Trump Yönetimi yaptırımlar ve kara para aklamayı önleme (anti-money laundering) düzenleyici ortamında önemli değişiklikler getirecek olsa da, bu alandaki yaptırımların bir öncelik olmaya devam edeceğini ve şirketlerin yasal uyum programlarını sürdürme ve güncelleme konusunda dikkatli olmaları gerekeceğini öngörüyoruz.
Burada, Biden Yönetiminin son yılı olan 2024’teki manzarayı ele alıyor ve Trump Yönetiminin bu manzarayı yeniden şekillendirmek için yaptığı ilk hamleleri anlatıyoruz. Ayrıca, şirketlerin bu dinamik ortama uyum sağlarken dikkate almaları gereken temel uyum faktörlerini de belirliyoruz.
- 2024 Yılındaki Manzara
Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden yaklaşık üç yıl sonra, Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (Office of Foreign Assets Control-OFAC), bu yaptırımlardan kaçınma çabalarıyla mücadele de dâhil olmak üzere Rusya’ya yönelik yaptırımları sıkılaştırmaya devam etmiş ve diğerlerinin yanı sıra Rus finans ve enerji endüstrilerini hedef alan önemli yaptırımlar uygulamıştır.
Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi ayrıca, terörizmin finansmanına karışan bireyleri ve kuruluşları, Hamas ve Hizbullah ile bağlantılı bireyleri ve kuruluşları ve İran’ın nükleer programına karışan bireyleri ve kuruluşları daha fazla hedef alarak Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dış politika hedeflerini ilerletmek için diğer yaptırım programlarında da harekete geçmiştir. Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi ayrıca, Rusya’yı hedef alan ABD yaptırımlarından kaçınmak da dâhil olmak üzere çeşitli yaptırım programları kapsamında çok sayıda Çinli kuruluş ve kişiyi belirlemiştir.
Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi, 2024 yılında toplamda yaklaşık 49 milyon dolarlık para cezasını kapsayan 12 yaptırım eylemi düzenlemiştir. Bu, Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi’nin 2023 yılındaki 1,5 milyar dolarlık cezaya kıyasla önemli bir düşüş anlamına gelir. Cezaların çoğu Binance kararına atfedilmişti.
ABD Kongresi 2024 yılında ayrıca, sivil ve cezai yaptırım ihlallerine uygulanan zamanaşımı süresini 5 (beş) yıldan 10 (on) yıla çıkararak yaptırım uygulama yetkilerini önemli ölçüde genişletmiştir. Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi bu uzatmaya paralel olarak, özel tarafların kayıt tutma yükümlülüklerini 5 yıldan 10 yıla çıkaran bir kural yayınlamıştır.
Kara para aklama gelişmeleri açısından, Hazine Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Uygulama Ağı (Financial Crimes Enforcement Network-FinCEN), belirli yatırım danışmanları ve belirli finansman dışı gayrimenkul işlemlerine kara para aklamayı önleme yükümlülüklerini genişleten kurallar da dâhil olmak üzere bir dizi önemli nihai veya önerilen düzenleme yayınlamıştır.
FinCEN ayrıca finansal kuruluşlar genelinde kara para aklamayı önleme program koşullarını güncellemek için önemli bir kural koyma süreci üstlenmiştir. 2024 yılı ayrıca FinCEN’in Kurumsal Şeffaflık Yasası (Corporate Transparency Act) kapsamındaki gerçek yararlanıcı düzenlemesinin yönetiminin başlangıcını da işaret etmiş olup; bu yasa milyonlarca tüzel kişinin gerçek yararlanıcı bilgilerini FinCEN’e bildirmesini gerektiriyordu. Bu kural kapsamlı davalara konu olmuş ve en son Hazine, bildirim yükümlülüklerinin kapsamını belirli ABD dışı varlıklarla sınırlayacak yeni bir kural önerme niyetini duyurmuştur. Bir araya getirildiğinde, bu gelişmeler kara para aklamayı önleme düzenlemelerinde yıllardır yapılan en önemli güncellemelerden bazılarını temsil ediyordu.
