A. Harekete geçme ihtiyacı
Sorun nedir ve neden AB düzeyinde bir sorundur?
Avrupa Birliği (AB), iç pazarın 30. yılını kutlarken, işletmeler hâlâ farklı ulusal kurumlar vergisi sistemleriyle karşı karşıyadır. Kurumlar vergisi oranları ve teşviklerin ötesinde, her ulusal sistemin farklı özellikleri vardır. AB çapında faaliyet gösteren işletmeler, farklı vergi kuralları, uygulamaları, yorumları ve idari yükümlülüklerin yanı sıra farklı sistemler arasındaki etkileşimlerle ve vergi haklarının ve gelirin AB Üyesi Devletlerarasında tahsisinde ikili bir yaklaşımla karşı karşıyadır. Buradan, vergi yükümlülüğü hesaplamalarının ve vergi yükümlülüklerine uymak için gereken kaynakların bir Üye Devletten diğerine değişme eğiliminde olduğu sonucu çıkmaktadır.
Bu durum, iç pazarda faaliyet gösteren işletmeler için yüksek düzeyde karmaşıklığa ve dengesiz bir oyun alanına yol açmaktadır. Bu, AB’deki işletmeler için yüksek vergi uyumu yüküne neden oluyor ve sınırlar arası genişlemenin önünde bir engel oluşturuyor. Vergi muamelelerindeki farklılıklar yatırım kararlarını bozabilir ve vergide belirsizlik ve anlaşmazlıklara yol açabilir, ancak bu gerekli olmayabilir.
Bu konular AB düzeyinde özellikle önemlidir, çünkü AB oldukça bütünleşik bir iç pazara sahiptir. Diğer pek çok alanda işletmelerin iç pazarda ortak standartlar altında faaliyet gösterebilmesini sağlamak amacıyla AB hukukunda önemli ilerlemeler sağlanırken, farklı kurumlar vergisi yükümlülükleri bir engel olmaya devam ediyor. Pek çok işletmenin sınırlar ötesinde faaliyet gösterdiği, giderek dijitalleşen ve bütünleşen bir Avrupa ekonomisinde, iç pazar, bu sorunları AB düzeyinde ele almadan tam potansiyeline ulaşamaz.
Ne başarılmalıdır?
Girişimin genel hedefleri şunlardır:
(i) AB’deki işletmeler için vergi kurallarının basitleştirilmesi;
(ii) AB’de büyüme ve yatırımın teşvik edilmesi;
(iii) Üye Devletler için adil ve sürdürülebilir vergi gelirlerinin sağlanması.
Bu tür genel hedeflere ulaşmak için aşağıdaki özel hedeflere ulaşılmalıdır:
(i) AB işletmelerinin uyum maliyetlerini azaltmak;
(ii) Sınır ötesi genişlemeyi teşvik etmek;
(iii) İş kararlarını etkileyen çarpıklıkların azaltılmasına katkıda bulunmak ve böylece eşit şartlar sağlamak;
(iv) Çifte ve aşırı vergilendirme ve vergi ihtilafları riskini azaltmak ve
(v) İş dünyasında vergi kesinliğini ve adaletini artırmak.
AB düzeyinde eylemin katma değeri nedir (yetki devri)?
Girişimin ele alacağı sorunlar tüm Üye Devletler için ortaktır ve ulusal düzeyde farklı eylemlerle etkili bir şekilde çözülemez. Sorunlar ulusal sistemlerin parçalanması ve çeşitliliğinden kaynaklandığından, ulusal düzeyde koordine edilmemiş önlemler daha fazla karmaşıklık yaratarak istenmeyen sonuçlara yol açabilir. Özellikle ikiden fazla Üye Devlette faaliyet gösteren gruplar için ikili yaklaşımlar da sınırlı olacaktır. Bu bağlamda, yalnızca AB çapında ortak kurallar dizisi öngören bir girişim etkili olabilir.
Sorunlar öncelikle sınır ötesi nitelikte olduğundan, yalnızca AB düzeyinde mevzuatın belirlenmesiyle çözülebilir. Uyum maliyetlerinde ve vergi belirsizliğinde beklenen düşüş, AB’de yatırımın yanı sıra sınır ötesi genişlemeyi de teşvik edecektir. Farklı Üye Devletlerde faaliyet gösteren işletmeler, vergi ile ilgili gereksiz engellerle engellenmeksizin, kuruluş özgürlüğünü ve sermayenin serbest dolaşımını tam olarak en üst düzeye çıkarabilecektir. Dolayısıyla bu girişim, AB hukuku aracılığıyla üstlenildiğinde, yetki devri ilkesi doğrultusunda değer katan unsurları içermektedir. Tüm Üye Devletler için ortak bir yaklaşım, amaçlanan hedeflere ulaşma konusunda en yüksek şansa sahip olacaktır.
B. Çözümler
Hedeflere ulaşmak için çeşitli seçenekler nelerdir? Tercih edilen bir seçenek var mı, yok mu? Değilse neden?
