Dünya Bankasının Yolsuzlukla Mücadelede Kullandığı Dört Yenilikçi Yol

Yolsuzluk (corruption), dünyanın en yoksul ve savunmasız kesimleri üzerinde orantısız bir etkiye sahip olup, maliyetleri artırmakta ve temel hizmetlere erişimi azaltmaktadır. Yolsuzluk, hükümetlere olan güveni aşındırır ve çatışma ve kırılganlığın bir itici gücüdür. Çevresel ve güvenlik kontrollerinin atlatılmasına olanak tanır, kirliliğe, çevresel hasara ve vasat altyapıya katkıda bulunur. Yolsuzluk ayrıca özel sektöre olan güveni ve yatırımcı güvenini de etkiler. Ve vergi erozyonu yoluyla yerel gelir toplanmasını azaltır, hükümetleri kamu mallarını finanse etmek için kaynaklardan mahrum bırakır.

Bu nedenle yolsuzlukla mücadele, finansman açığını kapatmak için hayati öneme sahiptir ve Dünya Bankası’nın aşırı yoksulluğu sona erdirme ve yaşanabilir bir gezegende paylaşılan refahı teşvik etme misyonunun temel önceliklerinden biridir. Müşterilerimize yolsuzluğu kontrol etmelerine yardımcı olmak için verdiğimiz destek, uluslararası ortaklar ve küresel politika girişimleriyle etkileşim ve finanse edilen faaliyetlerimizin bütünlüğünü koruyan sağlam mekanizmalar dâhil olmak üzere, yolsuzluktan kaynaklanan yasadışı finansal akışları daha iyi ele almak için yaklaşımımızı güçlendiriyoruz[1].

Yolsuzluğun kontrol altına alınması konusunda ilerleme kaydedilmiş olsa da bu ilerleme yavaş ve düzensiz olmuştur ve yolsuzluk uygulamaları gelişmeye devam etmektedir. Bu yolsuzluk, “tekerlekleri yağlamak” gibi küçük rüşvetlerden ve nüfuz ticareti ve kayırmacılıktan, kamu kaynaklarının büyük ölçekli zimmete geçirilmesine ve hükümetin en üst düzeylerinde iktidar kollarını çekenler tarafından devletin ele geçirilmesine kadar birçok biçim alabilir. Yolsuzlar, yasadışı kazançlarını diğer ülkelerdeki şeffaf olmayan kurumsal varlıklar aracılığıyla gizler ve hareket ettirir ve gayrimenkul gibi yabancı lüks varlıklara yatırım yapar. Bunun için bankalardan, avukatlardan veya diğer profesyonellerden, yani “kolaylaştırıcılar”dan (enablers) yardım gerekir.

Bu nedenle, yolsuzluğun önlenmesi ve tespitini iyileştirmek için ülke düzeyindeki girişimler kritik öneme sahip olsa da, bunlar ulusötesi boyutları da ele alma çabalarıyla tamamlanmalıdır. Dünya Bankası’nın çalışmaları, ulusötesi boyutlarını ele almak ve çalışmalarımızı farklı bağlamlara daha iyi uyarlamak da dâhil olmak üzere, yolsuzluğun bu artan karmaşıklığını ele almak için gelişmiştir. Sonuçlara ve çıktılara odaklanmamızı güçlendirmek, yeni bilgi, veri, araç ve ortaklıkları harekete geçirmek ve çalışmalarımızı yolsuzluğa meyilli temel alanlarla ilişkilendirmek için daha bütünleşik bir yaklaşım[2] da benimsiyoruz.

Özellikle bu çalışmaya yönelik dört temel yaklaşımımız şunlardır:

