Hindistan ‘FinTech Sektörü Öz Düzenleme Kuruluşları’nı Kabul Etmeli mi? Karşılaştırmalı Amerika Birleşik Devletleri Analizi

1. Arka Plan

FinTech sektörü, Hindistan Merkez Bankası’nın (RBI) Şubat 2024’te Paytm ödeme bankası konusunda çılgına dönmesiyle sarsılmış; merkez bankası, uyumsuzluk sorunları nedeniyle Paytm’in önemli bankacılık özelliklerini kapatmıştır[1]. Sadece Paytm değil, Hindistan Merkez Bankası’nın VISA ve MasterCard’a karşı kart ödemelerini işleme koymalarını engelleyen düzenleyici eylemleri[2] sektöre darbe vurmuştur. Genellikle dünya çapında en katı düzenleyici otoritelerden biri olarak kabul edilen Hindistan Merkez Bankası, gelişen ve yenilikçi FinTech sektörünü pençelerinden kurtarmamıştır. Hindistan Merkez Bankası’nın FinTech’e yönelik baskısı, yalnızca Hindistan Merkez Bankası’nın FinTech ve finansal ekosistem ile etkileşimi olan yeni arenayı anlamamasından kaynaklanmaktadır. Bunun nedeni, FinTech ile ilgili devam eden yasal belirsizliktir. 2002 tarihli Finansal Varlıkların Menkul Kıymetleştirilmesi ve Yeniden İnşası ile Menkul Kıymet Faizlerinin Uygulanması Yasası (Securitisation and Reconstruction of Financial Assets and Enforcement of Securities Interest Act-SARFAESI[3]), 1949 tarihli Bankacılık Düzenleme Yasası (Banking Regulation Act) gibi geleneksel bankacılık sektörünü düzenleyen açık yasalar ve eylemler bulunurken, FinTech’in yasal bir tanımı bile yoktur. En yakın resmi terim, Finansal İstikrar Kurulu’nun (Financial Stability Board) FinTech’i “finansal hizmetlerin sağlanmasında önemli bir etkiye sahip yeni iş modelleri, uygulamalar, süreçler veya ürünlerle sonuçlanabilecek finansal hizmetlerdeki teknoloji destekli yenilik” (technology-enabled innovation in financial services that could result in new business models, applications, processes or products with an associated material effect on the provision of financial services) olarak tanımlamasıdır[4].

Bu yasal belirsizlik ironik bir şekilde sektörün aşırı düzenlenmesine ve birden fazla düzenleyici kuruluşun devreye girmesine neden olmuştur. Şu anda FinTech’e adanmış hiçbir yasa yoktur ve birkaç düzenleyici tarafından yönetilmektedir[5]. Bu aşırı düzenleme kontrol edilmezse başka bir lisans rajına yol açabilir. Bir öz düzenleyici kuruluş takdir edilen bir adım olsa da, bu mekanizma kendi zorluklarıyla birlikte gelir. Şu anda Amerika Birleşik Devletleri (ABD), fintech’i bir öz düzenleyici kuruluş mekanizmasıyla düzenleyen gelişen bir fintech sektörüne sahip bir başka ülkedir. Bu yazıda, ABD’deki öz düzenleyici kuruluş mekanizmasının daha derinlemesine bir analizi yapılacak ve Hindistan’da bir öz düzenleyici kuruluşun daha verimli çalışmasını sağlayacak şeyler konusunda Hindistan Merkez Bankası’na kendi önerilerimiz sunulacaktır.

