ABD Adalet Bakanlığı’nın Büyük Bir Finans Kuruluşu Tarafından Yapılan İlk Kara Para Aklama İddiasından Alınan Dersler

Giriş

‘TD Bank’, 10 Ekim 2024 tarihinde Banka Gizliliği Yasası’nı ihlal etme ve kara para aklama komplosu kurma suçunu kabul etmiştir. İtiraf anlaşması (plea agreement), suçlamalara yol açan gerçekleri ve Banka ile ana şirketinin karşılaşacağı sonuçları, tarihi 3 milyar dolarlık para cezaları, varlık sınırlamaları, Bankanın genişleme kabiliyetine getirilen sınırlamalar ve önemli düzeltme önlemlerini ana hatlarıyla açıklıyor.

  1. Arka Plan

ABD Adalet Bakanlığı (Department of Justice), 10 Ekim 2024 tarihinde, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki onuncu büyük banka olan TD Bank ve ana şirketinin (birlikte “Banka”) Banka Gizliliği Yasası’nı (Bank Secrecy Act) ihlal etmekten ve kara para aklama komplosundan suçlu bulunduğunu duyurmuştur[1]. Anlaşmanın bir parçası olarak Banka, Banka Gizliliği Yasası kapsamında şimdiye kadar verilen en büyük ceza olan 1,8 milyar doların üzerinde ceza ödemeyi kabul etmiştir. Bu itiraf ayrıca büyük bir ABD finans kuruluşunun kara para aklama suçlamasını kabul ettiği nadir bir örnek olmuştur. Bankanın suçlu kabulleri, Federal Rezerv Kurulu Yönetim Kurulu (FRB), Mali Suçları Uygulama Ağı (FinCEN) ve Hazine Bakanlığı Parasal Denetim Ofisi [Board of Governors of the Federal Reserve Board, the Financial Crimes Enforcement Network (FinCEN) and the Treasury Department’s Office of the Comptroller of the Currency (OCC)] ile yaklaşık 3 milyar dolarlık cezayı içeren daha büyük bir kararın parçasıdır.

Başsavcı Yardımcısı Lisa Monaco suçlamaları duyururken finans kuruluşlarına sert bir uyarıda bulunarak, “Amerika’daki her bir banka uyum görevlisinin bugünün suçlamalarını, ne yapmaması gerektiğine dair bir vaka çalışması olarak incelemesi gerektiğini” ifade etmiş ve şunu eklemiştir. “Ve her banka CEO’su ve yönetim kurulu üyesi de aynısını yapmalıdır çünkü uyum için iş gerekçesi daha önce net değilse, şimdi net olmalıdır.”

  1. “Kronik Başarısızlıklar Yasadışı Faaliyetler İçin Verimli Bir Zemin Sağladı”

Banka, yeterli bir kara para aklamayla mücadele (anti-money laundering) programını sürdürmede kasıtlı başarısızlık, doğru Para Birimi İşlem Raporları (currency transaction reports) bildiriminde bilerek başarısız olma komplosu (her ikisi de Banka Gizliliği Yasası’nın ihlali) ve kara para aklama işleme komplosu suçlarını kabul etmiştir. Özellikle, bu cezai yaptırımların her biri kasıtlılık ve bilgi yükümlülüklerine sahiptir, bu nedenle ihmalden daha ciddi bir davranışı içerir.

İtiraf anlaşmasına göre, Banka on yıldan uzun bir süredir kara para aklamayla mücadele politikalarında, prosedürlerinde ve kontrollerinde sistemsel eksiklikler yaşıyordu ve ayrıca uygun düzeltici eylemde bulunmadı. Uyum programlarındaki sistemsel eksiklikler ile ilgili olarak finansal kuruluşlarla yapılan önceki anlaşmaların aksine, burada Adalet Bakanlığı, federal düzenleyici otoriteler ve iç denetçiler tarafından sorunların tespit edilmesine rağmen anılan Banka’nın kara para aklamayla mücadele uyum programına her yıl bütçe artışı yapılmasını engelleyen bir sistemi aktif olarak uyguladığını iddia etmiştir. Başsavcı Merrick Garland’a göre, “Verdiği hizmetleri suçlular için kolaylaştırarak, (kendisi) bir suçlu haline gelmiştir.”

