Asgari Ücretin Bağımsız İşletmeler Üzerindeki Etkisi*

Asgari ücreti (minimum wage) artırma önerileri, genellikle bağımsız işletmelerin taban ücret artışlarına karşı özellikle savunmasız olabileceği argümanlarıyla karşılanmaktadır [örneğin, Wall Street Journal (2015) ve Forbes (2021)’daki haberlere bakın]. Son araştırmalar, asgari ücret artışlarının kısa vadede toplam istihdam üzerinde çok az olumsuz etkiye sahip olduğunu bulmuş olsa da [Cengiz vd. (2019), Dustmann vd. (2021), Dube vd. (2010), Allegretto ve Reich (2018), Harasztosi ve Lindner (2019)], bağımsız işletmelerin maliyet artışlarını karşılayamayacak kadar düşük marjlarla faaliyet göstermesi veya maliyetleri tüketicilere yansıtamayacak kadar esnek bir taleple karşı karşıya kalması korkusu, küçük işletmeleri taban ücretlerin artırılmasına karşı muafiyetlere ve hatta toptan muhalefete motive etmektedir.

Son zamanlarda yayınladığımız bir makalede, bağımsız olarak sahip olunan (yani, halka açık olmayan) işletmelerin [independently owned (not publicly traded) businesses] Amerika Birleşik Devletleri’ndeki (ABD) asgari ücret artışlarına nasıl uyum sağladığına dair kapsamlı bir inceleme sunuyoruz (Rao ve Risch, 2024). Bu bağımsız firmalar ve çalışanları üzerindeki etkileri izlemek için, ABD’deki bağımsız işletmelerin (geçişli firmalar) vergi beyannamelerinin evrenini, 10 yıllık bir süre boyunca çalışanlarının ve sahiplerinin solo gelir vergisi beyannameleriyle eşleştirerek yeni panel verileri oluşturuyoruz. Asgari ücretin etkisini tahmin etmek için, asgari ücreti artıran eyaletlerdeki firmaların ve çalışanların sonuçlarını, asgari ücretlerini değiştirmeyen eyaletlerdeki benzer firmalar ve çalışanlarla karşılaştırıyoruz. İdari veriler, en çok etkilenen işletmeler, restoranlar ve perakendeciler arasındaki çeşitli yanıt marjlarını, iş gücündeki, ücret bordrosundaki, gelirlerdeki ve işçilik dışı maliyetlerdeki değişiklikleri ve nihai olarak işletme sahibi kârları ve firma sürdürülebilirliği üzerindeki etkiyi dikkatlice izlememizi sağlıyor. Buna ek olarak, çalışan düzeyinde bir bakış açısı benimsiyoruz ve eyaletlerindeki asgari ücret artışlarının ardından görünüşte savunmasız nüfusların nasıl bir performans gösterdiğini izliyoruz.

Bağımsız işletmeler asgari ücret artışlarına nasıl uyum sağlıyor?

Öncelikle, bağımsız işletmelerin asgari ücret artışlarını takiben iş güçlerini nasıl değiştirdiklerini inceliyoruz ve yalnızca mütevazı ayarlamalar buluyoruz. Firmalar işten çıkarmalara girmiyor ancak bir yılda biraz daha az yarı zamanlı iş sunuyor. Sonuç, firma başına yılda yaklaşık 1,5 daha az istihdam ilişkisi demektir ve bu, büyük ölçüde genç çalışanların elinde olan ve yılda 4 bin dolardan az maaş ödeyen işlerden kaynaklanmaktadır. Ortalama olarak, iş gücü büyük ölçüde değişmeden kalsa da, birkaç yarı zamanlı genç işi artık yeni yüksek ücret seviyesinde sunulmamaktadır.

Firmalar önemli işgücü kesintileriyle yanıt vermiyor ve sonuç olarak, firma ücret faturalarının ortalama yüzde 7 oranında arttığını görüyoruz. Daha sonra, küçük işletmelerin yeni yüksek işgücü maliyetlerini nasıl finanse ettiğini araştırıyoruz. Firmaların gelirlerini yeni maliyetleri tam olarak karşılayacak kadar artırabildiklerini ve böylece hayatta kalan firmalar arasında ortalama olarak kârlarda bir azalma olmadığını görüyoruz. Etkili bir şekilde, daha yüksek ücretler küçük işletme sahipleri veya daha yüksek kazanan çalışanlar için tazminat kesintileri yerine tüketiciler tarafından tamamen finanse edilmektedir.

