IMF: Daha Yüksek Faiz Oranlarından Kaynaklanan Küresel Finansal İstikrar Risklerinin İzlenmesi*

Finans sektörüne ilişkin değerlendirmelerde, artan borçlanma maliyetlerinin etkileri ve merkez bankalarının politika faizlerini yatırımcıların beklediğinden daha uzun süre yüksek tutabilme ihtimali üzerinde duruluyor.

Küresel merkez bankalarının kırk yılın en büyük enflasyon salgınını kontrol altına almak için yaptığı faiz oranı artışları, bu yıl Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa’daki bankalar için baskılar yarattı. Borç verenler mevduat sahiplerine ödediklerinden daha fazlasını toplayabilirlerse faiz artışları genellikle olumludur, ancak bu sefer farklıydı. Bazı bankalar, güvenli ABD Hazine kâğıtlarından bile tahvil varlıklarından para kaybetti. Bu, teknoloji ve sosyal medya tarafından güçlendirilen, hızla para çeken bazı müşterileri sarstı. Birkaç banka ise iflas etti.

IMF’nin (International Monetary Fund-Uluslararası Para Fonu) Mali Sektör Değerlendirme Programı (Financial Sector Assessment Program), tek tek ülkeler için finansal istikrar risklerini yakından takip eden ve ne kadar dayanıklı olabileceklerini ölçen gözetimin önemli bir ayağını oluşturuyor. Mali Sektör Değerlendirme Programları ayrıca finans sektörü denetimi, düzenleme, kriz yönetimi araçları ve güvenlik ağlarının (acil durum likidite desteği ve mevduat sigortası gibi) uluslararası en iyi uygulamaları takip edip etmediğini de değerlendirir. Mali Sektör Değerlendirme Programları her zaman bankalara yönelik potansiyel riskleri “stres testi” yapar ve son zamanlarda emeklilik yöneticileri, sigortacılar ve varlık yöneticileri gibi banka dışı finansal aracıların risk değerlendirmesini geliştirmiştir.

IMF’nin çalışmaları, devam eden merkez bankası faiz oranı artışları ve borçlanma maliyetlerinin yatırımcıların, işletmelerin ve hanehalklarının beklediğinden daha uzun süre yüksek kalma potansiyeli arasında devam ediyor. Bu, Temmuz ayında belirtildiği gibi, finansal istikrar risklerini artırabilir ve büyüme üzerinde baskı oluşturabilir.

Piyasa oynaklığı ve hücumlar

Hızlı para politikası sıkılaştırması tahvil ve faiz oranlı türev piyasalarını dalgalı hale getirebilir. Getiriler 400 baz puan arttığında güvenli ABD Hazine tahvillerinin değeri bile %30’a kadar düşüyor ki, 2020’den bu yana 10 yıllık Hazine bonosu getirilerine yönelik gerçek şoktur.

Mart ayı öncesinde tahvil piyasalarındaki bu tür kaymaların banka dışı finans şirketlerine yönelik riskleri vurgulandı. Birçoğunun tahvillere büyük yatırımları var ve değerleme kayıpları yaşıyor. Özellikle yatırım fonları, müşterileri kâr getirmeyen fonlardan hızla çıkabileceği için hızlı itfalarla (hücumlarla) karşı karşıya kalabilir.

Emeklilik ve hayat sigortası şirketleri için hücum nadirdir, çünkü poliçe sahipleri erken para çekme ile cezalara katlanmak zorundadır. Bununla birlikte, getirileri artırmak için türev ürünleri ve diğer karmaşık işlemleri kullanan şirketler, geçen yıl bazı Birleşik Krallık emeklilik fonlarında olduğu gibi, bu araçların değer kaybetmesi durumunda nakit sağlamaları gerekeceğinden marj tamamlama çağrılarından zarar görebilir.

Ardından Mart ayında yaşananlar bize banka hücumlarının önemini hatırlatmıştır. Küresel finans krizinin ardından yapılan düzenleyici reformlar, bankaların daha fazla nakit ve tahvil tutmasını gerektirdi. Ayrıca, küresel finans krizinden sonra birçok ülkede bankalar artık düşen piyasalara tahvil satmaktan kaçınmak için merkez bankalarından daha kolay borçlanabiliyor. Yine de, Silikon Vadisi Bankası örneğinde, bu önlemler pek işe yaramadı. Tahvil varlıklarının değeri, hızlı parasal sıkılaştırmanın ortasında, kazançları, sermayeyi ve nakit tamponlarını vurarak düştü. Mevduat sahipleri bu baskıları gördü ve fonlarını geri çekti. Banka, merkez bankası likiditesine zamanında erişmeye hazır değildi ve diğer ABD’li borç verenler gibi başarısız oldu.

