ABD Federal Mevduat Sigortası Kurumu’nun (FDIC) ‘Aracılı Mevduat’ (Brokered Deposit) Konusunda Önerdiği Düzenlemeler

Giriş

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Federal Mevduat Sigortası Kurumu (Federal Deposit Insurance Corporation-FDIC), 30 Temmuz 2024 tarihinde, Yönetim Kurulunun 3-2’lik kararıyla, özellikle “mevduat aracısı” (deposit broker) tanımının kapsamını genişleterek ve tanımdaki istisnaların kapsamını daraltarak, sigortalı mevduat kurumlarının aracı olarak sınıflandırması gereken mevduatın kapsamını önemli ölçüde genişletmek için Öneri Kural Oluşturma Bildirimini onaylamıştır. Daha genel olarak, bu analiz boyunca belirtildiği gibi, Öneri Kural ile belki de tasarım gereği, sigortalı mevduat kurumlarına likidite kaynaklarını yapılandırmada ve mevduatın aracılı olarak kabul edilip edilmeyeceğini değerlendirmede daha fazla netlik ve esneklik sağlamak üzere tasarlanmış aracılı mevduat kurallarında yapılan bazı değişiklikler geri alınacaktır.

Bu temel tanım değişikliklerine ek olarak, söz konusu Öneri ile ayrıca, “temsilci kuruluş” (agent institution) statüsünü kaybeden bir sigortalı mevduat kuruluşunun, karşılıklı mevduat (reciprocal deposits) için sınırlı istisna amaçları doğrultusunda statüyü nasıl ve ne zaman yeniden kazanabileceği açıklığa kavuşturulacaktır.

Bu yazıda, öncelikle aracılı mevduat düzenlemesinin kapsamlı federal banka düzenleme çerçevesinde oynadığı rol ve FDIC içinde düşünülen değişikliklerin gerekliliği ve yararlılığı konusunda farklı görüşler hakkında bağlamsal bilgiler sağlanmaktadır. Daha sonra, anılan Öneride yer alan (1) “mevduat aracısı” tanımı, (2) birincil amaç istisnasındaki esas ve prosedürel değişiklikler ile (3) bir sigortalı mevduat kuruluşunun karşılıklı mevduat için sınırlı istisna kapsamında “temsilci kuruluş” statüsünü nasıl yeniden kazanabileceği konusundaki temel değişikliklerine ilişkin genel bir bakış sunulmaktadır.

Öneriye ilişkin görüşlerin/yorumların Federal Sicilde yayınlanmasından itibaren 60 gün içinde yapılması gerekmektedir.

1. Arka Plan, Gerekçe ve Görüş Ayrılığı

Bir mevduatın “aracılı” (brokered) olarak sınıflandırılması önemlidir çünkü (1) yeterince sermayelendirilmediği düşünülen bankalar (denetim notları dâhil) genellikle bu tür mevduatı takip edemez veya devredemez; (2) bu tür mevduat daha yüksek banka giderlerine yol açabilir ve (3) ihtiyatlı bir konu olarak düzenleyici otoriteler tarafından aracısız mevduattan (nonbrokered deposits) daha az istikrarlı olarak görülebilir ve bu nedenle daha yüksek denetim incelemesine tabi tutulabilir.

Öneri Kural, “mevduat aracısı” genel tanımını genişleten esaslı değişikliklerinin ötesinde, sigortalı mevduat kuruluşlarının “mevduat aracısı” tanımından birincil amaç istisnasına güvenmesini daha da zorlaştıracak, mevcut kurallara dayalı belirli istisnaları iptal edecek ve bankaların bunları yeniden elde etmek için Öneri ile gerekli görülen ek bilgilere uygun olarak bildirimleri veya başvuruları yeniden göndermelerini gerektirecektir. Öneri Kurala dair muhalif görüş açıklamasında, Başkan Yardımcısı Travis Hill bu değişikliklerin olası pratik prosedürel etkisini özetlemiştir: “(1) Kural ile yeni kapsam altına alınabilecek mevduat düzenlemelerinin sayısı; (2) FDIC’nin başvuruları değerlendireceği daha öznel standart ve (3) mevcut düzenlemelerin büyükbaba statüsünün olmaması göz önüne alındığında, FDIC’ye 1. günde muazzam bir başvuru çığının düşeceğinden ve kurumun bunları zamanında veya verimli bir şekilde işlemek için tamamen donanımsız olduğundan şüpheleniyorum.”

FDIC çoğunluğu önerilen değişiklikleri bankacılık sektörünün “güvenliğini ve sağlamlığını” (safety and soundness of the banking industry) iyileştirmek için hayati önem taşıdığı gerekçesiyle haklı çıkarmaktadır. Öneri Kural, FDIC’nin aracılık edilen mevduat ile “başarısızlık olasılığı ve başarısızlık durumunda Mevduat Sigortası Fonuna daha yüksek kayıplar” (probability of failure and higher losses to the Deposit Insurance Fund upon failure) arasında bir ilişki gördüğünü belirtmektedir. Ancak burada da FDIC Yönetim Kurulunda bir fikir birliği yoktur. Direktör Jonathan McKernan karşı oy açıklamasında Öneri Kuralın “bu önerinin aracılı mevduat olarak yeniden sınıflandıracağı mevduatın bazılarının esasen aynı veya benzer riskleri sunduğuna dair hiçbir kanıt sunmadığını” vurgulamakta ve Başkan Yardımcısı Hill ayrıca “bankaların durumları kötüleştikçe onları belirli finansman türlerinden kesen kapsamlı kurallara genel olarak şüpheyle yaklaştığını” belirtmektedir. Gerçekten de, Öneri Kural; aynı anda yayınlanan ve diğer şeylerin yanı sıra sigortasız mevduat hakkında ek bilgi talep eden “Mevduat Hakkında Bilgi Talebi” (Request for Information on Deposits) ile birlikte, bankalar kredi verme ve diğer operasyonlar için daha fazla likidite ararken ve likidite yönetimi ile ilgili düzenleyici endişeleri ele alırken, fintech’ler de dâhil olmak üzere banka mevduat toplama için daha zor bir gelecek manzarasının sinyalini verebilir.

