‘(Bağımsız Dış) Denetim Sektörü’ndeki Zorluklar ve Değişiklikler

Giriş

2024 yılına ve sonrasına yaklaşmak, evrime ve yeniliğe olan bağlılığın yenilenmesini gerektirir. Denetim firmaları benzersiz zorluklarla karşı karşıyadır. Çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (environmental, social, and governance-ESG) gibi politikaların eklenmesi, paydaşlar ve yatırımcılar için yeni ilgi alanları yaratır; küçülen yetenek havuzu, firmaları süreçleri otomatikleştirerek iş akışını iyileştirme arayışına sokar ve yasal uyum önlemlerine artan odaklanma, denetçiyi ve aynı şekilde müşterileri de etkiler.

Denetim firmalarının bu kaygıları kendi içinde yönlendirmesi gerekmesinin yanı sıra; aynı zamanda müşteri çalışmalarında da bu konulara değinmeleri gerekir. Bu zorlukların ortasında denetçiler için değişmez bir şey kalır: riskin belirlenmesinin önemi (importance of identifying risk).

Denetimdeki (audit) değişimin ilk beş alanına ve firmaların bu zorlukların üstesinden nasıl gelebileceklerine daha yakından bakalım.

1. ESG’ye artan odaklanma (increased focus on ESG)

ESG ile ilgili olarak vergi ve muhasebe firmalarının dikkate alması gereken bir dizi sorun ve denetim ile ilgili zorluklar bulunmaktadır.

ESG’ye artan ilgi denetim mesleğini nasıl etkiliyor?

ESG’nin giderek paydaşların ve yatırımcıların incelemesi altında olması nedeniyle denetçiler çalışmalarının kapsamını genişletmek zorunda kalmaktadır. Hâlâ gelişmekte olan ve denetim ve muhasebe açısından henüz emekleme aşamasında olan bir alan olarak, biraz Vahşi Batı’ya benzetilebilir. Ancak tedarikçi seçimi, hibeler ve finansmandan değerlemelere kadar her şeyi etkileyebileceği için ESG ile ilgili raporlama yapma ihtiyacı çok ciddi bir iş haline gelmektedir.

Denetim firmalarının ESG temelli kamuyu aydınlatma açıklamalarını denetlerken karşılaştığı temel zorluklardan bazıları nelerdir?

Firmalar, uygun görevlerin gerçekleşmesini sağlamak için ya denetçilerinin becerilerini geliştirmeli ya da ESG ile ilgili eğitim ve niteliklerle yeni yeteneklere yatırım yapmalıdır. Raporlama parçalı olabilir, deşifre edilmesi zor olabilir ve daha önce hiçbir standardın bulunmadığı bir konu olmuştur. Karşılaştırma yapmak zor olabilir. Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartları Kurulu’nun (International Sustainability Standards Board-ISSB) Kasım 2021’de uygulamaya konulması, dört temel hedefle ESG raporlamasının kapsamlılığını ve kalitesini artırmayı amaçlamaktadır.

2. Beceri edinme ve elde tutma (talent acquisition and retention)

Vergi ve muhasebe sektöründe üst düzey yetenekleri çekmek ve elde tutmak zor olabilir. Bu, özellikle vasıflı denetçilere olan talebin arttığı ve diğer firma ve endüstrilerden gelen rekabetin arttığı bir dönemde geçerlidir. Son yıllarda sektörden ayrılan vergi profesyonellerinin sayısının, sektöre girenlerden daha fazla olduğu gerçeğinden bile bahsetmiyoruz.

Son yıllarda denetim mesleğinde yetenek talebi nasıl değişti?

Deneyimli denetçilerin ülkeden ayrılması, yeni denetçilerin yetenek havuzunun daralması ve değişen beklentiler ve gerekli beceriler, meslekte beyin göçüne yol açmıştır. Denetçilerden gerçekleştirmeleri istenen işin kapsamı, raporlar ve kamuyu aydınlatma konusunda güvence sağlamayı, görünüşte sonsuz veri kümelerinin her yerde bulunmasını yönlendirmeyi ve yeni teknoloji ve araçlarla çalışmayı içerecek şekilde genişliyor. Bu boşlukları doldurmak için işe alım uzmanları geleneksel niteliklerin ötesine bakıyor.

Gelişen teknolojilerin denetim mesleğindeki yetenek havuzuna getirdiği potansiyel risk ve fırsatlardan bazıları nelerdir?

