“Ekonomik Durgunluk/Gerileme Dönemlerinde Sermaye Artırımı Marifetiyle Finansal Zorlanmanın Azaltılması” Üzerine

Ekonomik durgunluk/gerileme (economic downturns) şirketlerin operasyonlarını ve stratejik kararlarını aksatır ve finansal sağlıklarını bozar. Örneğin, yakın zamandaki pandemi sırasında birçok şirket harcamaları kısmak veya çalışanları işten çıkarmak zorunda kaldı ve bu da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) işsizlik oranını 2020 yılında Büyük Buhran’dan bu yana en yüksek seviye olan yüzde 14,7’ye çıkardı. Ayrıca pandemi finansal piyasaları istikrarsızlaştırmış ve şirketler için yaygın likidite zorluklarına yol açan önemli kayıplara neden olmuştur[1]. Bu etkiler, çözümler için yaygın çağrılara yol açmıştır.

Yeni bir makalede, pandemi sırasında firmaları desteklemede öz sermaye finansmanının rolü (role of equity financing in supporting firms during the pandemic) araştırılmaktadır. Özellikle, öz sermaye finansmanına yönelmenin hisse senedi performansını, finansal sıkıntıları ve firmaların ödemelerini ve yatırım kararlarını nasıl etkilediği incelenmiştir.

Ekonomik gerileme sırasında hisse senedi çıkarmanın faydalı olduğu görülmektedir. Pandemi sırasında bunu yapan firmalar, ihraç etmeyenlere kıyasla daha yüksek hisse senedi performansı ve daha düşük finansal sıkıntı yaşamıştır. Makalede, ayrıca, ekonomik şok sırasında hisse senedi çıkarmanın firmaların finansal kararlarını etkilediği gösterilmektedir. Kovid-19 sırasında hisse senedi çıkaran firmalar, hisse senedi geri alım, satın alma ve sermaye giderlerini korumuş ve temettüleri ve araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) giderlerini artırmıştır. Bu özellikle önemlidir çünkü firmalar ekonomik zorluklarla karşılaştıklarında yatırımlarını ve ödemelerini kısmak zorundadır.

Makaleden elde edilen sonuçlar ayrıca şirketlerin pandeminin aşamasına bağlı olarak farklı amaçlar için hisse senedi ihraç ettiğini göstermektedir. Pandeminin erken dönemlerinde hisse senedi ihraç edenler nakit rezervlerini daha fazla artırmıştır. Buna ilişkin muhtemel bir açıklama, pandeminin başlangıcında etkisinin uzunluğunun ve şiddetinin büyük ölçüde bilinmemesi; dolayısıyla şirketlerin belirsizliğe karşı bir güvenlik ağı oluşturmak için ihtiyati nedenlerle hisse senedi çıkarmasıdır. Ancak, pandeminin ortaya çıkması ve kısıtlamaların hafifletilmesi ile birlikte şirketlerin yatırım faaliyetlerini desteklemek için giderek daha fazla hisse senedi ihraç ettiği görülmektedir ki; bu faaliyetler arasında satın almalar, sermaye harcamaları ve Ar-Ge yatırımları yer almaktadır.

Pandeminin belirli bir özelliği, etkisinin sektörlere göre farklılık göstermesiydi; örneğin teknoloji firmaları uzaktan çalışmaya ve sosyal mesafe önlemlerine daha kolay uyum sağlamıştır. Ancak, fiziksel etkileşimlere dayanan konaklama gibi işletmeler, karantina kısıtlamalarından daha fazla zarar görmüştür. Farklı sektörlerdeki hisse senedi ihraççıları incelenerek elde edilen bulgular, Kovid-19’dan ağır şekilde etkilenen sektörlerde faaliyet gösteren ihraççıların daha yüksek hisse senedi performansı yaşadığına işaret etmektedir ki; bu da yatırımcıların bu sektörlerde faaliyet gösteren firmalar konusunda daha fazla endişe duyduğunu ve sermaye enjeksiyonunu pandemiye dayanma yeteneklerini güçlendirme olarak gördüğünü göstermektedir. Bu arada, daha az etkilenen sektörlerdeki ihraççıların temerrüt olasılığı daha düşüktü ve toplanan sermayeyi temettülerini ve Ar-Ge faaliyetlerini artırmak için kullandılar. Bu, daha az etkilenen sektörlerdeki ihraççıların, daha fazla etkilenen sektörlerdeki ihraççılara kıyasla ödeme ve yatırım faaliyetlerini genişletme konusunda daha iyi bir konumda olduğunu göstermektedir.

Son olarak, makalede, hisse senedi ihraçlarından elde edilen likidite düzeyinin önemli olduğu gösterilmektedir. Kovid-19 sırasında hisse senedi ihraçları yoluyla elde edilen likiditenin piyasa tarafından olumlu karşılandığı, şirketlerin hisse senedi performansına, finansal sağlığına ve finansal kararlarına artımlı faydalar sağladığı görülmektedir.

Bu çalışmanın sonuçları, şirketler üzerindeki finansal etkiyi hafifletmede sermaye artırımının rolüne dair daha iyi bir anlayış sağladıkları için politika yapıcılar için önemlidir. Özellikle, pandemi sırasında sermaye ihracı firmalar için çeşitli faydalar sağladığından, politika yapıcılar ekonomik çalkantı dönemlerinde ihraç sürecini kolaylaştırmayı düşünmelidir. Bu, daha fazla firmanın hem finansal durumları hem de kurumsal kararları için hayati önem taşıyabilecek sermaye edinmesini sağlayacaktır. Son olarak, makaledeki bulguların toplum için de sonuçları vardır, çünkü ekonomik gerilemelerden kaynaklanan zayıf firma performansı ve iflaslar artan işsizliğe, gelir kaybına ve hanehalkı servetinde azalmaya yol açabilir. Politika yapıcıların mezkûr makaledeki bulgulara dikkat etmesi, ekonomik şokların olumsuz sosyal sonuçlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

[1] <https://www.sciencedirect.com/science/article/pii/S1544612320305821?casa_token=SMe3isY4rtgAAAAA:uUGPJeb8PDoaUKj24Wqwa-R8nTHquh54O0VOvzily8O8IkFa3fw_M_RwvIaO1e0pPeSqOxG7>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.