2. Mevduat Aracısı Tanımı [Deposit Broker Definition]

Federal Mevduat Sigorta Yasası’nın (Federal Deposit Insurance Act) 29. maddesi, bir kişinin, diğer şeylerin yanı sıra, “üçüncü tarafların mevduatını plase etme veya mevduatının plase edilmesini kolaylaştırma işiyle meşgul olması” durumunda, o kişiyi “mevduat aracısı” olarak kabul eder. Yıllarca özel yorumlayıcı mektuplar ve diğer resmi olmayan rehberlik biçimleri yayınladıktan sonra, FDIC, 2020 yılındaki aracılı mevduat kurallarındaki (2020 Kuralı) revizyonlarında, “mevduat aracısı” düzenleyici tanımını, birden fazla sigortalı mevduat kuruluşundaki mevduat açısından (1) üçüncü taraf fonları alan ve bu fonları sigortalı mevduat kuruluşlarına yatıran (Doğrudan Plasman Koşulu-Direct Placement Prong); (2) hesabı kapatma veya fonları başka bir sigortalı mevduat kuruluşuna taşıma konusunda yasal yetkiye sahip olan veya başka bir şekilde mevduat hesabı için oranları, ücretleri, şartları veya koşulları müzakere etme veya belirleme sürecinde yer alan (Kolaylaştırma Koşulu-Facilitation Prong) veya (3) hem asıl mevduat sahibinin hem de ilgili sigortalı mevduat kuruluşlarının mevduat hedeflerine dayalı eşleştirme faaliyetlerinde bulunmak (Eşleştirme Koşulu-Matchmaking Prong) biçiminde açıklamıştır.

Öneri, kapsamını önemli ölçüde genişletmek için “mevduat aracısı” düzenleyici tanımını yeniden yapılandıracak ve revize edecektir ki; buna (1) Münhasırlık İstisnasının ortadan kaldırılması, (2) Eşleştirme Koşulunun yeni bir “Tahsis Koşulu” ile değiştirilmesi ve (3) yeni bir “Tazmin Koşulu”nun getirilmesi dâhildir. Ayrıca, şu anda yalnızca Eşleştirme Koşulu ile sınırlı olan kanunlaştırılmış kaçınma karşıtı hükümlerin kapsamını da genişletecektir.

2.1. Münhasırlık İstisnasının Kaldırılması [Elimination of the Exclusivity Exception]

Mevcut Kural: Mevduat plase eden (veya plase edilmesini kolaylaştıran) üçüncü taraflar, faaliyetleri tek bir sigortalı mevduat kuruluşu ile sınırlı olduğu sürece şu anda “mevduat aracısı” tanımının dışında kalmaktadır. 12 CFR § 337.6(a)(5)(ii), (iii) (vurgu eklenmiştir). FDIC bu istisnayı desteklemek için, “üçüncü bir tarafın sigortalı mevduat kuruluşu ile münhasır bir iş ilişkisi geliştirdiği” durumlarda, üçüncü tarafın “müşteri fonlarını mevduatı daha az istikrarlı hale getirecek şekilde diğer sigortalı mevduat kuruluşlarına taşıma olasılığının daha düşük olduğu” pozisyonunu almıştır.

Öneri Kural: Öneri, bir sigortalı mevduat kuruluşunun, aksi takdirde aracılık edilmiş sayılacak mevduatı (örneğin, aracılık edilmiş mevduat sertifikaları) yalnızca bankanın mevduat sağlayıcısıyla (genellikle bir fintech şirketi) özel bir düzenlemesi olduğu için aracılık edilmemiş gibi ele almasını sağlayan temelin Münhasırlık İstisnasını ortadan kaldırmaktadır. Münhasırlık İstisnasını oluşturan 2020 Kuralının aksine, Öneri Kural, FDIC çoğunluğunun sağlayıcıyla özel bir düzenlemenin, asıl düzenlemenin risk profilini önemli ölçüde değiştirmediği inancını yansıtır. Sonuç olarak, Öneri Kural uyarınca düzenlemenin münhasırlığı, FDIC tarafından bir mevduatın aracılık edilip edilmediğine ilişkin olarak dikkate alınacak en fazla bir faktör olacaktır.

2.2. “Eşleştirme” İfadesinin “Tahsis” İle Değiştirilmesi [Replacement of Matchmaking with Allocation]

Mevcut Kural: Bir kişi, (a) belirli bir mevduat sahibinin (veya mevduat sahibinin üçüncü tarafının) belirli mevduat hedefleri ve (b) belirli bankaların belirli mevduat hedefleri temelinde birden fazla sigortalı mevduat kuruluşunda veya arasında mevduat tahsisleri teklif ederse (bu tür bir “eşleştirme” sigortalı mevduat kuruluşlarının bir iştiraki tarafından gerçekleştirilmediği sürece) şu anda bir “mevduat aracısı” olarak kabul edilir. Buna göre, bir üçüncü tarafın mevduat aracısı olup olmadığını belirlemek için, bir sigortalı mevduat kuruluşunun söz konusu kişinin mevduat sahibi ve banka hakkında belirli bilgilere erişimi olup olmadığını ve kişinin tahsis kararlarının bu bilgilere dayanıp dayanmadığını belirlemesi gerekir.

