‘Dijital Avro’: Birleştirici ve Güvenilir [‘Almanya Merkez Bankası (Deutsche Bundesbank)’ Başkanı Joachim Nagel’in 24 Haziran 2024 Tarihinde Roma’da Verdiği ‘Vigoni’ Konferansı]

1. Giriş

Bayanlar ve baylar, bu yılki Vigoni Konferansını vermek benim için büyük bir ayrıcalıktır. Bu konuşmayı yapan ilk merkez bankası başkanı olmaktan özellikle onur duyuyorum.

Önceki konuşmacıların çoğu, politikacılar, Avrupa Birliği’ne ve İtalya ile Almanya’nın bu birlik içindeki rolüne ilişkin siyasi vizyonlarını ortaya koydular. Ama söylendiği gibi, bir ayakkabı tamircisi elinden gelenin en iyisini yapmalı, bu yüzden böyle cüretkâr bir göreve kalkışmayacağım. Bunun yerine bir merkez bankacısı olarak kalbime yakın olan bir konuya değinmek istiyorum. Bununla birlikte, Avrupa’nın da büyük ilgisini çekeceğini düşünüyorum: dijital avro (digital euro). Benim gözümde bu, Avrupa ruhunu canlandıracak, yelkenlerine taze rüzgâr katacak potansiyele sahip bir projedir.

Bildiğiniz gibi, merkez bankacıları konuştuklarında oldukça teknik olma eğilimindedir. Bu yüzden ayrıntılara girmeden önce, dijital avro fikrimi kısaca açıklayayım: Dijital avroyu, evrensel olarak kabul görmüş ve herhangi bir elektronik ödeme seçeneği arasında en yüksek gizlilik seviyelerine sahip merkez bankası parasının dijital bir biçimi olarak hayal ediyorum.

Peki, şu anda dijital avro projesinin neresindeyiz? Proje Ekim 2021’de başlatılmıştır. Avrosistem (Eurosystem), işe, araştırma aşamasında dijital avro için olası tasarım özelliklerini ve dağıtım modellerini keşfederek başlamıştır.[1] Kullanıcıların ihtiyaçlarını ve Avrosistem’in gereksinimlerini karşılayan bir dijital avro geliştirmenin mümkün olabileceği sonucuna varılmıştır. Avrupa Komisyonu Haziran 2023’te, dijital avronun inşasına ilişkin, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi tarafından tartışılacak ve nihai olarak kabul edilecek somut bir yasama teklifi yayınlamıştır.[2]

Dijital avro projesi Kasım 2023’te, başlangıçta iki yıl sürecek olan hazırlık aşamasına girmiştir.[3] Bu ikinci aşama, dijital avro platformu ve altyapısı geliştirebilecek sağlayıcıların bulunmasını ve dijital avro kural kitabının nihai hale getirilmesini içerecektir. Ancak dijital avronun verilip verilmeyeceğine ilişkin nihai karar henüz alınmamıştır.

Genel olarak, hâlihazırda bazı önemli ilerlemeler kaydettik. Ama önümüzde hâlâ uzun bir yolculuk bulunmaktadır. Veya şu anda Almanya’da düzenlenen Avrupa Futbol Şampiyonası’na benzetmek gerekirse: Grup aşamasını geçtik ve şimdi muhteşem bir final olacağını umduğumuz yoldayız.

Bugünkü konuşmamda dijital avro için hedefi ortaya koymak, ayrıca bu fırsatı değerlendirerek bazı ortak endişelere değinmek istiyorum. Ve bitirmek için İtalya ve Almanya’nın dijital avro projesini nasıl ileriye taşıyabileceklerine dair bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum.

2. Dijital çağın ödeme aracı

“Aslında dijital avroya neden ihtiyacımız var?” Bu bana çok sorulan bir sorudur. Sonuçta tüketiciler zaten çeşitli ödeme araçları arasından seçim yapabiliyor. Bu sorunun cevabı çok yönlüdür ama sonuçta oldukça basittir. Dijital avronun lehine konuşan beş faktöre odaklanacağım.

İlk etken, dünyamızın her geçen gün daha da dijital hale gelmesidir. Mal ve hizmetler için ödeme şeklimiz de bir istisna değildir. Nakit, geleneksel olarak Avro Bölgesi haneleri tarafından en yaygın kullanılan ödeme aracı olmuştur. Ancak son birkaç yıldır dijital ödemeler belirgin şekilde önem kazanmıştır.

