındaki daha derin gerginlikleri yansıtmaktadır.

Yine de cesaret verici gelişmeler vardır. BMW, Mercedes-Benz ve Volkswagen’i içeren otomotiv endüstrisinde sektöre özgü bir veri altyapısı olan Catena-X, Avrupa değerlerine dayalı veri paylaşımının uygulanabilir olduğunu göstermektedir[5]. Proje, tedarik zinciri dayanıklılığı ve karbon dioksit (CO₂) takibinde somut faydalar sağlamış olup; Avrupa veri alanlarının teorinin ötesinde başarılı olabileceğinin kanıtıdır.

Sonuç

Süregelen belirsizliğe rağmen, bir şey açıktır: Avrupa Birliği düzenlemesi bir dizi teknik kuraldan daha fazlasıdır; dijital egemenliğin anlamını ve yönünü şekillendirir. Yasal araçlar, gizlilik, güvenlik ve adalet gibi değerlere somut bir biçim vererek, bir ‘Avrupa bulutu’nun altyapı veya pazar payının ötesinde ne anlama gelebileceğini tanımlar.

GAIA-X hem teknik bir girişim hem de politik bir simgedir. Avrupa Birliği’nin kamu değerleri ve düzenleyici denetim temelinde dijital altyapı inşa etme hırsını yansıtır. Bu modelin hızla hareket eden küresel teknoloji ortamında başarılı olup olamayacağı belirsizliğini korumaktadır. Ancak asıl soru artık Avrupa’nın Büyük Teknoloji’yi düzenleyip düzenleyemeyeceği değil, bunun ötesine geçip geçemeyeceğidir.

[1]<https://gaia-x.eu/>.

[2]<https://commission.europa.eu/about/organisation/college-commissioners/henna-virkkunen_en>.

[3]<https://onlinelibrary.wiley.com/doi/pdf/10.1111%2Fjcms.13594>.

[4]<https://commission.europa.eu/strategy-and-policy/priorities-2019-2024/europe-fit-digital-age/europes-digital-decade-digital-targets-2030_en>.

[5]<https://catena-x.net/>.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.