Öneri Kural: Öneri Kural ise, sigortalı mevduat kuruluşlarının, bir düzenlemedeki herhangi bir tarafın eşleştirme tanımına girip girmediğini belirlemek için üçüncü taraf sözleşmeleri gibi bilgileri elde etmenin zor olduğu ve birkaç sigortalı mevduat kuruluşunun bu tür nedenlerle mevduatı yanlış beyan ettiği yönündeki endişelerini dile getirdiğini belirtmektedir. Sonuç olarak, Öneri; Eşleştirme Koşulunu daha nesnel (ancak daha geniş) bir Tahsis Koşuluna dönüştürecek ve mevduat sahiplerinin ve bankaların “belirli mevduat hedeflerinden” bağımsız olarak “bir veya daha fazla [sigortalı mevduat kuruluşunda] mevduat tahsislerini öneren veya belirleyen (bir algoritma veya işlevsel olarak benzer herhangi bir başka program veya teknolojiyi işletmek veya kullanmak dâhil) herhangi bir kişiyi mevduat aracısı olarak değerlendirecektir. Öneri ayrıca, bir sigortalı mevduat kuruluşuna bağlı kişiler tarafından sağlanan eşleştirme veya tahsis hizmetleri için istisnayı da ortadan kaldıracaktır, çünkü “bu mevduat, sigortasız olduklarında, bir aracı kurum ile bir sigortalı mevduat kuruluşu arasında bir bağlantı olduğu için daha ‘yapışkan’ (sticky) bir şekilde davranmıyor gibi görünüyor.”

2.3. Yeni Tazmin Koşulu [New Compensation Prong]

Mevcut Kural: FDIC’nin bir kişinin “mevduat aracısı” tanımına uyup uymadığını belirlemede tazmini tarihsel olarak dikkate almasına rağmen (2020 öncesi yorumlayıcı mektuplarında yansıtıldığı gibi), 2020 Kuralı sonucunda, mevcut “mevduat aracısı” tanımı tazmine hiçbir atıfta bulunmamaktadır. Buna göre, bir sigortalı mevduat kuruluşunun mevduat işini sigortalı mevduat kuruluşuna yönlendirmek için kişilere ödeme yapması (hacim bazlı tazminat biçimi dâhil), bir kişinin “mevduat aracısı” olup olmadığıyla ilgisi yoktur.

Öneri Kural: FDIC, 2020 Kuralından bu yana, sigortalı mevduat kuruluşlarının üçüncü taraflardan yönlendirmeler yoluyla elde ettiği ve bu yönlendirmeler karşılığında ücret veya başka tazminatlar alan mevduatın “FDIC’nin tarihsel olarak aracılı mevduat olarak gözlemlediği mevduatla özellikleri paylaştığını”, örneğin “başka bir sigortalı mevduat kuruluşu daha uygun koşullar teklif ederse veya daha yüksek bir ücret öderse sigortalı mevduat kuruluşundan ayrılma olasılığının daha yüksek” olduğunu kabul ettiğini ileri sürmektedir. Bu nedenle, Öneri, “mevduat aracısı” tanımına, bir sigortalı mevduat kuruluşu veya bir asıl mevduat sahibiyle “ilişki veya düzenleme” yapan ve bu düzenleme uyarınca sigortalı mevduat kuruluşundan veya mevduat sahibinden mevduatın plase edilmesi karşılığında veya bununla ilgili olarak tazminat (veya başka bir tazminat) alan kişileri mevduat aracısı olarak değerlendirmek için yeni bir Tazmin Koşulu eklemektedir. Öneri, bu “ilişki veya düzenleme”nin anlamını ayrıntılı olarak açıklamıyor ancak bu koşulun hacim bazlı tazminat ile sınırlı olmayacağını ve ayrıca bir mevduat plasmanı düzenlemesi ile bağlantılı olarak sağlanan idari hizmetler için herhangi bir ücreti de içereceğini açıkça belirtiyor. Başkan Yardımcısı Hill’in karşı oy açıklamasında belirttiği gibi, [] bu, tam anlamıyla ve tutarlı bir şekilde uygulanırsa mevduat düzenlemelerinde herhangi bir katılımı olan çok çeşitli işletmeleri kapsayacak geniş, kapsamlı bir ölçüttür.”

Pasif Kotasyon Hizmetleri (Passive Listing Services): Teklifin önsözü, yalnızca sigortalı mevduat kuruluşları tarafından sunulan faiz oranları hakkında bilgi reklamı yapan “pasif kotasyon hizmetlerinin” “mevduat aracısı” tanımına uymayacağını belirtmektedir; ancak bu, Öneri Kuralın kendisinde kanunlaştırılmamıştır. Buna ek olarak, önsöz pasif kotasyon hizmetlerinin abonelik ücretlerini almasını ele alırken, tıklama tabanlı ödemeler gibi diğer yaygın ödeme yapılarının kullanımının analizi etkileyip etkilemeyeceğini ele almaz. Pasif kotasyon hizmetleri için istisnayı desteklerken, Başkan Yardımcısı Hill, bir kişiye ücret ödendiğinde aracılı mevduat düzenlemesi amaçları için diğer hizmetlere göre neden daha elverişli muamele görmeleri gerektiğine dair ilkeli bir neden görmüyor. Ayrıca, sonuç olarak “kotasyon hizmeti mevduatının ilk olarak 2020 yılında kuraldan muaf tutulması durumunda, öneride bir istisna olmayacağından emin olduğunu” ve bunun “bu önerinin çoğunun altında yatan gerçek motivasyonu ortaya koyduğunu” iddia ettiğini belirtmektedir.