Size bazı rakamlar vereyim[4]: 2022 yılında Avro Bölgesi’ndeki müşteriler satış noktalarındaki işlemlerin %59’unda (yüzde 59) nakit kullanmıştır. Sadece altı yıl önce, 2016 yılında bu pay hâlâ %79 idi. Aynı zamanda, kartlı ödemeler ile gerçekleştirilen işlemlerin payı 2016’da %19 iken 2022’de %34’e yükselmiştir. Ödemelerin değeri açısından kartlar, 2022’de hâlihazırda nakit ödemelerden daha yüksek bir paya sahip olmuştur: %42’ye kıyasla %46.

Bu nedenle, Avrosistem’in ödeme davranışındaki bu değişikliğe uyum sağlamaya çalışması, nakde dijital bir tamamlayıcı sunarak sezgisel görünmektedir. Bunu yaparak, Avro Bölgesi’nde yaşayan insanların merkez bankası parasını dijitalleştirilmiş biçimde tutmasını sağlayacağız. Ve bu çabada kesinlikle yalnız değiliz, çünkü diğer birçok merkez bankası merkez bankası dijital para birimlerini (central bank digital currencies) araştırmaktadır ki, hâlihazırda bir tanesi çıkarmış durumdadır.[5]

Ancak dijital avro, ekonomilerimizin dijitalleşmesine verilecek uygun bir yanıttan daha fazlasıdır. Dijital avronun lehine olan ikinci faktör, aynı zamanda jeopolitik gerilimlerin olduğu bir çağa da iyi uyum sağlamasıdır. Şu anki durumda dijital ödemelerimiz çoğunlukla Avrupalı olmayan şirketlere dayanmaktadır. Buna karşılık, dijital avro yalnızca Avrupa altyapısı üzerine inşa edilecektir. Buna göre dijital avro, Avrupa’nın stratejik özerkliğini güçlendirecek ve dayanıklılığımızı artıracaktır.

Üçüncü faktör, dijital avronun özel sektörde yenilikçi ödeme çözümlerinin geliştirilmesini destekleyebilmesidir. Burada akla gelen uygulamalar arasında otomatik ödemeler ve mikro ödemeler için akıllı sözleşmeler yer almaktadır. Sonuç olarak, dijital avro hem zamanımızın fırsatlarına hem de zorluklarına uygun bir cevaptır. Peki, ya dijital avronun potansiyel dezavantajları nelerdir? Dijital avroya karşı ileri sürülen bir argüman, finansal istikrara yönelik riskleri artırabileceğidir. Dijital avro büyük miktarlarda tutulabilirse, bankacılığın sıkıntılı dönemlerinde mevduattan dijital avro hesaplarına veya cüzdanlarına geçişler görülebilir. Bu da, herkesin daha kötü durumda olduğu sistemsel bir banka hücumuna katkıda bulunabilir.

Bu ilk başta korkutucu bir ihtimal gibi görünse de, bu risk için çok basit bir çözüm var: tutma limitleri. Tutma limiti, bir müşterinin tutabileceği dijital avro tutarının belirli bir miktarla sınırlandırılması ve bu, yalnızca sınırlı miktarda mevduatın çekilebileceği anlamına gelir ki, bu da sıkıntılı zamanlarda bankaya hücum riskini önemli ölçüde azaltacaktır.

Ve sadece bu da değil: Bundesbank’ın son araştırmasında önerildiği gibi, dijital avro genel finansal istikrar risklerini bile azaltabilir.[6] Neden bu? Tahmin edebileceğiniz gibi dijital avro, finansal sıkıntıların olmadığı “normal” zamanlarda banka mevduatına da alternatif görevi görecektir. Mevduat şeklindeki yükümlülüklerin azalması, daha az kaldıraçlı bir bankacılık sistemi anlamına gelir. Daha az kaldıraçlı bir bankacılık sistemi daha istikrarlıdır ve bu da normal zamanlarda bankaya hücum etme riskini azaltır.

