Giriş
Birleşik Krallık, kapsamlı mevzuat uygulamak yerine yapay zekâyı (artificial intelligence) düzenleme konusunda esnek, ilkelere dayalı bir yaklaşım seçmiştir. Bu strateji, en ileri teknolojilerin gelişimini engellemeden yeniliği teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Ancak hem işletmeleri hem de bireyleri çeşitli risklere karşı savunmasız bırakabilir. Bu yaklaşımın potansiyel sonuçlarını inceleyerek ve bunu diğer ülkeler tarafından benimsenen yasal çerçevelerle karşılaştırarak Birleşik Krallık’ın tutumunun sürdürülebilir mi yoksa potansiyel olarak zararlı mı olduğunu değerlendirebiliriz.
- Düzenlenmemiş Yapay Zekâ Ortamının Riskleri
1.1. Standardizasyon eksikliği [lack of standardisation]
Avrupa Birliği’ndeki ülkeler gibi ülkeler yapay zekâyı düzenlemek için daha net çerçeveler benimsemiştir. Örneğin, 01 Ağustos 2024 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği (AB) Yapay Zekâ Yasası (Artificial Intelligence Act) zaman içinde aşamalı olarak uygulamaya konuluyor. Yüksek riskli yapay zekâ uygulamalarına ilişkin yasaklar gibi bazı hükümler 02 Şubat 2025 tarihi itibarıyla geçerli olacaktır. Bunlar arasında şunlar yer almaktadır:
- Bilinçaltı manipülasyon (subliminal manipulation): Davranışı önemli ölçüde değiştirmek ve potansiyel olarak zarara neden olmak için bireyin bilinçli farkındalığının ötesindeki teknikleri kullanan yapay zekâ sistemleri.
- Güvenlik açıklarının istismarı (exploitation of vulnerabilities): Çocuklar veya engelli insanlar gibi belirli gruplardan yararlanarak onların davranışlarını manipüle ederek zarara yol açan yapay zekâ sistemleri.
- Sosyal puanlama (social scoring): Kamu yetkilileri tarafından bireyleri sosyal davranışlarına veya özelliklerine göre değerlendirmek veya sınıflandırmak için kullanılan ve olumsuz muameleye neden olan yapay zekâ sistemleri.
- Kamusal alanlarda gerçek zamanlı biyometrik tanımlama (real-time biometric identification in public spaces): Kesin istisnalar dışında, kamusal alanlarda kolluk kuvvetlerinin amaçları doğrultusunda gerçek zamanlı biyometrik tanımlama gerçekleştiren yapay zekâ sistemleri.
Bu önlemler, temel hakları korumak ve zarara veya etik sorunlara yol açabilecek yapay zekâ uygulamalarını önlemek için tasarlanmıştır. Avrupa Birliği işletmelerinin belirlenen tarihlere kadar bu hükümlere uyması gerekmekte olup 02 Ağustos 2026 tarihine kadar yüksek riskli yapay zekâ sistemlerine ilişkin başka düzenlemeler de gelecektir. Bu açık yönergeler, işletmelere yasal uyum için bir çerçeve sunmakta ve yapay zekânın etik olmayan kullanımlarından kaçınmaya yardımcı olmaktadır.
Buna karşılık, Birleşik Krallık’ta yapay zekâya özgü mevzuatın bulunmaması, özellikle daha katı küresel standartlara uymaları gerekebilecek uluslararası alanda faaliyet gösteren kuruluşlar için mevzuatta belirsizlik yaratmaktadır. Bu belirsizlik, yapay zekânın nasıl sorumlu bir şekilde dağıtılacağı konusunda net talimatlara sahip olmadıkları için Birleşik Krallık’taki işletmeler için zorluklar çıkarmaktadır. Sonuç olarak, özellikle 2018 tarihli Veri Koruma Yasası (Data Protection Act) gibi genel yasaların yapay zekâya özgü endişeleri gidermek için yetersiz olduğu veri koruma gibi alanlarda kendilerini istemeden de olsa yasal risklere ve etik ihlallere maruz bırakabilirler.
