Avrupa Parlamentosu Ekonomik ve Parasal İşler Komitesi’ne (Committee on Economic and Monetary Affairs), Kasım 2022’de ‘Bankacılık sektöründe gelişen temel riskler ve Tek Karar Kurulu (Single Resolution Board) için öncelikler: mevcut enflasyon krizinin etkisi’ [Evolving key risks in the banking sector, and related priorities for the SRB: the impact of the current ‘inflation crisis’[1]] başlıklı bir Brifing raporu sunuldu.
Bu raporun amacı, enflasyon krizinin ortasında Avro Bölgesinde finansal istikrara ilişkin son ve güncel koşulları tartışmak ve Tek Karar Kurulu için birbiriyle bağlantılı iki önceliği ele almaktı.
Söz konusu raporda ortaya atılan ilk nokta, mevcut enflasyon krizinin patlak vermesinden önce mevcut olan (yüksek) finansal istikrar kırılganlıklarından bazılarının hâlâ mevcut olduğuydu. Bu durum, Avrupa Merkez Bankası’nın (European Central Bank) 2022 yılı Finansal İstikrar İncelemelerinde (Financial Stability Reviews) ve Uluslararası Para Fonu’nun (International Monetary Fund-IMF) Küresel Finansal İstikrar Raporunda (Global Financial Stability) da vurgulanmıştır. Ayrıca, Avrupa Sistemik Risk Kurulu (European Systemic Risk Board) tarafından 22 Eylül 2022 tarihinde yayınlanan “Birlik finansal sistemindeki zayıf noktalara ilişkin” uyarı notunda da, Avro Bölgesi bankacılık sektörünün dayanıklılığının temel senaryo olmasına rağmen finansal istikrara yönelik “ciddi” ve “yüksek” sistemik riskler belirlenmiştir. Bu bakımdan, ‘para politikası-finansal istikrar’ ilişkisine gelindiğinde, finansal istikrara yönelik yeni endişelerden biri artık resmi faiz oranlarının uzun bir süre çok düşük seviyede kalmasından değil; Avro Bölgesi’nde ısrarla yüksek seyreden enflasyonu kontrol altına almak amacıyla Avrupa Merkez Bankası’nın 2022 yılı ortasından itibaren para politikasını sıkılaştırması nedeniyle çok kısa bir süre içinde keskin bir artış yaşanmasından kaynaklanmaktadır.
Bu bağlamda, Bankacılık Birliği’ndeki Tek Çözüm Mekanizması (Single Resolution Mechanism) içerisinde merkez olarak Tek Karar Kurulu’nun rolü, daha sonra yasama yetkisi merceğinden daha ayrıntılı olarak tartışıldı ve kredi kuruluşlarının ve gruplarının ödeme gücünün [‘tercihli ödeme gücü/çözüm stratejisi’ (preferred resolution strategy) dâhil] -özellikle 2020 yılı ‘Bankalara Yönelik Beklentiler’ (Expectations for Banks[2]) raporunun yayınlanmasından ve ödeme gücü değerlendirmesine ilişkin yatay ‘ısı haritasının’ (heat-map[3]) uygulamaya konulmasından sonra- değerlendirilmesine ilişkin prosedürleri operasyonel hale getirmek için Tek Karar Kurulu’nun son birkaç yılda aldığı önlemler değerlendirilmiştir. Bu çalışma esas olarak, Bankacılık Birliği (Banking Union) kredi kuruluşlarının ödeme güçlerine ilişkin ilk ısı haritasını içeren ‘Bankacılık Birliği Bankalarının Tek Karar Kurulu Ödeme Gücü: 2021’ (SRB Resolvability of Banking Union Banks: 2021[4]) hakkındaki 2022 yılı raporunun bulgularını gözden geçiriyor. Bulgulara göre, büyük kredi kuruluşları Tek Karar Kurulu tarafından belirlenen çözüm öncelikleri konusunda sağlam ilerleme kaydederken, tüm kredi kurumları, diğer hususların yanı sıra, kendi fonları için oluşturdukları asgari koşullar ve uygun yükümlülükler (minimum requirement for own funds and eligible liabilities-MREL) temelinde zararları karşılama ve yeniden sermayelendirme yeteneklerini önemli ölçüde geliştirdiler. Söz konusu çalışmada, kredi kuruluşlarının Tek Karar Kurulu tarafından belirlenen yükümlülüklere uygunluğuna ilişkin olarak Tek Karar Kurulu Başkanı Elke König’in Kasım 2022’de yaptığı ve kredi kuruluşlarının Tek Karar Kurulu tarafından belirlenen yükümlülüklere uyumu ve önümüzdeki riskler ile ilgili olarak Tek Karar Kurulu’nun tercihli çözüm stratejilerinin tam olarak operasyonel hale getirilmesine ve alternatif stratejiler geliştirilmesine odaklanan açıklaması da ele alınmıştır.
