1. Giriş
Eğlence sektöründe önemli bir adım atan Mumbai Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi (National Company Law Tribunal-NCLT), yakın zamanda ‘Zee Entertainment Enterprises’ (Zee) ile daha önce ‘Sony Pictures Networks India’ (Sony) olarak da bilinen ‘Culver Max Entertainment’in birleşmesine onay verdi[1]. Birleşmeye dair bu yeşil ışık, yalnızca Hindistan eğlence pazarının yaklaşık %26’sına hâkim olan müthiş bir eğlence devi olasılığının habercisi olmakla kalmıyor, aynı zamanda zengin içerik portföyleri ile sektör uzmanlığının birleşimine de işaret ediyor.
Ancak bu umut verici durumun altında, birleşmenin gerçekleşmesine gölge düşüren ve uzun süreli gecikmelere yol açan bir dizi hukuki zorluk da yer alıyor. Bu yazıda; öncelikle Delhi Ulusal Şirketler Hukuku Temyiz Mahkemesi (National Company Law Appellate Tribunal-NCLAT) tarafından Zee’ye karşı yürütülen Kurumsal İflas Çözüm Sürecine (Corporate Insolvency Resolution Process-CIRP) dair işlemlerin incelikleri ve ardından bu uzun süreli belirsizlik dönemine kolektif olarak katkıda bulunan Zee Genel Müdürü Punit Goenka’ya Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu (Securities and Exchange Board of India-SEBI) tarafından uygulanan yasak irdelenecektir. Yanı sıra, yasal konuların ötesinde birleşmenin arka planı ile Sony ve Zee arasındaki stratejik anlaşma ve hissedarlar ile tüketicilere yönelik potansiyel faydalar tartışılacak; ayrıca Sony-Zee Entertainment birleşmesinin hukuki engelleri ile stratejik karmaşıklıkları da ele alınacak ve sonuçta Hindistan’ın eğlence ortamı için sahip olduğu umut verici geleceğe ışık tutulacaktır.
2. Sony-Zee Birleşmesinin Analizi
2.1. Arka plan
Sektör analistleri birleşmenin potansiyel olarak önümüzdeki 2 ila 3 ay içinde gerçekleşebileceğini tahmin ederken, takvim çeşitli faktörlere bağlı kalıyor ve bu da bir belirsizlik unsuru yaratıyor. Birleşme ve satın almaların dinamik ortamında beklentiler ihtiyatla karşılanır. Bu ortaklığın tohumları 2021 yılında eğlence dünyasının devleri ‘Sony ve Zee’nin uzmanlıklarını, dijital varlıklarını ve kapsamlı ağlarını bir araya getirmek için bir anlaşma yapmalarıyla atıldı. Bu iddialı uyumla birlikte eğlence sektöründe yeni bir sayfanın açılması kaçınılmaz görünüyor.
Bu stratejik anlaşmanın[2] şartları uyarınca Sony grubu, yeni oluşan kuruluşta yaklaşık %51’lik kontrol hissesine sahip olmayı talep etmeye hazırlanıyor. Bu arada ‘Zee’nin kurucuları %4’lük kayda değer bir hisseyi elinde tutmaya hazırlanıyor. Geriye kalan özsermaye, ‘Zee’nin mevcut hissedarları arasında dikkatli bir şekilde dağıtılacak ve şirketin köklerini yansıtan çeşitlendirilmiş bir sahiplik yapısına olanak sağlanacaktır.
Bu birleşme, yeni holding için çeşitli avantajlar sunan, stratejik öneme sahip bir kavşak noktasıdır. Bu şirketler güçlü yönlerini sinerjilendirerek pazardaki rekabet üstünlüklerini güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Birleşmenin hisselerin değerinin artmasına yol açması beklendiğinden, yönetim kurulu odalarının ötesinde, hissedarlar da ödülleri almaya hazırlanıyor. Aynı zamanda, birleşme, çeşitli eğlence deneyimlerine yönelik sürekli gelişen bir iştahı karşılayan gelişmiş bir içerik paleti vaat ettiğinden, tüketicilerin nihai yararlanıcılar olması bekleniyor. Bu önemli dönüm noktası şu anda ciddi kaygılara neden olan yasal engeller nedeniyle sekteye uğramaktadır.
2.2. Konuya dair yasal engeller
2.2.1. Kurumsal İflas Çözüm Süreci
‘IndusInd Bank’ın ‘Zee Entertainment’a karşı Kurumsal İflas Çözümü İşlemleri sürecini harekete geçirmesiyle önemli bir dönüm noktası ortaya çıkmıştır. İlk yaylım ateş, Hindistan İcra ve İflas Kanunu’nun (IBC) 7. maddesine dayanılarak Mumbai Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi’ne yapılan bir başvuruyla başlatılmış ve 2016 tarihli İcra ve İflas (Yargı Otoritesi Başvurusu) Kurallarının 4’üncüsü[3] ile tamamlanmıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun 7. maddesi[4], finansal alacaklılara, Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi nezdinde kurumsal borçluya karşı kurumsal iflas çözüm sürecini başlatma yetkisi vermektedir. Bu arada, Yargı Makamına Başvuru Kurallarının (Application to Adjudication Authority Rules) 4’üncüsü, böyle bir başvurunun yapılmasına ilişkin usul pusulasını özetlemektedir.
