Giriş
Dünya çapındaki devletlerin karşı karşıya olduğu büyük sosyal ve ekonomik zorluklarla başa çıkmak için kamu alımlarının (public procurement) daha şeffaf, verimli ve hesap verebilir olması gerekir. Ancak ülkelerin bu hedeflere daha iyi ulaşmak için sistemlerini dijital dönüştürmesi, farklı gelişim ve olgunluk aşamalarındadır.
Dünya çapında 60’tan fazla ülkeye elektronik tedarik/ihale girişimlerini gözden geçirme ve danışmanlık yapma konusunda destek olma fırsatım oldu. Araştırmam ve bu kapsamlı deneyime dayanarak, elektronik tedarik sistemlerini tasarımından uygulamasına kadar başarıyla uygulamak için bir dizi kritik faktör belirledim.
1. Kurumsal yönetişim ilkeleri [governance principles]
İyi kurumsal yönetişimin temel ilkeleri kamu alımları için de geçerlidir. Bu ilkeler şeffaflık, hesap verebilirlik, verimlilik, etkililik, eşit muamele, hukukun üstünlüğü, sürdürülebilir satın alma ve özel sektör ve sivil toplumla etkileşimi içermektedir. Ne yazık ki, bunlar genellikle elektronik tedarik sistemlerinin (e-procurement) tasarımına yeterince entegre edilememiştir. Mevcut elektronik tedarik sistemlerinin çoğu bu ilkelerden ödün vererek yalnızca birkaç hususa odaklanmaktadır. Elektronik tedarik sistemlerinin tasarımı ve uygulanması, özel sektörün ve sivil toplumun katılımını sağlamalıdır.
2. Yasal ve düzenleyici çerçevelerde şeffaflık [transparency on legal and regulatory frameworks]
Elektronik tedarik sistemlerinin etkili bir şekilde çalışabilmesi için destekleyici mevzuat düzenlemelerinin mevcut olması şarttır. Eski veya yetersiz ihale yasaları, elektronik tedarikin başarılı bir şekilde uygulanmasını engelleyebilir ve kâğıt bazlı kamu ihale ortamını düzenleyen mevcut yasa ve düzenlemelerdeki hükümler mantıksız veya verimsiz olabilir. Devletler, elektronik alım koşullarına uyum sağlamak için yasal çerçevelerini gözden geçirmeli ve değiştirmelidir. Örneğin, kamu ihale yasası ve yönetmeliklerinde küçük alımlara ilişkin bilgilerin yayınlanmasını gerektirmeyen hükümler saydamlığı ve mali disiplini engellemekte, hileli uygulamalara fırsat yaratmaktadır. Elektronik tedarik sistemlerinin kullanılması, bilgilerin yayınlanmasına ilişkin bürokratik yükün azaltılmasına yardımcı olabilir ki; bu nedenle, büyüklüğü ne olursa olsun tüm satın almaların şeffaflık standartlarına uygun olmasını sağlamak çok önemlidir. Tüm sözleşmelerin yalnızca elektronik tedarik sistemi aracılığıyla yürütülmesini zorunlu kılan bir politika direktifi, satın alma konusunda birleşik bir yaklaşım sağlayabilir.
3. Elektronik tedarik stratejisi sahipliği ve sürdürülebilirliği [e-procurement strategy ownership and sustainability]
Elektronik tedarik stratejileri ulusal kalkınma gündemiyle uyumlu olmalı ve tamamen hükümete ait olmalıdır. Elektronik tedarik sistemlerinin sürdürülebilirliği, ilk uygulama aşamasında sıklıkla göz ardı edilen hayati bir husustur. Sürdürülebilir elektronik tedarik sistemleri kısa vadeli projeler olarak görülmemeli, bunun yerine hükümetten uzun vadeli planlama, finansman ve taahhüt gerektirmektedir. Çoğu zaman, uluslararası kalkınma ortakları bir proje kapsamında kaynakları kullanıma sunar veya hükümet bir proje uygulama bütçesi tahsis eder. Proje finansmanı tamamlandıktan sonra bile işlevsel, etkili kalmasını ve kilit paydaşlar tarafından kullanılmasını sağlamak için bir sürdürülebilirlik stratejisi önceden geliştirilmelidir.
4. Uygulama ve entegrasyon zorlukları [implementation and integration challenges]
Devlet kurumları genellikle uzun vadeli tedarik iyileştirmeleri için elektronik tedarik sistemlerinin tüm potansiyelinden yararlanmak amacıyla stratejik vizyondan yoksundur. Bu, operasyonları kolaylaştırmak ve yedeklilik mefhumunu azaltmak için elektronik tedariki finansal yönetim sistemleri gibi diğer devlet işlevleriyle entegre etmeyi içerir. Elektronik tedarik sistemlerinin parçalanmış uygulaması, manuel ve elektronik tedarik süreçleri paralel olarak çalıştığında veya yalnızca elektronik tedarik sisteminin belirli işlevleri etkinleştirildiğinde olduğu gibi bu zorlukları daha da kötüleştirebilir. Genellikle verimsizlikler, veri çoğaltılması ve azaltılmış şeffaflık ortaya çıkar. Tüm tedarik sürecinin dijitalleştirildiği ve kolaylaştırıldığı elektronik tedarik uygulamasına bütünsel bir yaklaşım, parçalanmış uygulama ile ilişkili sorunların üstesinden gelmeye yardımcı olabilir.
