“Tarih tekerrür eder.”
Finans sektörü, ilk günlerinden beri, 1630’lardaki Hollanda Lale Çılgınlığı (Dutch Tulip Mania) ve 1720’deki İngiliz Güney Denizi Balonu (British South Sea Bubble) gibi sürekli krizler yaşadı. 2007-2008 dönemi Küresel Finans Krizi (Global Financial Crisis), dünya ekonomileri üzerinde yıkıcı bir etkiye sahip olduğu ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Birleşik Krallık, Avrupa Birliği (AB), Singapur ve Çin de dâhil olmak üzere birçok yetki alanında düzenleyici çerçevelerin elden geçirilmesine yol açtığı için hafızamızda hâlâ tazedir.
Mart 2023’te Avrupa’da Credit Suisse ve ABD’de Silikon Vadisi Bankası’nın (Silicon Valley Bank-SVB) karşı karşıya kaldığı likidite sorunlarının da gösterdiği gibi, daha yakın bir tarihte, küresel bankacılık sektörü ve finans piyasalarının üzerinde kara bir bulut belirdi. Ayrıca, Kasım 2022’de FTX -dünyanın üçüncü en büyük kripto para borsası-, ani bir çöküş yaşadı ve bu yükselen varlık sınıfındaki küresel yatırımcılar için önemli kayıplara yol açtı.
Bununla birlikte, mevcut küresel finansal kargaşa dalgası, çoğu insanın düşündüğünden çok daha erken gerçekleşmiş olabilir. ‘Law & Financial Markets Review’de yayımlanan “Çin’in Lehman Brothers anı mı? Evergrande borç krizini, finansal riskleri ve düzenleyici etkileri ortaya çıkarmak” (Is it China’s Lehman Brothers moment? Unveiling Evergrande debt crisis, financial risks, and regulatory implications) başlıklı makalede, insanlık tarihinin en büyük kurumsal krizlerinden biri olan, Evergrande borç krizi araştırılıyor. The Fortune Global 500 Listesinde 122. sırada yer alan Evergrande[1], varlık yönetimi, tema parkları, elektrikli arabalar, internet şirketleri ve maden suyu alanlarında faaliyet gösteren önde gelen bir Çinli emlak geliştiricisi ve kurumsal şirketler topluluğudur. Toplam borcu 300 milyar ABD doları olan bu şirket, son yıllarda büyük bankalar ve uluslararası tahvil sahipleri de dâhil olmak üzere alacaklılarına verdiği milyarlarca doları geri ödeyememiştir.
Evergrande vaka çalışması, finansal piyasalar ile reel ekonomi arasındaki sıkı iç içe geçmiş bağların yanı sıra, politika yapıcıların genellikle bozmayı zor buldukları finansal istikrar ile ekonomik büyüme arasındaki kırılgan dengeyi yansıtıyor. Mezkûr makale, Evergrande krizinin nedenlerini ve sonuçlarını inceliyor. Ardından, özellikle yerli ve yabancı finansal yatırımcıların korunmasına ve potansiyel yayılma etkileri olan finansal istikrara ilişkin endişelere odaklanarak ilgili yasal ve düzenleyici zorlukları araştırıyor.
İşte temel bulgular:
1. Yerli ve yabancı yatırımcıların korunması (protection of domestic and offshore investors)
Evergrande’nin borç krizindeki birincil endişe, borç ve sermaye yatırımcılarının, özellikle bireysel yatırımcıların fonlarını geri kazanma olasılığıdır. Hong Kong’da işlem gören Evergrande, Chinese Estates Holdings Limited ve ABD merkezli Vanguard Group da dâhil olmak üzere dünya çapında çok sayıda hissedara sahiptir. Evergrande’nin finansal durumu düzelmezse, tahvil sahipleri muhtemelen anaparalarını kaybedeceklerdir. Evergrande’nin binden fazla gayrimenkul projesi ve ilgili sermaye yatırımları da dâhil olmak üzere hâlâ değerli varlıklara sahip olduğu düşünülürse, Çinli yerel bankalar ve tahvil sahipleri, Evergrande ile resmi hukuk davaları veya gönüllü anlaşmalar yoluyla yatırımlarını geri alma konusunda daha iyi bir şansa sahiptirler. Ancak, 20 milyar ABD dolarının üzerinde borcu olan offshore tahvil sahipleri sınırlı yasal seçeneklerle karşı karşıyadır. Çin yasaları, Çin’de yerleşik şirketlerin offshore iştirakleri (bağlı ortaklıkları) tarafından ihraç edilen borçlanma araçları için doğrudan garanti vermesini yasaklamaktadır. Bunu aşmak için, şirket tahvili ihraç eden kuruluşlar, şirket tahvilleri ihraç eden, genellikle bir bakım yapısıyla birlikte offshore özel amaçlı araçlar (special purpose vehicles-SPVs) kurarlar. Bu yapı, Çinli ana şirket ile offshore iştiraki arasında, ikincisinin finansal sıhhatini belirli oranlar veya likidite seviyelerine dayalı olarak garanti eden bir sözleşmeye dayalı anlaşmayı içerir. Yine de, bu tür anlaşmaların uygulanabilirliği belirsizliğini korumakta ve küresel yatırımcıları temerrüt ve iflas durumunda önemli yatırım risklerine maruz bırakmaktadır.
