Modern Para Kuryesi Dolandırıcılığı: Farkında Olmadan (ya da Bilmeden) Yasa Dışı Aktörlerin İşlerini Yapmak

Günümüzde modern finansal ve kurumsal hizmetler alanında, kimlik dolandırıcılığı da dâhil olmak üzere dijital güvenliğe yönelik bir dizi tehdit ile mücadele edilmektedir. Bu tehditler giderek daha çok yetenekli (ancak yasadışı) aktörler tarafından gerçekleştirilen kullanıcı verilerinin büyük ölçekli ihlallerinden kaynaklansa da, sosyal mühendislik, manipüle edilmiş güven ve hesap sahibi suç ortaklığı taktikleri dolandırıcılıkta hâlâ önemli bir rol oynamaktadır.

Daha büyük yasadışı ekonomilerde bireysel düzeydeki müdahalenin bir biçimi, para kuryesi dolandırıcılığıdır (money mule scheme/money mule fraud[1]). Bu, mevcut hesap sahiplerini kullanarak bankalar, ödeme hizmetleri ve kripto para cüzdanları gibi finansal hizmet firmalarına para yatırıp çıkaran bir dolandırıcılık türüdür.

1. Para kuryesi dolandırıcılığı

Para kurye dolandırıcılığının işleyiş şekli basittir: Yasa dışı bir aktör, potansiyel bir para kuryesi (çoğunlukla sosyal medya veya diğer dijital araçlar vasıtasıyla) ile iletişime geçer ve parayı diğer alıcılara dağıtmak amacıyla onları meşru hesaplarına para yatırmayı kabul etmeye ikna eder veya zorlar.

Para kuryeleri, bilerek ya da bilmeyerek, bankacılık bilgilerinin ve hesaplarının para taşımak için kullanılmasına izin veren ve genellikle bu yasa dışı planlarda önemli bir rol oynayan kişilerdir. Çoğu durumda, para kuryelerinin hesaplarından akan bu para, korsan (fidye amaçlı) yazılım saldırılarından veya uyuşturucu veya insan kaçakçılığından elde edilen gelirler de dâhil olmak üzere diğer yasa dışı faaliyetlerden gelir.

2. Bilerek ve bilmeyerek iştirak etmenin gölge ülkesi/noktası (a shadowland of knowing and unknowing participation)

Bir bakıma, para kuryesi dolandırıcılığı bir tür mikro kara para aklama işlevi görür: yasadışı kazançlar, daha büyük organizasyonların işlemleri içinde gizlenmek yerine, küçük tüketici hesapları aracılığıyla hızla gerçekleştirilir. Bu para gizleme ve kara para aklama süreci, bu amaçla havale hizmetlerinin kullanımının yerini az çok almıştır; kripto para cüzdanları gibi daha yeni teknolojiler ise dijital para akışlarına ilave bir anonimlik (bilinmezlik) katmanı eklemiştir. Ancak, başarılı para kuryesi dolandırıcılığının özü, yasadışı kazançların daha küçük ve izlenmesi daha zor hesaplara, genellikle sıradan insanlar tarafından yönetilen geleneksel para hesaplarına dağıtılmasıdır. Aslında, uygulama o kadar yaygın hale gelmiştir ki; bazı yerlerde istekli katılımcılar, bu tür yasadışı işlemleri hızla kolaylaştırmak için telefonlarına bir uygulama indirebilirler[2].

Gerçekten de, bilerek ve bilmeyerek katılımının bir gölge ülkesi/noktası vardır. Genellikle para kuryesi dolandırıcılığı, kendi hesaplarını kullanamamalarının geçici nedenleri olduğunu söyleyen bir kişiye iyilik yapmaları için arkadaşlardan, aileden veya çevrimiçi romantik ilgi alanlarından gelen sosyal baskıya dayanır. Potansiyel kurye, kendi meşru hesaplarından geçen fonların yasadışı faaliyetten kaynaklandığını fark etmeyebilir.

