Avrupa Birliği’nde Bankacılık Düzenleme ve Denetimini Yeniden Düşünmek

Giriş

Bu yazı, Büyük Finans Krizi sonrası ‘de Larosière Raporu’[1] temel alınarak geliştirilen, Avrupa Birliği’nin bankalara yönelik düzenleme ve denetimine ilişkin mevcut yaklaşımı yansıtmaktadır. Söz konusu rapordaki tavsiyelerin pratikte uygulanması üç temele dayanıyordu: [a] bir Avrupa Birliği Tek Kural Kitabının[2] kabul edilmesi; [b] belirli bir dereceye kadar merkezi denetim ve (c) denetleyici yakınsama[3] (bundan böyle toplu olarak ‘Larosiere Doktrini’ olarak anılacaktır). Son Mario Draghi raporu[4] göz önüne alındığında, Avrupa Birliği’nin düzenleme ve denetime yönelik yaklaşımını iyileştirme ve yeniden kalibre etme sürecini tartışmanın zamanı gelmiştir.

Bu yazının temel argümanı, ‘de Larosière Doktrini’nin kritik dönemlerde Avrupa Birliği’nin finans sisteminin istikrarını desteklerken[5], mevcut uygulamasının aşırı düzenlemeye yol açarak potansiyel açıdan rekabeti, yenilikçiliği ve tüketici seçimini engelleyebileceğidir. Bu yazı, sektörün düzenleyici ve denetleyici yükler hakkındaki tanıdık argümanlarını yeniden gündeme getirmek yerine, yazarlardan birinin yanda verilen makalesinde yapılan bankacılık düzenleme ve denetimi için daha orantılı bir çerçeve önerisini iyileştirmeyi ve geliştirmeyi amaçlamaktadır: ‘Avrupa Birliği finansal düzenlemesinde orantılılık: İki kademeli Avrupa Birliği Tek Kural Kitabı örneği (Proportionality in EU financial regulation: A case for a two-tier EU Single Rulebook) | Malta Business Weekly’ [12 Eylül 2024 tarihinde Malta Business Weekly’de yayınlanmıştır.][6]

Bu yazı, yazarlardan birinin 11 Kasım 2024 tarihinde düzenlenen Malta Finansal Hizmetler Otoritesi (Malta Financial Services Authority) Yıllık Bankacılık Konferansı’nda[7] yaptığı konuşmaya dayanmaktadır.

1. Arka Plan

Yazarların önerisi, Avrupa Birliği Tek Kuralı’na her biri farklı kurum türlerine hitap edecek farklı bölümlerin eklenmesidir. Bununla birlikte, aynı Kural Kitabının tüm AB Üye Devletlerinde uygulanması önemlidir ki; böylece bu Devletlerarasındaki mevzuat farklılıklarını ortadan kaldırma ve eşit bir oyun alanı sağlama amacını yine de karşılayabilir -‘İki Kademeli Tek Kural Kitabı’ (Two-Tier Single Rule Book)-.

Bu değerlendirmeler ışığında söz konusu öneri bankalar arasında büyüklük, iş modelinin karmaşıklığı, diğer kurumlarla bağlantı ve risk profiline göre farklılık göstermektedir. Önemli büyüklükte, karmaşık bir yapıya veya iş modeline sahip, birbirine oldukça bağlı ve yüksek risk profiline sahip olan bankalar ‘Devasa Karmaşık Bankalar’ (Large Complex Banks) olarak adlandırılmakta; karmaşık olmayan, küçük ve basit yerel işlemlere dayalı düşük riskli bir model işleten bankalara ise ‘Daha Az Karmaşık Bankalar’ (Less Complex Banks) adı verilmektedir. Birleşik Krallık İhtiyatlı Düzenleme Kurumu’nun (Prudential Regulatory Authority) 20 milyar pound eşiğini[8] baz alarak böyle bir ayrım yapması dikkat çekicidir.