2. Hindistan’da FinTech’i Anlamak

FinTech Sektörü Öz Düzenleme Kuruluşu (Self-Regulatory Organisations in the FinTech Sector; SRO-FT) ve FinTech’i kendi kendine düzenlemeye yönelik son çerçeve bir deney olarak geliyor. SRO-FT, gelecekteki Hindistan Merkez Bankası baskısını açıklığa kavuşturmak ve yumuşatmak için yardımcı olabilir ve kendi analizini gerektirir, ancak FinTech’in önceden var olan yasal belirsizliği olan odadaki fil için hiçbir şekilde bir çözüm değildir. Sorun, FinTech sektörünün somut bir yasal tanıma sahip olmak için çok geniş olmasıdır. Tek başına Birleşik Ödeme Arayüzü (Unified Payments Interface-UPI) işlemleri 117,6 milyar işlemi oluştururken[6]; PwC India, 2027 yılına kadar Hindistan’da günde 100 milyar işlem olacağını tahmin etmektedir[7]. Dahası, Hindistan’daki FinTech sektörünün 2029 yılına kadar 400 milyar dolardan fazla değere sahip olması öngörülmektedir. Paytm Payments Bank’a yapılan son yaptırım, tek başına yaklaşık 300-500 crore’luk bir kayba neden olacaktır[8]. Küresel dijital reklam harcama pazarı büyüklüğü 2023’te 550 milyar ABD doları olarak değerlendirilmiş[9] ve 2033 yılına kadar yaklaşık 1 trilyon 367 milyar ABD dolarını aşması beklenmektedir[10]. Kişi kendine öz düzenleyici kuruluşun FinTech gibi dev bir sektörü düzenlemek için uygulanabilir bir seçenek olup olmadığını sorabilir mi? “Öz düzenleme” mekanizmaları sektörde ortaya çıkabilecek sorunların bolluğunu azaltabilir mi?

3. Hindistan Merkez Bankası’nın FinTech Sektörü Öz Düzenleme Kuruluşu Yönergelerinin Analizi

Hindistan Merkez Bankası’nın mekanizmanın temelini oluşturmak için SRO-FT için taslak çerçevesi[11] gerçekten devrim niteliğinde bir adımdır. Bu çerçeve, FinTech üzerinde aşırı bürokratik kontrolü desteklemiyor ve endüstrinin bağımsızlığı ile tüketici haklarının ihlali veya anlaşmazlık durumlarında hesap verebilirlik arasında doğru dengeyi bulmayı amaçlıyor. Ancak, yalnızca bu çerçeveyi formüle etmek ve diğer tüm sorumlulukları (örneğin FinTech’lerin öz düzenletici kuruluşta temsilinin nasıl yapılacağı gibi) henüz doğmamış öz düzenleyici kuruluşa aktarmak, Hindistan Merkez Bankası’nın girişimini oldukça ilgisiz göstermektedir.

Ayrıca, taslak çerçeve SRO-FT’nin kendi kendini finanse edeceğini belirtmektedir. FinTech, pazarın yüzde 81’inden fazlasının birkaç büyük FinTech firması tarafından ele geçirildiği ciddi eşitsizliklerle boğuşan bir sektör olduğundan bu hüküm oldukça sorunludur. Kendi kendini finanse etme, büyük parasal kapasiteleri göz önüne alındığında fonların çoğunu dolduracak olanların birkaç büyük firma olacağı için SRO-FT’nin esasen birkaç büyük firma tarafından domine edilmesiyle sonuçlanacaktır. Bu, SRO-FT’nin, düzenlemeleri sektöre engeller yaratacak şekilde yapabilecek bu ‘devlerin’ elinde bir araç haline geleceği anlamına gelir. Öz düzenleyici kuruluş, kurumsal yönetişimin daha düşük aşamalarında da güvenilir olabilse de, FinTech’i düzenlemek için ideal nihai cevap olmayabilir. Düzenleyici otoriteler, oligopolistik bir pazar yaratabileceğinden, tüm FinTech sektörünü öz düzenleyici kuruluşun eline bırakmamalıdır.

Finansman, ideal olarak, devlet ve sektördeki firmalar arasında bir oran şeklinde bölünmelidir; böylece devlet, kuruluşun kutsallığını korumaya yardımcı olacak ve birkaç kişinin eline geçmesini önleyecek ölçüde katkıda bulunmalıdır.

Taslak çerçevede ayrıca SRO-FT’nin 2013 tarihli Şirketler Yasası’nın (Companies Act) 8. maddesi[12] uyarınca kâr amacı gütmeyen bir şirket olarak kurulacağı belirtilmektedir. Ancak, daha fazla güvenilirlik ve yetki sağlamak için SRO-FT’nin, kuruluşun temelini oluşturmak üzere özel olarak oluşturulmuş bir tüzük ile desteklenmesi gerekir. Bu, SRO-FT’nin adına güvenilirlik kazandıracak ve ayrıca nasıl oluşturulacağına dair özel hükümler içerecektir. Dahası, FinTech, kendi haline bırakılamayacak kadar erken bir aşamadaki bir sektördür. Hükümetin ilgili kurumlarının koruyucusu olarak hareket etmesi ve SRO-FT’nin faaliyetlerini izlemesi gerekir. Bu nedenle, SRO-FT bir şirket biçiminde tamamen bağımsız olmamalı, bunun yerine hükümetin idari erişimi dâhilinde özerk bir kuruluş olmalıdır.