Gelişen teknolojilerin yükselişi, denetçilere ağır işlerin daha fazlasını yapmak için teknolojiyi kullanarak bilgi ve hizmet tekliflerini genişletme fırsatı sunmaktadır. Ancak işin diğer tarafı, teknolojinin maliyetli ve uygulanmasının yıkıcı olabilmesidir. Ayrıca sürekli eğitim ve öğretim gereksinimlerine duyulan ihtiyaç artmaya devam edecektir.

Ancak riskleri daha iyi tanımlamak ve denetim topluluğundan anlamlı bilgiler edinmek için bulut tabanlı denetim teknolojisinin ve yapay zekânın gücünden yararlanmanın parlak bir yanı vardır ki; üstelik tüm bunlar iş akışını değiştirmek zorunda kalmadan yapılabilir. Bu, denetçiler için verimlilik, üretkenlik ve gelişmiş iş-yaşam dengesi açısından muazzam bir fırsattır.

3. Teknoloji ve yenilik (technology and innovation)

Teknolojinin hızlı ilerlemesiyle birlikte denetçiler, müşteriler tarafından kullanılan yeni yazılım araçlarına ve süreçlerine ayak uydurmanın yanı sıra,  kendi denetim süreçlerini verimli ve etkili kalacak şekilde uyarlamakta zorluk yaşayabilirler.

Denetim firmaları denetim süreçlerini iyileştirmek ve işlerinin kalitesini artırmak için teknolojiden nasıl yararlanır?

Kaliteyi, miktarı, üretkenliği ve sonuçları iyileştirme çabası içinde teknoloji geleceğin yoludur. Bulut tabanlı sistemler, iş akışını ve iletişimi kolaylaştırarak,  ast personelin üst düzey personele denetim teknolojisi konusunda yardımcı olmasına olanak tanıyarak onların daha yüksek değerli görevlere odaklanmasını sağlar. Veriler ve analizler, daha yüksek düzeyde doğruluk, gelişmiş kavrayışlar ve risk tanımlaması sağlayan yapay zekâ araçlarıyla hızlı bir şekilde sentezlenir.

Benzer bir risk senaryosuyla karşı karşıya kalan denetçilerin çalışmalarından faydalanmak için yapay zekâyı kullanan destekli karar alma, daha geniş denetim topluluğundan gelen bilgilerle risk tanımlama sürecini geliştirebilir.

Doğru bulut tabanlı yazılımı ararken, verileri ve analitiği yapay zekâ araçlarıyla hızlı bir şekilde sentezleyen, yalnızca doğruluk değil, aynı zamanda gelişmiş içyüzünü anlama ve sağlam risk tanımlama da sunan yazılım aranmalıdır. Doğru yazılım, verimlilik için bir katalizör olmalı ve ekibin denetim sürecinde gerçekten önemli olan şeylere odaklanmasını sağlamalıdır.

Denetim firmaları inovasyon ihtiyacını risk yönetimi ve mevzuata uygunluk ihtiyacıyla nasıl dengeleyebilir?

Teknolojiyi kullanan inovasyon, risk yönetimi ve mevzuat uyumuna yönelik artan talepleri karşılamak için kanıtlanmış süreç odaklı sonuçlara olan güveni güvence altına alır. Denetim firmalarının dijital raporlamayı iş öngörüleriyle düzenleyerek uyum sağlamanın bir yolunu bulması gerekir.

Cevap, görev ile ilgili akla gelmemiş olabilecek riskleri proaktif bir şekilde sunabilen, daha hızlı ve daha güvenli bir denetime olanak tanıyan destekli karar verme teknolojisi biçiminde gelebilir.

4. Birleşme ve satın alma faaliyeti (mergers and acquisitions activity)

Birleşme ve satın alma faaliyetlerindeki artışla birlikte denetçiler, bu işlemin karmaşıklığını yönetme ve finansal raporlamanın doğru ve güvenilir olmasını sağlama konusunda zorluklarla karşılaşabilir. 2022 yılında yalnızca Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 20 binden fazla birleşme ve satın alma gerçekleşmiştir.

Denetim firmaları, müşterilerinin birleşme ve satın alma işlemleri ile ilgili zorlukların üstesinden gelmesine nasıl yardımcı olabilir?

Birleşmeler ve satın almalar daha karmaşık hale geldikçe, değerlemelerin doğruluğu ve finansal sistemlerin ve kontrollerin birleştirilmesini destekleme yeteneği, kullanılan teknoloji ve araçlar hakkında çeşitli bilgiler gerektirir. Hem birleşme ve satın almalarda hem de endüstrilerde uyum konusunda uzmanlık bilgisine duyulan ihtiyaç artacaktır. İç kontrol değerlendirmeleri, risk yönetimi ve birleşme sonrası performans önemli roller oynamaya devam edecektir.

