Giriş
Hindistan, son yıllarda önemli sayıda beyaz yaka suçuna [rüşvet, kurumsal dolandırıcılık, vb. (white-collar crimes; bribery, corporate fraud, etc.)] tanık olmuş, bu nedenle, haklı olarak, ülkenin finansal ve kurumsal düzenleyici otoritelerinin yetkinliğine ilişkin sorular gündeme gelmiştir. Düzenleyici otoritelerin bu tür suçları yasaklamak için ellerindeki tüm kaynakları proaktif bir şekilde kullanmaları gerektiği doğrudur, ancak bu tür suçların gerçekleşmesi durumunda, soruşturma kurumlarının hatalı bir kuruluşu ve ilgili kişileri etkili ve verimli bir şekilde kovuşturması da aynı derecede önemlidir.
Hindistan’da soruşturma kurumları, beyaz yaka suçlarıyla uğraşırken öncelikle tespit-kovuşturma mekanizması üzerinde çalışmakta, yani suç veya sahtekârlığın tespiti üzerine bunları soruşturmakta ve suçluları mahkemede yargılamaktadırlar. Bu makalede yazarlar, Birleşik Krallık Tarzı “Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmaları” (Deferred Prosecution Agreements-DPA) mekanizmasının, ülkenin beyaz yaka suçlarıyla mücadele çerçevesine, şu anda Hint kurumları tarafından takip edildiği gibi ‘sopa’ (stick) ilkesinden ziyade ‘havuç’ (carrot) ilkesine dayalı olarak eklenmesine kefil olacaklardır.
Makalede öncelikle Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması kavramı açıklanacak ve daha sonra Hindistan’ın üzerine inşa edebileceği model çerçevesini bulmak amacıyla Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması sürümleri arasında karşılaştırmalı bir analiz yapmak üzere ilerlenecektir. Bunu sırasıyla Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmalarının üstünlüğünü ve Hindistan Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasına olan ihtiyacı kanıtlayacak vaka analizleri takip edecektir. Son olarak yazarlarca Hindistan’ın ihtiyaçlarına uygun bir Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması mekanizması formüle etmek için önerilerde bulunulacaktır.
1. Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması nedir?
Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması, dolandırıcılık uygulamalarıyla suçlanan bir şirkete karşı dava açmanın bir yoludur. Bu, yetkililerin hata yapan şirkete karşı suçlamalarda bulunmasına ve aynı zamanda suçlamaları takip etmemeyi kabul etmesine olanak tanır. Buna karşılık şirket, sözleşmede belirtilen belirli yükümlülüklere uymayı taahhüt eder. Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmalarına ilişkin mekanizmanın kökeni[1], Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 1960’lı yıllara kadar uzanabilir ki; bu mekanizma, imza sahibinin suçunu kabul etmesini ve para cezası ödemesini sağlayarak küçük suçları hafifletmek için kullanılmış ve bunun karşılığında bu tür kişilere karşı hiçbir dava başlatılmamıştır. ABD’deki Salomon Brothers örneğinde[2] bu mekanizma ilk kez iş dünyasında da genişletilmiştir. ABD ve İngiltere dünya çapında bu mekanizmayı aktif olarak kullanan iki büyük yargı bölgesidir.
2. Birleşik Krallık’ta Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması
Birleşik Krallık’ta Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmaları ilk kez 2014 yılında 2013 tarihli Suç ve Mahkemeler Yasası’nın (Crime and Courts Act[3]) 17 no.lu Eki kapsamında uygulamaya konulmuştur. Bu uygulamanın uygulanmasında kilit kurumlar, Ciddi Dolandırıcılık Bürosu (Serious Fraud Office-SFO) ve Kraliyet Savcılık Servisi’dir (Crown Prosecution Service-CPS). Birleşik Krallık’ta Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması[4], bir savcı ile hata yapan bir kuruluş arasında, anlaşmanın şart ve koşullarının adil, hakkaniyete uygun ve makul olmasını sağlayan bir hâkimin gözetimi altında yapılan bir anlaşmadır. Kuruluşun şartlara uyması durumunda anlaşma, duruşmanın belirli bir süre ertelenmesine izin verir. Anlaşmanın başarılı bir şekilde sonuçlanmasının ardından suçlamalar düşürülür.
Böylece, bir kuruluşun iflas işlemleri, iş kaybı, yatırımcıların parasal aksaklıkları (insolvency proceedings, loss of jobs, monetary setbacks to investors) vb. gibi olumsuz etkilere maruz kalmadan yasa dışı faaliyetleri tamamen telafi etmesine olanak tanır. Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmaları rüşvet, dolandırıcılık, zimmete para geçirme (bribery, fraud, embezzlement) vb. gibi çeşitli kurumsal suçlar için geçerlidir. Ayrıca en azından Birleşik Krallık’ta bu yalnızca kuruluşlar için geçerlidir, bireyler için geçerli değildir (only applicable to organisations and not individuals). Üstelik her kuruluş yetkililere gelip Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması talep edemez. Yalnızca soruşturmalara uygun şekilde yardım eden ve işbirliği yapan şirketler yetkililer tarafından aynı şekilde değerlendirilecektir.