4. SRO-FT: Doğru Çözüm müdür?

FinTech sektörü farklı segmentlere sahiptir ve bu sektörü düzenlemek için dar görüşlü bir yaklaşım en iyi fikir olmayabilir. Ancak, böylesine hassas ve önemli bir ekonomik endüstri düzenlenmeden bırakılamaz. Bu nedenle, FinTech endüstrisindeki çeşitli segmentleri barındıracak kadar esnek bir yapısal yapı tasarlamak önemlidir.

FinTech’i bürokratik kontrolden bağımsız tutmak bir zorunluluktur çünkü aşırı bürokratik kontrol, nihayetinde sektörün büyümesine engel olacak gereksiz müdahalelere yol açacaktır. Öte yandan, birkaç ‘dev’in elinde bir araç haline gelecek düzeyde özerklik kazanmamalıdır, çünkü bu yalnızca tüketiciler için değil aynı zamanda sektör için de zararlı olacaktır.

Bu soruna en makul cevap, FinTech sektöründeki firmaları, düzenleyici otoriteleri ve tüketicileri kapsayan çeşitli paydaşların ihtiyaç ve çıkarlarına hitap etmek üzere özel olarak tasarlanmış FinTech Özdenetim Kuruluşu’nun (SRO-FT) kurulmasıdır.

SRO-FT, sektörde gerçekten yer alan paydaşları da kapsayacağı için, FinTech sektörüne ilişkin ihtiyaçlar ve sorunlarla ilgilenmek amacıyla çeşitli dağınık mevcut düzenlemelerden çok daha nitelikli olacaktır. Sektörde mevcut olan ve ele alınması gereken sorunlar, hak ettikleri şekilde tanınacak ve etkili bir şekilde çözülecektir.

Ancak, SRO-FT’nin başarılı olması için yazarlar, düzenlemeyi özerklikle dengeleyecek şekilde tasarlanmasının elzem olduğunu ileri sürüyorlar. Buna göre, zamanın ihtiyacı, SRO-FT’nin yalnızca bağımsız değil aynı zamanda hesap verebilir bir otorite organı haline gelmesini sağlayacak bir denge bulmaktır. Bu dengeyi sağlamak için, SRO-FT’nin azami paydaştan oluşan kapsayıcı ve temsili bir organ olması gerekir. FinTech sektöründeki oyuncuları ve Hindistan Merkez Bankası ile Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu (SEBI) gibi ilgili düzenleyici otoritelerin temsilcilerini içermelidir.

5. Yapının Tanımlanması: ABD Modelinden İpuçları

ABD’de, piyasanın farklı seviyelerinde FinTech için çeşitli öz düzenleyici kuruluşlar bulunmaktadır. Bu kuruluşlar, hükümet kurumlarının düzenlemelerine ve direktiflerine ektir (addition)[13]. Ancak, öz düzenleyici kuruluşlar, diğer düzenlemelerle birlikte, bir FinTech şirketinin ABD’nin 50 eyaletinin hepsinde faaliyet göstermek istemesi durumunda, farklı eyaletlerdeki çeşitli kurallara ve düzenlemelere uyması gerekecek kadar merkezsizleştirilmiştir.

Hindistan, eksikliklerini en aza indirmek ve Hindistan ortamına uymak için rafine edilmiş ABD’ye benzer bir mekanizma benimseyebilir. Burada, Hans Kelsen’in saf hukuk teorisinin (pure theory of law[14]) kullanılabileceğini öne sürüyoruz. Teori, normların hiyerarşik düzende düzenlendiğini ve güçlerini kendilerinden üstün normlardan aldıklarını belirtir. En üstte, diğer tüm normların kaynağı olan ‘grundnorm’ yer alır.

Öz düzenleyici kuruluşlar bu teoriyle uyumlu bir şekilde oluşturulabilir. Eyaletlerdeki diğer tüm SRO-FT’lerin sorumlu olacağı birlik düzeyinde bir apex SRO-FT. Dahası, ilgili eyaletlerdeki öz düzenleyici kuruluşların da apex SRO tarafından sunulan yönergelere uymasını öneriyoruz. Bu, farklı eyaletlerdeki farklı ihtiyaçları karşılamanın yanı sıra FinTech sektöründe iş yapmanın daha kolay olmasını sağlayacak belirli bir dereceye kadar tekdüzelik sağlayacaktır.

