Giriş
Blok zinciri teknolojisi, işlemleri kolaylaştırmak veya kuralları uygulamak için bankalar ve devlet gibi aracıların artık gerekli olmadığı[1] bir gelecek vaat etmektedir. Bunun yerine güven, kriptografi ve fikir birliği mekanizmaları yoluyla doğrudan sisteme yerleştirilmiştir. Blok zincirleri, Bitcoin ve Ethereum gibi kripto para birimlerinin yanı sıra merkezi olmayan otonom organizasyonları[2] (decentralized autonomous organizations), geleneksel yöneticiler veya yönetim kurulları olmadan kendilerini demokratik bir şekilde yönetmeyi amaçlayan çevrimiçi organizasyon formlarını desteklemektedir. Bu tekno-ütopik vizyona rağmen, bu sistemler hâlâ insan girdisi gerektiren birçok kurumsal yönetişim sorunuyla karşı karşıyadır. Bu da bu sistemlerin nasıl yönetilmesi gerektiği sorusunu gündeme getirmektedir. Blok zinciri yönetişimi demokrasi gibi siyasi sistemlere mi benzemeli yoksa bu yeni teknolojiye daha uygun başka bir model var mıdır?
Yakın zamanda yayınlanan bir çalışma raporunda da belirtildiği gibi, bu sorunun cevabı siyasi yönetimde değil, kurumsal yönetişimde yatmaktadır.
1. Blok Zinciri Sistemlerini Yönetme Sorunu [Problem of Governing Blockchain Systems]
Blok zinciri sistemleri iki büyük zorlukla karşı karşıyadır. Bunlardan birincisi, her şeyin “akıllı sözleşmeler” (smart contracts) adı verilen otomatik anlaşmalara önceden programlanabileceği ve insan karar alma ihtiyacını ortadan kaldırabileceği fikrine dayanırlar. Ancak akıllı sözleşmeler yanılmaz değildir; kodlama hataları, öngörülemeyen durumlar ve sözleşmelerin içsel eksikliği genellikle insan müdahalesi gerektirir. İşte kurumsal yönetişimin devreye girdiği yer de burasıdır. Teknoloji yetersiz kaldığında blok zinciri ekosistemlerinde kararlar nasıl alınmalıdır? Müdahale etme yetkisi kimde ve hangi koşullar altında olmalıdır?
İkinci olarak, insan kararları gerektiğinde, birçok blok zinciri projesi siyasi yönetime benzeyen bir model benimser[3]: Katılımcılar değişikliklere oy verir. Bu adil ve kapsayıcı görünse de, her zaman pratik değildir. Oylama verimsiz, maliyetli ve manipülasyona açık olabilir. Büyük token sahipleri (genellikle “balinalar” olarak anılır) karar alma sürecine hâkim olabilir, merkeziyetsizliği ve adaleti baltalayabilir.
Blok zinciri sistemlerinin, iyi tanımlanmış mekanizmalar vasıtasıyla kuruluşlarda güç dengesini ve hesap verebilirliği sağlamaya odaklanan kurumsal yönetişimden ders çıkarması gerekir.
2. İşletmeler Kurumsal Yönetişimi Nasıl Yönetir? [How Businesses Manage Governance]
Zorlayıcı gücün kullanımını meşrulaştıran siyasi yönetimin aksine, kurumsal yönetişim sözleşmeler, teşvikler ve hesap verebilirlik yapıları aracılığıyla işler.
Kurumsal yönetişim, kuruluşlar içindeki paydaşlar arasındaki gönüllü iş birliğini yönetmekle ilgilenir. Yöneticiler gibi içeriden öğrenenlerin çıkarlarını hissedarlar gibi dışarıdakilerin çıkarlarıyla uyumlu hale getirmek için mekanizmalar sağlar ve böylece temsil sorunlarını (agency problems) en aza indirir.
Bu ilkeler, zorlamadan ziyade gönüllü katılıma ve kendi kendini uygulayan kurallara dayanan blok zinciri ekosistemlerine doğrudan uygulanabilir. Örneğin, geleneksel kurumsal yönetişim, yöneticilerin hissedarların en iyi çıkarları doğrultusunda hareket etmesini sağlamak için yönetim kurulları, performansa dayalı ödüller ve iç kontroller kullanır. Benzer şekilde, blok zinciri ekosistemleri teşvikleri hizalayan, performansı izleyen ve karar vericileri sorumlu tutan mekanizmalardan faydalanabilir.
Blok zinciri sistemlerinde kurumsal yönetişime duyulan ihtiyaç, yüksek profilli olaylardan açıkça anlaşılmaktadır. Örneğin, 2016 yılında ‘The DAO’ adlı erken bir blok zinciri projesini içeren önemli bir hack olayından sonra[4], Ethereum topluluğu çalınan fonları kurtarmak için sisteminin kurallarında değişiklik yapmaya karar vermiştir. Benzer şekilde, ‘MakerDAO’nun 2020’deki “Kara Perşembe” etkinliği[5], piyasa çalkantıları sırasında hızlı insan müdahalesine duyulan ihtiyacı vurgulamıştır. Bu örnekler, merkezi olmayan sistemlerde dahi insan yönetim yapılarının vazgeçilmez olduğunu göstermektedir.