Hayatta kalan firmalar genellikle daha fazla gelir elde ederek daha yüksek ücretleri finanse edebilseler de, daha yüksek asgari ücretler işletmelerin sürdürülebilirliğini etkileyebilir. Aslında asgari ücretin, maruz kalan bir sektörde faaliyet gösteren küçük işletmelerin sayısını etkilediğini, asgari ücret artışlarını yaklaşık yüzde 1,5 daha az işletmenin izlediğini görüyoruz. Ancak, kaybedilen işletmelerin ortalama olarak daha az üretken olduğunu görüyoruz. Yalnızca işçilere yeni daha yüksek ücretleri ödemeye yetecek gelir elde edecek kadar üretken olan firmalar hayatta kalmaktadır. Sonuç olarak, asgari ücret firmaların bileşimini değiştirerek maruz kalan sektörleri ortalama olarak daha üretken hale getirmektedir. Toplam gelirler benzerdir ancak daha üretken firmalara yeniden tahsis edilir ve bunun sonucunda işçiler gelirlerin daha yüksek bir payını alırlar.

Potansiyel olarak savunmasız çalışanlar üzerindeki etkiler

Şirket düzeyindeki istihdam analizi, şirketlerin uyum sürecinin işler üzerindeki etkisini gösterir. Anlamlı istihdam etkilerinin olmaması, daha yüksek ücretlerin en düşük ücretli çalışanlar için daha yüksek gelirlere yol açtığını gösterir. Yine de, şirketlerdeki azalma, gençlerin yarı zamanlı işe alınmasının azalması ve büyük halka açık işletmelerde potansiyel olarak farklı uyumlar da çalışanların gelir yörüngelerini şekillendirecektir.

Asgari ücret politikalarının, yardım etmeyi amaçladıkları çalışanların kazançlarını nasıl etkilediğini öğrenmek için, iki tamamlayıcı bireysel düzeyde panel oluşturuyoruz. 1) Tipik düşük ücretli çalışanların yıllık kazançlarının ve istihdamının asgari ücret politikalarından nasıl etkilendiğini açıklayan düşük gelirli çalışanlardan oluşan bir panel, ancak politika değişikliğinden önceki yıldaki istihdama bağlı olduğu için çalışan girişi üzerindeki etkileri yakalayamıyor. 2) Asgari ücret artışından önce istihdam edilmiş olabilecek veya olmayabilecek 15 ila 26 yaş arasındaki genç bireylerden oluşan bir panel, firmalar daha az yarı zamanlı genç işe aldıkça işgücündeki ilk yerlerini kaybedebilecek olanların girişlerinin ve kazançlarının ücret tabanlarından nasıl etkilendiğini bildiriyor. Bu panelleri kullanarak, asgari ücret artışından dört yıl sonra şunları buluyoruz:

  • Düşük gelirli çalışanların yılın bir noktasında işe girme olasılıkları daha düşük değildir ve yılda ortalama 2 bin dolar daha fazla kazanırlar.
  • Asgari ücret artışından önce işi olmayan genç bireylerin istihdam edilme olasılığı daha yüksekti ve ortalama olarak yaklaşık 2 bin dolar daha fazla kazanıyorlardı. Aynı durum daha önce istihdam edilmiş genç işçiler için de geçerlidir.
  • Tutma oranları yükselir. Çalışanların asgari ücret artışının ardından aynı işverende kalma olasılıkları daha yüksektir, bu da potansiyel olarak firma üretkenliğini artırır ve gelir artışlarını kolaylaştırır.

Özet

Birlikte, kanıtlar bağımsız işletmelerin daha yüksek işgücü maliyetlerini artan gelirlerle finanse ederek önemli işgücü değişiklikleri olmadan asgari ücret artışlarına büyük ölçüde uyum sağlayabildiğini göstermektedir. Yine de, daha yüksek ücret tabanı belirli küçük işletmelerin sürdürülebilirliğini etkilemektedir, böylece yalnızca yeni daha yüksek ücretleri ödeyerek faaliyet gösterebilecek kadar üretken olan işletmeler hayatta kalabilir. Bununla birlikte, potansiyel olarak savunmasız çalışanların asgari ücret artışını takip eden belirli bir yılda istihdam edilme ve yılda önemli ölçüde daha fazla kazanma olasılıkları daha düşük değildir. Birlikte ele alındığında, asgari ücret, tüketicilerden artık firma gelirlerinin daha büyük bir payını alan çalışanlara doğru yeniden dağıtım yaparken, maruz kalan pazardaki işletmelerin üretkenlik dağıtımını şekillendirir.

* Çevirenin Notu: İşbu çeviriye ilişkin orijinal metindeki “referanslar”, çevirinin sonunda yer almaktadır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.