Hedeflere, iç pazardaki şirket gruplarının kurumsal vergilendirmesine ilişkin mevcut zorlukları ele alan iki yasal düzenlemeden oluşan bir girişim yoluyla ulaşılabilir. İlk yasa, AB’deki büyük şirket gruplarının vergi matrahının hesaplanmasına yönelik ortak bir kurallar dizisi ortaya koyarken; ikincisi, Üye Devletler için transfer fiyatlandırmasına ilişkin ortak bir yaklaşım ortaya koyacaktır. Bu girişim, etki değerlendirme raporunda şu şekilde analiz edilmektedir:
Özetle, büyük gruplar halindeki şirketlerin vergi matrahının hesaplanmasına yönelik, İkinci Sütun ilkeleri ile yakından uyumlu yeni bir dizi basitleştirilmiş vergi kuralları, kapsamına girecek vergi mükellefleri için 27 farklı kurumlar vergisi sisteminin yerini alacaktır. Finansal muhasebe beyanları, grubun AB’deki kurumlar vergisi matrahını hesaplamak ve daha sonra bu toplu matrahı Üye Devletler genelindeki üyelerine tahsis etmek için bir başlangıç noktası olarak kullanılacaktır.
Transfer fiyatlandırmasına yönelik ortak bir yaklaşım, Üye Devletlerin ilişkili işletmeler arasındaki işlemleri ele alma biçiminde tutarlılık sağlayacak, böylece kâr aktarımını azaltacak ve vergi kesinliği ve şeffaflığını artıracaktır.
Mezkûr Rapor, farklı politika seçeneklerini tanımlıyor ve bu seçeneklerin üç kombinasyonunu çok özel olarak değerlendiriyor.
Sürüm 1 – “Kapsamlı” (comprehensive): Bu sürüm, tüm vergi mükellefleri için zorunlu olan kurallar önerecek ve en yüksek düzeyde uyumlaştırmayı ve derhal uygulamayı içerecektir. Bu seçeneklerin birleşimi, AB’deki grup vergilendirmesine ilişkin mevcut ulusal kuralların yerine geçeceği göz önüne alındığında, mümkün olan en geniş kapsamı ve bunun sonucunda AB işletmeleri ve Üye Devlet vergi makamları için en kapsamlı basitleştirmeyi sağlayacaktır.
Sürüm 2 – “Hafif” (light): Bu sürüm, en az düzeyde uyumla isteğe bağlı olan ve kademeli olarak uygulanması planlanan kurallar önerecektir. Bu seçeneklerin bir araya gelmesi mevcut durumdaki (statüko) bazı değişiklikleri beraberinde getirecektir, ancak bunlar kapsam olarak daha dar, daha az kapsamlı ve kademeli uygulama hükümlerine sahip olacaktır.
Sürüm 3 – “Bileşik” – tercih edilen seçenek (preferred option): Bu sürüm, zorunlu uyumlaştırma ve kademeli uygulama özelliklerinin bir derlemesidir. Sınır ötesi yapılara sahip olma olasılığı en yüksek olan ve sistemin sunduğu basitleştirmeden en fazla fayda sağlaması beklenen büyük grupları hedef alan ortak ve zorunlu kuralları içeren hibrit bir yaklaşım sağlar. Transfer fiyatlandırması kuralları, ilkelere dayalı mevzuat biçiminde uyumlu hale getirilmekte ve bu alanda Üye Devletlerarasında gelecekteki koordinasyonun çerçevesini oluşturmaktadır. Sürüm 3, sınırlı zorunlu kapsamı yalnızca ortak kurallardan çoğunlukla yararlanabilecek grupları içerecek şekilde tanımlandığından verimlilik göstermektedir. Ayrıca grubun vergi matrahının önceki üç mali yılda elde edilen vergilendirilebilir sonuçların ortalaması alınarak dağıtılmasına yönelik bir geçiş kuralı öngörmekte ve bu şekilde vergi gelirlerinde ulusal düzeyde istikrar sağlanmaktadır. Ayrıca, muhtemelen formüllere dayalı dağıtıma dayanan kalıcı bir tahsis yöntemine giden yolu açabilecek bir inceleme mekanizması da içermektedir.
C. Tercih edilen seçeneğin etkileri
Tercih edilen seçeneğin faydaları nelerdir?
Etki değerlendirmesi (impact assessment), sınır ötesi faaliyet gösteren firmalar için mevcut vergi uyum maliyetlerinin, sınır ötesi zararların mahsup edilmesinin, amortisman oranları gibi uyumlaştırılmış vergi matrahı kurallarının, ve ortak bir vergi matrahının tahsisidir. Etki değerlendirmesi, tercih edilen seçeneğin AB’deki gayrisafi yurtiçi hâsıla ve vergi gelirleri üzerindeki makroekonomik etkisini içermektedir.
Tercih edilen seçeneğin maliyeti nedir?
