Endüstriyel Sürdürülebilirlik Devriminde Başarılı Olmak İçin Reform Şart*

“Duvar yapıldıktan sonra duvarcı unutulur.” [Çin Atasözü]

1. Giriş

Bir sonraki sanayi devrimi kapımızda olup büyük ölçüde iklim geçişinden kaynaklanıyor.

İş dünyası liderleri olarak, hızla değişen ve yön verilmesi gereken bir risk ve fırsat ortamının sunulduğu bir dönemdeyiz. Ancak sismik değişimler ölçülüyor, temel gerçeklerimiz var ve bu yılın sonlarında yürürlüğe girecek olan SEC (United States Securities and Exchange Commission-ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu) iklim kuralı gibi giderek artan uyum yükümlülükleri karşısında bazı kararlar alınması gerekiyor.

Bu sorumlulukla birlikte gelir. Birçok lider için uyum daha kolay bir yolu temsil ediyor. Bu eşit şartlarda bir oyun alanıdır; işinizi her zamanki gibi yürütmek ve sürdürmek için lisansınızı saklamanız gerekir. Bize ne yapacağımızı söyleyin, yasa çıkar ve biz de çoğunlukla rekabet öncesi endüstri düzeyinde yanıt verelim.

Uyum gereklidir, ancak aşırı uzağı göremeyen bir odaklanma, liderlerin, yeni bir iş ve yatırım çağını karakterize edeceğine inanılan, sürdürülebilir performansa yönelik günlük uyum ve bildirim/raporlama yükünün ötesine geçme macerasını keşfetme için değer yaratma fırsatını kaçırmasıyla sonuçlanır. Bu alanda başarılı olma olasılığı en yüksek olan liderlerin, yanlarında doğru rehberlerle belirsizlik, olası tehlike ve macera dolu bir yere adım atmaya istekli ve cesur olmaları gerekecektir.

2. Ya bağlı ol ya da yok

Liderlere mesaj açıktır. Hareket etmelisiniz. Kendinizi içinde bulduğunuz sınır alanı gerçektir. Dönüşümsel değişim kaçınılmazdır ve eğer yaklaşan tehlikeye tepki verilmezse, liderlik edilen organizasyon muhtemelen yok olacaktır.

Tipik iş modelleri ve değer zincirleri, genellikle kendi kendine hizmet eden ve güçlü değerlerin kapıda bırakıldığı bir liderlik odağıyla, hâkim normları yansıtır. Sonuç olarak, birçok işletme ve iş modeli her ne pahasına olursa olsun savunulması gereken kaleler haline geldi ve yönetim kurulu yöneticileri, denetim ve risk yönetimi kontrollerinin rehberliğinde, vekâlet görevleri olarak eski yapıları güçlendirmeye teşvik ediliyor.

“Sürdürülebilir Performans Serüveni: Yeni Çağda Liderliğe ESG Uyumunun Ötesinde” (The Adventure of Sustainable Performance: Beyond ESG Compliance to Leadership in the New Era[1]) kitabında biz ve görüştüğümüz iş dünyası liderleri, bu değişim çağında ticari işletmelerin değeri yeniden tanımlayacağına ve tüm paydaşlar için yeni değer yaratacağına inanıyoruz. Ticari girişimlerde yeni bir döneme adım atan liderlerin, maceranın gerçekliğini benimsemesi ve işleri her zamanki gibi geride bırakması gerekecektir.

“Sürdürülebilir performans” ile kuruluşu çevresel açıdan sürdürülebilir ve sosyal açıdan adil bir geleceğin hizmetine sunarak değer yaratma avantajlarını ortaya çıkaran bir çalışma biçimi kastediliyor. Yönetim kurulları, dünyaya ulaşarak, nasıl çalıştığını merak ederek, ele alınması gereken zorluklar ve yakalanacak fırsatlar bularak, kuruluşlarının sürdürülebilir performansını artıracaktır.

3. Biçimlendirilebilir kapitalizm

Sürdürülebilir performans, sermaye performansındaki değişimi içerir. Kapitalizmi çağları aşacak bir ekonomik model olarak görüyoruz, ancak onun nasıl vahşi bir canavara dönüşebileceğinin de farkındayız. Kapitalizmin, günün hâkim kültürüne veya ulusa, şehre, sektöre veya şirkete göre şekillendirilebilir olduğu kanıtlanmıştır. Paydaş kapitalizmi kavramı basittir. Şirketler para kazanmalı ve bu zenginliği, hissedarlara getiri sağlamak, eşitsizlikle mücadele etmek ve doğal varlıklarımızı yenilemek ve korumak için kullanmalıdır. Bunu, değer yaratmak için paydaşları değer zincirine dâhil ederek ve ardından bu değeri, işletmenin değer zincirinin tamamıyla ilgili tüm paydaş gruplarına dağıtarak yaparlar.