2.4. Genişletilmiş Kaçınmayı Önleme Hükmü [Broadened Anti-Evasion Provision]

Mevcut Kural: 2020 Kuralı uyarınca, tek kanunlaştırılmış kaçınmayı önleme hükmü yalnızca Eşleştirme Koşuluna uygulanır, ancak 2020 Kuralının benimsenen sürümü, Münhasırlık İstisnasından yararlanmak için birden fazla tüzel kişilik oluşturan bir kişinin mevduat aracısı olarak kabul edileceğini de açıkça belirtir.

Öneri Kural: Öneri, Eşleştirme Koşulunu atlatma girişimleriyle sınırlı olan mevcut kaçınmayı önleme hükmü, daha genel olarak “mevduat aracısı” tanımından kaçınma girişimlerine uygulanacak şekilde revize edecektir.

3. Birincil Amaç İstisnası [Primary Purpose Exception]

Öneri Kural, (1) birincil amaç istisnasının genel tanımı, (2) birincil amaç istisnasına hak kazanan sayılan ticari ilişkiler (belirlenmiş birincil amaç istisnaları-Designated Primary Purpose Exception) ve (3) belirli birincil amaç istisnalarına güvenmek için prosedürel koşullar açısından “mevduat aracısı” tanımına ilişkin Birincil Amaç İstisnasını uygulayan düzenlemeyi elden geçirecektir. Buna ilave olarak, şu anda bir bildirim veya başvuru gereksinimine tabi bir birincil amaç istisnasına güvenen tüm sigortalı mevduat kuruluşları artık bunu yapamayacak ve bu nedenle yeni bir bildirim veya başvuru (uygun olan şekilde) sunmaları, FDIC’ye bildirim veya başvuru gerektirmeyen farklı bir Belirlenmiş Birincil Amaç İstisnasına güvenmeleri veya mevduatını başka şekilde aracılı olarak yeniden sınıflandırmaları gerekecektir. Daha genel olarak, Başkan Yardımcısı Hill’in de belirttiği gibi, Öneri Kural, 2020 Kuralındaki tutarlı standartlardan “2020 Kuralının başvuru sürecini büyük ölçüde genişleten ve sürece daha fazla öznellik ekleyen bir çerçeveye geri dönecektir. Yeni standardın anlaşılması daha zor, karşılanması daha zor ve yasanın dilinden daha uzaktır.”

3.1. Birincil Amaç İstisnasının Genel Odak Noktası

Mevcut Kural: Yasal tanıma uygun olarak, birincil amaç istisnası şu anda “birincil amacı mevduat kuruluşlarına para yatırmak olmayan bir temsilci veya adayı” kapsamaktadır. Bununla birlikte, 2020 Kuralı aynı genel yasal tanımı korumuş olsa da, 2020 Kuralına ilişkin kabul edilen yayın, analizin üçüncü tarafın sigortalı mevduat kuruluşu ile ilişkisine değil, müşterileriyle ilişkisine odaklandığını belirtmiştir. Başka bir deyişle, 2020 Kuralı uyarınca, belirli bir üçüncü tarafın birincil amaç istisnası için uygun olup olmadığına ilişkin analiz, üçüncü taraf ile müşterileri arasındaki ilişkiye odaklanır; üçüncü taraf ile sigortalı mevduat kuruluşu arasındaki ilişkiye bakmaz.

Öneri Kural: Öneri, birincil amaç istisnası tanımını, “müşteri mevduatını sigortalı mevduat kuruluşlarına yatırmanın temel amacı, mevduat plasmanı hizmeti veya belirli iş kolları açısından birey [sigortalı mevduat kuruluşu] ile temsilci veya aday arasındaki FDIC mevduat sigortası sağlamaktan başka önemli bir amaç olan bir temsilci veya adayı” kapsayacak şekilde revize edecektir. Öneri Kurala göre, bu değişikliğin amacı, önerilen değişikliğin (müşteri ile üçüncü taraf arasındaki ilişkiye ek olarak) sigortalı mevduat kuruluşu ile üçüncü taraf (örneğin, bir aracı kurum) arasındaki ilişkiyi de kapsamasını sağlamaktır; Öneri Kural, bu faktörün üçüncü taraf mevduatının plase edilmesini motive eden amacı belirlemede önemli olduğuna inanmaktadır ki, tarihsel görüşleriyle tutarlıdır. Önerinin birincil amaç istisnalarının prosedürel koşullarındaki değişiklikleri hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki ‘3.3.’ no.lu bölüme bakılmalıdır.