Bütün bunlar göz önüne alındığında kendinize şu soruyu sorabilirsiniz: Tutma limitinin optimal seviyesi tam olarak nedir? Sanırım jüri buradadır. Avrupa Merkez Bankası (European Central Bank-ECB) ekonomistleri tarafından hazırlanan bir makalede, ilk olarak kişi başına 3 bin dijital avro tutma limitinin, son derece kötümser senaryolarda bile banka likidite riskleri üzerindeki etkiyi kontrol altına almada başarılı olacağı öne sürülmüştür.[7] Az önce bahsettiğim son Bundesbank araştırması, optimal miktarın kişi başına bin 500 ila 2 bin 500 dijital avro aralığında olabileceğini göstermektedir.[8] Optimum tutarın ne olacağına dikkatlice bakacağız.

Büyük olasılıkla bir çeşit tutma limiti olacağı göz önüne alındığında, bu, bu limiti aşan ödemeler yapamayacağınız anlamına mı geliyor? Yine, bu sorun için basit bir teknik çözüm var: Mevcut dijital avro miktarı yetersizse, “tersine şelale”, banka mevduat hesabınızdaki eksik parayı çekerek hemen yardımcı olacaktır.

3. Güvenilir ve birleştirici

Şu ana kadar bahsettiğim avantajlar ve çözülebilir tuzaklar çoğunlukla teknik nitelikteydi. Ancak para, basit bir “soğuk” ödeme aracından çok daha fazlasıdır. Para aynı zamanda duygusal bir şeydir. Varlığı güvene derinden bağlıdır. Sonuçta, altın paraların veya emtia para birimlerinin aksine, modern paranın herhangi bir içsel değeri yoktur. Aksine, değeri, kullanıcılarının başkalarının da onu bir ödeme aracı olarak kabul etmeye istekli olduğuna güvenmesine dayanır ve Avrupa örneğinde bu birleştirici bir şeydir.

Ya da tarihçi Yuval Noah Harari’nin de çok güzel ifade ettiği gibi: Para, insanlar tarafından yaratılmış, neredeyse her türlü kültürel uçurumu kapatabilen, din, cinsiyet, ırk, yaş veya cinsel yönelim ayrımı yapmayan tek güven sistemidir.[9]

Bu iki noktayı biraz daha ayrıntılı olarak açıklamak için beni takip edin, güvenle başlayalım. Tekrar tekrar duyduğumuz bir itiraz, Avrosistem’in dijital avroyu Avro Bölgesi’ndeki insanları izlemek veya hatta kontrol etmek için kullanabileceğidir. Sizi temin ederim ki, bu kimsenin endişe duyması gereken bir şey değildir. Tam tersine, Avrosistem’in güvenilir bir dijital ödeme aracı sağlamak için özellikle iyi bir konumda olduğunu savunurum.

Dijital avroyu savunan beş faktörümden dördüncüsü, dijital avronun yalnızca nakit tarafından geçilebilen mümkün olan en yüksek gizlilik seviyesini sağlayacağıdır. Neden? Eh, Avrosistem bireysel müşterilerin ödeme verilerini toplamak ve ticarileştirmekle ilgilenmiyor. Biz kâr için değil, kamu yararı için çalışıyoruz. Bu, dijital avro ile özel rakipleri arasındaki önemli bir farktır.

Biz de halkın bize duyduğu güveni onurlandırmaya kararlıyız; çünkü bu, fiyat istikrarını sürdürme yönündeki temel görevimizi yerine getirmemiz açısından kritik öneme sahiptir. İnsanlar dijital avroya ilişkin sözlerimizi de yerine getireceğimize güvenebilirler. Ayrıca insanlar dijital avronun nakit paranın yerini almayacağı konusunda da bize güvenebilirler ki; bu da rutin olarak dile getirilen başka bir korkudur. Dijital avro, nakit paranın yerine geçmeyecek, onu tamamlayacaktır. Dijital avroyu yaratmak, tüketicilerin ödeme araçları konusundaki seçimlerini daraltmak değil, genişletmekle ilgilidir.

Dijital avro, Avro Bölgesi’ni birbirine yakınlaştırmaya nasıl katkıda bulunabilir? Şu anki durumda, nakit, tüm para birimi alanında kullanılabilen tek gerçek Avrupa ödeme aracıdır. Ancak, nakit şüphesiz Avrupa’daki ekonomik yaşamın önemli bir parçası olmaya devam edecek olsa da, nakit kullanımının azaldığı da yadsınamaz. Avrupa Ödeme Girişimi (European Payments Initiative) gibi özel dijital ödeme girişimleri doğru yönde atılmış bir adımdır. Ancak Avrupa Ödeme Girişimi şu anda bir avuç ülkeyle sınırlıdır.