Dolandırıcılar ayrıca kendilerini meşru işletmeler olarak tanıtabilirler (örneğin, ithalat-ihracat firmaları gibi davranarak) ve hesap ödenebilir/alınabilir için temel üçüncü taraf hizmet sunumundan sorumlu olduklarını düşündükleri uzaktan çalışanları veya yüklenicileri işe alabilirler. Bu para kuryesi planlarına gönüllü katılımcılar, örneğin kurye paranın geri kalanını diğer alıcılara gönderdikten sonra dolandırıcıların sonunda hesaplarına yatırdıkları yasadışı paranın bir kısmını saklayabilecekleri söylenerek, genellikle bir komisyon alırlar. Yine de, bu para kuryeleri planı tam olarak anlamış olsalar bile yasal olarak sorumlu tutulabilir ve suçlamalarla karşı karşıya kalabilirler.

3. Finans kurumları para dolandırıcılığını önlemek için ne yapabilir?

Bankaların, aynı anda birden fazla hesap açılması, olağandışı tutarlarda paranın mevcut bir hesaba hızlı bir şekilde girip çıkması veya mesai saatleri dışında dijital işlemler yapılması gibi para dolandırıcılığı belirtilerine karşı dikkatli olması gerekir.

Para hilesi planlarının, hesap ele geçirme, kimlik bilgileri hırsızlığı, sentetik kimliklerin kullanımı ve giderek karmaşıklaşan kimlik avı girişimleri de dâhil olmak üzere diğer kimlik dolandırıcılığı biçimleriyle de bağlantılı olabilmesi şaşırtıcı değildir. Örneğin, bir para kuryesi tek seferlik bir para yatırma ve transfer işlemini kabul edebilir, ancak bu süreçte kimlik bilgilerinin ele geçirildiğini görebilir ve bu da kendi adına yeni kredi kartı veya para hesapları açılmasına yol açabilir.

Yine de bankalar ve diğer finansal kuruluşlar müşterilerini bir hesap üzerinden para transferi ile ilgili şüpheli talepleri bildirmeye aktif olarak teşvik etmelidir. Finansal kuruluşlar ayrıca karşılaştıkları dijital dolandırıcılık kalıpları hakkında bilgileri emsal kuruluşlar ve kamu/devlet gözetim kurumlarıyla paylaşmaya hazır olmalıdır. Dünya Ekonomik Forumu’nun Siber Suçlarla Mücadele Ortaklığı (World Economic Forum’s Partnership Against Cybercrime[3]) gibi merkezi bilgi takas kurumları, hızla gelişen bu tehdit hakkında değerli bir bilgi kaynağı sunar.

Müşterileri dolandırıcılıktaki mevcut eğilimler konusunda eğitmek de dolandırıcılığın önlenmesine yardımcı olabilir. Konuyla ilgili eğitim, tüketicilerin günümüzün finansal dolandırıcılık faillerinin artan beceri düzeyi hakkında bilgilendirilmesine de yardımcı olabilir. Kurumların kendisi de dolandırıcılar tarafından ikna edici bir şekilde taklit edilebilir ve hem kurumun hem de müşterilerinin zarar görmesine neden olabilir. Finansal kurumlar ayrıca, atipik işlemler için IP adreslerini ve cihaz imzalarını tarayan mevcut dijital tarama araçlarını kullanarak para kuryesi faaliyetlerini de tespit edebilir. Aynı şey davranışsal biyometrik tarama gibi yenilikçi teknikler için de geçerlidir.

Hesap ele geçirmeyi ve dijital kimlik dolandırıcılığını önlemek, günümüzün dijital ortamında faaliyet gösteren finansal kurumlar için büyük önem taşımakta olup; para dolandırıcılığına karşı agresif bir şekilde mücadele etmek, dolandırıcıların önünde kalabilmelerinin bir yoludur.

[1] <https://www.justice.gov/usao-sdfl/pr/us-attorneys-office-and-law-enforcement-partners-take-action-against-money-mules-order>

[2] <https://www.darkreading.com/threat-intelligence/xhelper-all-in-one-android-app-global-money-laundering>

[3] <https://www.weforum.org/agenda/2022/05/disrupting-cybercrime-networks/>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.