Sübvansiyonların azaltılması hava kirliliğini azaltacak, gelir yaratacak ve iklim değişikliğinin yavaşlatılmasına büyük katkı sağlayacaktır.
Fosil yakıt sübvansiyonları geçen yıl (Şubat 2022), Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi ve pandemiden ekonomik iyileşmenin neden olduğu enerji fiyatlarındaki küresel artış sırasında hükümetlerin tüketicileri ve işletmeleri desteklemesiyle rekor 7 trilyon (Amerika Birleşik Devletleri-ABD) dolara yükseldi.
Dünya küresel ısınmayı 1,5 santigrat dereceyle sınırlamaya çalışırken ve Asya, Avrupa ve ABD’nin bazı bölgeleri aşırı sıcaklardan bunalırken, petrol, kömür ve doğal gaza yönelik sübvansiyonlar küresel gayri safi yurtiçi hâsılanın %7,1’ine eşdeğer bir maliyete neden oluyor. Bu, hükümetlerin yıllık olarak eğitime harcadığından (küresel gelirin %4,3’ü) ve sağlık hizmetlerine harcadıklarının yaklaşık üçte ikisinden (%10,9) daha fazladır.
IMF (International Monetary Fund-Uluslararası Para Fonu) bulguları, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün Temmuz ayının kaydedilen en sıcak ay olduğunu ve insan kaynaklı iklim değişikliğini durdurmaya yönelik acil ihtiyacın altını çizdiğini söylemesinin ardından geldi.
Fosil yakıt sübvansiyonları son iki yılda 2 trilyon ABD doları artarken, açık sübvansiyonlar (tedarik maliyetleri için eksik ücretlendirme) iki kattan fazla artarak 1,3 trilyon dolara ulaştı. Bu, 170 ülke genelinde açık ve örtülü sübvansiyonlara (çevresel maliyetler için eksik ücretlendirme ve vazgeçilen tüketim vergileri) ilişkin güncellenmiş tahminler sunan yeni belgemize göre böyledir.
Fosil yakıtların tüketilmesi, çoğunlukla yerel hava kirliliği ve küresel ısınmadan kaynaklanan hasarlar nedeniyle çok büyük çevresel maliyetlere neden oluyor. Çevresel maliyetler genellikle fosil yakıtların, özellikle de kömür ve dizel fiyatlarına yansıtılmadığından, sübvansiyonların büyük çoğunluğu örtülüdür.
Analizimiz, tüketicilerin geçen yıl 5 trilyon dolardan fazla çevresel maliyet ödemediğini gösteriyor. Eğer iklime verilen zarar, küresel ısınma maliyetlerinin Paris Anlaşması sıcaklık hedeflerini karşılamak için gereken emisyon fiyatına eşit olduğu yönündeki temel varsayımı yerine, yakın zamanda Nature dergisinde yayınlanan bir çalışmada bulunan düzeylerde değerlendirilseydi, bu sayı neredeyse iki katına çıkacaktı.
Bu örtülü sübvansiyonların, daha fazla kirletici enerji santrallerine, fabrikalara ve araçlara sahip olan ve bu kirlilik kaynaklarına yakın yaşayan ve çalışan yoğun nüfusa sahip olan gelişmekte olan ülkeler, fosil yakıt tüketimini gelişmiş ekonomilerin düzeyine doğru artırdıkça artması öngörülüyor.
Eğer hükümetler açık sübvansiyonları kaldırırsa ve düzeltici vergiler koyarsa yakıt fiyatları artacaktır. Bu durum firmaları ve hane halklarını tüketim ve yatırım kararlarını alırken çevresel maliyetleri dikkate almaya yönlendirecektir. Sonuç, küresel karbondioksit emisyonlarının önemli ölçüde azaltılması, daha temiz hava, daha az akciğer ve kalp hastalığı ve hükümetler için daha fazla mali alan olacaktır.
Açık ve örtülü fosil yakıt sübvansiyonlarının kaldırılmasının yılda 1,6 milyon erken ölümü önleyeceğini, hükümet gelirlerini 4,4 trilyon dolar artıracağı ve emisyonların küresel ısınma hedeflerine ulaşma yolunda ilerlemesini sağlayacağı tahmin ediliyor. Yakıt sübvansiyonları zengin hanelere yoksullardan daha fazla fayda sağladığından, bu aynı zamanda gelirin yeniden dağıtılmasını da sağlayacaktır.
Ancak yakıt sübvansiyonlarını kaldırmak zor olabilir. Hükümetler, faydaların altını çizen kapsamlı bir politika paketinin parçası olarak reformları açık ve dikkatli bir şekilde tasarlamalı, iletmeli ve uygulamalıdır. Artan gelirlerin bir kısmı, hassas durumdaki hane halklarının yüksek enerji fiyatlarını telafi etmek için kullanılmalıdır. Geri kalan kısım ise iş ve yatırım üzerindeki vergileri azaltmak ve eğitim, sağlık ve temiz enerji gibi kamu mallarını finanse etmek için kullanılabilir.
Küresel enerji fiyatlarının düşmesi ve emisyonların artmasıyla birlikte, daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir bir gezegen için açık ve örtülü fosil yakıt sübvansiyonlarını aşamalı olarak kaldırmanın zamanı geldi.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.