Dijital bir ödeme aracının birleştirici bir güç olarak hareket edebilmesi için, Avro Bölgesi’ndeki insanların onu Finlandiya’nın Rovaniemi kentindeki Noel Baba’nın Ana Postanesi’nden, Sicilya’daki Pescheria di Catania’ya kadar para birimi bölgemizin her köşesinde kullanabilmeleri gerekir. Bu nedenle Avrupa Komisyonu’nun dijital avroya yasal ödeme aracı statüsü verme niyetini memnuniyetle karşılıyorum.[10] Ve elbette, Avrupa Komisyonu’nun nakdin rolünü, Avro Bölgesi’nde yaygın olarak kabul görmesini ve erişilebilir olmasını sağlayarak güçlendirmek istemesini de memnuniyetle karşılıyorum.

Üstelik dijital avro hem çevrimiçi hem de çevrimdışı çalışacaktır. Bu tür evrensel kabul edilebilirlik ve kullanılabilirlik şu anda yalnızca dijital avro için öngörülmektedir ve bu, dijital avro lehine beşinci faktördür.

4. Dijital avronun geliştirilmesinde İtalya ve Almanya’nın rolü

Dijital avro, Avrosistem’in ortak bir projesidir. Projenin başarısı, ödeme altyapısını geliştirme ve işletme konusundaki paha biçilmez uzmanlıklarıyla ulusal merkez bankalarının girdi ve katkılarına bağlıdır. Peki, bunu akılda tutarak, İtalya ve Almanya’nın dijital avroyu geliştirmedeki rolü ne olabilir?

Her şeyden önce, Banca d’Italia ve Bundesbank, ödeme altyapımızın işletilmesi ve modernleştirilmesi konusunda uzun bir işbirliği geleneğine sahiptir. Başlıca örnekler, Banque de France ve ikinci durumda Banco de España’daki meslektaşlarımızla birlikte öncü rol üstlendiğimiz TARGET2 ve TARGET2-Menkul Kıymetler sistemlerinin geliştirilmesidir. Her iki merkez bankasının da dijital avronun hayata geçirilmesinde öncü rol oynayacağına eminim. Biz Bundesbank olarak projeyi ilerletmek için dijital avroya adanmış bir genel müdürlük kurduk.

İkincisi, dijital avro konusunda İtalya ile Almanya arasındaki bağlantı, teknik konulardaki işbirliğinden daha derin olup; dijital avro, her iki kurumu yöneten kişilerin de kalbine yakın bir şeydir. Banca d’Italia’daki değerli meslektaşım Fabio Panetta, dijital avronun önde gelen uzmanlarından ve destekçilerinden biridir. Avrupa Merkez Bankası’nda görev yaptığı süre boyunca dijital avroyu ilerletme çabalarına öncülük ediyordu. Banca d’Italia’da da bunu yapmaya devam etmektedir.

Ben de en başından beri dijital avronun kararlı bir destekçisiyim. Temel olarak, dijital avroya olan desteğim, toplumumuzun dijital dönüşümünün potansiyel faydalarına dair genel tutkumdan kaynaklanmaktadır. Bu dijital dönüşüm, bizi keşfedilmemiş topraklara götürebileceği korkusuyla kaçınmamız gereken bir şey değildir. Aksine, toplumlarımızın büyümeyi yeniden canlandırması ve daha iyi bir gelecek inşa etmesi için harika bir şanstır ve dijital avro, bu dijital dönüşümün temel taşlarından biri olabilir.

Veya Fabio’nun (Panetta) sözleriyle: Dijital avro, paramızı dijital çağa uygun hale getirecektir. Bu, para birliğinin yalnızca merkez bankası tarafından çıkarılan somut bir avro biçimiyle tamamlanabileceğine haklı olarak inanan avronun mimarlarının izinden gitmektedir. Dijital avro, vizyonlarını dijitalleşmiş bir dünyaya taşımaktadır.[11]

Özetlemek gerekirse: Dijital avroyu çağımızın hem fırsatlarına hem de zorluklarına mantıklı ve uygun bir yanıt olarak görüyorum. Bu, Avro Bölgesi’ndeki insanlara, mahremiyetlerini mümkün olan en geniş ölçüde korurken, para birimi alanımızın her köşesinde kullanabilecekleri halka açık bir dijital ödeme aracına erişim olanağı sağlayacaktır.