3. ABD’de Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması
Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri’nin düzenleyici çerçevelerindeki en belirgin ayrımlardan biri, ikincisinde (ABD) bir bireyin, örneğin hatalı bir yönetici veya çalışanın bile bir Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasına[5] girebilmesi gerçeğinde yatmaktadır. İkinci olarak, yargının anlaşmanın şartlarının belirlenmesinde sınırlı bir rolü vardır ve genellikle ister şirket ister şahıs olsun yetkililer ile haksızlık yapanlar arasında varılan anlaşmaya onay verir. Bu, müzakerelerin başlatılması için bile adli yaptırımın gerekli olduğu ve daha sonra mahkemenin de bunu değiştirme konusunda tam yetkiye sahip olduğu Birleşik Krallık’tan farklıdır.
4. Hindistan İçin Neden Birleşik Krallık Çerçevesi En İyisidir?
Yukarıda da bahsedildiği gibi, bireylerin de Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasına girebildiği ABD’nin aksine, Birleşik Krallık çerçevesinde yalnızca kuruluşların Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması mekanizmasını kullanmasına izin verilmektedir. Ayrıca, Birleşik Krallık çerçevesinde yargı, Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasının formüle edilmesi ve uygulanmasında daha fazla güce ve aktif bir role sahiptir. ABD’de ayrıca Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmalarının adli gözetim altına alınması yönünde giderek artan bir ses vardır[6] ve bu da yargı yoluyla başlatılan Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmalarının üstünlüğünü gösterir.
(a) Bir kişinin Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması mekanizmasını kullanmasına izin verilmesinin Hindistan kamuoyunda çok iyi yankı bulmayabileceği ve (b) Hindistan’ın sağlam yargı sistemi gibi faktörler göz önüne alındığında, Hindistan Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması mekanizmasının üzerine inşa edilmesi gereken bir model olarak Birleşik Krallık çerçevesinin kullanılması tercih edilir.
5. Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmalarının Etkinliği: Standart Bankalar Örneği
2015 yılında Standard Bank (bundan böyle ‘banka’ olarak anılacaktır), mekanizmanın Birleşik Krallık’ın yolsuzlukla mücadele çerçevesine dâhil edilmesinden bu yana Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasına giren ilk kuruluş olmuştur. Anılan bankanın, rüşvetin önlenmesinde başarısızlık durumunda sorumluluk öngören 2010 tarihli Rüşvet Yasası’nın (Bribery Act[7]) 7. maddesini ihlal ettiği iddia edilmiş ve banka, Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması şartlarına göre, 7 milyon ABD doları Tanzanya Hükümeti’ne olmak üzere toplam 32,2 milyon ABD doları tutarında para cezası ödemeye mahkûm edilmiştir. Söz konusu banka, cezanın ödenmesine paralel olarak mevcut rüşvet ve yolsuzlukla mücadele kontrollerini, kurallarını ve protokollerini harici bir incelemeye sunmayı da taahhüt etmiştir. Sadece üç yıl sonra, yani 2018’de Ciddi Dolandırıcılık Bürosu (SFO), bankanın Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması şartlarında belirtilen tüm koşullara başarıyla uyduğunu ve yerine getirdiğini duyurmuş; böylece Birleşik Krallık’ın ilk Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasının başarıyla sonuçlanmasına[8] (successful culmination) işaret etmiştir.
6. Bir Hint Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasına İhtiyaç Vardır
Rolls Royce PLC, 2017 yılında yolsuzluk, rüşvet ve muhasebe sahtekârlığı suçlamaları nedeniyle Ciddi Dolandırıcılık Bürosu (SFO) ile Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması mekanizmasına girmiş[9] ve 497,25 milyon pound (£) para cezası ödemeyi kabul etmiştir. Bu suçlamalar, 1989 yılından itibaren şirketin üç bölümü tarafından, aralarında Hindistan’ın da bulunduğu yedi dış pazardaki aracılara verilen rüşvetlerden kaynaklanmaktadır. Bu ödemeler, şirkete toplu olarak 250 milyon poundun üzerinde brüt kâr sağlayan kazançlı sözleşmelerin satın alınmasıyla ilgiliydi.
Benzer şekilde şirket, ABD mahkemesi önünde Brezilya dâhil diğer altı yargı bölgesinde rüşvet vererek ABD’nin Yabancı Yolsuzluk Uygulamaları Yasası’nı (Foreign Corrupt Practices Act) ihlal ettiğini de itiraf etmiştir. Bu kabullerin ardından şirket, ABD Adalet Bakanlığı (United States Department of Justice-DoJ) ile bir Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması imzaladı ve Brezilya’daki Ministério Público Federal ile Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşmasının Brezilya sürümü olan bir Pişmanlık Anlaşması imzaladı. Bu anlaşmaların bir parçası olarak şirket, Adalet Bakanlığı ve Brezilya’daki Ministério Público Federal’e para cezası ödemeyi kabul etti ve bunun sonucunda üç soruşturma organına toplam yaklaşık 800 milyon pound tutarında ödeme yapıldı.