1.2. Etik ve güvenlik kaygıları [ethical and safety concerns]
Yapay zekâ, özellikle işe alım, kredi puanlama ve yasa uygulama gibi karar verme alanlarında önyargıları sürdürme yeteneğini göstermiştir. Yapay zekâya özgü yasalara sahip ülkeler genellikle yapay zekâ sistemlerinin adaleti, şeffaflığı ve hesap verebilirliği sağlayacak şekilde tasarlanmasını gerektirir. Birleşik Krallık, bu tür yetkiler olmadan, önyargıların ve etik olmayan uygulamaların giderilmemesine ve potansiyel olarak bireylere ve topluma zarar vermesine izin verme riskiyle karşı karşıyadır.
Ayrıca, yeterli gözetim olmadan devreye alınan yapay zekâ sistemleri, özellikle sağlık, ulaşım ve finans gibi sektörlerde önemli güvenlik riskleri oluşturabilir. Diğer bölgelerdeki kapsamlı mevzuat, sıkı test ve sertifikasyon süreçlerini zorunlu kılarak yapay zekâ sistemlerinin yaygın olarak kullanılmadan önce güvenli olmasını sağlıyor. Bu tür önlemler olmadan Birleşik Krallık kendisini önlenebilir risklere maruz bırakabilir.
1.3. Gizlilik zorlukları [privacy challenges]
Yapay zekâ sistemlerinin etkili bir şekilde çalışabilmesi için geniş veri kümeleri gerekir ve bu da önemli gizlilik endişelerine yol açabilir. Birleşik Krallık’ın 2018 tarihli Veri Koruma Yasası, kişisel verileri korumaya yönelik güçlü bir çerçeve sunarken, kişisel verilerin algoritmaları eğitmek için kullanılması veya otomatik karar almayla ilişkili riskler gibi yapay zekâya özgü sorunları tam olarak ele almıyor. Yapay zekâ mevzuatına sahip ülkeler genellikle bu zorlukların üstesinden gelmek için bireylere ekstra bir koruma katmanı sağlayan özel hükümler getirir.
1.4. Sorumluluk boşlukları [liability gaps]
Yapay zekâ sistemleri arızalandığında veya zarara neden olduğunda sorumluluğun belirlenmesi karmaşık olabilir. Bu senaryoları tanımlayacak açık mevzuat olmadığında, işletmeler uzun süreli hukuki mücadelelerle veya itibar kaybıyla karşı karşıya kalabilir. Örneğin sağlık hizmetlerinde bir yapay zekâ sistemi yanlış teşhis koyarsa bundan kim sorumlu tutulmalıdır? Yapay zekâya özgü yasalara sahip yargı bölgeleri, hem işletmelere hem de bireylere daha fazla kesinlik ve koruma sağlayan açık sorumluluk çerçeveleri sunar.
1.5. Küresel rekabet gücü [global competitiveness]
AB ve Amerika Birleşik Devletleri’nde yapay zekâ düzenlemeleri geliştikçe Birleşik Krallık, küresel yapay zekâ yarışında geride kalma riskiyle karşı karşıyadır. Uluslararası faaliyet gösteren işletmeler, daha katı küresel düzenlemelere uyum sağlayamazlarsa kendilerini dezavantajlı durumda bulabilirler. Dahası, şirketler daha net, daha öngörülebilir yasal çerçevelere sahip ülkelere yerleşebilir ve bu da Birleşik Krallık’ın inovasyon ve teknoloji merkezi konumunu zayıflatabilir.
