
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Adalet Bakanlığı’nın (Department of Justice-DOJ) Antitröst Dairesi ve Federal Ticaret Komisyonu (Federal Trade Commission-FTC) kısa süre önce birleşme kılavuzlarına/yönergelerine (merger guidelines) ilişkin revizyon taslağını yayınladı. Birleşme yönergeleri, belirtilen bu ajansların birleşmeleri nasıl değerlendirdiğini ve hangi anlaşmalara itiraz edileceğine dair kararlara nasıl ulaştığını açıklamayı amaçlamaktadır.
Kılavuzların kendisinin yasa olmadığını ve sonuçta bir satın almanın yasayı ihlal edip etmediğine karar vermenin mahkemelere ait olduğunu belirtmekte fayda vardır. Bununla birlikte anılan kılavuzlar, kurumların işlemleri araştırmak ve bunlara itiraz etmek için kullanacakları çerçeveyi oluşturmaktadır. Bu nedenle potansiyel anlaşmaları analiz ederken ve planlarken bunları dikkate almak önemlidir.
Taslak kılavuzlardan herhangi biri, belirli bir anlaşmanın gerçeklerine bağlı olarak, özel (tahsisli) sermayeyi içeren bir işlem ile ilgili olabilir. Bununla birlikte, seri satın alımlar (devralmalar) ile ilgili bir kılavuz ve kısmi sahiplik satın alımları ile ilgili bir başka kılavuz da, özel sermaye sponsorluğundaki anlaşmalarla ilgilenenlerin özellikle ilgisini çekmektedir.
Seri Satın Almalar (serial acquisitions): Taslak kılavuzda, kurumların “aynı veya ilgili iş kollarındaki bir dizi satın almanın” “tek bir satın almanın tek başına rekabeti önemli ölçüde azaltma veya tekel yaratma eğilimi oluşturma riski taşımasa bile” yasayı ihlal edip etmediğini araştırabileceği belirtilmektedir. Bu analizde, Adalet Bakanlığı ve Federal Ticaret Komisyonu “bireysel satın almaları ilgili kalıpların veya iş stratejilerinin birikimli etkisi ışığında değerlendirecektir.”
Özellikle, seri satın alma kılavuzunun bir işleme itiraz etmek için bağımsız bir temel oluşturmadığı görülmektedir. Bunun yerine, “birleşme taraflarından birinin veya her ikisinin satın alma yoluyla konsolidasyonu sürdürmeye yönelik bir model veya stratejiye giriştiği durumlarda, anılan Ajanslar, birikimli stratejinin etkisini, diğer Kılavuzlardan herhangi biri kapsamında inceleyerek, bu stratejinin rekabeti önemli ölçüde azaltıp azaltmayacağını veya bir tekel yaratma eğiliminde olup olmadığını” belirleyeceklerdir. Çok genel olarak, diğer kılavuzlar, yoğunlaşmış bir piyasaya potansiyel bir girişi ortadan kaldıracak, rakipleri için gerekli girdileri kontrol eden bir firma yaratacak, hâkim konumu sağlamlaştıracak veya yoğunlaşma eğilimini ilerletecek işlemlerin nasıl yapılacağına ilişkin kurumların görüşlerini özetlemektedir.
Yeni seri satın almalar kılavuzunun önemli bir pratik etkisi, bu tür bir satın almayı içeren bir birleşme soruşturmasının tarafları üzerindeki yükü önemli ölçüde artırmak olabilir. Önerilen kılavuzlar, seri satın almalara yönelik herhangi bir genel stratejik yaklaşımı ortaya çıkarmak için kurumların hem söz konusu pazarlarda hem de diğer pazarlarda firmanın fiili satın alma uygulamalarını (tamamlanmış veya tamamlanmamış) inceleyebileceklerini söyledikleri kapsamlı bir araştırma yapılmasını gerektirmektedir. Bu nedenle, araştırılan işlem ile hiçbir ilgisi olmayan pazarlarda, şirketler daha önceki satın almalarla veya en azından “satın alma uygulamaları” ile ilgili materyal üretme talepleriyle karşı karşıya kalabilir. Bu, ilgili pazardaki önceki işlemler ile ilgili materyallerin üretilmesine yönelik önemli ölçüde genişletilmiş taleplere ek olabilir. (Şu anda kurumlar genellikle geçmiş satın alımlarla ilgili malzeme üretme gerekliliğini birkaç yılla sınırlandırıyor.)