İddia edilen itiraf anlaşmasında belirtildiği gibi, Banka her düzeyde belirli başarısızlıkları biliyordu. Bunlar arasında itiraf anlaşması, Banka’nın yerel otomatik takas odası (automated clearinghouse) işlemlerini, çoğu çek faaliyetini ve diğer işlem türlerini otomatik olarak izlemediğini ve yüksek riskli ülkeleri içeren işlemleri anlamlı bir şekilde izlemediğini ayrıntılarıyla anlatıyor. Ocak 2018 ile Nisan 2024 arasında Banka yaklaşık 18,3 trilyon dolar değerinde işlemleri izlemeyi başaramamış ve bu da suç ve suç örgütleriyle bağlantılı yüz milyonlarca doların bankadan akmasına yol açmıştır. Başsavcı Garland, çalışanların Bankanın kara para aklamayla mücadele uyumunun eksikliği hakkında “açıkça şaka yaptığını” belirtmiştir.

Genel uyum başarısızlıklarından daha fazlası olarak, Banka çalışanlarının aktif davranışları da itiraf anlaşmasında önemli bir rol oynuyor, bunlardan birkaçı ayrı ayrı kovuşturulmuş, ancak hiçbir Banka yöneticisi kararla bağlantılı olarak suçlanmamıştır. Şube ofisi çalışanları, 10 bin doları aşan bazı işlemler için gerekli olan dâhili “olağandışı işlem raporlarını” sistematik olarak bildirmemişlerdir. Çalışanların ayrıca, risk endişeleri nedeniyle hesapları kapatmaya yönelik dâhili kararlar aldıktan sonra bile 5 milyar dolardan fazla işlemin devam etmesine izin vermeyi seçtikleri iddia edilmektedir. Bu kasıtlı davranışlar Bankayı “kötü adamlar için kolay hedef” haline getirmiş ve üç ayrı kara para aklama şebekesinin 2014 yılına kadar uzanan toplam 670 milyon doları Banka üzerinden taşımasına sebep olmuştur.

Söz konusu Banka, tarihi anlaşmanın bir parçası olarak, aşağıdakileri içeren önemli cezalarla karşı karşıyadır:

  • Banka’nın Banka Gizliliği Yasası’na uymadığı her gün için toplam 1,4 milyar dolar para cezası;
  • 400 milyon dolarlık cezai müsadere;
  • Mali Suçları Uygulama Ağı için 1,3 milyar dolarlık ceza -ki, şimdiye kadar verilen en büyük cezadır;
  • Parasal Denetim Ofisi için 450 milyon dolar ceza;
  • ABD Merkez Bankası için 123,5 milyon dolar para cezası (ABD Adalet Bakanlığı’na ilişkin karardan mahsup edildi);
  • Üç yıllık bir süre için bağımsız bir uyum gözlemcisinin tutulması ve beş yıllık bir deneme süresi verilmesi;
  • Banka’nın işlevlerini ve konsolide varlıklarını da sınırlayan ve bankanın iyileştirme koşullarına uymaması durumunda daha da düşürülebilecek 434 milyar dolarlık bir varlık sınırının getirilmesi;
  • Yeni şube açmada sınırlama getirilmesi,
  • Temettü ödemelerine ilişkin sınırlama getirilmesi.
  1. Hatırlanması Gerekli Noktalar

3.1. Yeterli Risk Tabanlı Uyum Programının Sürdürülmesi

İtiraf anlaşması, Banka’nın ileride uyuma ilişkin “yüksek düzeyde” bir bağlılık göstermesini gerektirir; buna “sözler ve eylemler yoluyla sıkı destek” ile gösterilen “uyuma yönelik güçlü, açık ve görünür destek ve bağlılık” dâhildir. Bu Anlaşma, Banka’nın uyum programının karşılaması gereken koşulları belirler ve ayrıca ABD Adalet Bakanlığı’nın bir programın yeterli olup olmadığını belirlerken dikkate aldığı etkili bir uyum programının ayırt edici özelliklerinin yararlı anımsatıcıları olarak hizmet eder. Bu nedenle şirketler, anlaşmada özetlenen koşulları ABD Adalet Bakanlığı’nın bir uyum programını etkili kılan şey hakkındaki görüşünü aydınlatıcı olarak değerlendirmelidir. Bazı kritik koşullar şunlardır:

