Bankacılık krizlerinin ortasında, politika yapıcılar kendilerini sıklıkla ‘diş macunu tüpten çıktıktan sonra onu geri sokmak çok zordur’ (once the toothpaste is out of the tube, it is awfully hard to get it back in) sözünün gerçeğiyle boğuşurken bulurlar. Finansal sistemlere güveni yeniden sağlamak ve finansal istikrarsızlığın sonuçlarını sınırlamak zorlu güçlükler olarak ortaya çıkar.
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İsviçre’de 2023 yılında yaşanan bankacılık kargaşası (banking turmoil) bu dersi pekiştirmeye hazır görünüyordu. Yetkililer büyük ölçüde en olumsuz sonuçları kontrol altına almayı başarsa da, Küresel Finans Krizi sonrası ihtiyati çerçevelerin etkinliği hakkında bazı düşünceler üretilmiş[1] ve banka krizi yönetim rejimlerinde uygulama sorunları belirlenmiştir[2].
Son SRB (Single Resolution Board-Tek Çözüm Kurulu) Çalışma Kâğıdında[3], Avrupa Birliği’nin (AB) kriz yönetimi çerçevesi derinlemesine inceleniyor ve ABD ve İsviçre’deki 2023 yılı bankacılık karmaşasının AB çözüm yetkililerine sunabileceği uygulama dersleri irdeleniyor. Bu belgede ayrıca, çerçevenin Avrupa Birliği’ndeki bankacılık krizlerini yönetmedeki etkinliğini artırmak için olası düzenleyici ve uygulama değişiklikleri de araştırılıyor ve özellikle, üç farklı noktaya odaklanılıyor:
1. Bankalara hücum, mevduat sigortası ve çözüm [bank runs, deposit insurance and resolution]
2023 yılı bankacılık kargaşası ve özellikle SVB vakası, bankaların dijital bağlantılar ve büyük sigortasız mevduat ile daha da kötüleştirilen hızlandırılmış mevduat hücumlarına karşı kırılganlığını vurgulamıştır. Mevduatın banka iş modelindeki önemi, yani banka imtiyaz değerine katkısı (relevance of deposits in bank business model—that is, their contribution to the bank franchise value) göz önüne alındığında, mevduat istikrarının sağlanması finansal istikrarı korumak için kritik öneme sahiptir: mevduat sahiplerinin bankaya hücum dürtülerini sınırlayabilen etkili bir Mevduat Garanti Programı (Deposit Guarantee Scheme-DGS) bu açıdan daha da gereklidir.
Şu anda, banka hücumlarını önlemenin ve finansal istikrarı sağlamanın farklı yollarına ilişkin reform önerileri tartışılmaktadır. Bunlar arasında, mevduat sahiplerinin tüm veya bazı kategorileri için mevduat sigortası kapsamının artırılması (hedeflenen kapsam) ve teminat ön konumlandırması yoluyla merkez bankası likiditesine erişime daha fazla güvenilmesi hususları yer almaktadır.
Avrupa’da, kapsamı artırmak finansal istikrarı önemli ölçüde iyileştirmeyebilir: Çok düşük sayılarına rağmen, kapsam dışı mevduat sahipleri Avrupa Ekonomik Alanı (European Economic Area) mevduatının yarısından fazlasını elinde tutmakta olup; bu nedenle mevcut kapsam seviyesini (100 bin avro) 1 milyon avroya çıkarmak bile temel bir değişiklik oluşturmayacak[4] ve hücum davranışı riski nötrleştirilmeyecektir. Söz konusu çalışma kâğıdında, kapsam seviyesini artırmak yerine, sigortasız mevduata aşırı bağımlılıkla karakterize edilen bankalar için daha yakın bir gözetim izlemesi önerilmektedir. Kapsam dışı mevduat ile ilgili uyum yükümlülükleri de dikkate alınabilir.