FinCEN ayrıca 2024 yılında küresel bir finans kuruluşuna, bir kumarhaneye ve bir bireye karşı üç yaptırım uygulamıştır. Bu yaptırımların toplamı 1,3 milyar doları aşarken, 2023 yılında Binance ve diğer kuruluşlara verdiği yaklaşık 3,7 milyar dolarlık cezaya kıyasla biraz fazlaydı.
ABD Adalet Bakanlığı da 2024 yılında yaptırımlara ve kara para aklamayı önleme uygulamasına odaklanmaya devam etmiştir. Küresel bir banka ile çok kurumlu bir kara para aklamayı önleme çözümüne öncülük etmenin yanı sıra, Adalet Bakanlığı üç kumarhane (ve yöneticilerinden bazıları) ile kara para aklamayı önleme davalarını çözmüş, iki kripto ile ilgili platformu içeren kara para aklamayı önleme davalarını başlatmış veya çözmüş ve Rusya ile ilgili yaptırımlar ve ihracat kontrolü kaçakçılığı nedeniyle bireylere karşı bir dizi dava açmıştır. Politika cephesinde, bakanlık şirketleri gönüllü kendi kendini ifşa etme yoluyla ihlalleri kendi kendine bildirmeye teşvik etmek için yeni politikalar ve rehberlik ve ayrıca bireyleri kurumsal suiistimal hakkında bilgi vermeye teşvik etmek için politikalar yayınlamıştır.
Bankacılık düzenleyici otoriteleri ayrıca yaptırımlar/kara para aklamayı önleme alanında, Federal Rezerv Yönetim Kurulu, Parasal Denetim Ofisi, Federal Mevduat Sigortası Kurumu ve New York Finansal Hizmetler Dairesi (Federal Reserve Board of Governors, Office of the Comptroller of the Currency, Federal Deposit Insurance Corporation and New York’s Department of Financial Services) tarafından uygulanan yaptırım eylemleri de dâhil olmak üzere aktif kalmaya devam etmiştir. Federal bankacılık kurumları iki dokuz haneli ve iki sekiz haneli kara para aklama cezası ve bazıları önemli telafi edici önlemler uygulayan bir dizi cezasızlık kararı çıkarmıştır. New York Finansal Hizmetler Dairesi, birden fazla banka ve kriptoyla ilgili kuruluşa karşı kara para aklamayı önleme eksikliklerine odaklanan yaptırım eylemleri yayınlamıştır.
Toplamda, 2024 yılı boyunca federal ve eyalet yetkilileri yaptırımlar/kara para aklamayı önleme ihlalleri için yaklaşık 3,6 milyar dolar ceza ve varlık haczi uygulamıştır. Bu toplam, 2023 ve 2022 yıllarında uygulanan toplam ceza ve hacizlerle (her yıl yaklaşık 4 milyar dolar) aynı seviyededir ve son yıllardaki artan uygulama ortamıyla tutarlıdır.
- Trump Yönetimi Altındaki Değişiklikler
Başkan Donald Trump’ın 20 Ocak’taki (2025) göreve başlamasından bu yana, ABD dış ve iç politikasında önemli değişiklikler başlatan kararname ve başkanlık muhtıraları yayınlamıştır. Trump, ilk döneminde ekonomik yaptırımları ve çoğu yaptırımın altında yatan temel yasa olan Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası’nı dış politikanın temel aracı olarak kullanmaya daha fazla ilgi göstermiş ve bu eğilim ikinci döneminde de devam etmiştir.