  • Yüksek riskli müşterilerin belirlenmesi için test edilmiş bir sistem;
  • Müşteri Tanıma ve Müşteri Durum Tespiti için uygun prosedürler;
  • Yüksek riskli hesaplar için yapılacak incelemeler;
  • Yasadışı faaliyet veya kara para aklama riskine karşı periyodik hesap ve hesap sahibi incelemeleri;
  • Otomatik işlem izleme;
  • İşlem izleme senaryolarının periyodik eşik testi ve analizi,
  • Zamanında ve uygun hesap kapatmaları, kolluk kuvvetlerinin taleplerine ve yasal sürece yanıt verme, şüpheli işlem raporlarının (suspicious activity reports) ve Para Birimi İşlem Raporlarının bildirilmesi ve Para Birimi İşlem Raporu eşiklerinin periyodik olarak test edilmesi.

Söz konusu Anlaşmaya göre, Banka’nın artık işlemlerindeki kalıplar veya aykırı değerler hakkında yönetimin incelemesi için raporlar oluşturması gerekmektedir. Diğer veriler arasında Para Birimi İşlem Raporlarının özetleri, fon transferi raporları, önemli bakiye değişikliği raporları ve ATM işlem raporlarını dikkate alması gerekiyor.

3.2. Yüksek Düzeyde Denetim ve Uygulama

İtiraf anlaşması ve Adalet Bakanlığı’nın karar duyurusu boyunca tekrar eden bir unsur, Banka genelindeki uyumsuzlukların bilgisidir. İtiraf anlaşması buna göre Banka’nın uyum programının uygulanması ve denetimi için bir veya daha fazla üst düzey yönetim üyesine sorumluluk atamasını gerektirir. Bu kişiler alanda oldukça nitelikli ve deneyimli olmalı ve denetim komiteleri de dâhil olmak üzere bağımsız izleme kuruluşlarına doğrudan rapor verme yetkisine sahip olmalıdır.

Mezkûr Anlaşmaya göre, Banka ayrıca Uyum Programlarının ihlallerini ele almak için uygun disiplin prosedürlerini başlatmalı ve herhangi bir ihlali ele almak için düzeltici önlemler ve prosedürler benimsemelidir. Banka, tazminat ve ikramiye sistemlerinin bu hedefleri yansıttığından emin olarak program katılımını daha da teşvik etmelidir. Benzer şekilde, Banka’nın uyum performans koşullarını karşılamayan yöneticilere, memurlara ve çalışanlara ikramiye sağlaması yasaktır. Banka, ihlal gerçekleştiren veya ihlalin işlenmesi ile ilgili çalışanlar veya iş alanları üzerinde gözetim yetkisi olan ve ihlal hakkında bilgi sahibi olan veya kasıtlı olarak kör olduğunu gösteren yöneticilere, memurlara veya çalışanlara ödenen tazminatı geri almak için tazminat azaltma hükümlerini daha da uygulamalıdır.

3.3. Periyodik İzleme, Test ve Denetimler

İleride, söz konusu Banka’nın uyum programı etkinliğini değerlendirmek ve iyileştirmek için tasarlanmış periyodik incelemeler ve testler içermelidir. Bu incelemeler, Banka’nın bireyselleştirilmiş koşullarının, özellikle kara para aklama riski, yüksek nakit içeren müşteri hesapları, yabancı ATM çekiş işlemleri, emsaller arası ödeme platformu faaliyeti, gelişen sektör standartları ve diğer ortaya çıkan tipolojilerin risk tabanlı değerlendirmelerini içermelidir. Uyum programı üst düzey yönetime karşı sorumlu olmalı ve denetledikleri veya test ettikleri işlevlerden bağımsız olmalıdır.