5. Teknik altyapı ve Yazılım Hizmeti tabanlı elektronik tedarik sistemleri [technical infrastructure and Software as a Service-based e-procurement systems]
Bulut politikaları ve veri merkezleri de dâhil olmak üzere teknik altyapı, başarılı elektronik tedarik uygulamasında önemli bir rol oynar. Yazılım Hizmeti (Software as a Service-SaaS) tabanlı devlet elektronik tedarik sistemleri, uygun maliyetli ve verimli alternatifler sunabilir. Aynı zamanda, özellikle kamu alımları ihtiyaçlarını karşılamak üzere tasarlanmış Yazılım Hizmeti çözümlerinin kullanılabilirliği sınırlıdır. Yazılım Hizmeti çözümleri kullanım kolaylığı, ölçeklenebilirliği ve uygun maliyeti nedeniyle dikkat çekse de, karmaşık kamu alımları (ihale/tedarik) yasalarına ve yönetmeliklerine tam olarak uymadaki zorlukları genellikle daha yakından incelendiğinde belirgin hale gelmektedir.
Ticari olarak temin edilebilen Yazılım Hizmeti tabanlı elektronik tedarik çözümlerinin çoğu, kamu alımlarını düzenleyen karmaşık ve sıklıkla bölgeye özgü yasal çerçevelere uyum sağlayamamaktadır. Sonuç olarak, bu tür çözümleri uygulamak isteyen ülkeler kendilerini yasal uyum, özelleştirme sınırlamaları, veri güvenliği ve gizlilik kaygıları, birlikte çalışabilirlik zorlukları ve uzun vadeli sürdürülebilirlik sorunları dâhil olmak üzere karmaşık ve zorlu bir dizi uzlaşmayla karşı karşıya bulabilirler. Bu karmaşıklıkların üstesinden gelmek için ülkelerin, Yazılım Hizmeti tabanlı elektronik tedarik çözümlerinin uygunluğunu dikkatli bir şekilde değerlendirmeleri ve uygulama kolaylığı ve maliyet tasarrufu gibi faydalarının, yasal uyum ve veri güvenliğini sağlamak için gereken tavizlerden daha ağır basıp basmadığını belirlemeleri gerekir.
Devletlerin ve satın alma kurumlarının ihtiyaçlarını etkili bir şekilde karşılayabilmek için Yazılım Hizmeti satıcılarının bazı kritik hususlara öncelik vermesi gerekir. Bunlardan en önemlisi, çözümlerini kamu alımlarının karmaşıklıklarıyla yakından uyumlu hale getirme ve sistemlerini geliştirme ve uygulama konusunda daha fazla esneklik sunma gerekliliğidir. Sonuçta, Yazılım Hizmeti tabanlı elektronik tedarik çözümlerini benimseme kararı, sundukları kolaylıklar ile kamu ihale yasası ve düzenlemelerinin bütünlüğünü koruma ihtiyacını dengelemelidir. Dünya Bankası’nın Afrika kıtasındaki elektronik tedarik sistemi uygulama türleri hakkında yakın zamanda hazırladığı bir rapor, farklı uygulama türlerine ilişkin riskleri ve faydaları analiz etmektedir.
6. Eğitim ve kapasite geliştirme [training and capacity building]
Devlet kurumları içindeki kurum içi kapasitenin zayıf olması, elektronik tedarik sistemlerini etkili bir şekilde tasarlamak, uygulamak, işletmek ve sürdürmek için devlet kurumları içindeki uzmanlaşmış bilgi, beceri ve kaynak eksikliği de dâhil olmak üzere yaygın bir sorundur. Bu sınırlama, elektronik tedarik sistemlerinin etkili dağıtımını ve kullanımını önemli ölçüde engelleyebilir. Bütçe kısıtlamaları, vasıflı Bilişim Teknolojisi personeli eksikliği ve modern elektronik tedarik teknolojilerine ve en iyi uygulamalara sınırlı erişim de dâhil olmak üzere çeşitli faktörler bu sınırlamaya katkıda bulunabilir.