2. Düzenleme

Devasa ve karmaşık bankaların, birden fazla AB Üye Devleti arasında tutarlılık ve tekdüzelik sağlamak amacıyla AB Tek Kuralları’nın tamamına göre yönetilmeye devam etmesi önerilmektedir. Bu yaklaşım, sistemik istikrarı sağlar ve Üye Devletlerarasındaki karşılıklı anlayışı ve güveni güçlendirir, bu tür bankaların sınır ötesi ticarette düzenleyici engellerle karşılaşmadan faaliyet göstermesine olanak tanır. Hâlihazırda yürürlükte olan AB Tek Kural Kitabı, farklı ulusal düzenlemelerden kaynaklanan karmaşıklıkları ortadan kaldırmaya ve daha entegre bir Avrupa bankacılık piyasasını teşvik etmeye devam edecektir. Orantılılık koşullarının, her bir bankanın iş modelinin niteliğine, ölçeğine ve karmaşıklığına bağlı olarak, özellikle de Daha Az Karmaşık Bankalar için özel bir AB Tek Kural Kitabının belirlenmesi yoluyla daha iyi kullanım ve uygulamaya ihtiyaç duyulacaktır.

Temel olarak ulusal sınırlar içerisinde faaliyet gösteren Daha Az Karmaşık Bankalar için, AB Tek Kuralları’nda yeni bir bölüm marifetiyle uygulamaya konulan ilke bazlı bir yaklaşım önerilmektedir. Bu yaklaşım, yetki devri ilkesine daha saygılı olacaktır ve ulusal düzenlemelerin, AB çapında bir dizi ortak asgari ihtiyati standartlara bağlı kalarak belirli yurt içi riskleri ele alabilmesini sağlayacaktır. Bu yöntem, yerel koşulları ele alma esnekliğini sağlarken düzenleyici uyumu da korur. İlkeye dayalı yaklaşım, diğerlerinin yanı sıra, asgari düzenleyici sermaye tahsisini, asgari likidite eşiklerine bağlılığı, kamuyu aydınlatma açıklamalarını, kurumsal yönetişim yükümlülüklerini, ücretlendirmeyi ve düzenleyici raporlamayı gerektirebilir. Bu yaklaşım, AB Sermaye Yükümlülükleri Yönetmeliği[9] ve AB Sermaye Yükümlülükleri Direktifi[10] (EU Capital Requirements Regulation and EU Capital Requirements Directive) gibi düzenlemelerdeki mevcut orantılılık düşüncesini temel alacaktır.

Önerilen bu çerçeve, özellikle Daha Az Karmaşık Bankaların yeniden yapılandırılan banka değil tasfiye bankası tanımına girme ihtimalinin yüksek olması nedeniyle yeniden yapılandırma alanında da uygulanabilir. Bu, yalnızca yurt içinde faaliyet gösteren bankaların kendi fonlarına ilişkin asgari yükümlülüklerini ve geçerli yükümlülük koşullarını ortadan kaldıracak ve bunun başarısızlığı Avrupa Birliği’ni etkilemeyecektir.

3. Finansal Denetime İlişkin İki Kademeli Yapı

Tek Denetleme Mekanizması[11] (Single Supervisory Mechanism) çerçevesinde Avrupa Merkez Bankası’nın (European Central Bank) denetimi için önemli kurumların belirlenmesine yönelik ölçütlerin eleştirel bir şekilde gözden geçirilmesi gerekmektedir. Hâlihazırda, asgari eşik, her üye bölgeden en az üç bankanın önemli olarak sınıflandırılmasını gerektirmektedir[12] ki; bu durum, aksi takdirde küçük sayılacak olan bazı bankaların orantısız denetimine yol açarken, bazı büyük bankalar ulusal denetim altında kalmaya devam etmektedir. Bu seçim ölçütlerinin yeniden değerlendirilmesi, denetim kaynaklarının en çok ihtiyaç duyulan yere yönlendirilmesini sağlayacak, denetim uygulamalarının verimliliğini ve etkililiğini optimize edecek ve örneğin 5 milyar avro varlığa sahip bankaların, 1,3 trilyon avrodan fazla varlığa sahip bankalarla aynı kefeye konulduğu anormalliği giderecektir.