3.4. “İçeriden Kaynaklanan Riski” Önleme

Yukarıda da belirtildiği gibi, itiraf anlaşması etkili bir uyum programı oluşturma ve sürdürme başarısızlığının ötesine geçmiş ve rüşvet almak, şüpheli işlem raporlarını ve Para Birimi İşlem Raporlarını bilerek bildirmemek ve yüksek riskli oldukları yönündeki iç tespitlere rağmen hesapları açık tutmak gibi çalışanların uygunsuz davranışlarını kapsamıştır. Bu anlaşma uyarınca, anılan Banka, banka çalışanlarına rüşvet vermeyi yasaklayan yasalara ek olarak, Banka Gizliliği Yasası, kara para aklamayı yasaklayan yasalar ve yasadışı finansmana karşı diğer yasalar ile ilgili olarak içeriden kaynaklanan riski azaltmaya yönelik politikalar uygulamalıdır. Bu kontroller, çalışanları şunlardan engellemeli ve caydırmalıdır:

  • Sistemlere yetkisiz veya yasa dışı bir şekilde erişim veya kullanım;
  • Müşteri hesaplarına yetkisiz veya yasa dışı bir şekilde erişim sağlanması veya bunların kullanılması;
  • Belirli faaliyetlerin yürütülmesi karşılığında rüşvet, komisyon, bahşiş veya hediye talep edilmesi veya alınması,
  • Banka Gizliliği Yasası kapsamındaki uyum ve bildirim yükümlülüklerini atlatmak için tasarlanmış bir şekilde işlem yapılması veya işlenmesi.

Sonuç

Başarılı bir kara para aklamayla mücadele uyum programını sürdürmenin birçok hareketli parçası vardır. Bir kara para aklamayla mücadele uyum programının yeterli şekilde yönetildiğinden ve uygulandığından emin olmak isteyen finansal kuruluşlar ve diğer şirketler, sektörün en iyi uygulamaları ve ABD Adalet Bakanlığı rehberliği ile programları kıyaslamada yardımcı olabilecek uyum konusunda eğitimli dış danışmanlara danışmalıdır. Şirketler, danışmanlarıyla birlikte, ABD Adalet Bakanlığı’nın etkili bir uyum programını neyin oluşturduğuna dair düşüncesinin bir örneği olarak anlaşmada belirtilen koşulları dikkate almalı ve ayrıca en iyi uygulamaları kendi uyum programlarına nasıl dâhil edebileceklerini düşünmelidir. Bu konudaki çeşitli uzlaşma belgelerinde belirtilen tüm eksiklikleri içermeyen davranışlar bile, şirketlerin kurumları genelinde uyum korumalarını ve risk profillerini değerlendirirken yeniden gözden geçirmeleri gereken alanlardır.

Son olarak, Adalet Bakanlığı’nın son zamanlarda defalarca açıkça belirttiği gibi, şirketler soruşturmaya işbirliği yaparlarsa ve uygunsuz davranışları zamanında ve proaktif bir şekilde ifşa ederlerse önemli bir işbirliği kredisi kazanabileceklerinin farkında olmalıdırlar. Bu durumda, söz konusu Banka, uygunsuz davranışları gönüllü olarak ifşa etmemiş ve ilgili kara para aklamayla mücadele endişelerini kolluk kuvvetlerine zamanında iletmede başarısız olmuş olmasına rağmen, işbirliği ve düzeltme çabaları nedeniyle cezai cezada yüzde 20 indirim elde etmiştir. Banka uygunsuz davranışlarını zamanında ifşa etmiş olsaydı, Ceza Dairesi’nin Kurumsal Uygulama ve Gönüllü Öz-İfşa Politikası (Corporate Enforcement and Voluntary Self-Disclosure Policy) uyarınca cezai cezasında daha büyük bir indirim almaya hak kazanacaktı. Bu nedenle finansal kuruluşlar, gönüllü öz-ifşanın ve benzer başarısızlıkları gidermek için olumlu adımların atılmasının, bu davada verilen cezaların bazı ağır yönlerini hafifletebileceğini unutmamalıdır.

[1] Duyuru için bkz. “TD Bank Pleads Guilty to Bank Secrecy Act and Money Laundering Conspiracy Violations in $1.8B Resolution,” (Oct. 16, 2024), <https://www.justice.gov/opa/pr/td-bank-pleads-guilty-bank-secrecy-act-and-money-laundering-conspiracy-violations-18b.>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.