Trump’ın göreve geldiği ilk haftalarda uygulamaya koyduğu yaptırımlar arasında şunlar yer alıyor:
2.1. İran
Trump, 04 Şubat’ta çeşitli kabine kurumlarına “İran rejimine nükleer tehdidini sona erdirmesi, balistik füze programını kısıtlaması ve terörist gruplara verdiği desteği durdurması için azami baskı uygulanması” talimatını veren bir ulusal güvenlik muhtırası yayınlamıştır. Buna yeni yaptırımlar ve ihracat kontrolleri uygulanması, mevcut lisansların veya ABD bağlantılı İran işlemleri için bir miktar alan sağlayan rehberliğin daraltılması ve Hazine Bakanlığı’nın İran ile ilgili işlemler açısından “Müşterinin Müşterisini Tanıma” (Know Your Customer’s Customer) yükümlülükleri getirmeyi ve yaptırımların “İran’ın tüm olası yasadışı gelirini engellemesini” sağlamak için gerçek yararlanıcı eşiklerini değerlendirmeyi değerlendirmesi çağrısı dâhildir.
2.2. Karteller
Trump, 20 Ocak’ta kabine üyelerine “kartelleri ve diğer örgütleri yabancı terör örgütleri ve özel olarak belirlenmiş küresel teröristler olarak belirleme” konusunda önerilerde bulunmaları talimatını veren bir kararname yayınlamıştır. Yabancı terör örgütü (foreign terrorist organization) tanımı geleneksel olarak El Kaide, Boko Haram, Hizbullah ve İslam Devleti gibi terör örgütlerine uygulanmıştır. Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi daha önce belirli kartelleri özel olarak belirlenmiş vatandaşlar (specially designated nationals) olarak belirlemiş olsa da, yabancı terör örgütü tanımı, belirlenmiş kartellerin faaliyet gösterdiği bölgelerde faaliyet gösteren ABD’li ve ABD’li olmayan işletmeler ve yöneticileri için daha yüksek sivil ve cezai riskler taşıyabilir. Dışişleri Bakanlığı 19 Şubat’ta bir dizi Meksika uyuşturucu kartelinin yanı sıra MS-13 ve Venezuelalı bir çete olan ‘Tren de Aragua’yı yabancı terör örgütü olarak belirlemiştir.
2.3. Uluslararası Ceza Mahkemesi
Trump, 06 Şubat’ta Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (International Criminal Court) yönelik yaptırımları “Amerika’yı ve yakın müttefiki İsrail’i hedef alan gayrimeşru ve temelsiz eylemler” nedeniyle yetkilendiren ve özellikle Uluslararası Ceza Mahkemesi savcısı Kerim Asad Ahmed Han’a yaptırım uygulayan bir kararname yayınlamıştır.
2.4. Çin
Trump, 20 Ocak’ta ekonomi kabinesinin üyelerine “Önce Amerika Ticaret Politikası” (America First Trade Policy) başlıklı bir başkanlık muhtırası göndererek, onlara “güçlü ve canlandırılmış bir ticaret politikası oluşturmak” için çeşitli önlemler almaları talimatını vermiştir. Bu muhtıra, Çin’e odaklanan bir dizi direktif içeriyordu: Hazine’nin [yurtdışına] giden yatırım kuralının “yeterli kontroller” içerdiğinden emin olmak için gözden geçirilmesi; Çin’e karşı mevcut Madde 301 eylemlerinin gözden geçirilmesi ve “mevcut ihracat kontrollerindeki boşlukları belirlemek ve ortadan kaldırmak” için ihracat kontrolleri uygulamasının gözden geçirilmesi. Trump, Çin’den ithalata yönelik tarifeleri hâlihazırda yüzde 10 artırmış (Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası’nın yeni bir kullanımıyla) olup; yaptırımlar, ihracat kontrolleri ve diğer önlemler dâhil olmak üzere ekonomik araçları içeren Çin ile ilgili ek önlemler alması beklenmektedir. Trump, 21 Şubat’ta “Önce Amerika Yatırım Politikası” (America First Investment Policy) başlıklı bir muhtıra daha yayınlamıştır. Bu muhtırada, diğer hususların yanı sıra, Hazine Bakanlığı’nın Çin’e yönelik yatırım kuralını ilave sektörleri de kapsayacak şekilde genişletme ve Çinli şirketlere yönelik engelleme yaptırımlarının ve Çin askeri-sınai sektörleri (Chinese military industrial complex) yaptırımlarının artırılmasının değerlendirildiği sinyali verilmiştir. Bu sayede “ABD vatandaşlarının Çin Halk Cumhuriyeti’nin askeri-sınai sektörlerine yatırım yapmalarını daha da caydırmak” amaçlanmaktadır.