3.2. Belirlenmiş [Designated] Birincil Amaç İstisnalarında Yapılan Değişiklikler

2020 Kuralı, FDIC’nin birincil amaç istisnası için uygun olduğunu olumlu bir şekilde değerlendirdiği belirlenmiş 13 iş ilişkisini belirler. Bu belirlenmiş birincil amaç istisnalarından birine güvenmeyen üçüncü bir taraf, birincil amaç istisnası için uygun olabilmek için FDIC’den onay almalıdır. Buna ek olarak, bu belirlenmiş birincil amaç istisnalarından ikisine güvenebilmek için (Etkinleştirme İşlemleri birincil amaç istisnası ve yüzde 25 birincil amaç istisnası) ilgili üçüncü taraf veya onun adına sigortalı mevduat kuruluşu, FDIC’nin kurallaştırılmış prosedürlerine uygun olarak FDIC’ye bir bildirim sunmalıdır.

3.2.1. Etkinleştirme İşlemleri Birincil Amaç İstisnasının Ortadan Kaldırılması [Elimination of Enabling Transactions Primary Purpose Exception]

Mevcut Kural: 2020 Kuralı, Belirlenmiş Birincil Amaç İstisnasını, müteakip işlemleri mümkün kılmak amacıyla sigortalı mevduat kuruluşlarına mevduat plase eden veya plase edilmesini kolaylaştıran bir kişi yapar. Bu istisnadan yararlanabilmek için, belirli bir iş koluna ilişkin olarak plase edilen mevduatın yüzde 100’ü, mevduat sahibine herhangi bir ücret, faiz veya başka bir ücret ödemeyen işlem hesaplarına yatırılmalıdır.

Öneri Kural: Öneri, yüzünde, Önerinin Birincil Amaç İstisnasının revize edilmiş tanımını karşılamayacağı temelinde Etkinleştirme İşlemleri Birincil Amaç İstisnasını ortadan kaldıracaktır: mevduatı faiz getirmeyen işlem hesaplarına yatırmanın mutlaka “mevduat sigortası veya mevduat plasmanı hizmeti sağlamaktan başka önemli bir amacı” yansıtmadığı. Buna göre, Öneri ayrıca mevduat sahiplerine ücret ödeyen hesapların kullanımını içeren Etkinleştirme İşlemleri için belirli başvuru sürecini ortadan kaldırmak için uyumlu değişiklikler yapacaktır. Dahası, şu anda üçüncü bir tarafın Etkinleştirme İşlemleri Birincil Amaç İstisnasına güvenen tüm sigortalı mevduat kuruluşları artık bunu yapamayacak ve bunun yerine aşağıdaki ‘3.3.1.’ no.lu bölümde tartışıldığı gibi, FDIC’ye Belirlenmemiş Birincil Amaç İstisnaları için bir başvuru göndermeleri gerekecektir.

3.2.2. Yüzde 25 Testinin Aracı Kurum-Satımcı Tarama Birincil Amaç İstisnası ile Değiştirilmesi [Replacement of the 25% Percent Test with the Broker-Dealer Sweep Primary Purpose Exception]

Mevcut Kural: 2020 Kuralı, üçüncü tarafın belirli bir iş koluna ilişkin olarak müşterileri adına idare ettiği toplam varlıkların yüzde 25’inden azının bir sigortalı mevduat kuruluşunda tutulduğu iş ilişkileri için Belirlenmiş Birincil Amaç İstisnası sağlar. Bir sigortalı mevduat kuruluşunun böyle bir düzenleme uyarınca plase edilen mevduatı aracılık edilmemiş olarak ele alabilmesi için, sigortalı mevduat kuruluşu veya ilgili üçüncü taraf, 303. maddede belirtilen koşullara uygun olarak FDIC’ye bir bildirimde bulunmalıdır.

Önerilen Kural: FDIC, yüzde 25 Testini, bu Belirlenmiş Birincil Amaç İstisnası için uygun olabilecek üçüncü tarafların kapsamını önemli ölçüde azaltacak ve nitelikli düzenlemeleri bile daha fazla incelemeye tabi tutacak bir Aracı Kurum-Satımcı Tarama Birincil Amaç İstisnası ile değiştirmeyi önermektedir.

Uygunluk (eligibility): İlk olarak, istisnanın yeniden adlandırılması da önerildiği gibi, Öneri Kural uygunluğu yalnızca SEC’ye kayıtlı aracı kurum-satımcılar veya yatırım danışmanlarıyla (broker-dealers or investment advisers) sınırlayacaktır. Dikkat çekici olan, Önerinin bu değişikliğin gerekçesini geçiştirmesi ve “hizmet sağlanan varlıklar” ile “yönetilen varlıklar” (assets under administration and assets under management[1]) arasındaki farkın tartışılmasında değişikliği yalnızca kısmen kabul etmesidir. İkinci olarak, bu aracı kurumlar veya yatırım danışmanları, belirli bir iş kolunda yönetim altındaki toplam varlıkların yüzde 10’undan daha azını (önceden yüzde 25 idi) sigortalı mevduat kuruluşlarına aktarmalıdır. Öneri, bu azaltılmış sınırın, aracı kurumların ve yatırım danışmanlarının müşteri fonlarını sigortalı mevduat kuruluşlarına yatırmasının birincil amacının mevduat plasmanı veya mevduat sigortası sağlamaktan ziyade yeniden yatırım amacıyla olduğunu daha iyi göstereceğini belirtmektedir.