Anılan çalışma, kredi kuruluşlarının yüksek faiz oranları ve marjlar nedeniyle kısa vadeli kazançlardan yararlanmasına rağmen, Kasım 2022’de esas olarak kötüleşen makroekonomik koşullar, büyük ölçekli siber saldırı olayı olasılıkları ve iklim değişikliğine bağlı riskler nedeniyle finansal istikrar kırılganlıklarının hâlâ yüksek olduğunu belirterek sonuçlandırılmıştır. Bu bağlamda, Bankacılık Birliği kredi kuruluşlarının çözümüne yönelik hazırlık süreci önemli ölçüde ilerlemiş olsa da, mevcut kriz ortamında Tek Karar Kurulu’nun öncelikleri ile ilgili birbiriyle ilişkili iki önemli konunun bulunduğu vurgulanmıştır.
Bunlardan ilki, yüksek faiz oranları göz önüne alındığında, kredi kuruluşlarının MREL koşullarını 2023 yılı sonuna kadar (şimdiye kadar yapmadıkları ölçüde) tam olarak karşılamak için sermaye piyasalarında ne kadar kolay ve maliyet etkin bir şekilde borçlanabilecekleri ile ilgilidir. İkinci konu ise mevcut şartlarda MREL hedeflerinin tutturulmasındaki zorluklar dikkate alınarak, en azından bazı kredi kuruluşları için tercihli çözüm stratejilerinin ayarlanması ve alternatif stratejilerin geliştirilmesi ihtiyacına değinmektedir. Bu bakımdan kefalet aracının uygulanmasını öngören tercihli çözüm stratejilerinin değiştirilip değiştirilmeyeceği, hangi kredi kurum ve grupları için, hangi yönde değiştirilmesi gerektiği sorusu ortaya çıkmaktadır.
Tek Karar Kurulu’nun hâlihazırda mümkün olan yerlerde alternatif stratejiler geliştirdiği göz önüne alındığında, bahsi geçen çalışma, bir yandan en büyük Bankacılık Birliği kredi kurumlarının ve gruplarının kefalet aracını kullanan tercihli çözüm stratejisinden sapmalarının pek mümkün olmadığını belirtti. Kredi kuruluşlarının bu çerçeveye düştüğü kritik eşik ise hâlâ daha belirsizliğini korumaktadır. Diğer yandan, mezkûr çalışmada, her ne kadar 2017-2022 döneminde Tek Karar Kurulu tarafından ele alınan davalardan elde edilen geçmiş performans, çoğu durumda başarısız olduğu veya batma ihtimali olduğu belirlenen Bankacılık Birliği kredi kurumlarının çözüme kavuşturulmadığını, normal iflas işlemleri ile kapatıldığını ortaya koysa da, diğer Bankacılık Birliği kredi kurumları ve grupları ile ilgili olarak çözüme hazırlık sürecinin önemli ölçüde ilerlediği savunulmuştur. Bu nedenle, mevcut bağlamda, kefaletle çözümleme aracının uygulanmasına alternatif olarak satışa dayalı çözüm stratejisinin seçilmesinin daha muhtemel olması beklenmelidir ki; bu, yazarın çok desteklediği bir çözümdür.
Bu çalışmada dile getirilen görüşlerden bazıları geçerliliğini korumaktadır. Ancak bu arada Avrupa Komisyonu’nun ‘Kriz Yönetimi ve Mevduat Sigortası (CMDI) çerçevesinde’ [Crisis Management and Deposit Insurance (CMDI) framework] değişiklik yapılmasına ilişkin yeni bir ‘mevzuat paketini’ Nisan 2023’te yayınladığı belirtiliyor. Pakette, Avrupa Birliği karar çerçevesinde (diğerlerinin yanı sıra) önemli değişiklikler önerilmektedir. Ayrıca, Avrupa Merkez Bankası’nın, son finansal çalkantı sonrasında yayınladığı Mayıs 2023 tarihli ‘Finansal İstikrar Raporu’nda, ‘Avro Bölgesi bankalarının dayanıklılığının dikkate değer olduğu, ancak rehavete kapılmamak gerektiği’ değerlendirilmektedir.
[1] < https://www.europarl.europa.eu/RegData/etudes/IDAN/2022/733747/IPOL_IDA(2022)733747_EN.pdf >
[2] < https://www.srb.europa.eu/system/files/media/document/efb_main_doc_final_web_0_0.pdf >
[3] < https://www.srb.europa.eu/en/system/files?file=media/document/srb_rpc_booklet_2021.pdf >
[4] < https://www.srb.europa.eu/system/files/media/document/2022-07-13_SRB-Resolvability-Assessment.pdf >
Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.