- Karşıt Tartışma: Esneklik Yeniliği Teşvik Eder
Birleşik Krallık’ın yaklaşımını destekleyenler, yapay zekâya özgü katı yasaların bulunmamasının daha fazla esnekliğe izin verdiğini ve dolayısıyla yeniliği teşvik ettiğini savunmaktadır. Hükümetin genel ilkeleri uygulamak için sektöre özel düzenleyici kurumlara güvenme kararı, teknolojik gelişmenin engellenmesini önlemek amacıyla tasarlanmıştır. Bu yaklaşım, aşırı kuralcı kaidelerle kısıtlanmadan yapay zekâyı denemek isteyen işletmelere hitap etmektedir.
Ancak bu esneklik önemli bir risk taşıyor. Açık yasal sınırlar olmadan işletmeler ve bireyler daha fazla riskle karşı karşıya kalabilir ve halkın yapay zekâ teknolojilerine olan güveni aşınabilir. İnovasyonu teşvik etmek ile yapay zekânın güvenli ve etik bir şekilde konuşlandırılması arasında doğru dengeyi sağlamak çok önemlidir.
- Hareketsizliğin Mantıksal Sonuçları
Birleşik Krallık’ın kapsamlı yapay zekâ mevzuatını uygulamadaki başarısızlığı önemli sonuçlara yol açabilir:
- Bireyler için (for individuals): Ayrımcılık riski, mahremiyet ihlalleri ve güvenlik kaygıları, halkın yapay zekâ teknolojilerine olan güvenini azaltabilir.
- İşletmeler için (for businesses): Yasal belirsizlik ve potansiyel sorumluluk sorunları, maliyetli davalara, itibar kaybına ve uluslararası pazarlarda rekabet etmede zorluklara neden olabilir.
- Birleşik Krallık’ın küresel duruşu için (for the UK’s global standing): Açık yapay zekâ düzenlemeleri oluşturma konusunda diğer ülkelerin gerisinde kalmak, Birleşik Krallık’ın gelecekteki küresel yapay zekâ manzarasını şekillendirmedeki etkisini zayıflatabilir.
- Diğer Yargı Bölgelerinden Öğrenmek
Yapay zekâya özgü mevzuata sahip ülkeler bu riskleri azaltmak için proaktif adımlar atmaktadır. Örnekler şunları içerir:
- Avrupa Birliği: Yapay Zekâ Yasası, yüksek riskli yapay zekâ uygulamaları için güvenliği, şeffaflığı ve hesap verebilirliği garantileyen katı standartlar getiriyor.
- Amerika Birleşik Devletleri: Hem federal hem de eyalet düzeyindeki girişimler algoritmik önyargı ve yapay zekâ güvenliği gibi konuları hedefliyor.
- Küresel girişimler (global initiatives): Birleşik Krallık’taki Yapay Zekâ Güvenliği Enstitüsü de dâhil olmak üzere uluslararası işbirlikleri, yapay zekânın ortaya çıkardığı küresel zorlukların üstesinden gelmeye başlıyor.
Bu çerçeveler, inovasyon ihtiyacını yapay zekânın güvenli, etik kullanımını sağlama zorunluluğuyla dengelemeyi amaçlamaktadır. Birleşik Krallık, teknolojideki lider konumunu korurken işletmelerini ve vatandaşlarını korumak için benzer önlemlerin benimsenmesinden yararlanabilir.
Sonuç
Birleşik Krallık’ın yapay zekâya yönelik sektöre özel düzenlemelere güvenmesi iyi niyetli olsa da işletmeleri ve bireyleri ciddi risklere maruz bırakabilecek önemli boşluklar bırakıyor. Kapsamlı yapay zekâ mevzuatına sahip ülkeler, açık ve uygulanabilir kurallar sağlayarak bu risklere karşı korunma konusunda daha donanımlıdır.
Rekabetçi kalabilmek ve vatandaşlarını korumak için Birleşik Krallık’ın mevcut yaklaşımını dikkatle yeniden gözden geçirmesi ve yapay zekânın ortaya çıkardığı benzersiz zorlukları ele almak için daha yapılandırılmış bir yasal çerçevenin gerekli olup olmadığına karar vermesi gerekiyor.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.