Süreç (process): Teklif ayrıca, bir sigortalı mevduat kuruluşunun yalnızca başka bir üçüncü tarafın (herhangi bir bağlı kuruluş dâhil) tarama programına dâhil olmaması durumunda Aracı Kurum-Satımcı Tarama Birincil Amaç İstisnası için belirlenmiş bir istisna bildirimi dosyalayabileceğini belirtir. Başka bir deyişle, belirlenmiş istisna bildiriminin mevcut olması için, üçüncü taraf bu plasmanda yardımcı olması için üçüncü bir tarafın hizmetlerine güvenmemelidir. Buna ek olarak, sigortalı mevduat kuruluşları şu anda FDIC’ye bir bildirim sunma sırasında bir Birincil Amaç İstisnasına güvenebilirken; Teklif uyarınca, bir sigortalı mevduat kuruluşu yalnızca FDIC’nin sunumdan itibaren 90 gün içinde yazılı bir ret bildirmemesi durumunda bu istisnaya güvenebilir ve FDIC bu süreyi ek 90 gün uzatabilir. Bildirim yapanlar ayrıca üç aylık güncellemelere ve FDIC’den herhangi bir zamanda ek bilgi taleplerine tabi tutulacak olup; bu tür taleplere uyulmaması, etkili bir bildirimin iptaline neden olabilir.

Bir düzenlemenin, mevduatın bir sigortalı mevduat kuruluşuna süpürülmesini kolaylaştırmak gibi ek bir üçüncü tarafın kullanımını içermesi durumunda, sigortalı mevduat kuruluşunun bunun yerine, diğer üçüncü tarafın “mevduat aracısı” tanımına uyup uymadığını değerlendirmede FDIC’ye yardımcı olmak için ek bilgilerden oluşan bir başvuru sunması gerekecektir. FDIC ayrıca, başvuru süreci boyunca herhangi bir zamanda sigortalı mevduat kuruluşundan ilave bilgi talep edebilecektir. FDIC, yazılı bir karar vermek için eksiksiz bir başvuruyu aldıktan sonra 120 güne sahip olacak ve FDIC bu süreyi bildirim üzerine ek 120 gün uzatabilir.

3.3. Prosedürel Değişiklikler

Yukarıda da belirtildiği gibi, (i) Belirlenmiş Birincil Amaç İstisnası olmayan bir Birincil Amaç İstisnasına veya (ii) Aracı Kurum-Satımcı Tarama Birincil Amaç İstisnasına güvenmek için FDIC’ye bir başvuru (veya bazı sınırlı durumlarda bir bildirim) sunulmalıdır. Öneri, bu süreçte, bu tür başvuruları (veya bildirimleri) sunmaya kimin izin verdiği ve sağlanması gereken bilgi kapsamı dâhil olmak üzere belirli değişiklikler yapacaktır. Ayrıca, Öneri uyarınca, daha önce onaylanmış başvurulara veya bildirimlere güvenen sigortalı mevduat kuruluşları ve üçüncü tarafların bu tür başvuruları ve bildirimleri iptal edilecek ve sigortalı mevduat kuruluşlarının yeni bir başvuru (veya varsa bildirim) sunması gerekecektir.

3.3.1. Bildirim veya Başvuruyu Kimler Sunabilir?

Mevcut Kural: Şu anda, üçüncü taraf (örneğin, bir aracı kurum) veya üçüncü taraf adına sigortalı mevduat kuruluşu, bildirimi veya başvuruyu FDIC’ye sunabilir.

Öneri Kural: Üçüncü tarafların başvuru süreci sırasında yeterli bilgi sağlamadığı iddia edilen eğilimler nedeniyle, Öneri artık üçüncü tarafların bir Birincil Amaç İstisnası için başvuruda bulunmasına veya bildirim göndermesine (varsa) izin vermeyecektir. Bunun yerine, bir Birincil Amaç İstisnasına güvenmek isteyen herhangi bir sigortalı mevduat kuruluşu, kendi özel mevduat plasmanı düzenlemesi için kendi başvurusunu sunmalıdır; sigortalı mevduat kuruluşlarının, belirli bir mevduat aracısının farklı bir sigortalı mevduat kuruluşu ile ilişkisi konusunda muafiyetli olduğu gerçeğine güvenmesine izin verilmeyecektir. Başka bir deyişle, Başkan Yardımcısı Hill’in karşı oy yazısında belirttiği gibi, “bir kuruluş 10 banka ile çalışıyorsa, her bir bankanın ayrı ayrı başvuruda bulunması ve düzenlemenin birincil amaç muafiyeti kapsamında aracılık yapılmamış olarak değerlendirilmesi için FDIC’den onay alması gerekir.” Girişte de belirtildiği gibi, Başkan Yardımcısı Hill’in Öneri Kural kesinleşirse bir “çığ” başvuru öngörmesinin nedenlerinden biri de budur.

3.3.2. Başvurularla Birlikte Sunulması Gereken Bilgilerin Kapsamı (Belirli Aracı Kurum Tarama Birincil Amaç İstisnaları İçin Başvurular Dışında)

Mevcut Kural: Şu anda, FDIC üçüncü bir taraftan (1) müşteri hesaplarına ödenen faiz, ücret veya diğer tazminat miktarına ilişkin kanıt, (2) üçüncü tarafça sigortalı mevduat kuruluşlarına veya müşterilere verilen pazarlama materyalleri, (3) tüm müşteri hesapları için ortalama işlem sayısı, (4) işlem hesabı olmayan mevduat hesaplarına yatırılan müşteri fonlarının yüzdesi ve (5) mevduatın yatırılmasında yardım sağlayan herhangi bir ek üçüncü tarafın belgelerini sunmasını talep etmektedir.