Son olarak, anılan çalışma kâğıdında, mevduat sigortası planlarının Avrupa’daki çözüm süreçlerinin finansmanında, ABD’deki çözüm modeline benzer şekilde daha belirleyici bir rol oynaması gerektiği düşünülüyor. Ancak, Mevduat Garanti Programı’nın (DGS) çözüme müdahalesi iki faktör ile ciddi şekilde kısıtlanmaktadır: a) AB çapında bir mevduat sigorta planının (ki, European Deposit Insurance Scheme -EDIS- olarak adlandırılır) olmaması; b) ulusal Mevduat Garanti Programlarının (DGS) alacaklılar hiyerarşisinde sahip olduğu süper öncelik, en düşük maliyetli testin tatmin edilmesini engellemektedir (DGS yalnızca bir tasfiye prosedüründe daha fazla kayba uğrayacaksa müdahale edebilir). Bu bağlamda, söz konusu çalışma kâğıdında, Avrupa Komisyonu’nun Kriz Yönetimi ve Mevduat Sigortası (Crisis Management and Deposit Insurance-CMDI[5]) önerisinin, Mevduat Garanti Programlarının çözümde finansal köprüler (financial bridges) olarak kullanılmasını kolaylaştırarak AB kriz yönetimi çerçevesine önemli bir iyileştirme getireceği düşünülmektedir.
2. Çözüm araçlarının kullanımında opsiyonellik ve esneklik [optionality and flexibility in the use of resolution tools]
ABD, İngiltere ve İsviçre yetkilileri çözüm yaklaşımlarında esneklik göstermişlerdir. ABD’de FDIC (Federal Deposit Insurance Corporation-Federal Mevduat Sigortası Kurumu), iflas eden bankaları hızla transfer etmek için geleneksel Satın Alma ve Devralma (Purchase & Assumption) yaklaşımına güvenmiş ve bölgesel bankalar arasında yaygın bir bulaşmayı önlemiştir. Beklendiği gibi, hissedarlar ve kıdemli alacaklılar, ahlaki tehlikeyi önlemek ve hesap verebilirliği teşvik etmek için değer düşüklüğüne uğramıştır. Teminatsız mevduat sahiplerinin korunması -sistemik risk istisnası yoluyla- çözüm maliyetlerini artırırken, ek masraflar bankaların çözümlenebilirlikleri için ödeme yapması gereken genel çözüm ilkesine uygun olarak bankacılık sektöründen karşılanacaktır.
İngiltere’de, iflas durumunda kritik bir işlevi ve finansal istikrar üzerinde bir etkisi olmadığı düşünüldüğü için SVB iştiraki tasfiye için ayrılmıştı. Ancak, İngiltere Merkez Bankası fintech sektöründeki olası kesintiler karşısında stratejisini değiştirmiş ve sonunda ‘SVB UK’yi daha büyük bir bankaya satmaya karar vermiştir. İsviçre’de, Credit Suisse ile UBS arasındaki birleşme çözüm dışında gerçekleşmiştir. Ancak, İsviçre çözüm otoritesine göre çözüm çerçevesi uygulanabilir ve alternatif bir seçenek sunuyordu. Bu seçenek sonunda takip edilmese de, çözüm olmadan İsviçre kriz yönetimi araç kutusu daha zayıf olurdu.
Bu nedenle, opsiyonellik başarılı kriz yönetiminin anahtarı olmaya devam etmektedir. Bankacılık Birliği’nde, büyük bankalar için çözüm planlaması büyük ölçüde açık banka kurtarma (OBBI) yaklaşımına [open bank bail-in (OBBI) approach] dayanmaktadır. Çoğu durumda çözüm yetkilileri büyük ve karmaşık bankalar için kısa sürede bir alıcı bulmayı zor bulabileceğinden, açık banka kurtarma çözüm planlarının çoğunluğu için tercih edilen araç olmuştur. Ancak, senaryoya ve banka türüne göre, açık banka kurtarmanın bir kombinasyonu veya alternatifi olarak transfer araçları üzerinde daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.