5. Kapanış konuşması

Dijital avro için sonraki adımlar nelerdir? Avrupa Futbol Şampiyonası’nın ortasında olduğumuz için, hem İtalyanlar hem de Almanlar tarafından sevilen oyuna bir benzetme yaparak dijital avronun (potansiyel) geleceğini çizmeme izin verin.

Tıpkı futbolda olduğu gibi, dijital avroyu başarılı bir şekilde hayata geçirmek, merkez bankacılarının, ticari bankacıların, tacirlerin yanı sıra ödeme ve Bilişim Teknolojisi uzmanlarının da dâhil olacağı bir ekip çalışması olacaktır.

Her futbol maçının net kuralları ve bunları uygulayacak hakemleri vardır. Aynı şekilde dijital avronun da güçlü bir yasal ve düzenleyici çerçeveye ihtiyacı olacaktır. Bu, Avrupalı yasa koyucuların hâlihazırda üzerinde çalıştığı bir konudur.

Cevabını henüz bilmediğimiz önemli bir soru, oyunumuzun oynanacağı stadyumun nasıl görüneceğidir. Dijital avroyu mümkün kılacak altyapının sunuculara, ağlara ve iletişim için bir platforma ihtiyacı olacaktır. Burada hâlâ planlama aşamasındayız.

Her şey düzgün bir şekilde ayarlandığında, dijital avronun müşteriler arasında, en iyi formda olduklarında “Azzurri” veya “DFB-Elf” oyuncularının arasından futbolun geçmesi gibi sorunsuz bir şekilde akacağından eminim.

Ve en önemlisi, dünyanın dört bir yanından futbol taraftarlarının İtalya ve Almanya arasında oynanacak Avrupa Şampiyonası finalinden memnun olması gibi, genel kamuoyunun da dijital avrodan memnun olacağını yürekten umuyorum.

Bayanlar ve Baylar, bizimki gibi çalkantılı zamanlarda inançlarımızı savunmak bizim görevimizdir. Dijital avro konusunda, bu projenin ekonomik bir başarı olacağına, İtalya ile Almanya arasındaki işbirliğini ve dostluğu derinleştireceğine ve Avrupa halklarını daha da birbirine bağlayacağına derinden inanıyorum. Dikkatiniz için çok teşekkürler.

[1] Bkz. “ECB (2023), A stocktake on the digital euro, Summary report on the investigation phase and outlook on the next phase, 18 October 2023.”

[2] Bkz. “European Commission (2023), Proposal for a regulation of the European Parliament and of the Council on the establishment of the digital euro, COM(2023) 369 final.”

[3] Bkz. “Eurosystem proceeds to next phase of digital euro project (europa.eu), <https://www.ecb.europa.eu/press/pr/date/2023/html/ecb.pr231018~111a014ae7.en.html>”

[4] Bkz. “ECB (2022), Study on the payment attitudes of consumers in the euro area (SPACE).”

[5] Dijital merkez bankası para birimi takipçisine göre Bahamalar, Jamaika, Nijerya ve Zimbabwe hâlihazırda dijital merkez bankası para birimlerini uygulamaya koymuştur. “21” ülke daha pilot dijital merkez bankası para birimi başlatmış, “27” ülke ise kavram kanıtı üzerinde çalışmaktadır. Bkz. Merkez Bankası Dijital Para Birimi (CBDC) Takipçisi, <https://cbdctracker.org/>

[6] Bkz. “Bidder, R. et al. (2024), CBDC and banks: Disintermediating fast and slow, Deutsche Bundesbank Discussion Paper No 15/2024.”

[7] Bkz. “Meller, B. and O. Soons, Know your (holding) limits: CBDC, financial stability and central bank reliance, ECB Occasional Paper Series No 326.”

[8] Bkz. “Bidder, R et al. (2024) op. cit.”

[9] Bkz. “Harari, Y. (2018), Sapiens: A Brief History of Mankind. New York: Harper Perennial.”

[10] Bkz. “European Commission, op. cit.”

[11] Bkz. “Panetta, F. (2023), Shaping Europe’s digital future: the path towards a digital euro, Introductory statement by Fabio Panetta, Member of the Executive Board of the ECB, at the Committee on Economic and Monetary Affairs of the European Parliament, Brussels, 4 September 2023.”

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.