Dijital varlıklara yaklaşımında, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (Securities and Exchange Commission-SEC), yaptırım yoluyla düzenleme yaptığı için eleştirilmiştir. Gerçekte, SEC iki yönlü bir yaklaşım benimsemiştir. Kripto borsalarına karşı dava açmanın yanı sıra, anılan komisyon, Kural 3b-16 ve 1934 tarihli Menkul Kıymetler Borsası Yasası (Securities Exchange Act) uyarınca “borsa” (exchange) tanımının değiştirilmesini önermiştir[1]. Değişikliği öneren duyuru, Menkul Kıymetler Yasası (Securities Act) uyarınca dijital varlık menkul kıymetleri alım satımı yapan platformlar için mevcut kuralların uygulanabilirliğini yinelemiştir. Ancak önerilen kuralın geniş dili, merkezi ve merkezi olmayan dijital varlık piyasalarının SEC’ye ulusal borsalar veya alternatif işlem sistemleri olarak kayıt yaptırmasını zorlayacak gibi görünmektedir.
Yakın zamandaki bir makalede, daha da eski bir tanımın eski bir yorumunun bu yeni sürümünün, kriptoyu menkul kıymetler yasalarına entegre etmek için özensiz bir girişim olmasının nedeni açıklanmaktadır. Mevcut Kural 3b-16’nın zaten kripto işlemleri düzenlemesi amacına hizmet ettiği yönündeki çelişkili iddiayı sürdürürken, Kural 3b-16’yı “iletişim protokolleri”nin (communication protocols) kullanımını kapsayacak şekilde esnetmeye çalışmıştır. İlk olarak 2022 yılında önerilmiş, ardından 2023’te yeniden açılmış ama henüz kesinleştirilmemiştir.
Sağlam, iyi gerekçelendirilmiş, maliyet etkin bir yasa oluşturmak için SEC kaynak ayırmaya ve toplum diyaloğunu teşvik etmeye istekli olmalıdır. Ve yine de bu çaba, yargısal inceleme sırasında SEC’nin yürütme yetkisini kısıtlamaya meyilli hükümet karşıtı önyargı tehdidi altında kalacaktır. Bunu önlemek için SEC tek başına yaptırımla devam etmeyi seçmiştir. Kayıt ve raporlama yükümlülüklerini, merkezi olmayan borsalara orantısız bir şekilde sert bir tarzda yeni bir teknolojiye uygulamıştır.
Bugün, SEC gizli politika yapma duruşunu kullanmakta ve kripto borsalarına karşı yıllardır süren, riskli davaları sürdürmek için yargısal gücüne güvenmekte olup zaten iki tutarsız karara sahiptir[2]. Çok daha iyisi, öngörülebilir ve güvenilir bir kurumun yaptırımı reformlarla yan yana gitmeli ve reformlar sektör ve kamuoyuyla iş birliği içinde ilan edilmelidir.
Bu arada, Avrupa düzenleyici otoriteleri kripto varlıklara ilişkin kapsamlı bir çerçeve olan Kripto Varlık Piyasaları Yönetmeliği’ni (Markets in Crypto Assets Regulation-MiCA) ortaya koymuş olup bu düzenleme Haziran 2024’ten itibaren yürürlüğe girmiştir. MiCA türünün ilk örneğidir, ancak türündeki ilk örnek değildir [MiCA is the first of its kind, but not the first of a kind]. Finansal Araç Piyasaları Direktifi, İzahname Yönetmeliği (Markets in Financial Instruments Directive, Prospectus Regulation) ve MiCA’nın yerini almadığı ancak tamamladığı Piyasanın Kötüye Kullanılması Yönetmeliği’nden (Market Abuse Regulation) önce gelir.
MiCA yalnızca sabit paralar (stablecoins) ve yardımcı token’larla (utility tokens) ilgilidir. Beklendiği gibi teknoloji şirketleri yerine yerleşik finans kuruluşlarının lehine ağır bir şekilde çarpık olan uzun bir yetkilendirme, kamuyu aydınlatma ve raporlama rejimi yaratmaktadır. Daha sonra uygulama görevlerini, hiçbir yargısal veya kural koyma işlevi olmayan ve yalnızca Avrupa Komisyonu’na danışma organı olarak hizmet veren Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi (European Securities and Markets Authority-ESMA) yerine 27 ulusal ajansa atar.
