Hararetli tartışmaların ardından, Sermaye Piyasaları Model Dava Yasası’nın [Capital Markets Model Case Act (Kapitalanleger-Musterverfahrensgesetz, KapMuG)] yeni reformu nihayet parlamentodan geçmiş olup yakında da yürürlüğe girecektir. Artık zaman kısıtıyla sınırlı olmayan yasanın reform edilmiş sürümünde, yargılamaların askıya alınması ve delillere erişim alanlarındaki önemli ayarlamalar, artan verimliliğe ve yargılamalara dâhil olan taraflara sağlanan fırsatlar arasındaki dengenin güçlendirilmesine (yani silahların eşitliğine) doğru yol göstermektedir.
1. Alman ‘Sermaye Piyasaları Model Dava Yasası’nın (KapMuG) Kısa Tarihi
KapMuG, 2000 yılında Deutsche Telekom AG’nin halka arzı ile ilgili bireysel davaları ve bununla ilişkili kamyon dolusu belgeleri bir araya getirerek mahkemelerin yükünü hafifletmek için 2005 yılında tanıtılmıştır. KapMuG’dan önce, Alman hukuk davalarında benzer bir toplu hukuki koruma aracı yoktu; Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) “toplu davalar” (class actions) anlamında “toplu davalar” her zaman hoş karşılanmıyordu.
Ancak, davacılar ve yasal temsilcileri için prosedürel engeller ve komplikasyonlar giderek daha fazla gündemde yer almakta; ayrıca, önemli maliyet riskleri, aksi takdirde çok pahalı olan işlemlerin, kurumsal yatırımcılar için bile, finanse edilmesini çok zorlaştırmaktadır.
Peki, yeni KapMuG 2.0 ile bu durum değişecek mi?
2. Yürürlükte Kalma Süresinin Sonundan Önce Yapılan Reform
KapMuG’un Ağustos 2024’ün sonunda sona ermesi planlanıyordu. Alman Bundestag, KapMuG’un son reformunu 13 Haziran 2024 tarihinde geçirdi ve yenilenen KapMuG’un bu yaz, sabit bir süre sonu olmadan yürürlüğe girmesi planlanıyordu. Son dakikada, danışılan hukuk uzmanları ve uygulayıcılar olumlu, yatırımcı dostu değişiklikler getirebildiler. Mükemmellikten hâlâ çok uzak olabilir, ancak zarar eden yatırımcıları korumak için kesinlikle büyük bir adımdır.
Sonrasında ne olur?
3. Statükoya Göre Önemli Değişiklikler
- Uygulama kapsamının genişletilmesi (expansion of the scope of application): Piyasaya ayak uydurma çabasıyla, yeni KapMuG artık kripto varlıklarının saklayıcılarına, derecelendirme kuruluşlarına ve denetçilere yönelik talepleri de kapsamaktadır.
- Yargılamaların hızlandırılması (acceleration of proceedings): Reformun birincil amacı, örnek dava yargılamalarını hızlandırmaktır. Telekom ve Hypo Real Estate davaları, bir anlaşmaya varılmadan önce sırasıyla 20 ve 13 yıl sürmüştür.
Peki, bu yeni sistem nasıl çalışacak?
Gelecekte daha yüksek derece bölge mahkemelerine daha fazla yetki verilecektir (the higher regional courts will be given more powers in the future): Önlerine getirilen örnek davalar yalnızca uygun gördükleri takdirde açılacaktır. Ayrıca, daha yüksek derece bölge mahkemeleri, bölge mahkemelerinden gelen referans emirlerine güvenmek ve bunları zahmetli ek başvurularla genişletmek yerine, bir açılış kararında (opening order) model davanın hedeflerini kendileri formüle edeceklerdir. Yasa koyucunun niyetine göre, daha yüksek derece bölge mahkemeleri tarafların taleplerini karşılayamayacak ve verimli bir uygulama sağlamak için model dava işlemlerinin konusunu azaltabileceklerdir.
Ayrıca, sonucu bir model davaya bağlı olan tüm yargılamaların durdurulması artık gerekli değildir; yalnızca KapMuG yargılamasının yürütülmesi için başvuruda bulunulan veya davacının model dava yargılamasının başlamasından sonra açıkça durdurma talebinde bulunduğu yargılamaların durdurulması yeterlidir.
Temel bir değişiklik olarak, KapMuG’nin 3, 6 ve 10. maddeleri artık ilk kez açıkça soyut bir bağımlılık standardı ortaya koymaktadır. Model dava başvurusunun duyurulmasıyla, konuyla ilgili ilk yargılamalar, hukuki uyuşmazlıktaki kararın iddia edilen beyan hedeflerine bağlı olması muhtemel olduğu ölçüde kesintiye uğrar. “Muhtemelen” (presumably) teriminin tanıtılmasıyla, yasa koyucunun başlangıçta amaçladığı esneklik, yasal metne sabitlenir ve Federal Adalet Divanı (Bundesgerichtshof, BGH) tarafından mülga (eski) KapMuG’ye “yorumlanan” (interpreted) somut bağımlılık standardını açıkça reddeder ki; bu da bölgesel mahkemeler tarafından yapılan ön incelemeyi ve dolayısıyla askıya alınmadan önceki tüm yargılamaların süresini gereksiz yere zorlar. Bu değişiklik, bir erteleme için engelleri önemli ölçüde azaltmakta ve böylece ilk yargılamalardaki davacıların gelecekte model yargılamalara erişmesini önemli ölçüde kolaylaştırmaktadır. Artık her ayrıntıya bağlı değildir ve bölgesel mahkeme düzeyinde zaman alıcı delil toplama işlemi bu nedenle önlenebilir ve önlenmelidir.