Öte yandan Hindistan’ın bu suçla nasıl baş ettiğine bakıldığında ülkenin ‘sopa’ yaklaşımındaki uçurumlar ön plana çıkıyor. 2016 yılında, Hindistan’ın yerel suç soruşturma kurumu olan Merkezi Soruşturma Bürosu (Central Bureau of Investigation), şirketin Hintli yetkililere rüşvet verdiği iddialarıyla ilgili olarak Rolls-Royce PLC’ye karşı bir ön soruşturma başlatmıştır[10]. Şirket aleyhine bir İlk Bilgi Raporu (First Information Report-FIR) ancak Mayıs 2023’te, yani soruşturmanın ilk başlatılmasının üzerinden yaklaşık dokuz yıl geçtikten sonra kaydedilmiştir. Bu nedenle şirket, ABD, İngiltere ve Brezilya nezdinde hatalarını kabul etmiş ve bu yargı mercileri aynı kişilere yaklaşık altı yıl önce zaten para cezası uygulamışken, Hindistan tam tersine şu ana kadar İlk Bilgi Raporu başvurusunda bulunmak için yalnızca ilk adımı attı.
7. İlerideki Durum
Yabancı bir enstrümanın ulusal çerçeveye dâhil edilmesini basitçe önermek başka bir şey, bunu gerçekten yapmak başka bir şeydir. Hindistan’da bir Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması ancak temel sorunlar ve gerçekler dikkate alındıktan sonra etkili bir şekilde hayata geçirilebilir. Başarılı bir Hindistan Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması mekanizması için temel gereksinimler[11], büyük mali suçları kapsayan, bireyler tarafından değil şirketler tarafından erişilebilen ulusal bir Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması sistemi, yargıya daha büyük bir rol ve süreçte şeffaflıktır.
Ayrıca, ‘nüksetme’ konusuna gereken önem verilmelidir. Pfizer efsanesi bu bakımdan harika bir örnek olaydır. ABD’li ilaç devi Pfizer, 2002 yılında bağlı ortaklıklarının rüşvet vermesi nedeniyle ABD’li yetkililerle Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması yapmak zorunda kalmıştı. Ancak iki yıl sonra aynı bağlı kuruluş bu kez yasa dışı piyasa faaliyetleri nedeniyle soruşturma altına alındı. Bu, ikinci bir Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması ile sonuçlandı. 2007 yılında Pfizer’in bağlı kuruluşlarından biri, bu kez büyüme hormonunun yasa dışı pazarlanması nedeniyle yeniden otoritenin radarına girdi. Sonuç olarak, Pfizer’in dâhil olduğu türünün üçüncüsü olan Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması imzalandı. Bu nedenle Hindistan Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması modelinin hatalı şirketleri yakından takip etmek ve bu tür durumları önlemek için güçlü denetim mekanizmalarıyla donatılması gerekir.
Sonuç
Yukarıdaki tartışmadan, hatalı şirketlerin adalet önüne çıkarılması söz konusu olduğunda Hindistan’ın ‘sopa’ yaklaşımının arzu edilen sonuçları elde etmekte başarısız olduğu somuttur. Bu nedenle artık beyaz yaka suçlarıyla etkili ve verimli bir şekilde mücadele edecek yeni ve sağlam bir mekanizma bulmak için dışarıya bakmanın zamanı gelmiştir. Bunun için, özellikle Hindistan yargı yetkisi için modellenen, Birleşik Krallık tarzı bir Ertelenmiş Kovuşturma Anlaşması mekanizması tam olarak ihtiyaç duyulan şeydir.
[1] < https://www.jstor.org/stable/4099504 >
[2] < https://www.justice.gov/archive/atr/public/press_releases/1992/211182.htm#%3A~%3Atext%3DThe%20Department%20of%20Justice%20and%2Cauctions%20and%20government%20securities%20trading >
[3] < https://www.legislation.gov.uk/ukpga/2013/22/pdfs/ukpga_20130022_en.pdf >
[4] < https://www.sfo.gov.uk/publications/guidance-policy-and-protocols/guidance-for-corporates/deferred-prosecution-agreements/ >
[5] < https://ijrd.csw.fsu.edu/sites/g/files/upcbnu1766/files/media/images/publication_pdfs/deferred_prosecution_programs_implementation_guide.pdf >
[6] < https://www.jstor.org/stable/43665690 >
[7] < https://www.justice.gov.uk/downloads/legislation/bribery-act-2010-guidance.pdf >
[8] < https://www.sfo.gov.uk/2018/11/30/uks-first-deferred-prosecution-agreement-between-the-sfo-and-standard-bank-successfully-ends/ >
[9] < https://www.sfo.gov.uk/2017/01/17/sfo-completes-497-25m-deferred-prosecution-agreement-rolls-royce-plc/ >
[10] < https://www.deccanchronicle.com/nation/current-affairs/290523/cbi-books-rolls-royce-for-alleged-corruption-in-ajt-deal.html >
[11] < https://www.orfonline.org/wp-content/uploads/2017/11/ORF_SpecialReport_49_Corruption.pdf >
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.