3. Çözüm sırasında ve sonrasında piyasa güveninin yeniden sağlanmasında kamu likidite destek mekanizmalarının rolü [role of public liquidity backstop mechanisms in restoring market confidence during and after resolution]
Son olaylar, çözümlenen bankaya olan güveni hızla geri kazandırmak için çözüm sırasında ve sonrasında firmalara likiditenin derhal sağlanması gerekliliğini vurgulamıştır. Uluslararası düzeyde[6], bu tür mekanizmaların tasarım özellikleri (boyut, süre, teminat vb.) ve yeterli ve açık bir kamu likiditesi destek düzenlemesinin olmamasının çözüm süreçlerinin güvenilirliğini zedeleyip zedeleyemeyeceği konusunda tartışmalar devam etmektedir.
Bu bağlamda, farklı yargı bölgelerindeki kamu geçici likidite destek mekanizmalarının çeşitli özellikleri, güvenilirliklerini ve etkinliklerini sağlamada önemli bir rol oynar. Bireysel bir bakış açısından, bu mekanizmalar, geçici likidite baskısıyla karşı karşıya kalan borçlarını ödeyebilen firmaların finansman ihtiyaçlarının karşılanmasına ve uyum sağlamasına yardımcı olur (these mechanisms help meet and accommodate the funding needs of solvent firms facing temporary liquidity pressures). Sistemsel bir bakış açısından, daha geniş finans sektörünün istikrarına katkıda bulunurlar. Örneğin, ABD ve İsviçre’deki (hukuki) çerçeveler, kamu likidite destek özelliklerini, çalkantılı dönemlerde ortaya çıkan belirli ihtiyaçlara göre uyarlamak için yeterince esnekti.
Bankacılık Birliği (Banking Union) çerçevesi, SRB tarafından yönetilen Tek Çözüm Fonu’ndan (Single Resolution Fund) ve Avrupa İstikrar Mekanizması (European Stability Mechanism) tarafından sağlanan Müşterek Bir Destekten (Common Backstop), ikincisi onaylanır onaylanmaz faydalanır. Ancak kuyruk senaryolarında bir eksiklik vardır. Örneğin, Credit Suisse için kullanılanlara benzer finansman ihtiyaçları gerektiren büyük ve karmaşık bir bankanın iflası.
Mezkûr çalışma kâğıdında, bu sorunu Bankacılık Birliği düzeyinde ele almak için çeşitli öneriler değerlendirilmekte olup; AB bütçesi ile desteklenen bir garanti biçimindeki kamu finansmanı desteğinin sağlam ve etkili bir Avrupa çözümü temsil edeceği sonucuna varılmıştır. Özellikle, bu kamu garantisi Avrupa Komisyonu tarafından sağlanabilir ve AB bütçesi ile desteklenebilir. Böyle etkili bir kamu ve geçici likidite desteği, Bankacılık Birliği’ni ABD ve İngiltere’deki rejimlerle uyumlu hale getirecek ve böylece AB çözüm çerçevesinin güvenilirliğini ve etkinliğini artıracaktır.
[1] <https://www.bis.org/bcbs/publ/d555.htm>
[2] <https://www.fsb.org/2023/10/2023-bank-failures-preliminary-lessons-learnt-for-resolution/>
[3] The Single Resolution Board, Staff Working Paper Series #4 – The 2023 Banking Turmoil: Implementation Lessons for Resolution Authorities, <https://www.srb.europa.eu/en/content/staff-working-paper-series-4-2023-banking-turmoil-implementation-lessons-resolution>
[4] <https://www.eba.europa.eu/publications-and-media/press-releases/increase-current-deposit-coverage-level-eur-100000-would-have>
[5] <https://ec.europa.eu/commission/presscorner/detail/en/ip_23_2250>
[6] <https://www.fsb.org/2024/01/fsb-work-programme-for-2024/>
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.