Bu yasal girişimde IndusInd Bank, hem Zee Entertainment hem de önerilen birleşme için anlam taşıyan bir eşik olan 90 crore’un[5] üzerindeki bir finansal borcun çözümlenmesine odaklanmıştır. Bu başvurunun yapılması, birleşmenin ilerleme ritminde kayda değer bir duraklama yaratarak, takvim üzerinde bir belirsizlik gölgesi yaratmıştır.
Hukuki sarkacın ileri geri sallanmasıyla ortaya çıkan anlatı bir dizi değişime uğramıştır. Mumbai Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi tarafından çıkarılan ve önemli bir açıklamanın yankısını taşıyan iflas sürecini başlatan karar, Delhi Ulusal Şirketler Hukuku Temyiz Mahkemesi’nden gelen bir kararla[6] fiilen durdurulunca bir kesintiyle karşılaşmıştır. Ancak aynı adli forum olan Delhi Ulusal Şirketler Hukuku Temyiz Mahkemesi’nin Kurumsal İflas Çözüm Süreci kararını sonlandırmasıyla durum bir kez daha değişmiştir. Hareketin yeniden canlandırılması çok önemli bir gelişmeyle, yani ilgili iki ana kuruluş arasında bir anlaşmanın ortaya çıkmasıyla hızlanmıştır: Zee Entertainment ve IndusInd Bank. Dikkat çekici bir şekilde, ikisi arasındaki anlaşma birleşme sürecini kolaylaştırmıştır.
2.2.2. Zee genel müdürünün Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu (SEBI) tarafından diskafiliye edilmesi
1992 tarihli Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu Yasası ile yetkilendirilen Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu (SEBI), yatırımcı çıkarlarını korumak ve Hindistan menkul kıymetler piyasasının büyümesini teşvik etmekle görevlendirilmiş önemli bir yasal organ olarak durmaktadır. Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu, geniş kapsamlı bir hamleyle, Essel Grubu içindeki iki önemli şahsiyete (Başkan Subhash Chandra ve Zee’nin CEO’su Punit Goenka) yasaklar uygulamak için düzenleyici otoritesini kullanmıştır. Bu belirleyici karar, sorunlu bir modeli aydınlatan ikna edici kanıtlarla kolaylaştırılmıştır: her iki kişinin de yöneticilik pozisyonlarını kötüye kullanarak fonları kötüye kullandığı iddiası.
Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu’nun duruşunun yankıları, ilk beyanının ötesinde de yankılandı. Kararlı bir niyetle uygulanan bu geçici yasak, Menkul Kıymetler Temyiz Mahkemesi (Securities Appellate Tribunal-SAT) tarafından onaylanmış; bu doğrulama, iddiaların ciddiyetini ve gerçekleştirilen eylemlerin gerekliliğini güçlendirmiştir.
Sonuçlar kurumsal manzaraya yansıdı ve öngörülen birleştirilmiş kuruluşun gelecekteki yöneticisinin kimliği konusunda şüpheye yol açtı ki; bu, daha önce Zee’nin görevdeki CEO’su Punit Goenka’ya verilmiş olan bir görevdi. Bu öngörülemeyen engel, birleşmenin stratejik planına gölge düşürerek piyasa duyarlılığında dalgalanmalara neden oldu. Somut sonuçlar Zee’nin hisse senedi fiyatına kadar uzandı ve kayda değer bir düşüş yaşandı. Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu’nun görevlendirdiği bir araştırma, bu karmaşık anlatıyı ören karmaşık bağları açığa çıkarmak amacıyla harekete geçirildi. Soruşturmanın iddialı bir şekilde 8 aylık bir zaman çizelgesini kapsayan kapsamı, durumun ciddiyetinin ve gerekli olan titiz soruşturmanın bir kanıtıdır.
2.3. Bileşmenin onaylanması
Bu iki taraf arasındaki birleşme anlaşmasının mürekkebi 2021 yılında kaleme alınıp duyurulsa da, uzun zamandır beklenen birlik, daha önce açıklanan yasal engeller nedeniyle askıya alınmış durumdadır. Ancak, Kurumsal İflas Çözüm Süreci davalarındaki son gelişmelerin Ulusal Şirketler Hukuku Temyiz Mahkemesi tarafından bir kenara bırakılması ve Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi’nin birleşmeyi yüksek sesle onaylamasıyla, her iki kurumsal varlık için de umut verici bir sayfa açılıyor gibi görünüyor.
