Beklentiler enflasyon dinamiklerini giderek daha fazla yönlendiriyor. Para politikası çerçevelerindeki iyileştirmeler insanların enflasyon beklentilerini daha iyi bilgilendirebilir ve böylece daha düşük çıktı maliyeti ile enflasyonun düşürülmesine yardımcı olabilir.
Dünya genelinde enflasyon geçen yıl son yılların en yüksek seviyelerine ulaştı. Manşet enflasyon[1] (headline inflation) istikrarlı bir şekilde düşerken, gıda ve enerjiyi hariç tutan temel tedbirlerin birçok ekonomide daha katı olduğu ortaya çıktı ve ücret artışları hızlandı.
Gelecekteki enflasyona ilişkin beklentiler, enflasyonu yönlendirmede önemli bir rol oynuyor; zira bu görüşler, bugünkü fiyat ve ücretleri etkileyebilecek tüketim ve yatırım kararlarını etkiliyor. Fiyatlardaki artışın enflasyonun yerleşebileceği endişesini artırmasıyla, insanların enflasyon hakkındaki görüşlerinin en iyi şekilde nasıl bildirileceği daha da önemli bir husus haline geldi.
Uluslararası Para Fonu’nun (International Monetary Fund-IMF) en son yayımlanan ‘Dünya Ekonomik Görünümü’ (World Economic Outlook) raporunun analitik bir bölümünde[2], beklentilerin enflasyonu nasıl etkilediği ve ‘yumuşak iniş’e (soft landing), yani merkez bankasının büyüme ve istihdamda derin bir gerilemeye neden olmadan enflasyonu hedefine geri döndürdüğü bir senaryoya ulaşmak için bu beklentileri etkileyecek para politikasının kapsamı incelenmektedir.
Enflasyon beklentilerinin rolü daha büyük
Profesyonel tahmincilerin yaptığı anketler, önümüzdeki 12 aya ilişkin enflasyon beklentilerinin (kısa vadeli beklentiler) hem gelişmiş hem de gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde 2021 yılında istikrarlı bir yükselişe başladığını, ardından fiili fiyat artışlarının ivme kazanmasıyla geçen yıl hızlandığını gösterdi. Ancak beş yıl sonraki enflasyon beklentileri istikrarlı kaldı ve ortalama seviyeler genel olarak merkez bankası hedefleri etrafında sabitlendi.
Son zamanlarda, yakın vadeli enflasyon beklentileri dönemeçten dönmüş ve kademeli olarak aşağı yönlü bir yola doğru kaymaya başlamış gibi görünüyor. Profesyonel tahmincilerin dünyasının ötesinde, ortalama olarak şirketlerin, bireylerin ve finansal piyasa yatırımcılarının benzer enflasyon beklentileri görülmektedir.
Yakın vadeli beklentilerdeki hareketler enflasyon dinamikleri bakımından ekonomik açıdan önem taşıyor. IMF’nin yeni istatistiksel analizine göre, 2021 ve 2022 yılı başındaki enflasyon şoklarının geçen yılın sonlarında gevşemeye başlamasının ardından enflasyon, yakın vadeli beklentilerle giderek daha fazla açıklanıyor.
Vasat bir gelişmiş ekonomi için artık enflasyon dinamiklerinin temel itici gücünü temsil ediyorlar. Ortalama yükselen piyasa ekonomisi için beklentilerin önemi artmış olup, geçmiş enflasyon daha anlamlı olmaya devam ediyor ki, bu da insanların bu ekonomilerde daha geriye dönük olabileceğine işaret ediyor. Bu, kısmen bu ekonomilerin çoğunda tarihsel olarak daha yüksek ve daha değişken enflasyon deneyimini yansıtıyor olabilir.
Aslında, gelişmiş ekonomilerdeki enflasyonun, kısa vadeli beklentilerdeki her 1 yüzde puanlık artış için yaklaşık %0,8 puan arttığı, gelişmekte olan piyasa ekonomilerinde ise geçişkenliğin yalnızca %0,4 puan olduğu görülüyor.