2. Finansal istikrar üzerindeki etkileri (implications for financial stability)
Analize göre, Evergrande’nin borç krizi aynı zamanda Çin’in yakından bağlantılı emlak, bankacılık ve bankacılık dışı finans sektörlerinde kırılganlıkların oluşmasına neden olarak Çin’deki finansal sistemin istikrarını tehlikeye atabilir ve potansiyel olarak uluslararası sermaye piyasalarına da sıçrayabilir. Yakın tarihli bir IMF (International Monetary Fund; Uluslararası Para Fonu) Küresel Finansal İstikrar Raporu (Global Financial Stability Report[2]), yerel ve küresel finansal istikrarsızlığa yol açabilecek makro-finansal aktarım kanallarını ele almaktadır. Çin bankalarının Evergrande’ye doğrudan maruz kalması sınırlı gibi görünse de, stres daha geniş emlak geliştirme sektörüne yayılırsa finansal sistemin Evergrande’ye maruz kalması önemli olabilir. Emlak piyasasında beklenenden daha keskin bir yavaşlama, diğer özel yatırımlar (örneğin inşaat malzemeleri, ev aletleri ve mobilya) üzerinde önemli etkiler yaratacak şekilde gayrimenkul yatırımlarının kısılmasına ve yerel yönetimlerin gelirlerinin azalmasına yol açacaktır. Konut fiyatlarının düşmesi, gelirin ve istihdamın zayıflamasına neden olur ve dolayısıyla özel tüketimi olumsuz etkiler. Açıkçası, bozulan piyasa güveni hızla tetikleyici bir olay haline gelebilir ve finansal sistemi uçurumun ötesine itebilir. Bu nedenle, anılan makalede, finansal istikrara yönelik riskleri önlemeye ve azaltmaya yönelik politika ve düzenleyici kararların silolar halinde alınmaması gerektiği öne sürülmüştür. Makroekonomik politikalar, yatırımcı koruması ve potansiyel dağıtımsal etkilerin yanı sıra yabancı yatırımcıların risk iştahı üzerindeki daha geniş etkilerin yanında düşünülmelidir.
3. “Batamayacak kadar büyük” (too big to fail-TBTF)
Evergrande adından da anlaşılacağı gibi, özü büyük olmaktır. Pek çok piyasa katılımcısının Evergrande’yi “batamayacak kadar büyük” olarak görmesi şaşırtıcı değildir. Bu unvanla birlikte, piyasanın çöküşüne fayda sağlamak için hükümet müdahalesine ilişkin bir beklenti gelmektedir. Batamayacak kadar büyük kuralının mevcut düzenleme stratejisi, en belirgin tezahürü 2007-2008 finans krizi sırasında olmak üzere, finansal kurumlar düşünülerek tasarlanmıştır. Bununla birlikte, finansal hizmetler sağlayan ve potansiyel olarak sistemik açıdan önemli hale gelen banka dışı sektörlerin büyümesiyle, bu terimin, çöküşü finansal sistemi istikrarsızlaştıracak diğer şirketlere genişletme yolculuğu kısadır. Muhtemelen ilk kez, uluslararası finansal piyasaları potansiyel olarak istikrarsızlaştırabilecek finansal olmayan bir iş grubuna tanık olunuyor. Bu karmaşıklık, yenilikçi finansal yapıların ve yasal düzenlemelerin kullanılmasıyla daha da artmaktadır. Bu nedenle, politika yapıcılar, bankaların mevduat toplama işlevine benzer bir borçlanma kapasitesine sahip olan büyük şirketler topluluğunu düzenleme stratejisini yeniden düşünmelidir. Aksi takdirde, bulaşıcı etkileri olan yeni bir finansal kriz dalgası muhtemelen ‘müzik durduğunda’ gelecektir.
[1] “Evergrande” hakkındaki bilgiler bkz. “Yavuz Akbulak, Evergrande Hadisesi, Legal Blog, 16 Aralık 2021, < https://legal.com.tr/blog/genel/evergrande-hadisesi/ >”
[2] Son tarihli IMF “Küresel Finansal İstikrar Raporu” için bkz. < https://www.imf.org/en/Publications/GFSR >
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.