1. Giriş
Mühendislikten pazarlamaya kadar birçok disiplin, yeni fintech çözümlerini pazara sunmak için bir araya geliyor. Yasal uyumun (compliance) listede olmaması durumunda şirketler önümüzdeki yıllarda bazı sonuçlarla uğraşmak zorunda kalabilecektir.
Giderek artan sayıda fintech şirketi, Tüketici Finansal Koruma Bürosu’nun (Consumer Financial Protection Bureau) “Şimdi Al Sonra Öde” (Buy Now Pay Later) kısa vadeli kredi verenlere karşı aldığı proaktif tavır gibi değişen düzenleyici gerçeklikle yüzleşirken, yasal uyum yöneticisinin odada söz sahibi olması daha da kritik hale gelmiştir.
Uyumun rolü evrimleşmiş ve sürdürülebilir bir işletme kurmanın temel bir parçası haline gelmiştir. Uyum, çoğu zaman ürün geliştirme sürecinin en erken aşamalarında söz sahibi olmaktan yoksundur ve bu da gecikmelere veya gelecekteki düzenleyici sorunlara yol açar. Şirketler, hiper büyümeye doğru ilerlemeden önce, düşünceli bir şekilde titiz standartlar belirleyerek ve yasal uyum ekiplerini sohbete davet ederek, ileride potansiyel olarak maliyetli hatalardan kaçınabilirler.
Oyundaki matematik açıktır: uyum pahalı olabilir, ancak uyumsuzluğa kıyasla devede kulaktır. Ponemon Enstitüsü’ne göre, sağlam bir uyum programı oluşturmanın ortalama maliyeti yaklaşık 5,5 milyon dolar iken, uyumsuzluğun ortalama maliyeti yaklaşık 15 milyon dolar ve uyumsuzluğun ortalama maliyeti 10 yılda yüzde 45’ten fazla artmıştır[1].
Peki, bu cezalar neleri kapsıyor? Şirketler, düzenleyici kurumlardan yasalara ve düzenlemelere uymadıkları için önemli para cezalarıyla karşı karşıya kalabilirler, düzenleyici eylemlere ve davalara karşı savunma yapmaktan kaynaklanan yasal ücretlerden bahsetmeye bile gerek yoktur.
Uygunsuzluk, ürün geliştirme cephesinde de maliyetli olabilir. Düzenleyici sorunlar sürecin sonlarında belirlendiğinde, şirketlerin bu sorunları ele almak için üretimi durdurması, yol haritalarını ayarlaması veya sürecin daha erken aşamalarına geri dönmesi gerekebilir. Buna ek olarak, uygunluktaki başarısızlıkları ele almak genellikle ek çalışanlar işe almak, yeni teknolojilere yatırım yapmak veya mevcut uygunluk sistemlerini elden geçirmek gibi önemli kaynaklar gerektirir.
Finansal etkilerin yanı sıra, uyumsuzluk hataları önümüzdeki yıllarda itibar kaybına yol açabilir. Müşteriler, özellikle veri koruma ve gizlilikle ilgili düzenlemelere uymadığı tespit edilen bir şirkete olan güvenlerini kaybedebilirler. Bu, çalışan moralini olumsuz etkilemenin yanı sıra müşteri sadakatinin azalmasına ve iş kaybına yol açabilir. Ayrıca, halka açık şirketler için piyasa etkileri olabilir ve yatırımcılardan daha fazla incelemeye ve şirketlerin potansiyel olarak daha riskli yatırımlar olarak etiketlenmesine neden olabilir.
2. İletişim Köprüsü
Fintech uyumu bu riskleri azaltmaya nasıl yardımcı olabilir? Uyum ekibinin temel rollerinden biri, harici düzenleyici otoriteler ile şirketin geri kalanı arasında bir tercüman görevi görmektir. Bu, açıklamaları etkili bir şekilde sunmaktan tüm ekip üyelerinin düzenleyici beklentileri anlamasını sağlamaya kadar her şeyi içerir.