Risk tanımlama açısından yapay zekâ destekli analiz ve destekli karar verme, benzer bir riskle karşı karşıya kalan ve akla gelmemiş olabilecek risk alanları önerilen denetçilerin çalışmalarından faydalanabilir.

Denetçiler birleşme ve satın alma işlemleri ile ilgili finansal raporlamanın doğru ve güvenilir olmasını nasıl sağlayabilir?

Meydana gelen tüm değişikliklerle birlikte denetçiler, iç operasyonlarının etkinliğini ve kalitesini değerlendirmek için iç operasyonlarını derinlemesine incelemek isteyeceklerdir. Yeni yetkinliklere dayalı yeni benzersiz satış teklifleri geliştirmek, onların kalabalığın arasından sıyrılmasına yardımcı olacaktır. Finansal raporlama metodolojilerini planlamak ve yeniden tasarlamak için zaman ayırmak, doğruluk ve güvenilirlik açısından kritik öneme sahip olacaktır.

5. Yasal uyumu sağlamak (ensuring compliance)

Sürekli değişen düzenlemeler ve artan düzenleyici incelemeler nedeniyle denetçilerin en son koşulları takip etmesi ve uyumla ilgili zorlukları yönetmek için gerekli beceri ve uzmanlığa sahip olması gerekir. Müşteriler sürekli olarak vergi yasası değişiklikleri, güncellemeler ve uzman görüşü gerektiren yeni uyum çerçeveleri ile karşı karşıya kalmaktadır.

Denetçiler uyum ile ilgili zorlukları yönetmek için gerekli beceri ve uzmanlığa sahip olduklarından nasıl emin olabilirler?

Yasal uyum son derece sektöre özel olduğundan denetçiler, uyum yükümlülükleri konusunda güncel kalmanın etkili bir yolu olarak dış kaynak kullanmayı veya uyum danışmanlarıyla çalışmayı bulabilirler. Dış kaynak kullanımı, hâlihazırda zayıf olan şirket içi yetenekler üzerindeki baskıyı hafifletecektir. Alternatif olarak, uyumla ilgili tüm konularda şirket içi danışman görevi üstlenen özel kaynakları işe almak isteyebilirler.

Alternatif olarak birçok firma, olası vergi veya uyumsuzluk risklerini işaretlemek, yasal sonuçlardan kaçınmak ve ihlalleri gerçekleşmeden önce tahmin etmek için yapay zekâyı ve tahmine dayalı analitiği kullanmaktadır. Yapay zekâ yeteneklerine sahip yazılım çözümleri, sürekli değişen düzenleme ortamına ayak uydurmada yardımcı bir ortak olabilir. Örneğin, bu programlar yalnızca ilgili risklerin belirlenmesine yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda potansiyel vergi veya uyum zorluklarının ele alınmasında genel verimliliğin artırılmasına da yardımcı olur. Bu tür bir teknolojiyle denetçiler, geniş veri kümelerini inceleyerek, doğruluğu sağlayarak ve eyleme dönüştürülebilir bilgiler elde ederek rekabet avantajı elde eder.

Denetçilerin eğitim ve gelişim çabalarına odaklanmaları gerekebilecek kilit alanlardan bazıları nelerdir?

Veri analitiği, araçları ve teknolojisine ilişkin eğitim ve geliştirme, temel odak alanları olmalıdır. Liderlik perspektifinden sürekli öğrenme ve gelişim kültürünü teşvik etmek, ekip üyelerinin bilgi ve deneyimlerini geliştirmek ve korumak için en iyi uygulamadır.

Bulut tabanlı çözümlerle çalışırken yüksek derecede rahatlık geliştirmek ve “her zaman yapılanın” ötesinde düşünmek, denetim firmalarının müşterilerinin taleplerinin büyüyen ölçeği ve kapsamı ile iletişim halinde kalmasına yardımcı olacaktır. Buna, destekli karar verme ve gelişmiş risk tanımlama için yapay zekânın anlaşılması ve dâhil edilmesi de dâhildir.

Sonuç: Denetim zorluklarının üstesinden gelinmesi

Değişimi benimseyen ve inovasyonu denetleme konusunda proaktif bir yaklaşım benimseyen firmalar, önümüzdeki yıllarda başarı açısından daha iyi bir konumda olacaktır. Denetçiler, teknolojiden yararlanarak, çeşitli ekipler oluşturarak ve düzenleyici gelişmeler hakkında bilgi sahibi olarak, bir yandan çağın ilerisinde kalarak en yüksek hizmet kalitesini sağladıklarından emin olabilirler.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.