Giriş
Çin, Avrupa Birliği (AB) endüstrilerine yabancı kritik girdi (foreign critical inputs) sağlayan en büyük tedarikçidir. Peki, bu kritik kaynaklar aniden kurursa ne olur? Bu ECB Blog yazısında, beş Avro Bölgesi ülkesinin ekonomileri için potansiyel şokun büyüklüğünü tahmin etmek için bir model şirket düzeyindeki gümrük verileriyle birleştirilmektedir.
Yabancı kritik girdiler, Avrupa firmalarının genellikle kendilerinin sağlayamadığı veya üretimini dışarıdan yaptırdıkları kalemlerdir. Bu tür ithalatlar, girdilerin ikame edilmesi zor, yüksek teknolojili ürünler ve/veya yeşil geçiş için hayati önem taşıyan kalemler olması durumunda AB için kritik olarak kabul edilir. Avrupa Komisyonu’nun, mikroçipler, türbin parçaları, optik ekipman veya ilaç üretmek için kimyasal öncüler ve elektrikli otomobiller için piller gibi stratejik ürünler de dâhil olmak üzere yüzlerce girdiden oluşan bir listesi vardır.
Yabancı kritik girdiler AB dışı ithalatın yüzde 17’sini temsil etmektedir. Ülke düzeyindeki ticaret verilerine göre, 2022 yılında AB’nin AB dışı ülkelerden ithal ettiği yabancı kritik girdilerin üçte biri Çin’den gelmiştir. AB için, yabancı kritik girdilerin jeopolitik olarak uzak diğer ilgili tedarikçileri ise Rusya ve Hong Kong’dur.
1. Kritik girdi tedarik kesintisinin toplam etkisi
Yabancı tedarik risklerine maruz kalma durumunu nicel olarak ortaya koymak için beş AB ülkesinin (Belçika, Fransa, İtalya, Slovenya ve İspanya) şirket düzeyindeki ticaret ve bilanço verilerini kullandık.
Üretim fonksiyonu yaklaşımına dayanan şirket düzeyinde kısmi denge modelini kullanarak, Çin ve benzer jeopolitik yönelime sahip diğer ülkelerden (yani Çin’e yakın ülkeler) gelen yabancı kritik girdilerin arzındaki kesintilerin imalat katma değeri üzerindeki kısa vadeli etkisini değerlendirdik. Modelde, firmalar emek, sermaye ve ara malları birleştirir ve bunlar da yabancı kritik girdi ve yabancı kritik girdi olmayanlar kullanılarak üretilir. Temel senaryomuz, Çin’e bağlı ülkelerden gelen yabancı kritik girdi arzını yarıya indiren ani bir düşüşten oluşur. İş anketi kanıtlarına uygun olarak, firmaların kısa vadede bu girdileri ikame edemeyeceğini varsayıyoruz. Bu tür yabancı kritik girdi tedarik kesintileri, kısa vadede Belçika için yüzde 2,0, Fransa için yüzde 2,5, İspanya için yüzde 2,9 ve İtalya ve Slovenya için yüzde 3,1 oranında üretim katma değerinde düşüşe neden olacaktır. Büyük firmalar genel değişimi yönlendirmekte ve tüm ülkelerde katma değerdeki düşüşün yaklaşık yüzde 75’ini oluşturmaktadır. En üstteki yüzde 1’lik firmanın sonuçları daha fazla heterojenlik göstermekte ve İtalya ve İspanya’daki düşüşün yaklaşık yüzde 15’ini, Fransa ve Belçika’daki düşüşün yaklaşık yüzde 30’unu ve Slovenya’daki düşüşün yüzde 50’den fazlasını açıklamaktadır.