Avrupa ulusal ajansları karmaşıklık ve uygulama yaklaşımında farklılık göstermektedir. Daha da önemlisi, farklı standartlar uygulayarak Avrupa Birliği (AB) tüzüklerinin yorumlanmasında farklılık gösterirler ve bu da yasanın uygulanmasında ve düzenleyici tahkimde tutarsızlıklara neden olur. Kısmen, bu durum bir “Avrupa Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu” oluşturulması çağrılarını ve sermaye piyasaları birliği planının yeniden ortaya çıkmasını açıklar[3]. Tüm bunlar Avrupa düzenleyici otoritelerine uyarıcı bir hikâye sunar: Kripto veya yapay zekâda olsun, genel düzenleyici ortam içsel zayıflıklar nedeniyle çekici değilse, ilk olmak rekabet eden yargı bölgelerine karşı başarı anlamına gelmez.
Yine de, ABD’deki idari devlet de zayıflamıştır. Jarkesy, Loper Bright ve Batı Virginia’daki son davalarda, ABD Yüksek Mahkemesi idari devletin kovuşturma ve reform yapma takdir yetkisini dizginlemiştir. Sonuç olarak, bu değişim kural önerilerinin daha fazla incelenmesiyle kural koyma sürecini uzatmıştır. Buna karşılık, kurumlar kural taslağı hazırlama konusunda daha çekingen hale gelmişlerdir. Bu olgu, genellikle yenilikçi ve ileriye dönük girişimler ortaya koymaya çalışan Avrupa düzenleyici otoriteleri ile keskin bir tezat oluşturmaktadır.
Ancak, katı bir yargısal inceleme süreci kurumlara boş çek vermez. “Bir kurumun olgunluğunun bir ölçütü, kurala göre hareket etme derecesidir (one yardstick of an agency’s maturity is the extent to which it proceeds by rule).”[4] Dijital varlıklar söz konusu olduğunda, SEC bu nitelikten yoksundur. Politika yapmak için yaptırıma güvenerek, öngörülebilirliğini ve güvenilirliğini azaltmıştır. Sorumlu bir kural tabanlı yaklaşım esastır.
Bu yaklaşım, hâlâ deney aşamasında olan merkezi olmayan teknolojilere hafif bir elle yaklaşmalıdır. Bunları piyasadan çıkarmak, geleneksel yerleşikleri rekabetten korumayı gerektirmektedir. ABD Kongresi bunu asla yetkilendirmemiştir. Komisyona, dolandırıcılığı önleyerek yatırımcıları koruma ve inovasyonu teşvik ederek sermaye oluşumunu kolaylaştırma sorumluluğunu vermiştir. Her ikisini de başarmak ulaşılamaz bir hedef değildir; birini diğerine önceliklendirmek ise uzun vadede akıllıca değildir.
[1] Amendments Regarding the Definition of “Exchange” and Alternative Trading Systems (ATSs) That Trade U.S. Treasury and Agency Securities, National Market System (NMS) Stocks, and Other Securities, 87 Fed. Reg. 15496 (Mar. 18, 2022) and Supplemental Information and Reopening of Comment Period for Amendments Regarding the Definition of “Exchange”, 88 Fed. Reg. 29448 (May 5, 2023).
[2] Securities and Exchange Commission v. Ripple Labs Inc., et al., Case No. 20-cv-10832 (S.D.N.Y. Dec. 22, 2020) and Securities and Exchange Commission v. Coinbase, Inc., et al., Case No. 23-cv-4738 (S.D.N.Y. Jun. 6, 2023). Bu makalede ayrıca Bittrex ve Binance’e karşı açılan davalar da detaylandırılmaktadır.
[3] Christine Lagarde, Europe needs its own SEC, Financial Times (Nov. 17, 2023) at >https://www.ft.com/content/acfc67d9-7f2a-4199-9c79-405fef9cb195>.
[4] Warren E. Baker, Policy by Rule or Ad Hoc Approach—Which Should It Be?, 22 Law and Contemporary Problems (Fall 1957) at 671.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.