Devasa Karmaşık Bankalar, her bankanın büyüklüğüne ve iş modeline göre ayarlanan ve yukarıda önerildiği gibi yeniden tanımlanan ölçütlere bağlı olarak merkezi denetimi içeren Tek Denetleme Mekanizması denetim çerçevesi kapsamına girmeye devam edecektir. Bu, kurumlar arasında değişen sistemik önem ve risk profillerinin varlığını kabul etmektedir.

Avrupa Birliği Tek Kuralları’nın daha az karmaşık bankalara uygulanabilecek yeni bölümü, orantılı denetimsel yakınlaşmaya vurgu yapacaktır. Denetim, her bankanın büyüklüğüne ve risk profiline göre ölçeklendirilecek ve herkese uyan tek bir yaklaşımdan kaçınılacaktır. Bu, yerli bankaların benzersiz özellikleri dikkate alınarak denetim standartlarının uyumlaştırılmasını teşvik edecektir. Çerçevenin, bir bankanın sonunda Devasa Karmaşık Banka haline geldiği durumları sağlamak için ulusal denetim çerçevesinden AB çerçevesine geçişlere uyum sağlaması gerekecektir.

Sonuç

Avrupa Birliği, Büyük Finans Krizinin ardından, uyumlaştırma, merkezi denetim ve denetimsel yakınlaşmaya odaklanan çabalarla finansal düzenleme ve denetimini önemli ölçüde ilerletmiştir. Avrupa Denetim Otoriteleri ve Avrupa Merkez Bankası gibi kuruluşların yanı sıra AB Tek Kuralları gibi temel düzenleyici çerçeveler, Avrupa Birliği’nin finans sisteminin istikrarını ve dayanıklılığını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. ‘De Larosière Doktrini’ finansal istikrarı ve denetim uygulamalarında tutarlılığı geliştirirken, aynı zamanda, özellikle tüm bankaların ihtiyaçlarını aynı şekilde karşılamak üzere tasarlanmış bir sistem altında mücadele eden daha küçük kurumlar için zorluklar da yaratmaktadır.

Bu zorlukların farkında olarak yapılan öneri, herkese uyan tek boyutlu bir düzenlemeden incelikli ve daha orantılı bir modele geçişi savunmaktadır. Bu yeni yaklaşım, orantılılık ve yetki devri ilkelerini benimserken, ‘de Larosière Doktrini’nin uyum ve istikrara yaptığı vurguyu sürdürmeyi amaçlamaktadır. Bunu yaparak, Daha Az Karmaşık Bankalar üzerindeki düzenleme yükünü azaltmayı ve uyum maliyetlerinin inovasyonu veya rekabeti engellememesini sağlamayı amaçlamaktadır. Düzenleyici standartların her kurumun benzersiz özelliklerine göre uyarlanması, Avrupa Birliği’nin çevik ve duyarlı kalmasına yardımcı olarak bankacılık ortamının gelişen talepleriyle uyumlu dinamik ve kapsayıcı bir finans sektörünü teşvik edebilir.

[1]<https://ec.europa.eu/economy_finance/publications/pages/publication14527_en.pdf>.

[2]<https://www.eba.europa.eu/single-rulebook>.

[3]<https://www.eba.europa.eu/activities/supervisory-convergence>.

[4]<https://commission.europa.eu/topics/eu-competitiveness/draghi-report_en>.

[5]<https://www.bankingsupervision.europa.eu/press/speeches/date/2024/html/ssm.sp240912~72bbc94da5.en.html>.

[6]<https://maltabusinessweekly.com/proportionality-in-eu-financial-regulation-a-case-for-a-two-tier-eu-single-rulebook/26954/>.

[7]<https://www.mfsa.mt/events/conference-on-navigating-the-reforms-in-banking-regulation/>.

[8]<https://www.bankofengland.co.uk/prudential-regulation/publication/2023/december/strong-and-simple-framework-policy-statement>.

[9]<https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex%3A32013R0575>.

[10]<https://eur-lex.europa.eu/legal-content/EN/TXT/?uri=celex%3A32013L0036>.

[11]<https://www.bankingsupervision.europa.eu/about/thessm/html/index.en.html>.

[12] <https://www.bankingsupervision.europa.eu/ecb/pub/pdf/ssmguidebankingsupervision201411.en.pdf>.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.