Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dünyadaki en borçlu ülkeler arasında yer almakta ve sorun daha da kötüleşmektedir. Federal hükümetin borcu şu anda 33 trilyon dolardır ve yıllık açık, pandemi yılları dışında ABD tarihindeki en yüksek seviyeye (yaklaşık 2 trilyon dolar) ulaşmıştır. Aldığımızdan daha fazlasını harcamakla kalmıyoruz, aynı zamanda harcamalarımızdaki uzun vadeli büyüme, gelirlerimizdeki büyümeyi geride bırakıyor.
Benzer sorunlarla uğraşan diğer ülkelerden alınacak dersler bir gösterge olacaksa, bu sorunun çözümü harcama kesintileri ve vergi artışlarının bir kombinasyonunu gerektirecektir. Ancak bu acının bir kısmını hafifletmeye yardımcı olabilecek üçüncü bir faktör daha vardır: ekonomik büyüme.
Ekonomik Büyüme, Bütçe Açıkları ve Borç
Ekonomi ne kadar hızlı büyürse, vergilerin artırılması ve harcamaların kısılması yönündeki baskı da o kadar az olur.
Daha fazla işletme ve çalışanla birlikte vergi tabanı genişlemekte; bu da hükümetin oranları artırmadan daha fazla vergi geliri toplayabileceği anlamına gelmektedir.
Örneklemek gerekirse, gayrisafi yurtiçi hâsılası [‘GSYH’ (debt-gross domestic product ratio)] 1 trilyon dolar ve ortalama vergi oranı %20 (yüzde 20) olan bir ekonomimiz olduğunu varsayalım. Toplam vergi geliri 200 milyar dolar olacaktı. Diyelim ki ekonomi %5 büyüyerek yeni GSYH’yi 1,05 trilyon dolara getirdi. Vergi oranı %20’de değişmeden kaldığında, yeni vergi geliri 210 milyar dolar olacaktır ki; bu, vergi oranına dokunmadan 10 milyar dolarlık bir artış demektir.
Büyüyen bir ekonomi daha fazla vergi geliri getirir ve bu da göreceli borç yükünü azaltır. Bu, yasa koyuculara mali (fiskal) dengesizlikleri (sert önlemler değil, kademeli ayarlamaları düşünün) ele almaları için biraz nefes alma alanı sağlıyor.
Borç/GSYH Oranı Nedir ve Neden Önemlidir?
Borç/GSYH oranı, federal hükümetin bir yıl içinde ne kadar ürettiğine (yani ekonomisinin büyüklüğüne) kıyasla elinde ne kadar borç bulunduğunun bir ölçüsüdür. Örneğin, bir iş kurmak için 10 bin dolar borç aldığınızı ve 50 bin dolar değerinde ürün sattığınızı varsayalım. Kişisel “borç/GSYH” oranınız %20 olacaktır.
Peki, borcunuzun GSYH’ye oranı %115 olsaydı (2021 yılında ABD’deki gibi) ne olurdu? Bir yılda ürettiğinden daha fazlasını borçlu olurdun.
Bu oran, bir ülke ekonomisinin sürdürülebilirliği konusunda değerli bilgiler vermektedir. Eğer bu oran çok yükselirse, ülke borçlarını geri ödemekte zorlanabilir ve bu da pek çok istenmeyen sonuca yol açabilir. Örneğin, borcun ödenmesine ilişkin faiz maliyetleri bütçenin daha büyük bir parçası haline gelecek ve kaynaklar diğer önceliklerden uzaklaşacaktır. Ve bazen hükümetler enflasyona neden olan sorunla başa çıkmak için para basmaya yönelmektedir. Ne kadar yüksek olduğu konusunda anlaşmazlık olsa da, %100’lük borç/GSYH oranı ekonomistlerin dikkat ettiği ortak bir kilometre taşıdır.
Vergiler Ekonomik Büyümeyi Nasıl Etkiler?
Politika yapıcıların ekonomik büyümeyi teşvik edebilmelerinin bir yolu, insanları çalışmaya, tasarruf etmeye ve yatırım yapmaya teşvik eden vergi politikalarıdır.
Örneğin, işletmelerin yatırımlarını zamanla değil (ki bu da değerlerini düşürür) oluştukları yıl içinde silmelerine izin vermek, yatırımları daha kârlı hale getirir. Bu da daha fazla yatırımı teşvik eder ve üretkenliği artırır ve daha fazla işe ve daha yüksek ücretlere yol açabilir.
Elbette bu vergi politikalarından bazıları geliri azaltacaktır, ancak büyüyen ekonomi bu azalmayı kısmen telafi etmeye yardımcı olabilir.
Sonrası Durum
2017 tarihli vergi reformu yasasının büyük bir kısmının süresinin iki yıldan kısa bir süre içinde dolması nedeniyle ABD Kongresi, vergi yasasını yeniden yazma şansına sahip olacaktır. Sürdürülebilir bir yaklaşım, borcun altında yatan etkenlere (yani Sosyal Güvenlik ve Sağlık Sigortası gibi zorunlu harcama programlarına) değinmeyi gerektirecek olsa da yasa koyucuların, ülkenin borç/GSYH oranını en çok düşüren politikalara öncelik vermesi gerekir.
Sonuç olarak, ülkenin mali durumunun iyileştirilmesi rahat olmayacaktır, ancak ekonomik büyüme darbenin hafifletilmesine yardımcı olabilir.
Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.