Öneri Kural: Mevcut kural uyarınca gerekli bilgilere ek olarak, Öneri, (1) üçüncü tarafça alınan ücretler, (2) üçüncü tarafın bu tür fonların nereye yatırılacağına ilişkin takdir yetkisi ve (3) üçüncü tarafın sigortalı mevduat kuruluşuna fonları müşterilerine fon dağıtmak için yasal bir yükümlülüğü yerine getirmek amacıyla plase edip etmediği ile ilgili üç ek faktörün dikkate alınmasını içerecek şekilde § 303.243(b)(4)(ii)’yi değiştirecektir. Sigortalı mevduat kuruluşlarının ayrıca, sigortalı mevduat kuruluşunun mevduat plasmanı düzenlemesi açıklamasına ek olarak, mevduat plasmanı düzenlemesi ile ilgili sözleşmelerin kopyalarını sağlamaları gerekecektir.

4. Karşılıklı Mevduat İçin Sınırlı İstisna Kapsamında “Temsilci Kuruluş” Statüsüne Yeniden Kavuşulması [Regaining Agent Institution Status under the Limited Exception for Reciprocal Deposits]

Ancak Önerilen Kural, 2020 Kuralındaki aracılı mevduat ile ilgili hükümlerin çoğunu iptal etmekle sınırlı değildir. Önerilen Kural ayrıca, Ekonomik Büyüme, Düzenleyici Yardım ve Tüketiciyi Koruma Yasası’nın [Karşılıklı Mevduat Kuralı (Economic Growth, Regulatory Relief, and Consumer Protection Act; Reciprocal Deposits Rule)] 2018 yılında değiştirilen bir kural olan “karşılıklı mevduat” için sınırlı istisnaya güvenmeyi amaçlayan belirli sigortalı mevduat kuruluşları için standartları da değiştirmektedir. Karşılıklı Mevduat Kuralı uyarınca, uygun sigortalı mevduat kuruluşları, sınırlı miktarda karşılıklı mevduatı (yani, sigortalı mevduat kuruluşu tarafından yatırılan mevduat ile aynı tutar ve vadede bir mevduat plasman ağı aracılığıyla alınan mevduatı) aracılı mevduat uygulamasından muaf tutabilir.

Mevcut Kural: Bir sigortalı mevduat kuruluşunun karşılıklı mevduat için sınırlı istisnadan yararlanma hakkı, sigortalı mevduat kuruluşunun “temsilci kuruluş” tanımına uyup uymadığına bağlıdır. Bir sigortalı mevduat kuruluşu, üç yoldan biriyle “temsilci kuruluş” olarak nitelendirilebilir: (1) en son bileşik CAMELS derecesi olağanüstü veya iyi ise ve iyi sermayelendirilmişse; (2) § 337.6(c) uyarınca FDIC’den muafiyet almışsa veya (3) önceki dört takvim çeyreğinin son gününde üçüncü tarafın elinde bulunan karşılıklı mevduatın toplam ortalamasından daha büyük bir karşılıklı mevduat tutarı almamışsa. Bir sigortalı mevduat kuruluşu, yukarıdaki tüm koşulları karşılayamazsa temsilci kuruluş statüsünü kaybedebilir; ancak, mevcut düzenleme bir sigortalı mevduat kuruluşunun bu statüyü kaybettikten sonra temsilci kuruluş statüsünü nasıl geri kazanabileceğini ele almamaktadır.

Öneri Kural: Öneri, “temsilci kuruluş” statüsünü kaybeden bir sigortalı mevduat kuruluşunun çeşitli koşullar altında temsilci kuruluş statüsünü ne zaman geri kazanabileceğine dair netlik sağlamayı amaçlamaktadır. Özellikle, bir sigortalı mevduat kuruluşu temsilci kuruluş statüsünü aşağıdaki şekilde geri kazanmaya uygun olacaktır:

  • Sigortalı mevduat kuruluşu iyi sermayelendirilmişse, sigortalı mevduat kuruluşuna CAMELS[2] bileşik durumunun 12 USC § 1820(d) uyarınca en son incelemesinde olağanüstü veya iyi olarak derecelendirildiği bildirildiği tarih itibarıyla;
  • Sigortalı mevduat kuruluşunun iyi derecelendirilmiş olması durumunda, sigortalı mevduat kuruluşuna iyi sermayelendirilmiş olduğu bildirildiği veya bildirim aldığı kabul edildiği tarih itibarıyla;
  • FDIC’nin aracılı mevduat muafiyeti verdiği tarih itibarıyla veya
  • Sigortalı mevduat kuruluşunun toplam karşılıklı mevduatının özel sınırını aşmasına neden olan karşılıklı mevduatı hiçbir zaman almadığı üçüncü ardışık takvim çeyreğinin son gününde.

Öneri Kural kapsamındaki ilk üç “açıklama” oldukça basit görünmekte olup diğer alanlardaki uygulamalarla tutarlıdır. Ancak, belirli bir çeyrekte, istemeden bile olsa, sınırı aşan bir sigortalı mevduat kuruluşunun istisnadan tekrar yararlanabilmek için üççeyrek beklemesi gerektiği daha az açıktır. Bu yaklaşım daha da sert görünmektedir çünkü sadece özel sınırın üzerindeki fazla mevduat değil, karşılıklı mevduat istisnasının geçerli olmadığı herhangi bir dönemde aracılık edilmiş gibi değerlendirilmesi gereken tüm karşılıklı mevduattır.