Kısmi Mülkiyet ve Azınlık Payları (partial ownership and minority interests): Taslak kılavuza göre kurumlar, kısmi mülkiyet veya azınlık paylarının edinilmesini inceleyecektir. Buradaki potansiyel bir endişe, “bireysel yatırımcıların, bu ortak holdinglerden etkilenebilecek rekabetçi bir ilişkisi olan firmalarda kontrol gücü olmayan paylara sahip olması durumunda” ortaya çıkar [kılavuzlar buna “müşterek mülkiyet” (common ownership) olarak atıfta bulunur].
Kılavuzlar, kısmi mülkiyetin devralınmasının rekabet kaygılarını artırabileceği üç yolu özetlemektedir. Birincisi, kısmi sahiplik “hedef firmanın rekabetçi davranışını etkileyebilir.” Yönergeler, oy verme hakları ve yönetim haklarının bu tür bir etki yaratmanın potansiyel araçları olduğunu belirtiyor ve hatta şunu öne sürüyor: “Oy hakkı olmayan bir hisse, bazı durumlarda, önemli rekabet girişimlerini önleme, geciktirme veya cesaretini kırma fırsatları sağlayabilir veya başka bir şekilde rekabetçi karar alma sürecini etkileyebilir.”
İkincisi, kısmi bir satın alma, “satın alan firmanın rekabet etme teşvikini” azaltabilir. Yönergeler, satın alan firmanın “rakibe karşı işini kaybettiğinde bile temettü veya diğer gelir paylaşımı yoluyla kâr elde etme” potansiyelinin “kısmi mal sahibinin agresif rekabet etme isteğini köreltebileceğini” belirtiyor.
Üçüncüsü, kısmi bir satın alma, satın alan firmanın “hedef firmadan kamuya açık olmayan, rekabet açısından hassas bilgilere” erişmesine izin vererek rekabete zarar verebilir. Söz konusu Ajanslara göre bu tür bilgilere erişim, firmalar arasındaki koordinasyonu kolaylaştırarak rekabete aykırı etkilere neden olabilir.
Taslak yönergelere uygun olarak Federal Ticaret Komisyonu, yakın zamanda bir doğal gaz üreticisi olan EQT Corporation’un bir özel sermaye şirketi olan Quantum Energy Partners’den belirli doğal gaz varlıklarını satın aldığı bir anlaşmada yapısal çözümler talep etmiştir[1]. Federal Ticaret Komisyonu’na göre, “Quantum ve EQT, Appalachian Havzası’ndaki doğal gaz üretimi ve satışında doğrudan rakipler olup, Quantum, “bölgedeki doğal gaz üretiminde aktif bir yatırımcıdır.” Anlaşma başlangıçta Quantum’un EQT’nin en büyük hissedarlarından biri haline geleceği ve EQT’nin yönetim kurulu üyesini atama hakkına sahip olacağı bir nakit ve hisse senedi işlemi olarak yapılandırılmıştı. Federal Ticaret Komisyonu’nun endişelerini çözmek için taraflar, Quantum’un EQT hisselerini elden çıkarmasını gerektiren bir mutabakat kararı üzerinde anlaştılar. Karar aynı zamanda Quantum’un EQT yönetim kurulu üyeliğinden vazgeçmesini de gerektiriyor; Federal Ticaret Komisyonu, bunun, birbirine bağlı müdürlükleri (interlocking directorships) düzenleyen Clayton Yasası’nın 8. maddesini ihlal ettiğini iddia ediyor.
[1] < https://www.ftc.gov/news-events/news/press-releases/2023/08/ftc-acts-prevent-interlocking-directorate-arrangement-anticompetitive-information-exchange-eqt >

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.