Açık iletişim hatları korunarak, uyum şirketin düzenleyici alanda daha sorunsuz bir şekilde gezinmesine ve üçüncü taraf risk yönetimiyle ilgili yanlış adımlardan kaçınmasına yardımcı olabilir. Üçüncü taraf risklerinin ve mali suçun etkisi yalnızca finansal kayıpların ötesine geçer; terörizm, insan ticareti ve diğer korkunç koşullar veya olaylar şeklinde insan hayatları üzerinde somut etkileri vardır. Etkili uyum programları, tüketicileri kontrol tasarımının merkezine koymayı ve tüm üçüncü taraf etkileşimlerinin iyice incelenip izlenmesini sağlayarak bu riskleri azaltmaya yardımcı olabilir.
Yazılım geliştirme sırasında kısayollar kullanıldığında teknik borç birikebildiği gibi, düzenleyici koşulları karşılamak için hızlı çözümler kullanıldığında da uyum borcu birikebilir. Örneğin birçok şirket, ölçeklendirmeye çalıştıkça elektronik tabloları sürdürmenin sürdürülemez hale geldiğini görmeden önce açıklamaları manuel olarak yapmaya başlayabilir. Finans sektöründeki uyum ekipleri, ürün ekiplerinin düzenleyici uyumun ne gerektireceğini anlamaları için yolun ilerisini görmelerine yardımcı olabilecek kadar erken bir aşamada sohbetin bir parçası olmalıdır.
3. Yenilikte Bir Paydaş Olarak Uyum
Uyumun bir sürece engeller ve sürtüşmeler getirerek inovasyonu engellediği yönünde yaygın bir yanlış anlama vardır. Ancak, uyum ürün geliştirmenin en erken aşamalarından itibaren dâhil olduğunda, aslında inovasyonu kolaylaştırabilir. Uyum ekipleri, aktif dinleme ve dengeli rehberlik yoluyla, engelleyici olarak görülmeden şirketin ileride önemli düzenleyici sorunlara yol açabilecek yollardan uzaklaşmasına yardımcı olabilir.
Ürün geliştirmenin yaratıcı sürecinde, uyum dinlemek ve içyüzünü kavrama sağlamak için vardır, karmaşıklığı erkenden ortaya çıkarmak veya bir engel teşkil etmek için değildir. Uyum potansiyel düzenleyici etkiler görürse, sorunları erken gündeme getirmeli, rakiplerin benzer sorunları nasıl ele aldığını araştırmalı ve yaratıcı -yenilikçi olmasa da- çözümler bulmak için iş birliği içinde çalışmalıdır.
Uyumu kurumsal yönetişim sürecine bütünleştirmek, uyum değerlendirmelerinin incelendiği kontrol noktalarının oluşturulması anlamına gelir. Bu yaklaşım, sürekli denetime olanak tanır ve düzenleyici etkilerin ürün geliştirmenin her aşamasında dikkate alınmasını sağlar.
Şirketlerin etkili bir uyum programı kurmanın veya kontrolleri uygulamanın mutlaka önemli miktarda parasal yatırım gerektirmediğini fark etmeleri önemlidir. Sadece “uyum tasarımı” (compliance design) ilkesine bağlı kalmak, kendileri, hissedarları ve hizmet verdikleri tüketiciler için uzun vadede daha iyi sonuçlar doğurabilir.
Büyük uyum bir yolculuktur, bir varış noktası değil; programlar büyük çeklerle değil, birçok küçük yatırım ve yinelemeyle oluşturulur. Dedikleri gibi, azar azar, az çok olur.
Uyum ekiplerinin en başından itibaren odada aktif ortaklar olmasına izin vererek, fintech şirketleri düzenleyici koşulları karşılayan ve iş hedeflerine ulaşan daha iyi ürünler inşa edebilir. Uyumun erken dâhil edilmesi yalnızca düzenleyici tuzaklardan kaçınmaya yardımcı olmakla kalmaz, aynı zamanda düzenleyici ortamdan bağımsız olarak gelişecek daha yenilikçi ve sürdürülebilir bir işletmenin kurulmasına da katkıda bulunur.
[1] <https://static.fortra.com/globalscape/pdfs/guides/gs-true-cost-of-compliance-data-protection-regulations-gd.pdf>
Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.