2.5. Rusya
Trump, Ukrayna’daki devam eden çatışmaya bir çözüm müzakeresi arayacağını belirtmiştir. Çatışmanın çözümü Rusya’ya uygulanan yaptırımların azaltılmasıyla sonuçlanabilse de Trump Yönetimi müzakere içeren bir çözüme giden süreçte yaptırımları sürdüreceğinin sinyalini vermiştir. Ancak, Başsavcı Pam Bondi’nin Adalet Bakanlığı’nın çeşitli bileşenlerine kartel ile ilgili soruşturmaları ve kovuşturmaları önceliklendirmeleri talimatını vermesi ve Rusya’ya yaptırımları uygulamaya odaklanan önceki yönetim tarafından oluşturulmuş bir görev gücü olan Hırsızlığı Yakalama Görev Gücü’nü (Task Force Klepto Capture[1]) dağıtması gibi önemli gelişmeler yaşanmıştır.
Kara para aklamayı önleme politikası açısından, Trump Yönetimi’nin düzenlemeden arındırma odağı daha kısıtlı bir kara para aklamayı önleme kural koyma yaklaşımına yol açabilir. Trump’ın kripto para birimi ve blok zinciri teknolojisine ilişkin yenilik yanlısı duruşu, yönetiminin FinCEN’in bu alandaki daha agresif düzenleyici önlemlerini yumuşatabileceğini de göstermektedir. Trump’ın destekçileri ayrıca “bankacılığı daraltma” (de-banking) sorununa odaklanmış -bankaların siyasi gündemlere dayanarak müşterilerin bankacılığını daralttığını iddia ederek- bankacılığın daraltılmasının yönetim için bir öncelik haline gelebileceğini öne sürmüştür.
- Yaptırımların/Kara Para Aklamayı Önleme Uyumunun Güçlendirilmesi
ABD ve ABD dışındaki şirketler, yönetim politikasındaki hızlı değişiklikleri dikkatle izlemeli ve Trump Yönetimi altında beklenen yaptırımları, kara para aklamayı önlemeyi, ihracat kontrollerini ve ilgili politika değişikliklerini kapsayan bütünsel bir şekilde ulusal güvenlik risk değerlendirmelerini yenilemeyi düşünmelidir. Bu değerlendirmelere dayanarak, şirketler müşteri veya karşı taraf durum tespiti etrafındaki politika ve prosedürleri geliştirmeyi; eğitimi güncellemeyi ve sözleşmelerin yeterince geniş yaptırımlar ve ihracat kontrolüyle ilgili hükümlere sahip olmasını sağlamayı düşünebilir. Diğer şeylerin yanı sıra, şirketler şunları düşünmelidir:
3.1. Çin ile ilgili riskin değerlendirilmesi
Birinci Trump Yönetimi sırasında başlayan Çin ile ilgili birçok yaptırım ve ihracat kontrolü Biden Yönetimi tarafından sürdürülmüş ve genişletilmiştir. Şimdi ikinci Trump Yönetimi’nde daha da genişleme için önemli bir potansiyele sahip görünüyorlar. 2024 boyunca, ABD hükümetinin genişletilmiş önlemleri arasında Rusya, Kuzey Kore ve İran’ı hedef alan ABD yaptırımlarını aşmaya karıştığı belirlenen Çinli kuruluşlara yaptırım uygulanması yer almıştır. ABD hükümeti ayrıca, özellikle yarı iletkenler, yapay zekâ, süper bilgisayarlarda kullanılan ürünler ve diğer son teknoloji ürünleriyle ilgili olarak Çin’i hedef alan ABD ihracat kontrollerini genişletmek için adımlar atmıştır. Bir şirketin büyüklüğüne, iş kollarına ve Çin’e maruz kalma düzeyine bağlı olarak, bütünsel bir ulusal güvenlik risk değerlendirmesi yalnızca yaptırımları, kara para aklamayı önlemeyi ve ihracat kontrol riskini içermekle kalmayacak; aynı zamanda Hazine’nin yeni giden yatırım kısıtlamaları, Adalet Bakanlığı’nın Çin ve Rusya ile ilgili şirketlerle veri işlemlerini kısıtlayan yeni düzenlemeleri ve Ticaret Bakanlığı’nın bilgi ve iletişim teknolojisi ve hizmetleri (information and communications technology and services) kural koyma ve soruşturmaları dâhil olmak üzere Çin ile ilgili iş anlaşmaları ve yatırım riskini artıran yeni ve genişleyen düzenleyici rejimleri de dikkate alacaktır.