Yasal engellerin yarattığı çalkantı azalmaya başladıkça, bu şirketler için ufuk daha da netleşiyor. Birleşmenin sonuçlanmasının yavaş yavaş yaklaşmasıyla daha da güçlenen bir iyimserlik durumu sarıyor. Her şey beklendiği gibi gelişirse, bu kurumsal evliliğin mevcut mali yılın sonunda, yani 31 Mart 2024 tarihinde[7] doruğa ulaşması bekleniyor. Yaklaşan bu dönüm noktası, hiç de küçük bir ölçüde, bu dönüştürücü birleşme için kesin bir yol açan önemli Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi kararına atfedilmektedir.
Birleşme başvurusu, 2013 tarihli Şirketler Yasası’nın (Companies Act) 230-232. maddeleri[8] kapsamında resmi olarak yapılmıştır. Bu önemli hükümler, mahkeme tarafından denetlenen bir süreç olan birleşmeler, devralmalar veya bölünmeler ile bağlantılı uzlaşma veya düzenlemelerin yargısal yaptırımını kolaylaştırmaya adanmıştır. Bu bağlamda mahkeme, paydaşları toplantıya çağırma ve itiraz daveti yapma yetkisine sahiptir.
Bu birleşme, Axis Finance Ltd. ve IDBI Trusteeship Services Ltd. gibi önde gelen kuruluşlar da dâhil olmak üzere bir dizi alacaklının çeşitli itirazlarıyla karşılaştı. Bu paydaşlar arasında, çeşitli çevrelerde yankılanan, elle tutulur bir endişe ortaya çıkmıştır. Bu konudaki tüzük, retçinin şirket hisselerinin %10 veya daha fazlasına tekabül eden bir hisseye sahip olduğunu iddia etmesi gerektiğini veya alacaklıların durumunda, ödenmemiş toplam borcun %5 veya daha fazlasına borçlu olması gerektiğini şart koşuyordu. Eldeki özel durum bağlamında bu kriter karşılanmamıştır.
Özellikle mahkeme belirli bir yönü fark etti; itiraz eden alacaklılar sayıca çok olmasına rağmen Zee’ye doğrudan kredi vermediler. Bunun yerine, onların mali iddiaları, Zee’nin sadece önemli bir parçası olduğu Essel Grubu’nun çeşitli kuruluşlarının karmaşık dokusuna dokunmuştu.
Bu öngörüleri akılda tutarak, mahkeme, tarafsız tavrıyla tüm itirazları reddetti ve retçilerin, itirazlarını haklı çıkarmak için gerekli yasal koşulları yerine getirmedikleri gerekçesini destekledi. Sonuç olarak, birleşmeye yeşil ışık yakıldı ve mahkemenin, gelişen anlatıda hayati bir adım olarak onayını sağlamlaştırdı.
3. Sonuç
Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi’nin kararlı hesaplamalarının, birleşme sonrasında ortaya çıkan varlığın yaklaşık 44 bin crore değerinde bir tahmini değerlemeye sahip olacağını gösterdiğini belirtmekte fayda vardır. Sony-Zee birleşmesinin gelişen öyküsünde hırs ve hukuki karmaşıklıklar büyüleyici bir öyküyü hazırlamıştır. Mumbai Ulusal Şirketler Hukuku Mahkemesi’nden gelen yeşil ışık, dönüştürücü bir eğlence devinin potansiyelinin sinyalini vermiştir. Kurumsal İflas Çözüm Süreci işlemlerinin ve Hindistan Menkul Kıymetler ve Borsa Kurulu’nun müdahalelerinin yarattığı zorluklara rağmen, her iki tarafın kararlılığı devam etmiş ve daha parlak bir sayfanın yolunu açmıştır. Bu deneyim, şirketlerin genişleme ile düzenleyici yükümlülüklere uyum arasında dikkatli bir denge kurma ihtiyacını vurgulamaktadır. Birleşmenin gerçekleşmesine ilişkin perde açılırken yaratıcılık, uzmanlık ve kurumsal sorumluluğun birleşimi umut verici bir manzara sunmaktadır.
[1] < https://www.barandbench.com/news/litigation/nclt-mumbai-upholds-merger-scheme-between-zee-and-sony >
[2] < https://www.barandbench.com/law-firms/dealstreet/shardul-amarchand-mangaldas-trilegal-act-on-zee-sony-merger >
[3] < https://ibbi.gov.in/webadmin/pdf/legalframwork/2019/Mar/Application_to_Adjudicating_Authority_Rules-upto%2019.03.2019_2019-03-28%2013:12:13.pdf >
[4] < https://www.mca.gov.in/Ministry/pdf/TheInsolvencyandBankruptcyofIndia.pdf >
[5] Crore: 10 milyon.
[6] < https://images.assettype.com/barandbench/2023-02/25e37154-7d73-4adb-8589-3d9515ab958b/Zee_Entertainment_Enterprises_Ltd_v__IndusInd_Bank_Ltd.pdf >
[7] < https://economictimes.indiatimes.com/industry/media/entertainment/sony-group-aims-to-expand-creations-rooted-in-indian-culture-through-merger-of-sony-pictures-zee/articleshow/100334360.cms?from=mdr >
[8] < https://www.mca.gov.in/Ministry/pdf/CompaniesAct2013.pdf >
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.