Daha iyi göstergeler

Bu sahneler görüldüğünde, Mali Sektör Değerlendirme Programı risk değerlendirmeleri için üç önemli gelişme görülüyor:

  • Risk analizleri, iş modellerini ve risk yönetimiyle ilgili konuları değerlendirmekle başlayarak, potansiyel olarak savunmasız küçük finansal şirketlere daha fazla dikkat etmelidir. Örneğin, ABD makamları, 2020 tarihli ABD Mali Sektör Değerlendirme Programı tavsiyelerinde eleştirilen 2019 yılında küçük ve orta ölçekli bankalar için stres testi koşullarını gevşetmiştir. Sonuç olarak, Federal Rezerv’in yıllık stres testi ve 2020 ABD Mali Sektör Değerlendirme Programı, Silikon Vadisi Bankası (Silicon Valley Bank) ve diğer bölgesel bankaları hariç tutmuştur.
  • Analizler, varlık piyasası stresi, finans şirketlerinin kazançları ve özellikle bankalar için risklerinin karşılıklı bağlantılarını yakından incelemelidir. Standart Mali Sektör Değerlendirme Programı stres testleri, banka sermayesi üzerindeki stresi dikkate alır ve riskleri ayrı ayrı çalıştırır, ancak etkileşimlerini tam olarak hesaba katmaz.
  • Mali Sektör Değerlendirme Programları, finansal şirketler arasındaki fonlama riski taşmalarını (sistem çapında likidite riskleri olarak adlandırılır) daha iyi anlama çabalarına devam etmelidir. Örneğin, tahvil piyasasındaki türbülans, bazı şirketlerde likidite stresini tetikleyebilir ve ardından varlıklarını satıp fiyatlarını düşürürken ve birbirlerinden fon çekerken tüm ekosisteme yayılabilir. Türkiye, Ürdün, Şili ve Filipinler dâhil olmak üzere birkaç Mali Sektör Değerlendirme Programı, sistem çapında basit, yeni bir likidite stres testi aracı uyguladı. Ayrıca, 2022 tarihli Meksika Mali Sektör Değerlendirme Programı daha özel bir ve küresel politika faizleri ve finansal koşullar sıkılaştıkça sermaye çıkışlarının etkisine baktı. Benzer şekilde, 2020 tarihli ABD Mali Sektör Değerlendirme Programı, kurumsal tahvil piyasalarındaki kargaşanın yatırım fonları, bankalar ve sigortacılar tarafından nasıl büyütüldüğünü veya hafifletildiğini inceledi.

Mali Sektör Değerlendirme Programı ayrıca düzenleme ve denetim ile kriz yönetimine ilişkin gelişen uluslararası standartları da bünyesine katmaya devam edecektir. Amerika Birleşik Devletleri ve İsviçre için önceki Mali Sektör Değerlendirme Programları, bu yılın başlarında banka iflaslarında ortaya çıkan düzenleyici ve denetleyici eksikliklerin altını çizdi. Küresel finansal kriz sonrası düzenleyici reformların altında yatan ilkeler uygun olmaya devam etse de, finansal denetçilerin sorunlu bankaları yeniden rayına oturtmak için isteklilik, yasal destek ve kaynaklardan yoksun olabileceğinin altını çizdiler.

2023 yılı Mali Sektör Değerlendirme Programı

Bu yılki program, her beş yılda bir değerlendirilmesi gereken sistemik olarak önemli finans sektörlerine sahip dört ekonomiyi kapsıyor: Belçika, Finlandiya, İsveç ve Türkiye. Botsvana, Ekvador, Kazakistan, İzlanda, Ürdün, Maldivler ve Panama da buna gönüllü olarak katılacaktır. Çin, Endonezya, Japonya, Lüksemburg, Hollanda, Suudi Arabistan ve İspanya gibi zorunlu davalar da dâhil olmak üzere 2024 yılı Mali Sektör Değerlendirme Programları için hazırlıklar da devam ediyor.

Büyük bir küresel parasal sıkılaştırma döngüsünde finansal istikrara artan ilgi göz önüne alındığında, finans sektörünün derinlemesine ve kapsamlı gözetimi artık her zamankinden daha değerli olmalıdır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.