  • Veri ve teknoloji (data and technology): Teknoloji ve veriyi kullanmak, yolsuzlukla mücadele reform çabalarına rehberlik edecek kanıtlar üretebilir ve resmi kurumlar ve sivil toplum tarafından kullanıldığında bu reformları daha sürdürülebilir hale getirmeye yardımcı olabilir. Ayrıca kontrolleri güçlendirmeye ve otomatikleştirmeye, denetimlere risk tabanlı yaklaşımlar getirmeye ve harcamaların, tedariklerin ve hizmet sunumunun şeffaflığını artırmaya yardımcı olabilir. Risk tabanlı veri platformları, denetim kurumlarının araştırma kaynaklarını daha etkili bir şekilde hedeflemesine yardımcı olabilir ve sivil toplum gözlemevleri vatandaşları hem izleme hem de kamu tedariklerinde daha fazla hesap verebilirlik talep etme konusunda harekete geçirebilir. Örneğin, yapay zekâ araçları, gelir hizmetlerinin yüzde 63 doğruluk oranıyla potansiyel vergi kaçakçılarını tespit ettiği Gürcistan’da vergi makamları tarafından denetimlerin önceliklendirilmesini otomatikleştirmek için pilot olarak kullanılmaktadır. Brezilya’da üç hükümet düzeyinde pilot olarak uygulanan bir Kurumsal Yönetişim Risk Değerlendirme Sistemi (Governance Risk Assessment System), kamu harcamalarında potansiyel dolandırıcılığın yaklaşık 200 kırmızıçizgisini tespit edebilir.
  • Kamu alımlarında ve sözleşme yönetiminde yolsuzluğun azaltılması (reducing corruption in public procurement and contract management): Alımlardaki yolsuzluğun etkileri maliyetlerin, kalitenin ve paranın karşılığının ötesine geçer. Dünya Bankası, hükümetlerin elektronik alım sistemlerini benimsemelerini ve güçlendirmelerini ve kamu harcamalarının paranın karşılığını ve bütünlüğünü iyileştirmek için alım verilerini kullanmalarını desteklemektedir. Alımlarda işbirliği, sözleşme yönlendirmesi ve diğer yolsuzluk biçimlerinin azaltılması, politik olarak bağlantılı firmaların ele geçirilmesini azaltır ve küçük işletmeler için daha kapsayıcı pazarlar ve fırsatlar yaratır.
  • Hesap verebilirlik kurumlarının güçlendirilmesi (strengthening accountability institutions): Hükümetin bütünlüğü ve hesap verebilirliği çeşitli önlemler ve kurumlar aracılığıyla desteklenmektedir. Çözümlerin yerel bağlama ve oradaki yolsuzluk risklerine göre uyarlanması gerekir. Veri ve teknolojinin yeni kullanımları, daha güçlü kara para aklama karşıtı araçlar ve mali bütünlük politikaları, kamu görevlileri için gelir ve varlık beyanları, ihbarcı korumaları ve çıkar çatışması yönetimi gibi mekanizmaların etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamaya yardımcı olmaktadır. Risk tabanlı denetimler sayesinde, yüksek denetim kurumları daha büyük bir rol üstlenmektedir. Tüm bu hedefleri destekleyen tedarik verilerinin (procurement data[3]) analizinde heyecan verici gelişmeler yaşanmaktadır.
  • Gerçek yararlanıcı şeffaflığı ve yasadışı finansal akışlarla mücadele (beneficial ownership transparency and countering illicit financial flows): Para, büyük yolsuzluklar için temel bir motivasyon olduğundan, bu uygulamaları mümkün kılan kurumsal zaafları ele almak ve yolsuzluk eylemleri gerçekleştirildikten sonra fonları takip etmek önemlidir. Bu, güçlülerin paravan şirketler ve vakıflar gibi kurumsal varlıkları (corporate entities, such as shell companies and trusts) ihaleleri manipüle etmek, hükümet fonlarını zimmete geçirmek ve çalınan servetlerini yurtdışında tutmak için kullandıkları karmaşık yolları önlemek ve ortaya çıkarmak için gerçek yararlanıcı rejimleri gerektirir. Ayrıca, “kolaylaştırıcılar” için daha güçlü düzenlemeler ve fonları sınırlar ötesinde izleyebilen ve uluslararası iş birliğine girebilen uzman bir uygulama aygıtı gerektirir. Örneğin, Dünya Bankası’nın Finansal İstikrar ve Dürüstlük birimi (World Bank’s Financial Stability and Integrity unit[4]), ülkelerin ulusal kara para aklama risklerini değerlendirmelerine yardımcı olur ve güçlü kara para aklamayla mücadele sistemleri kurar. Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin ortak girişimi olan Çalınan Varlık Kurtarma girişimi (Stolen Asset Recovery initiative-StAR[5]), yolsuzluktan elde edilen gelirlerin etkilenen ülkelere iade edilmesini kolaylaştırır.

Uzun vadeli ekonomik büyüme ve paylaşılan refaha ulaşmak, yolsuzluğa ve onun aşındırıcı etkilerine karşı mücadele etmek için hükümetler, uluslararası örgütler, özel sektör, akademi ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte çalışmamızı gerektiriyor. Bu nedenle, yolsuzlukla mücadeleye adanmış 250 ortağın yer aldığı Kalkınma için Yolsuzlukla Mücadele Küresel Ortaklığı’nı (Anticorruption for Development Global Partnership[6]) başlattık. Ayrıca, Mali Eylem Görev Gücü’nün (Financial Action Task Force) faydalı mülkiyet şeffaflığı konusundaki küresel standartlarına katkıda bulunuyor, değerlendirmeler yapıyor ve ülkelerin çözümleri uygulamasını destekliyoruz. Hükümetler arası bir kuruluş olan Mali Eylem Görev Gücü, kara para aklama ve terör finansmanıyla mücadele için küresel eylemlere öncülük ediyor. Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (World Bank and United Nations Office on Drugs and Crime) ve Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organization for Economic Co-operation and Development) ile birlikte, Brezilya Başkanlığı altındaki G20 Yolsuzlukla Mücadele Çalışma Grubu adına, G20 ülkeleri ve ötesi için geçerli yolsuzluğa karşı eylemler öneriyor[7].

İklim, sağlık, kırılganlık ve diğer büyük kalkınma sorunlarıyla bağlantılı zorlukları ele almak için büyük finansmana ihtiyaç duyulacaktır. Çok ihtiyaç duyulan kaynakları saptıran ve kalkınma sonuçlarını zayıflatan yolsuzluğun etkilerine karşı koymak için mevcut tüm araçları kullanmalı ve güven oluşturmanın, kalkınma için kaynakları harekete geçirmenin ve kamu yatırımlarının bütünlüğünü korumanın olumlu temettülerini serbest bırakmalıyız.

[1] <https://www.worldbank.org/en/about/unit/sanctions-system/sanctions-board?_gl=1*tw76xs*_gcl_au*MTg4MDcxMTU1LjE3MjYyMDM4OTE.>; <https://www.worldbank.org/en/about/unit/integrity-vice-presidency?_gl=1*amx4ef*_gcl_au*MTg4MDcxMTU1LjE3MjYyMDM4OTE.>

[2] <https://www.worldbank.org/en/programs/anticorruption-for-development?_gl=1*1bop9b9*_gcl_au*MTg4MDcxMTU1LjE3MjYyMDM4OTE.>

[3] <https://blogs.worldbank.org/en/governance/proact-using-data-strengthen-efficiency-and-integrity-public-procurement>

[4] <https://www.worldbank.org/en/topic/financialmarketintegrity>

[5] <https://star.worldbank.org/>

[6] <https://www.worldbank.org/en/programs/anticorruption-for-development>

[7] <https://www.unodc.org/corruption/uploads/documents/Corruption_sustainable_development_C.pdf>

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.