Borç Felâketi Diplomasisi: Hindistan’ın G20 Duruşu ve Sri Lanka’daki Sorunlarla Mücadele*

“Başkasından üstün olmamız önemli değildir. Asıl önemli olan, dünkü halimizden üstün olmamızdır.” [Hint Atasözü]

1. Giriş

Hindistan’ın ev sahipliği yapacağı yaklaşan 18. G20 Zirvesi’nin[1] ardından borçların hafifletilmesi, Hindistan’ın 2022-2023 dönemi başkanlığı aracılığıyla getirilecek en önemli değişikliklerden biridir. Başbakan Narendra Modi, geçtiğimiz günlerde Hindistan’ın devlet borçlarının yeniden yapılandırılması konularını ele alma konusundaki kararlılığını vurgulamış ve aynı zamanda “belirli güçler” (certain forces) tarafından elde edilen borç krizinin avantajını kınamıştır ki; bu Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi (Belt and Road Initiative) kapsamındaki gelişmekte olan ekonomilere yönelik devasa kredi programı aracılığıyla kalkınmaya dâhil olduğunu ima etmektedir. Güney Asya bölgesinde özellikle Sri Lanka Ekonomisi etkilenmiş olup; dış borcu 2023 yılında 58,5 milyar Amerikan doları gibi rekor bir seviyeye ulaşacaktır.

Çin’in Sri Lanka’nın[2] en büyük tek alacaklısı olarak ikili rolü ve çok taraflı borç çözümleme sürecine dâhil olmaması etrafında önemli bir şeffaflık eksikliğine yol açan önemli bir söylem vardır. Ancak bu durumdan kaynaklanan yan etkiler hakkında nispeten az tartışma olmuştur. Çin’in, Sri Lanka’nın borcunu silme yoluyla azaltmaktan kaçınması, borçlu ülkeler için sürdürülebilir çözümler bulmaya çalışan, resmi alacaklılardan oluşan gayrı resmi bir grup olan Uluslararası Para Fonu ve Paris Kulübü [International Monetary Fund (IMF) and Paris Club] tarafından başlatılan daha büyük çok taraflı süreci sekteye uğratmaktadır. Paris Kulübü “muamelenin/çözümün karşılaştırılabilirliği” ilkesine (principle of comparability of treatment[3]) dayalı olarak çalışmaktadır. Bu, borçlu bir ülkenin, Çin gibi Paris Kulübü dışındaki alacaklılardan, Paris Kulübü ile müzakere edilenlerden daha az elverişli koşulları kabul etmemesi gerektiği anlamına gelir. Temelde bu ilke, tüm alacaklılara eşit muamele edilmesini ve bu durumda Çin gibi hiçbir alacaklının ayrıcalıklı muamele görmemesini sağlamayı amaçlamaktadır.

Ancak Çin’in borç hafifletme çabalarına katılma konusundaki isteksizliği, özel sektör alacaklılarının borçlu ülkelerden daha uygun koşullar talep etmeye teşvik edildiği bir durum yaratabilir. Çin borcunu silmediğinde veya azaltmadığında, diğer alacaklıların, özellikle de özel sektördekilerin daha iyi geri ödeme koşulları için direnebileceği bir emsal teşkil ediyor ve borç çözümleme sürecini daha da karmaşık hale getirmektedir. Uzatılan alacaklılar çoğu zaman diğer alacaklıların üstlendiği kesintileri (veya indirimleri) reddeder ve borçlarının tamamının geri ödenmesinde ısrar eder. Bu da, borçlu ülkenin aldığı borç yardımını azaltır ve aynı zamanda yıkıcı bireysel davalar yoluyla maliyetleri artırır.

2. Sri Lanka’nın ‘Tek Seri Toplu Eylem Hükmü’ Sorunu

Şimdiye kadar, bu tür alacaklı koordinasyon sorununu çözmeye yönelik temel politika tepkisi, Devlet tahvili sözleşmelerine Toplu Eylem Hükümlerinin (Collective Action Clauses-CACs[4]) getirilmesi olmuştur. Toplu Eylem Hükümleri, alacaklı onayı için eşik yükümlülüklerini belirleyerek ve genellikle çoğunluk veya üstün çoğunluk oyu gerektiren bir oylama mekanizması oluşturarak alacaklı koordinasyonu zorluğunu hafifleten çoğunluk yeniden yapılandırma maddeleridir. Eşiğe ulaşıldığında, yeniden yapılandırma planı tüm alacaklılar için bağlayıcı hale gelmekte ve ertelemelerin süreci engellemesi önlenmektedir.