2. Sektörlere ve bölgelere göre farklılıklar
Simüle edilen etki, sektörler arasında son derece heterojendir. Elektrikli ekipman endüstrisi, ülkeler genelinde yaklaşık yüzde 7’lik bir medyan katma değer düşüşüyle en çok etkilenen sektör olarak öne çıkmaktadır ki; bu, yüzde 3’ten az olan genel medyan katma değer düşüşünün iki katından fazladır. Medyan düşüşlerden daha fazlasını deneyimleyen diğer endüstriler arasında kimyasallar, temel metaller, elektronik ve makine yer almaktadır. Bu beş endüstri birlikte, ülkelerimizdeki üretim katma değerinin yaklaşık üçte birini oluşturmaktadır. Elektronik gibi bazı sektörler ülkeler arasında benzer bir düşüş gösterirken, kimyasallar ve makine gibi diğerlerinde sonuçlar bir ülkeden diğerine çok daha fazla değişmekte ve farklı alt sektör bileşimlerini ve firmaya özgü kaynak modellerini yansıtmaktadır.
Bölgesel sonuçlar da oldukça heterojendir. Ülkeler içindeki bölgeler arasındaki büyük heterojenlik, uzmanlaşma ve yoğunlaşma ile yönlendirilir. En çok etkilenen bölgeler, AB dışındaki ülkelerden ithal edilen yabancı kritik girdilere büyük ölçüde bağımlı sektörlerde uzmanlaşmış olanlardır. Örneğin, İtalyan Marche bölgesi, Çin’e bağlı ülkelerden yabancı kritik girdiler sağlamaya büyük ölçüde bağımlı bir sektör olan elektrikli ekipman üretiminde diğer bölgelere göre nispeten daha uzmanlaşmıştır. Bazı bölgelerdeki en iyi üreticilerin yoğunlaşması da bu heterojenliğe katkıda bulunur: büyük, maruz kalan firmaların varlığı, bölgelerinin katma değerine olan etkilerinin daha önemli olduğu anlamına gelir.
Sonuç
Kritik girdilerin kesintilerine maruz kalan firmaları belirlemek, politika yapıcıların büyüme ve fiyat istikrarı için potansiyel etkileri olan yaklaşan şoklara daha iyi hazırlanmaları için önemlidir. Mikro verilerin yalnızca stratejik bağımlılıkları haritalamak için değil, aynı zamanda bir şokun gerçekleşmesi durumunda bunların önemini ölçmek için de önemli olduğunu savunuyoruz. Yabancı bağımlılıklara maruz kalmanın daha derin, daha ayrıntılı bir şekilde anlaşılması, fiyat baskılarının nerede ve ne ölçüde ortaya çıkabileceğini belirleme yeteneğimizi artırırken, aynı zamanda ekonomik ve finansal istikrar risklerinin değerlendirilmesini de iyileştirecektir. Aynı zamanda, bu kavrama daha etkili endüstriyel politikalar tasarlamak ve tedarik zinciri dayanıklılığını güçlendirmek için önemli olacaktır. Bu bağlamda, Pichler ve diğerlerinin (2023) “küresel tedarik ağlarını haritalamak için bir ittifak” çağrısını destekliyoruz ve mikro verileri toplamanın ve bunları araştırma amaçlı kullanılabilir hale getirmenin önemini vurguluyoruz.
Çalışmamız, Avrupa Merkez Bankaları Sistemi’nin (European System of Central Banks) devam eden jeoekonomik ticaret parçalanma sürecini daha iyi anlama çabasının bir parçasıdır. Dokuz ulusal merkez bankası ve Avrupa Merkez Bankası’ndan yaklaşık 40 araştırmacının ortak yazarlığını yaptığı, yaklaşan Avrupa Merkez Bankaları Sistemi Jeoekonomik Ticaret Parçalanması Raporu (Report on Geoeconomic Trade Fragmentation), toplu ticaret verilerinin ötesine bakma ve merkez bankaları ile diğer uluslararası kuruluşlar arasındaki iş birliğini artırma dâhil olmak üzere ayrıntılı tedarik zincirlerinin izlenmesini iyileştirme ihtiyacını vurgulayan daha fazla analiz sağlayacaktır.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.