3.2. Uyuşturucu kaçakçılığına daha fazla dikkat gösterilmesinin düşünülmesi [consider Increased attention on drug-trafficking]
Adalet Bakanlığı, büyük finans kuruluşları aracılığıyla uyuşturucuyla ilgili fonların akışını içeren birkaç Banka Gizliliği Yasası/kara para aklamayı önleme davası açmış ve FinCEN, finans kuruluşlarını yasadışı fentanil tedarik zinciri ve bu faaliyeti gizlemek için kullanılan aldatıcı finansal uygulamalar konusunda uyaran uyarılar yayınlamıştır. Daha yakın bir zamanda Trump, kartelleri yabancı terör örgütü olarak belirlemeye yönelik bir kararname yayınlamış ve Dışişleri Bakanlığı 19 Şubat’ta bu tür bir dizi belirleme yapmıştır. Bu ortamda, finans kuruluşları ve diğer şirketler risk değerlendirmelerini ve gerekirse uyuşturucu kaçakçılığına yönelik uyum önlemlerini yenilemeyi düşünebilir.
3.3. İran ile ilgili titizlik [Iran-related diligence]
İlk Trump Yönetimi’nde, İran’a karşı “azami baskı” kampanyası, ikincil yaptırımlar ve düzinelerce yaptırım da dâhil olmak üzere İran ekonomisinin tüm sektörlerini hedef alan yeni yaptırımları içeriyordu. ABD ve ABD dışındaki şirketler, İran ile ilgili yeni yaptırımları ve ihracat kontrollerini dikkatlice izlemeli ve bu alanda artan cezai ve hukuki yaptırımlara hazırlanmalıdır. Finans kuruluşları, finans kuruluşlarının çeşitli müşteriler ve coğrafyalarla iş yaparken üstlendikleri yükleri anlamlı bir şekilde artırabilecek olan “Müşterinin Müşterisini Tanıma” standardına ilişkin Hazine’nin kararlılığını yakından izlemelidir.
Trump Yönetimi altında yaptırımların/kara para aklamayla mücadele uygulamalarının öncelikler açısından yeniden odaklanacağını beklerken, geleneksel olarak bu alanda uygulama konusunda yönetimler arasında iki partili destek olmuştur ve Trump’ın ilk döneminde çok sayıda önemli yaptırım/kara para aklama cezası uygulanmıştır.
Şirketler bu yeni düzenleyici iklimde hazırlıklarını değerlendirmek için adımlar atmalıdır. Yaptırım ihlalleri için yeni 10 yıllık zamanaşımı süresi, cezai ve hukuki kara para aklamayı önleme ihlalleri için sırasıyla beş ve altı yıllık zamanaşımı süreleri ile birleştiğinde, mali suçlara uyum konusunda dikkatli olmaya devam etmek için daha fazla neden sağlar.
[1] Çevirenin Notu: ‘Klepto’, ekonomik bir neden olmaksızın çalmaya yönelik mantıksız bir dürtüye sahip olan kişiyi, ifade eder.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.