3. Merkeziyetsizlik ve Kontrolün Dengelenmesi [Balancing Decentralization and Control]
Blok zinciri sistemleri merkezi kontrolden kaçınmak için tasarlanmıştır ki, bu da onları benzersiz kılar ancak aynı zamanda zorluklar da yaratır. Merkezi bir otorite olmadan, anlaşmazlıklar ortaya çıktığında kaos riski vardır. Kurumsal yönetişim, merkeziyetsizliği denetim ile dengeleyerek bir orta yol sunar. Örneğin, bazı blok zinciri projeleri kaynakları yönetmek ve anlaşmazlıklara arabuluculuk etmek için vakıflar kurmuştur[6]. Diğerleri, acil durumlarda küçük bir güvenilir birey grubunun devreye girmesine izin verir[7]. Ancak bu yaklaşımlar, genellikle tam merkeziyetsizlik ideallerine bağlı topluluklardan dirençle karşılaşır.
Ancak blok zinciri yönetimi, kurumsal yönetişim ile mükemmel bir uyum sağlamaz. Geleneksel işletmeler bir hiyerarşi içinde faaliyet gösterirken, blok zincirleri daha çok açık pazar yerlerine benzemeyi hedefler[8]. Yine de, açıklık, hesap verebilirlik ve gözetim ilkeleri, blok zinciri sistemlerinde kararların nasıl alındığını iyileştirebilir. Blok zincirlerinin benzersiz bağlamını kabul ederek, bu ilkeler pratik yönetim ihtiyaçlarını ele alırken merkeziyetsizliğin ruhunu korumak için uyarlanabilir.
4. İleriye Bakış: Hibrit Bir Yaklaşım [A Hybrid Approach]
Blok zinciri yönetiminin geleceği, hem kurumsal hem de politik sistemlerin unsurlarını birleştiren hibrit modellerde yatıyor olabilir. Örneğin:
Gözetim için vakıf kurma (foundations for oversight): Bağımsız vakıflar, topluma karşı sorumlu kalırken finansman ve geliştirme gibi karmaşık görevleri üstlenebilir. Bu tür vakıfların rolü, bağımsızlığı toplum uyumuyla dengelemek için gelişebilir.
Katmanlı karar alma (layered decision-making): Önemli kararlar uzmanlaşmış komiteleri içerebilirken, daha basit konular topluluk oylarına bırakılabilir. Bu katmanlı yaklaşım, kapsayıcılığı korurken verimliliği sağlayabilir.
Acil durum yetkileri (emergency powers): Nadir durumlarda, güvenilir katılımcılardan oluşan küçük bir grup, sistemin istikrarını sağlayarak hızlı bir şekilde hareket etme yetkisine sahip olabilir. Tartışmalı olsa da, bu tür mekanizmalar felaket niteliğindeki arızaları önleyebilir.
Sonuç
Blok zinciri yönetimi hâlâ yeni bir alandır[9] ve blok zinciri teknolojisinin kendisi geliştikçe ve bu sistemleri yönetme yöntemleri rafine edildikçe şüphesiz yeni zorluklar ortaya çıkacaktır. Kurumsal yönetişim ilkeleri, hem etkili hem de blok zincirinin merkezsiz idealleriyle uyumlu yönetim sistemleri tasarlamak için sağlam bir temel sağlar.
Hesap verebilirlik, teşvik uyumu ve uyarlanabilirliğe odaklanarak, blok zinciri platformları yönetişim zorluklarını yalnızca siyasi yönetişim modellerine güvenmekten daha etkili bir şekilde ele alabilirler. Önemli çıkarım, kurumsal yönetişimin tek tip bir çözüm olmadığıdır; hizmet verdiği sistemin belirli ihtiyaçlarına ve özelliklerine göre uyarlanması gerekir. Blok zinciri söz konusu olduğunda, kurumsal yönetişim ilkeleri ileriye dönük umut verici bir yol sunar, ancak bu devrim niteliğindeki teknolojinin hem ekonomiyi hem de toplumu dönüştürme potansiyelini yerine getireceğini garanti etmez.
[1]<https://www.cambridge.org/core/journals/journal-of-institutional-economics/article/abs/blockchains-and-the-economic-institutions-of-capitalism/7DFE353FEB8FA25559E6C09FE77E8291>: <https://medium.com/cryptoeconomics-australia/the-blockchain-economy-a-beginners-guide-to-institutional-cryptoeconomics-64bf2f2beec4>.
[2]<https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=4808295>.
[3]<https://www.amazon.com/Cryptodemocracy-Blockchain-Democratic-Polycentricity-Institutional/dp/1498579639/?_encoding=UTF8&pd_rd_w=P1Ppd&content-id=amzn1.sym.bc3ba8d1-5076-4ab7-9ba8-a5c6211e002d&pf_rd_p=bc3ba8d1-5076-4ab7-9ba8-a5c6211e002d&pf_rd_r=143-6473371-8191722&pd_rd_wg=yUhqQ&pd_rd_r=e40f5c1a-c7d5-496c-aeca-8b343304ebb2&ref_=aufs_ap_sc_dsk>.
[4]<https://www.gemini.com/cryptopedia/the-dao-hack-makerdao#section-origins-of-the-dao>.
[5]<https://insights.glassnode.com/what-really-happened-to-makerdao/>.
[6]<https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=3842281>.
[7]<https://docs.common.xyz/commonwealth/explaining-governance/governance-frameworks/multisig-governance>.
[8]<https://www.amazon.com.au/dp/1541751043?ref_=mr_referred_us_au_au>.
[9]<https://jbba.scholasticahq.com/article/123969-can-daos-innovate-governance-beyond-hierarchies>.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.