Sonuç

Öneri Kural, “aracılı mevduat”ın kapsamının önemli ölçüde genişletilmesini ve belirli bir düzenlemenin aracılı olarak sınıflandırılıp sınıflandırılamayacağını belirleme sürecinde FDIC özelinde ve sürecinde önemli bir artış temsil eder. Öneri Kural uygulanırsa, sigortalı mevduat kuruluşu bilançolarındaki mevduatın karakterizasyonunu önemli ölçüde değiştirebilir ve birkaç diğer kurum eylemi ve bildirisiyle birlikte, aracı kurum-satımcılar, yatırım danışmanları ve fintech’ler dâhil olmak üzere diğer tarafları, likidite yönetimi ve kredi operasyonları için kritik olan mevduatı verimli bir şekilde toplamayı kolaylaştırmak için kullanma yeteneklerini önemli ölçüde karmaşıklaştırabilir ve bozabilir.

[1] Çevirenin Notu: Yönetilen varlıklar (assets under management), yatırım kuruluşunun yatırımcılar adına yönettiği varlıkların değeridir. Hizmet sağlanan varlıklar (assets under administration) ise, üçüncü taraf bir yöneticinin veya saklayıcının hizmet sağladığı varlıkların değeri olup; bu hizmetler vergileri, muhasebeyi ve varlıkların muhafazasını içerebilir.

[2] Çevirenin Notu: CAMELS, düzenleyici bankacılık otoriteleri tarafından finansal kuruluşları derecelendirmek için kullanılan uluslararası bir derecelendirme sistemidir. CAMELS sistemi altı faktörü derecelendirmektedir: sermaye yeterliliği, varlık kalitesi, banka yönetimi, kazanç, likidite ve duyarlılık (capital adequacy, asset quality, management, earnings, liquidity, and sensitivity). 1 puan en iyi, 5 puan ise en kötü olarak değerlendirilir. Sermaye yeterliliği: Denetçiler, sermaye eğilimi analizi yoluyla kurumların sermaye yeterliliğini değerlendirir ve ayrıca kurumların risk tabanlı net değer yükümlülüklerine ilişkin düzenlemelere uyup uymadığını da kontrol ederler. Yüksek bir sermaye yeterlilik derecesi almak için, kurumlar ayrıca faiz ve temettü kurallarına ve uygulamalarına uymalıdır. Bir kurumun sermaye yeterliliğini derecelendirme ve değerlendirmede yer alan diğer faktörler, büyüme planları, ekonomik ortam, riski kontrol etme yeteneği ve kredi ve yatırım yoğunlaşmalarıdır. Varlık kalitesi: Varlık kalitesi, kurumun kazançlarını yansıtan kurumsal bir kredinin kalitesini kapsar. Varlık kalitesinin değerlendirilmesi, bankanın karşılaşabileceği yatırım risk faktörlerini derecelendirmeyi ve bu faktörleri bankanın sermaye kazançlarına göre dengelemeyi içerir. Bu, bankanın belirli risklerle karşı karşıya kaldığında istikrarını gösterir. Denetçiler ayrıca şirketlerin yatırımların adil piyasa değerinin bankanın yatırımların defter değeriyle karşılaştırıldığında nasıl etkilendiğini de kontrol eder. Son olarak, varlık kalitesi bir kurumun yatırım politikalarının ve uygulamalarının verimliliğiyle yansıtılır. Banka yönetimi: Yönetim değerlendirmesi, bir kurumun finansal streslere uygun şekilde tepki verip veremeyeceğini belirler. Bu bileşen derecesi, yönetimin kurumun günlük faaliyetlerindeki riskleri belirtme, ölçme, gözetme ve kontrol etme becerisine göre yansıtılır. Yönetimi, kurumun gerekli ve uygulanabilir iç ve dış düzenlemelere uyması nedeniyle kurumun güvenli bir şekilde işletilmesini sağlama becerisini kapsar. Kazanç: Bir bankanın faaliyetlerini sürdürebilmesi, genişleyebilmesi ve rekabet gücünü koruyabilmesi için gelir üretebilme kabiliyeti, bankanın sürdürülebilirliğini değerlendirmede önemli bir etkendir. Denetçiler bunu bankanın kazançlarını, kazanç büyümesini, istikrarını, değerleme ödeneklerini, net marjlarını, net değer seviyesini ve bankanın mevcut varlıklarının kalitesini değerlendirerek belirler. Bir banka hem krediler gibi faiz getiren varlıklar hem de ücretler gibi faiz dışı kaynaklar aracılığıyla para kazanır. Likidite: Bir bankanın likiditesini değerlendirmek için denetçiler, faiz oranı riskine duyarlılığı, kolayca nakde çevrilebilen varlıkların mevcudiyeti, kısa vadeli dalgalı finansal kaynaklara bağımlılık ve varlık ve yükümlülük yönetiminin teknik yeterliliğine bakarlar. Duyarlılık: Duyarlılık, belirli risklere maruz kalmanın kurumları nasıl etkileyebileceğini kapsar. Denetçiler, kredi yoğunlaşmalarının yönetimini izleyerek bir kurumun piyasa riskine olan duyarlılığını değerlendirir. Bu şekilde, denetçiler belirli sektörlere kredi vermenin bir kurumu nasıl etkilediğini görebilir. Bu krediler arasında tarımsal krediler, tıbbi krediler, kredi kartı kredileri ve enerji sektörü kredileri yer alır. Döviz, emtia, hisse senedi ve türev ürünlere maruz kalma da bir şirketin piyasa riskine duyarlılığının derecelendirilmesinde yer alır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.