Bu farklılığı açıklayabilecek faktörlerden biri, ekonomi grupları genelinde geriye ve ileriye dönük öğrenenlerin payıdır. Enflasyon beklentilerine ilişkin bilgiler kıt olduğunda ve merkez bankası iletişimleri belirsiz olduğunda veya güvenilirlikten yoksun olduğunda, insanlar gelecekteki fiyat değişiklikleri hakkındaki görüşlerini mevcut veya geçmiş enflasyon deneyimlerine dayanarak oluşturma eğilimindedirler ki; onlar daha geriye dönük öğrenenlerdir (backward-looking learners). Bunun aksine, daha ileriye dönük olanlar, beklentilerini, merkez bankası eylemleri ve iletişimleri de dâhil olmak üzere gelecekteki ekonomik koşullarla ilgili olabilecek daha geniş bir bilgi dizisinden oluştururlar; onlar daha ileriye dönük öğrenenlerdir (forward-looking learners).
Öğrenmedeki farklılıkların politika sonuçları
Bu farklılıkların merkez bankaları açısından önemli sonuçları bulunmaktadır. Öğrenme ve beklentilerin oluşumunda farklılıklara izin veren yeni bir modelden alınan simülasyonlarda (benzetim) gösterildiği gibi, ekonomideki insanların büyük bir kısmı geriye dönük öğrenenlerden oluştuğunda, politika sıkılaştırmanın kısa vadeli enflasyon beklentileri ve enflasyon üzerinde daha az sönümleyici etkisi oluyor.
Çünkü geçmişe daha fazla odaklanan insanlar, bugünkü faiz artışlarının ekonomideki talebi baskılayarak enflasyonu yavaşlatacağı gerçeğini içselleştirmiyor. Bu nedenle, geriye dönük öğrenenlerin oranının daha yüksek olması, merkez bankasının enflasyonda aynı düşüşü sağlamak için daha fazla sıkılaştırma yapması gerektiği anlamına gelmektedir. Başka bir deyişle, geriye dönük öğrenenlerin payının yüksek olduğu durumlarda enflasyon beklentilerindeki ve enflasyondaki düşüşler, çıktının daha yüksek bir maliyetine neden olur.
Politika etkinliğinin artırılması
Merkez bankaları, para politikasının bağımsızlığı, şeffaflığı ve güvenilirliğinde iyileştirmeler yaparak ve daha açık ve etkili iletişim kurarak beklentilerin daha ileriye dönük olmasını teşvik edebilir. Bu tür değişiklikler insanların merkez bankasının politika eylemlerini ve bunların ekonomik etkilerini anlamalarına yardımcı olarak ileriye dönük öğrencilerin ekonomideki payını artırır.
Yeni modelden elde edilen benzetimler, para politikası çerçeveleri ve iletişimlerindeki iyileştirmelerin, enflasyonu ve enflasyon beklentilerini azaltmak için gereken çıktı maliyetlerini düşürmeye nasıl yardımcı olabileceğini ve merkez bankasının yumuşak bir iniş gerçekleştirme olasılığını nasıl artırabileceğini göstermektedir.
Merkez bankalarının iletişimlerini geliştirebilmelerinin bir yolu, hedefleri ve eylemleri hakkında ilgili hedef kitleye göre uyarlanmış basit ve tekrarlanan mesajlardır.
Ancak para politikası çerçevelerinin iyileştirilmesi ve enflasyon dinamiklerinin iyileştirilmesine yardımcı olacak yeni özel iletişim stratejilerinin oluşturulması zaman alabilir veya uygulanması zor olabilir. Bu tür müdahaleler, enflasyonun zamanında hedefe geri getirilmesinde kilit rol oynayacak olan daha geleneksel para politikası sıkılaştırma eylemlerini tamamlayıcı niteliktedir.
[1] Bu kavram esasen “tüketici fiyatları endeksi veya TÜFE” olarak bilinir.
[2] < https://www.imf.org/en/Publications/WEO/Issues/2023/10/10/world-economic-outlook-october-2023?cid=bl-com-AM2023-WEOEA2023002#chapter2 >
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.