Söz konusu girişimin referans alabileceğimiz bir emsali bulunmadığından maliyetler kesin olarak tahmin edilememektedir. Ayrıca, çok somut tahminler üretmek için güvenilir bir şekilde kullanılabilecek özel bir veri yoktur. Etki değerlendirme raporu olası maliyetlerin bazılarını tanımlamaya çalışmaktadır.
Büyük gruplar için, vergilendirilebilir sonuçlarının hesaplanmasına yönelik ortak çerçevenin uygulanması sırasında aşağıdaki maliyetlerin oluşması beklenmektedir: Bilişim Teknoloji sistemlerinin güncellenmesi ile ilgili kısa vadeli (bir defaya mahsus) ayarlama maliyetleri ve şirket personelinin ve vergi idarelerinin yeni sisteme uyum sağlama konusunda eğitimi ve vergi idareleri arasında bilgi alışverişine ayrılan personel gibi idari nitelikteki devam eden operasyonel maliyetler.
Transfer fiyatlandırması söz konusu olduğunda, hâlihazırda büyük gruplar ve vergi idareleri bünyesinde transfer fiyatlandırması ile ilgilenen çok sayıda personel bulunduğundan, vergi mükellefleri veya ulusal makamlar için herhangi bir ek maliyet söz konusu olmayacaktır. Yeni kurallara aşina olmak için eğitimin başlangıçta bir ayarlama maliyeti olacaktır, ancak yeni kuralların artan netliği ve AB çapında uygulanması, sonuçta uyum/idari maliyetlerin azalmasıyla sonuçlanacaktır.
Küçük ve orta büyüklükte işletmeler (KOBİ) ve rekabet gücü üzerindeki etkiler nelerdir?
KOBİ’ler (small and medium-sized enterprises): Konsolide finansal muhasebe tabloları hazırlayan KOBİ grupları, vergi matrahının hesaplanmasına ilişkin ortak kuralları seçme ve dolayısıyla uygulama hakkına sahip olacaktır. Kuralların KOBİ’ler için isteğe bağlı kalacağını göz önünde bulundurarak olumsuz etkileri tahmin etmiyoruz. Bunun yerine KOBİ’ler, bireysel ihtiyaçlarına göre en basit ve en uygun maliyetli çözümü seçme avantajından yararlanacaklardır.
Rekabet Edebilirlik (competitiveness): Girişimin ortak kurallar ve ortak bir yaklaşım getirerek maliyet ve fiyat rekabetçiliğine olumlu etki yapması beklenmektedir. Tüm unsurlar, iç pazarın tüm sektörlerinde faaliyet gösteren işletmelerin uyum maliyetlerini azaltacak mevcut kurumlar vergisi kurallarının basitleştirilmesine dayanmaktadır. Ortak kuralların aynı zamanda eşit şartlar oluşturması, sınır ötesi genişlemenin önündeki engelleri ortadan kaldırması ve AB işletmelerinin, özellikle diğer büyük pazarlarda faaliyet gösterenler olmak üzere, AB dışı işletmelere karşı uluslararası rekabet gücünü artırması beklenmektedir.
Başka önemli etkiler olacak mıdır?
Etki değerlendirmesinde ayrıca girişimin çevresel veya sosyal etkilerinin olup olmadığı ya da temel haklar üzerinde bir etkisi olup olmadığı da değerlendirilmiştir. Özel ve doğrudan bir çevresel etki beklenmemektedir. Ayrıca önemli bir sosyal etkinin oluşması da beklenmemektedir. Ancak serbest bırakılan kaynaklar, sürdürülebilir yatırımlar ve istihdam kararları gibi çeşitli alanları olumlu yönde etkileyebilir. Girişimin güvence altına alınan temel haklara da etkisi olmayacak ve kişisel veriler korunacaktır.
Orantılılık mı (proportionality)?
Tercih edilen seçenek, hedeflere ulaşmak için gerekli olanın ötesine geçmez ve AB eyleminin katma değerinin Üye Devletler tarafından tek başına elde edilebilecek değerin ötesine geçtiği unsurlara odaklanır.
D. Takip
Politika ne zaman gözden geçirilecektir?
Bu girişimin değerlendirilmesi, ana hatlarıyla belirtilen hedeflerin ne ölçüde karşılandığını değerlendirmelidir ve AB Direktiflerinin uygulamaya başlamasından beş yıl sonra gerçekleştirilecektir. Ayrıca hedeflenen paydaşlar için beklenen basitleştirmelerin ne ölçüde gerçekleştiğini analiz edecek ve ilgili idari ve düzenleyici yükü değerlendirecektir. Avrupa Komisyonu, değerlendirme sonuçlarını bir rapor halinde sunacaktır. Ayrıca BEFIT (Business in Europe: Framework for Income Taxation; Avrupa’da Kurumlar Vergisi Çerçevesi) için değerlendirmenin geçiş tahsisi kuralının gözden geçirilmesini de kapsayacağı öngörülmektedir. Avrupa Komisyonu, incelemeye dayanarak uygun görmesi halinde, muhtemelen bir formül getirilerek tahsis yönteminin değiştirilmesine yönelik bir yasa teklifi kabul edebilir.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.