Ancak yeniden yapılandırma uzmanı Lee Buchheit, Sri Lanka’nın bazı eski dolar tahvillerindeki Toplu Eylem Hükmünün alacaklılara egemen ülkeyi rehin alma ve yeniden yapılandırma müzakerelerini durdurma potansiyeli sağladığını belirtmiştir.

Bu, tahvil sahiplerinin azınlığının müzakerelerde şartları veto etmesine veya talep etmesine olanak tanıyan “tek seri” bir Toplu Eylem Hükmüdür. Tek serili Toplu Eylem Hükümleri genellikle toplam kabul oranına bakılmaksızın “her bir seride” %66⅔ veya %75 çoğunluk gerektirmektedir. Özellikle 2012 yılında Yunanistan’da, bu tür tahvil bazında klozlara sahip olan yabancı hukuk tahvillerinin yarısından fazlası gerekli oylama eşiğine ulaşamamış ve bu da Toplu Eylem Hükümlerine rağmen büyük ölçekli oylamalara yol açmıştır.

Buna karşılık, Arjantin, Ekvador ve Ukrayna’daki ‘geliştirilmiş’ (enhanced[5]) Toplu Eylem Hükümleri ise, devlet borcunun yeniden yapılandırılmasının ortalama süresini 3,5 yıldan 1,2 yıla düşürmüştür. Geliştirilmiş bu Toplu Eylem Hükümleri, tüm alacaklıları alacaklıların büyük bir çoğunluğu tarafından kabul edilen herhangi bir anlaşmaya bağlar, anlaşmaya varmayı kolaylaştırır ve ertelemelerin gücünü ortadan kaldırır.

3. Uzatmayı Önlemek İçin Hindistan Müdahalesi

Sri Lanka vakasındaki zorluk, özel alacaklıların çoğunluğunun Batılı gelişmiş ekonomilerden gelmesine rağmen, ikili alacaklıların önemli kısmının Asya kökenli olmasıdır. Yüksek gelirli Japonya’nın yanı sıra Çin ve Hindistan gibi orta gelirli ülkeler de kayda değer bir öneme sahiptir. Bu nedenle, başta Çin olmak üzere resmi alacaklılar ile Paris Alacaklılar Kulübü arasındaki etkili işbirliği son derece önemli hale gelmektedir.

Daha önceki borç krizlerinin ve “kayıp bir on yılın” (a lost decade) tekrarlanmasını önlemek için, yeniden yapılandırma çabalarında, vade uzatımı ve faiz oranlarının düşürülmesi yerine, borçların azaltılmasına öncelik verilmelidir. IMF, borç sürdürülebilirliği risklerini değerlendirmek için birincil araç olarak Borç Sürdürülebilirlik Değerlendirmesine (Debt Sustainability Assessment) güvenmektedir. Eğer bu değerlendirme, sürdürülebilirliği yeniden tesis etmek için değer azaltmaların gerekliliğini gösteriyorsa, Çin’de gözlemlenen bir uygulama olan vadelerin uzatılması ve faiz oranlarının düşürülmesi gibi diğer önlemlere göre bunların öncelikli olması gerekiyor. 1980’li ve 1990’lı yıllardaki geçmiş büyük borç krizleri, ancak odak noktasının, öncelikle Brady Planı ve daha sonra Ağır Borçlu Yoksul Ülkeler Girişimi (Heavily Indebted Poor Country Initiative) ile borçların silinmesi yoluyla borçların hafifletilmesine kaydırılmasıyla çözüldü; ancak bu önlemlerin her ikisi de öncelikli olarak düşük gelirli ülkeleri kapsıyordu.

Hindistan, G20 başkanlığı aracılığıyla odak noktasını Sri Lanka gibi orta gelirli ülkelere bile genişletmiş olsa da, kendi yerel çerçevesi aracılığıyla Güney Asya’da yerel bir eşik daha oluşturabilir. Hindistan, egemenlerin borçlarını yeniden yapılandırmaya çalışırken karşılaştıkları zorluklardan bazılarını ele almayı amaçlayan New York’un önerdiği üç yasadan yararlanabilir. Bu, bazı alacaklıların devlet borcu krizinin uzlaşmaya dayalı çözümünü boşa çıkarma veya engelleme çabalarına çözüm olacaktır.