Paydaş kapitalizmi, şimdiye kadar hâkim olan kapitalizm pratiğinin anlatısını oluşturan neo-klasik kapitalizm modellerinden bazı temel ama ince farklılıklar sunar. Örneğin kurumların sosyal sorumluluk taşımaması gerektiği, bu sorumluluğu yalnızca bireylerin veya kamu sektörünün taşıması gerektiği düşüncesi hâkimdi. Bunu, kurumsal konumlarını kurumsal ırkçılık, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (diversity, equity, and inclusion-DEI) ile iklim değişikliği çevresinde yönlendirmeye çalışan ortalama bir CEO’ya (en üst düzey şirket yöneticisi), bunu yanlış anlamanın yetenek kaybı, marka değerinin yok edilmesi ve belirli pazar ve yatırım sektörlerinden yabancılaşma gibi sonuçlarıyla birlikte anlatmaya çalışırsınız.

Paydaş kapitalizmi, çevreden ve toplumdan ayrıştırılamayan, bir ağ içerisinde faaliyet gösteren, daha geniş bir ekosistemde olumlu etki yaratma fırsatlarının tanınmasını sağlayan bir kapitalizmdir.

S&P Global Sürdürülebilirlik başkanı Richard Mattison, küresel sürdürülebilir kalkınma ve iklim hedeflerinin, özellikle gelişmekte olan piyasalarda karşılanmasını sağlamak için sürdürülebilirliğe yönelik finansal yatırım tahsisinde trilyonlarca dolara varan büyük bir artışa ihtiyaç duyulduğunu anlattı. Mattison’a göre anlatı “büyümenin yanı sıra riski azaltmakla da ilgilidir,” bu da çoğu zaman gözden kaçırılan bir şeydir. S&P, “herhangi bir yatırımla ilişkili riskleri” daha iyi anlamak için “yatırımcıların, bankaların ve diğer sermaye tahsis edenlerin daha iyi ve daha etkili kararlar almasına olanak tanıyan nesnel ve bağımsız istihbarat” sağlayarak bu anlatıyı kullanıyor. Kritik olarak, bu bilgi artık kurumsal ve altyapı kredi notlarını etkiliyor.

4. Yeni bir iş fırsatı olarak sürdürülebilirliğe yatırım

Bu devrimin gerçekliğiyle şimdi yüzleşmek, liderler olarak bizi sınır geçiş bölgesine götürecektir. Bu tehlikeli gelebilir ancak hidrojen ekonomisine geçiş, karbon yakalama ve biyoplastik, düşük karbonlu gübre ve biyoyakıt üretimine geçiş ve bir sonraki sanayi devrimine, hatta muhtemelen temiz enerjiye katılma fırsatını sağlayacaktır.

Operasyonları karbondan arındırmak, doğrusaldan döngüsele geçmek, operasyonları yürütme şeklinde kapsayıcı ve şeffaf olmak ve daha önce değer zincirinin dışında olan paydaşları kucaklamak karmaşık bir iştir. Bu, ortalama bir strateji danışmanının veya davranış değişikliği uzmanının iyileştirme konusunda artan teşvikler arayışında olduğu süreç odaklı, oldukça yapılandırılmış yaklaşımıyla uyumlu doğrusal bir geçiş olmayacaktır. Bu, doğrusal olmayan bir modelde nasıl başarılı olunacağına dair kök ve dal reformu olacaktır.

Yönetim kurulları, buldukları amaca yönelik ve etki odaklı yolun sonucu olarak değer yaratabilecek ve işletmelerine rehberlik edebilecek, değer yaratmanın girdi ve çıktılarını farklı anlayacaklardır. Nespresso CEO’su Guillaume Le Cunff ile “Sürdürülebilir Performans Serüveni” kitabı hakkında konuşurken konuyu şu şekilde özetledi: “Nespresso olarak her uyum maliyetini potansiyel değer yaratmaya yönelik bir yatırım haline getirmek istiyoruz. Sürdürülebilirliğe yapılan her yatırımı yeni bir iş fırsatına dönüştürmek istiyoruz.”

Bu devrim sıralı ya da rasyonel bir şekilde gerçekleşmiyor. Dünyanın, katalizör aktivasyon kaynakları arayacak kadar dinamik, doğrusal olmayan karmaşık bir sistemde faaliyet gösteren ve hakikatle tanımlanan bir sınırda cesur kararların alındığı, uyum sağlayabilen liderlere ihtiyacı olduğu için bu noktayı vurguluyoruz.

[1] < https://www.amazon.com/Adventure-Sustainable-Performance-compliance-Leadership/dp/1394177410 >

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.