Activision Blizzard’ın Microsoft Tarafından Sorunlu Satın Alınması: Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu Kararı*

1. Giriş

Ticari dünyayı döndüren şey, büyümek ve genişlemek için şirketler satın almaktır. Tedarik zinciri konsolidasyonundan değerli fikri mülkiyete erişime kadar her şeyi kolaylaştıran birleşme ve satın almalar/devralmalar (mergers and acquisitions; M&A), ticaret hukuku firmaları ve müşterileri için hayati önem taşımaktadır. Ayrıca büyük bir propaganda da oluştururlar. Instagram’ın Facebook (şimdi ‘Meta’) tarafından 1 milyar dolara satın alınmasını kim unutabilir ki, o zamanlar inanılmaz derecede büyük görünse de şimdi Instagram’ın 33 milyar dolarlık tahmini marka değeri[1] göz önüne alındığında bir tür aşırma (steal) gibi görünmüyor mu? HBO’nun hit dizisi ‘Succession’a kendini kaptıranlar için, büyük medya şirketi Waystar Roco ve teknoloji devi GoJo’nun da dâhil olduğu çılgın anlaşma söz konusudur.

O halde iş dünyasında, büyük şirketler, rakiplerini ortadan kaldırırken güçlenerek büyüyen daha küçük şirketler edinir -bir tür kurumsal Pac-man. Bununla birlikte, sürekli genişleyen bu firmalar, kilit endüstrileri tekelleştirme ve sağlıksız, rekabetten uzak bir pazar yaratma tehdidinde bulunuyorlar. O halde, hükümetlerin ve onların kurumlarının bu hareketleri rekabet hukuku yoluyla düzenlemek için hızlı bir şekilde adım atmaları şaşırtıcı değildir.

Buna yakın tarihli bir örnek, Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun (Competition and Markets Authority-CMA); Microsoft’un Activision Blizzard’ı 75 milyar dolara satın almasını, teknoloji devinin Activision’ın oyunlarını kendi bulut oyun hizmet setine özel hale getirebileceği gerekçesiyle bloke ettiği yani engellediği[2] karardır. Popüler oyun Call of Duty’nin yapımcısı Activision, Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun bu kararının İngiltere’nin teknoloji şirketleri için çekici bir ülke olma çabalarını baltaladığını iddia ederek karşılık vermiştir. Her iki şirket de, Rekabet Temyiz Mahkemesi’nde (Competition Appeal Tribunal) karara itiraz etmeyi planladıklarından, Activision kısa süre önce R (Miller) – Avrupa Birliği’nden Çıkış için Dışişleri Bakanlığı (2016) ve AF – İçişleri Bakanlığı (2009) gibi klasik hukuk davalarına dâhil olmasıyla ünlü ağır sıklet denilebilecek Lord David Pannick KC firmasını dış hukuk danışmanı olarak işe aldı. Anlaşma yapılırsa, sessizce bitmeyecektir.

Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun kararının arkasındaki mantık, Microsoft’un onu baltalamak için yaptığı son hamlelerden etkilenmemiştir. Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’na göre Microsoft, Call of Duty, Overwatch ve World of Warcraft gibi oyunları satın alarak, bulut oyun hizmetlerinin %60 ila %70’ini kontrol ettiği göz önüne alındığında, kullanılabilirliğini sınırlayabilirdi. Soruşturma sırasında Microsoft, satın almanın rekabeti engellemek yerine kolaylaştıracağını kanıtlamak için Nvidia’nın GeForce Now hizmeti ve Boosteroid dâhil olmak üzere bulut oyun hizmetleri ile lisans anlaşmaları imzaladı ve Call of Duty’i Nintendo’nun Switch konsoluna getirme taahhüdünde bulundu. Bununla birlikte, bu tür teklifler nihayetinde yetersiz kaldı.

Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun kararı, Microsoft’un şimdiye kadarki en büyük anlaşmasına potansiyel olarak vurulmuş ölümcül bir darbedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD), Federal Ticaret Komisyonu (Federal Trade Commission-FTC) geçen yıl anlaşmayı engellemek için dava açarken, Brüksel’deki düzenleyici kurumların gelecek ay bir karar vermeleri beklenmektedir. Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun bu kararı ABD Federal Ticaret Komisyonu için cesaret verici[3] olsa da, ABD antitröst davalarında hükümetin üzerindeki ağır yük ve şimdi keşfedeceğimiz Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu ve ABD Federal Ticaret Komisyonu tarafından alınan farklı yaklaşımlar göz önüne alındığında, önümüzdeki yol hala belirsizdir.

2. Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu ve ABD Federal Ticaret Komisyonu davaları arasındaki farklar

Temel fark, ilgili düzenleyiciler tarafından dile getirilen endişelerin kapsamı ile ilgilidir. ABD Federal Ticaret Komisyonu, Microsoft’un Activision üzerinde kontrol sahibi olması durumunda fiyatlandırmayı manipüle edebileceğini, rakip konsollarda ve oyun hizmetlerinde oyun kalitesini veya oyuncu deneyimini düşürebileceğini, içeriğe erişim koşullarını değiştirebileceğini veya rakiplerin içeriğini engelleyerek tüketicilere zarar verebileceğini iddia etmektedir. ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun endişeleri, oyun abonelik hizmetleri, bulut oyunları ve yüksek performanslı konsolları da kapsamaktadır. Öte yandan, Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun davası, öncelikle bulut oyun pazarındaki rekabete olası zararı göz önünde bulundurarak daha dar bir odağa sahiptir. ABD Federal Ticaret Komisyonu’ndan farklı olarak Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu, işlemin konsol pazarındaki rekabete zarar vereceği teorisini benimsememiştir.

Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun kararının arkasında yatan gelecekteki rekabete zarar verme kavramı, muhtemelen ABD mahkemelerinde İngiliz mahkemelerinden daha güçlü bir direnişle karşılaşacaktır. New York Üniversitesi’nde hukuk profesörü ve ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun Rekabet Bürosu eski müdür yardımcısı Daniel Francis’in gözlemlediği gibi: “Nihayetinde, Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu, ABD Federal Ticaret Komisyonu’nun izlemeyi daha zor bulabileceği bir yol seçmiş görünmektedir.” Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun gelecekteki rekabet ortamını tahmin etmeye hazır olmasının ABD’de destekçileri de vardır. Vanderbilt Hukuk Fakültesi’nde antitröst profesörü olan Rebecca Haw Allensworth’a göre, “Avrupalı düzenleyicilerin geleceğe bakma istekliliği (…) ve ABD’de daha çok mücadele ettiğimiz bir şeydir.” Zıt yaklaşımlar, bulut oyunu gibi yeni teknolojilerin sürekli olarak ortaya çıktığı oyun endüstrisi gibi hızlı gelişen sektörleri düzenlemenin zorluklarını da vurgulamaktadır.

3. Davaların etkileri

Bu davaların hem Microsoft hem de genel olarak rekabet hukuku açısından bir takım önemli sonuçları vardır.

Microsoft’a gelince, Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun anılan kararı, oyun sektöründeki varlığını güçlendirmek ve Sony ve Nintendo gibi rakipleri ile rekabet etmesine yardımcı olmak için Activision anlaşmasıyla hedefini tehdit etmiştir. Microsoft, satın alma konusundaki kararlılığını sürdürdüğünü ve Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun kararına itiraz etmeyi planladığını belirtmiştir. Ancak uzmanlar, bunun izlenmesi zor bir yol olduğunu ve tarafların bu aşamada anlaşmalardan vazgeçmesinin alışılmadık bir durum olmadığını söylemektedirler. Microsoft, Activision’ı satın alamazsa, oyun endüstrisindeki konumunu güçlendirmenin başka yollarını bulmak zorunda kalabilir. Birleşme ve devralmalar, çalışmaya hazır ve ünlü bir markayı satın almanın avantajlarını sunarken, Microsoft’un kendi içinde orijinal fikri mülkiyete ve yeni fikirlere sahip bir oyun geliştirme ekibi araması gerekebilir.

Daha genel olarak, oyun sektörü, rekabet düzenleyicileri tarafından giderek daha fazla incelemeye maruz kalan birçok sektörden yalnızca biridir. Big Tech, son yıllarda özellikle Avrupa’da çok sayıda zorlukla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin, Eylül ayında Avrupa Birliği (AB) Genel Mahkemesi, arama motorunun Android cihazlarda hâkim konumunun sağlamlaştırılması ile ilgili ihlaller nedeniyle Google’a rekor düzeyde 4,34 milyar avro para cezası[4] veren bir AB antitröst kararını onamıştır. Şimdi Silikon Vadisi devleri, internetteki rekabeti dönüştürmeyi amaçlayan ayaklandırmayla karşı karşıyadırlar. (ABD Başkanı) Biden Yönetimi’ndeki daha şahin antitröst yetkilileri de dalga geçiyorlar. Düzenleyici müdahaleye ilişkin korkular, görünüşe göre 2023 yılının en büyük özel sermaye satın alımını raydan çıkardı.

Gerçekten de hem Avrupa hem de ABD’deki daha iddialı düzenleyiciler, özellikle teknoloji sektöründe büyük satın almalar yapmak isteyen diğer şirketler üzerinde caydırıcı bir etkiye sahip olabilir. Düzenleyicilerin bu anlaşmalara itiraz etme olasılığı daha yüksekse, şirketler onları takip etmekte daha tereddütlü oabilir, bu da sonuçta inovasyonu sınırlayabilir ve tüketicilere zarar verebilir.

4. Sonuç

Microsoft vakaları, Big Tech’in karşı karşıya kaldığı artan rekabet incelemesinin altını çizmektedir. Birleşik Krallık Rekabet ve Piyasa Kurumu’nun Activision’ın satın alınmasını engelleme kararı ABD Federal Ticaret Komisyonu’nu cesaretlendirebilse de, iki dava arasındaki farklar göz önüne alındığında kendi mücadelesinin başarılı olup olmayacağı henüz belli değildir. Sonuç ne olursa olsun, vakalar Atlantik’in her iki yakasındaki rekabet düzenleyicilerinin artan kararlılığını göstermektedir. Microsoft’a gelince, itiraz etme isteklerine rağmen, çetrefilli antitröst sorunlarına yol açan gelecekteki satın almalardan uzak durmak zorunda kalabilirler. Büyük pazar gücü ile büyük düzenleyici sorumluluk gelir.

[1] Bu konuda bkz. < https://www.statista.com/statistics/1324427/instagram-brand-value/#:~:text=Instagram%3A%20brand%20value%202020%2D2022&text=In%202022%2C%20brand%20value%20of,at%2033.48%20billion%20U.S.%20dollars >

[2] Bu konuda bkz. < https://www.reuters.com/markets/deals/uk-watchdog-defends-microsoft-block-face-onslaught-companies-2023-04-27/ >

[3] Bu konuda bkz. < https://netblogpro.com/amp/2023/04/27/microsofts-activision-deal-blocked-in-uk-what-it-means-for-ftc-.html >

[4] Bu konuda bkz. < https://curia.europa.eu/jcms/upload/docs/application/pdf/2022-09/cp220147en.pdf >

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.