Önerilen mevzuat, New York yasalarına tabi çok çeşitli borç taleplerine Toplu Eylem Hükmü tarzı bir toplu oylama süreci uygulayacaktır. Meclis Tasarısı A2102A[6], New York Eyaleti Bankacılık Kanunu’nun (New York State Banking Law) yeni 7. maddesi kapsamında yasal toplu oylama mekanizmasını (statutory collective voting mechanism[7]) getirerek borç sözleşmelerini geriye dönük olarak değiştirecektir. Bu, mekanizmanın bağlayıcı olmasını sağlamak için mevcut tüm Toplu Eylem Hükümleri geçersiz kılacaktır. İkinci yasa tasarısı A2970[8], ‘yükün paylaşımı standartlarını’ (burden-sharing standards) özel alacaklıları da kapsayacak şekilde genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu standartlara göre, mali açıdan sıkıntılı olan düşük gelirli bir ülke borç ertelemeye hak kazandığında, özel alacaklıların, egemen alacaklı olarak hareket eden Amerika Birleşik Devletleri hükümeti ile aynı düzeyde zararları veya kesintileri karşılamaları gerekecektir.

4. Sonuç

Bu nedenle, Sri Lanka tek serili Toplu Eylem Hükmü çerçevelerine sahip olsa bile, ülkenin üçüncü en büyük alacaklısı ve Küresel Devlet Borçları Yuvarlak Masası başkanı olan Hindistan, Güney Asya eşiği uygulayarak ve tahvil sözleşmelerinin yasal şartlarının geriye dönük olarak değiştirerek bir örnek oluşturabilir. İç borçlarını yeniden yapılandırmadan önce, 2012 yılında Yunanistan ve 2018’de Barbados bu “yerel hukuk avantajından” yararlandılar ve Toplu Eylem Hükümlerini iç hukuk sözleşmelerine dâhil ettiler. Yerli yatırımcı tabanının tutsak doğası, ülke çapında değişen derecelerde olsa da, egemen otoritelere yerli yatırımcılar üzerinde nüfuz sağlayabilir ve bazı durumlarda erteleme sorununu daha az sorun haline getirebilir. Dahası, bu durum Çin’in, Pekin’in borçlu ülkenin stratejik değerine dayalı olarak müzakere sürecini ertelemesine olanak tanıyan vaka bazında yaklaşımına karşı da yardımcı olabilir.

[1] G20 2023 Hindistan Zirvesi ve sonuç bildirgesi için bkz. < https://sdg.iisd.org/events/g20-leaders-summit-2023/#:~:text=The%2018th%20Heads%20of%20State,One%20Family%2C%20One%20Future’. >; < https://www.g20.org/content/dam/gtwenty/gtwenty_new/document/G20-New-Delhi-Leaders-Declaration.pdf > [Çevirenin Notu: G-20 Liderler Zirvesi, 09-10 Eylül 2023 tarihleri arasında Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi’de düzenlenmiştir.]

[2] Bkz. “Bharat Vasani, Paridhi Adani ve Rinkel Singh, Sri Lanka’nın İflas Mücadelesi Bağlamında Uluslararası Para Fonu Kurtarmaları (Türkçe Çeviri: Yavuz Akbulak), Legal Blog, 20 Nisan 2022, < https://legal.com.tr/blog/genel/sri-lankanin-iflas-mucadelesi-baglaminda-uluslararasi-para-fonu-kurtarmalari/ >”

[3] Paris Kulübü ilkesi için bkz. < https://clubdeparis.org/en/communications/page/what-does-comparability-of-treatment-mean >

[4] Toplu Eylem Hükümleri için bkz. < https://www.ecb.europa.eu/pub/pdf/scpwps/ecb.wp2366~5317a382b3.en.pdf >

[5] < https://www.axios.com/2023/06/12/ny-sovereign-debt-restructuring-zambia-sri-lanka >

[6] < https://www.nysenate.gov/legislation/bills/2023/A2102/amendment/A#:~:text=2023%2DA2102%20%2D%20Summary,be%20filed%20with%20the%20state. >

[7] < https://www.clearygottlieb.com/news-and-insights/publication-listing/new-york-state-legislature-considers-sovereign-debt-restructuring-legislation >

[8] < https://www.nysenate.gov/legislation/bills/2023/A2970 >

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.