Buna benzer bir mekanizma, FinTech sektörünü etkileyen düzenleyici zayıflıkları çözebilir. Çok seviyeli öz düzenleyici kuruluşlar mekanizması, sektör için kapsayıcı bir gözetmen olmasa bile, bu sistemin hiyerarşik yaklaşımıyla kendini kontrol ve dengede tutacağı için daha iyi bir özerklik sağlar. Bundan anladığımız kadarıyla, ABD’nin hiyerarşik yaklaşımı, fintech sektörünün şu anda Hindistan’da karşı karşıya olduğu düzenleyici sorunları en aza indirmek ve aynı zamanda sektöre yeterli özerklik sağlamak için elzem olacaktır.

6. Sonuç

Hindistan’daki gelecek vaat eden FinTech sektörü önemli ölçüde yükseliyor ancak ilgili düzenleyici otoritelerden net bir düzenleyici yaklaşım eksikliği nedeniyle belirsizlikle karşı karşıyadır. Hindistan Merkez Bankası’nın FinTech Sektörü Öz Düzenleme Kuruluşu (SRO-FT) çerçevesi umut vadetse de, yeterli şekilde finanse edildiğinden, tüm paydaşları temsil ettiğinden ve hükümet yetkililerine karşı sorumlu olduğundan emin olmak için dikkatli bir yapısal tasarım gerektirmektedir.

ABD modelinden esinlenen, merkezi bir FinTech Sektörü Öz Düzenleme Kuruluşu ve bir yasayla desteklenen eyalet düzeyindeki öz düzenleyici kuruluşlar içeren çok katmanlı bir yapı bir çözüm olabilir. Bu, yenilikçiliği tüketici korumasıyla dengeleyecek ve Hindistan’da sorumlu ve sağlam bir FinTech sektörünün büyümesini teşvik edecektir. Ancak Hindistan Merkez Bankası’nın hangi politikaları formüle edeceğini ve bunların uygulanmasının etkisini ancak zaman gösterecektir.

[1] <https://www.business-standard.com/companies/news/paytm-payments-bank-rbi-controversy-how-will-it-impact-the-customers-124020901485_1.html>

[2] <https://timesofindia.indiatimes.com/gadgets-news/rbi-asks-visa-and-mastercard-to-stop-card-based-payments-by-corporations-and-small-enterprises/articleshow/107684614.cms>

[3] <https://www.indiacode.nic.in/bitstream/123456789/2006/1/A2002-54.pdf>; <https://www.indiacode.nic.in/bitstream/123456789/1885/1/A194910.pdf>

[4] <https://www.fsb.org/work-of-the-fsb/financial-innovation-and-structural-change/fintech/>

[5] <https://www.mondaq.com/india/fin-tech/1369804/fintech-laws-in-india-understanding-the-regulatory-regime>

[6] <https://economictimes.indiatimes.com/tech/technology/total-upi-transactions-cross-100-billion-mark-in-2023/articleshow/106492917.cms?from=mdr>

[7] <https://www.investindia.gov.in/sector/bfsi-FinTech-financial-services>

[8] <https://www.livemint.com/companies/paytm-sees-300-500-cr-ebitda-impact-after-rbi-crackdown-on-payments-bank-11706764528131.html>

[9] <https://www.precedenceresearch.com/digital-ad-spending-market#:~:text=The%20global%20digital%20ad%20spending,mobile%20devices%2C%20and%20smart%20devices.>

[10] <https://www.precedenceresearch.com/digital-ad-spending-market#:~:text=The%20global%20digital%20ad%20spending,mobile%20devices%2C%20and%20smart%20devices.>

[11] <https://www.rbi.org.in/Scripts/BS_PressReleaseDisplay.aspx?prid=57127>

[12] <https://www.indiacode.nic.in/show-data?actid=AC_CEN_22_29_00008_201318_1517807327856&orderno=9>

[13] <https://indiacorplaw.in/2024/02/the-self-regulatory-paradigm-for-fintechs-a-critical-analysis.html>

[14] <https://manupatra.com/roundup/330/articles/article%201.pdf>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.