Delillerin toplanması konusunda, yasama organı ayrıca davacılar için KapMuG’u olumlu bir şekilde yeniden düzenlemiştir. KapMuG’un önceki sürümü bu açıdan özellikle tatmin edici değildi (özellikle de tarafların aynı anda çeşitli hukuki ve cezai işlemlerde yer aldığı büyük şirketlere karşı açılan davalarda) çünkü bu davalarda üretilen ilgili deliller yatırımcılar tarafından sıklıkla elde edilemiyordu. Bu reform, taraflar arasındaki bilgi farklılıklarını azaltarak ve davacının bakış açısından KapMuG işlemlerinin çekiciliğini artırarak bunu düzeltmeyi amaçlamaktadır.
Örnek davacı veya örnek davalının talebi üzerine Yüksek Bölge Mahkemesi, ilgili koşullar karşılanırsa delile sahip diğer tarafa veya üçüncü tarafa delilleri sunmasını emretmelidir. Değişikliğin yalnızca verimliliği ve hızı artırması değil, aynı zamanda ilgili taraflar üzerinde daha hızlı bir şekilde anlaşmaya varma baskısını da artırması beklenmektedir.
Eşlik eden değişiklikler, zamanaşımı süresinin yaklaşması durumunda alınacak tedbirleri ve Alman Medeni Kanunu’nu (Bürgerliches Gesetzbuch, BGB) da etkileyecektir. KapMuG’un yeni sürümüne göre, zamanaşımı süresinin durdurulması, bir davacı beyan amaçlarıyla aynı olgulara dayalı olarak model davada bir talepte bulunursa, sevk emrinin kamuya açıklanmasıyla [KapMuG madde7(4), cümle 1] başlar. Sonuç olarak, model davacının duyurusunun daha sonraki tarihini beklemek artık gerekli olmayacaktır. Zamanlamadaki bu değişikliğin amacı, model davanın birleştirme etkisinden yararlanmak için başvuruyu, nispeten daha ucuz ve daha düşük eşikli bir ilk hukuki işlem biçimi olarak güçlendirmektir. Bu nedenle, gelecekte, sevk emrinin kamuya açıklanması sırasında henüz zamanaşımına uğramamışlarsa, talepler “KapMuG madde 13(1), cümle 1” uyarınca zamanaşımı tüketilerek yapılabilir. Bu, mevcut zamanaşımı sürelerine bağlı olarak, daha fazla bildirimde bulunan tarafın zaman içinde ve daha düşük maliyet riskiyle bundan faydalanabilmesinin muhtemel olduğu anlamına gelmektedir.
4. Bekleyen Yargılamalar Üzerindeki Etkiler
Yeni düzenleme, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yalnızca yeni başlatılan işlemlere uygulanacak ve dolayısıyla geriye dönük (yani makable şamil) bir etkisi olmayacaktır.
Ancak yapılan değişiklikler, özellikle soyut bağımlılık standardı ve belge sunma zorunluluğu gibi hususlarda yasa koyucunun iradesini o kadar açık bir şekilde ifade etmektedir ki, söz konusu değişiklikler mevcut hükümlerin yorumlanmasını da basitleştirebilir ve dolayısıyla hâlihazırda devam eden yargılamalarda mülga KapMuG’un hukuki yorumlanması üzerinde de anlamlı bir etki yaratmalıdır.
Şimdilik, mahkemelerin özellikle yargılamanın ilk aşamalarında aşırı biçimsel koşullar dayatma yaklaşımı, genellikle verimliliği engellemektedir. Ancak, alt mahkemelerin bu mantığı ve yasa koyucunun artık açıkça ilan edilen iradesini takip edip etmeyeceği henüz belli değildir.
5. Görünüm
Yeni düzenleme önemli bir dönüm noktasını temsil etmekte olup; yeni yasanın hâlihazırda bekleyen sermaye yatırımcısı test davalarının uygulanması ve yorumlanması üzerinde, özellikle de XI ZB 13/18 davasındaki talihsiz BGH kararı ve alt mahkemelerdeki yorumlanması ve uygulanması göz önünde bulundurulduğunda, nasıl bir etki yaratacağını görmek ilginç olacaktır. Bu, özellikle Bayer AG’ye (Monsanto devralımından ve Roundup riskinden kaynaklanan) ve EY’ye[1] (Wirecard skandalından kaynaklanan) karşı açılan davalar gibi daha yakın tarihli davalarda önemli olacaktır.
Bazı değişiklikler açıkça “her zaman amaçlanan buydu” (that’s what was always meant) şeklinde kategorize edilebildiğinden, bir avukatın bakış açısından, devam eden işlemlerde komplikasyonların ve gecikmelerin yanı sıra, işlemleri bölmek gibi pratik ve taktiksel olarak saçma ve gereksiz engellerin ortadan kaldırılması gerektiği yaklaşımı açıkça savunulmalıdır. KapMuG’da yapılan söz konusu değişiklik kabul edildiğinden beri parlamento yasama organlarının iradesi açıkça siyah beyaz olarak ortaya konmuştur. Bekleyen değişiklikler, gereksiz engellerin açıkça ortadan kaldırılmasını temsil etmektedir. Reform edilen ifadelerin fikirlerinin mümkün olduğunca şimdi yürürlüğe girmesine izin vermek, yasal koruma açısından bir seçenek değil, bir zorunluluktur.
[1] Çevirenin Notu: EY: [Ernest&Young]
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.