Elektronik tedariki uygulamak, tedarik eden kuruluş yetkilileri ve tedarikçiler, denetçiler, değerlendiriciler, sözleşme yöneticileri ve gözetim kuruluşları için eğitim ve kapasite oluşturma gerektirmektedir. Kapsamlı ve devam eden eğitim programları, kullanıcıların sistemi kullanmak için iyi donanımlı olmasını sağlamada oyunun kurallarını değiştirebilir. Devletler, elektronik tedarik teknolojilerini ve uygulamalarını anlayan yetenekli bir iş gücü geliştirerek ve elde tutarak şirket içi yeteneklerini geliştirmek için kapasite oluşturma ve eğitime yatırım yapmalıdır.
7. Paydaşların sürece aktif olarak dâhil edilmesi [engage stakeholders actively]
Elektronik tedarik reformlarının başarısı için özel sektör ve sivil toplum da dâhil olmak üzere ilgili tüm paydaşların sürece dâhil edilmesi büyük önem taşımaktadır. Bazı ülkeler, paydaşları yeterince dâhil etmemenin, benimseme sürecinde direnç ve zorluklara yol açabileceğini öğrenmişlerdir. Paydaşları sürece erken ve düzenli olarak dâhil etmek, tedarik fırsatlarına erişim eksikliği gibi endişeleri belirlemeye ve ele almaya yardımcı olabilir. Örneğin, kilitlenen daha küçük işletmelerden ve istekli devlet yüklenicilerinden oluşan bir koalisyonu bir araya getirerek sistemi özelleştirmek ve böylece erişilebilirliği, rekabeti ve adaleti artırmak olasıdır.
8. Uluslararası standartlara uyum sağlanması [align with international standards]
Ülkeler, sistemlerini Çok Taraflı Kalkınma Bankalarının (multilateral development banks) veya OECD’nin Temel Tedarik Sistemlerini Değerlendirme Metodolojisi (Methodology for Assessing Procurement Systems Core) ve elektronik tedarik tamamlayıcı modüllerinin kılavuzları da dâhil olmak üzere uluslararası standartlar ve en iyi uygulamalarla uyumlu hale getirmelidir. Uluslararası standartları takip eden sistemler, satın alma sürecinde güven ve güvenilirlik oluşturur.
Başka bir örnek, tam kamu alım süreci ile ilgili verileri yayınlamak için fiili standart olarak ortaya çıkan Açık/Aleni Sözleşme Veri Standardıdır (Open Contracting Data Standard). Devletler ve kuruluşlar kamu alımlarında şeffaflığın, daha fazla açıklığın ve hesap verebilirliğin faydalarını fark ettikçe, Açık Sözleşme Veri Standardı ihale duyurularından sözleşme ödüllerine kadar tüm alımla ilgili bilgilerin kamu ve potansiyel teklif sahipleri tarafından kolayca erişilebilir olmasını sağlar.
Yeni elektronik tedarik gelişmeleri, Açık Sözleşme Veri Standardını omurga veri standardı olarak benimseme fırsatı sunmaktadır. Küresel erişimi, birlikte çalışabilirliği, topluluk odaklı gelişimi ve kanıtlanmış etkisi, yaygın olarak benimsenmesini sağlayarak onu açık, hesap verebilir ve verimli satın alma uygulamalarına kararlı olanlar için önemli bir araç haline getirmektedir.
9. Açık iletişim ve değişim yönetimi [clear communication and change management]
Devletler elektronik tedarik koşullarını, faydalarını, süreçlerini ve beklentilerini tüm paydaşlara etkili bir şekilde iletmelidir. Kapsamlı iletişim stratejileri, sürece dâhil olan herkesin elektronik tedarik sistemini anlamasını ve desteklemesini sağlayabilir. Etkili değişim yönetimi, proje boyunca net bir planlama ve sürekli çaba gerektirmektedir.
10. Veri güvenliği ve gizliliği [data security and privacy]
Elektronik sistemlere olan bağımlılığın artması, veri güvenliğinin ve gizliliğinin korunmasını kritik hale getirmektedir. Ülkeler sağlam siber güvenlik önlemlerine yatırım yapmalı ve hassas satın alma verilerinin yetkisiz erişime ve hem iç hem de dış davetsiz misafirlerin ihlallerine karşı korunmasını sağlamalıdır.
Sonuç
Devletler, tüm bu faktörleri ve en iyi uygulamaları birleştirerek elektronik tedarik sistemlerinin faydalarını en üst düzeye çıkarabilir. Bu, daha iyi kurumsal yönetişime ve devletlerin zamandan ve paradan tasarruf etmesi, özel sektör için işlerin artırılması ve yerel ekonomik kalkınmanın teşvik edilmesi, dolandırıcılık ve yolsuzluğun caydırılması ve vatandaşlar için daha iyi mal ve hizmetlerin sağlanması gibi kamu alımlarının iyileştirilmesine yol açacaktır. Elektronik tedarik sistemlerinin gelişimi devam ettikçe, her ders daha fazla başarıya katkıda bulunacak olup, bu konuda görüşlerimi paylaşmayı sabırsızlıkla bekliyorum.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.