İngiliz ‘Şimdi Al Sonra Öde Kredi Anlaşmaları Yönetmeliği’ Üzerine*

“(…)

resmini astılar işlek yerlerine kentin

çarşı içinde bir zaman daha konuşuldun

su, sarnıçlardan bakraçlara çekiliyordu

güze hazırlanıyordu kızlar, dağlar dalgındı

gençtim, olur olmaz huylanışını sevdim en çok”

Akif Kurtuluş

Hükümet, iki yıllık istişarenin ardından, kısa bir süre önce faizsiz “şimdi satın al sonra öde” (buy-now-pay-later; BNPL) kredi anlaşmalarına ilişkin düzenlemeyi güçlendirmeye yönelik merakla beklenen planlarını duyurdu. Klarna ve Afterpay tarafından sunulanlar gibi “şimdi satın al sonra öde” anlaşmaları, son yıllarda hızla benimsendikleri için “bin yıllık finansın geleceği” (future of millennial finance) olarak anılmaktadır. Bununla birlikte, bu anlaşmalar çoğunlukla düzensizdir ve bu durum, genellikle daha savunmasız olan tüketici tabanının finansal zararlardan kaçınmak için daha fazla korumaya ihtiyaç duyduğuna dair korkulara yol açar.

1. Şimdi satın al sonra öde kredi anlaşmaları

Şimdi satın al sonra öde sözleşmeleri, genellikle 14-30 günlük faizsiz dönemli satış noktası kredileridir. Ayrıca, toplam bedelin ‘dilimlere’ bölünmesine ve birkaç ay boyunca geri ödenmesine izin veren ödeme planları biçiminde gelirler. Tipik olarak şimdi satın al sonra öde planları faiz veya ücret talep etmese de, daha fazla tedarikçi geç ücret almaya başlıyor ve onların çoğu zaten gecikme ücreti alıyor. Örneğin, Tüketici Finansal Koruma Bürosu [Consumer Financial Protection Bureau-CFPB; Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) finans alanında tüketicilerin korunmasını düzenleyen bir kamu kurumu] tarafından ankete katılan borçluların yalnızca yarısı, planlarının tamamen ücretsiz olduğunu belirtti. Clearpay gibi bazı tedarikçiler, gecikme ücretlerinde satın alma fiyatının %25’i oranında üst sınıra sahiptir, ancak diğerleri için bu ücretler hızla artabilir ve beklenmedik bir finansal sıkıntıya neden olabilir.

Perakendeciler ile ortaklıklar aracılığıyla hizmetlerini çevrimiçi olarak ve mağazada sunan birçok özel şimdi satın al sonra öde tedarikçisi olmasına rağmen, Next ve Very gibi bazı perakendeciler kendi planlarını sunarlar. Şimdi satın al sonra öde, lüks ürünlerden bakkaliyeye kadar hemen hemen her şey için kullanılabilir. Tüketicilere bir şimdi satın al sonra öde seçeneği sunmak, hızla standart bir uygulama haline gelmiştir. Apple Mart 2023’te, iPhone kullanıcılarının çevrimiçi ürünler ve uygulama içi hizmetler için ödeme yapmak üzere Cüzdan işlevi aracılığıyla şimdi satın al sonra öde sözleşmelerine girmelerine olanak tanıyan “Apple Pay Later”ı piyasaya sürdü. Bu, şimdi satın al sonra öde anlaşmalarının daha da popüler hale geleceğini gösteriyor.

Şimdi satın al sonra öde tedarikçileri, satıcılardan her satışta bir yüzde veya sabit ücret alarak gelir elde eder ve geri ödemeleri kendileri tahsil ederken, satın alma işleminin tüm maliyetini satıcıya önceden bildirirler. Bu, şimdi satın al sonra öde tedarikçilerinin temerrüt riskini üstlendiği, perakendecilerin ise satıştan gelir elde etmelerinin garanti edildiği anlamına gelmektedir. Perakendeciler borç verenlere zorunlu olarak cömert bir komisyon ödüyor, çünkü şimdi satın al sonra öde müşterilerin giderek daha sık harcama yapmasını sağlıyor ve yeni müşteriler çekiyor.

Pandemi sırasında sektör neredeyse dört katına çıkmış ve harcama alışkanlıklarını yaymak için faizsiz yollar arayan nakit sıkıntısı çeken tüketicilere yönelik geniş çekiciliği nedeniyle ilgi kazanmaya devam etmiştir. Bu, özellikle enflasyonun bir sonucu olarak yaşam maliyetlerinin arttığı ve harcanabilir gelirlerin düştüğü bu dönemde tüketiciler için faydalı olmuştur. Burada doğrudan bir bağlantı bulunmaktadır. İngiltere’deki tüketicilerin %36’sı ‘şimdi satın al sonra öde’nin enflasyon ve enerji maliyetleri artmaya başladığından beri daha çekici hale geldiğini bildirmektedirler.

2. Şimdi satın al sonra öde ile ilgili sorunlar

Hükümetin birincil endişesi, çoğu şimdi satın al sonra öde ürününün, 2000 tarihli Finansal Hizmetler ve Piyasalar Yasası’na (Financial Services and Markets Act) ilişkin 2001 tarihli Karar’ın 60F(2) maddesi (Düzenlenmiş Faaliyetler; Regulated Activities) ile muaf tutuldukları için, tüketici kredisi yönetmeliği kapsamında Finansal Davranışlar Otoritesi (Financial Conduct Authority; FCA) tarafından düzenlenmemesidir. Bu karar/talimat, 12’den fazla geri ödemenin olmadığı, 12 aydan fazla olmayan ve hiçbir faiz veya ücretin uygulanmadığı sabit toplamlı krediler için herhangi bir borçlu-borç veren-tedarikçi sözleşmesini (borrower-lender-supplier agreement) muaf tutmaktadır.

Sonuç olarak, tüketiciler bu krediyi alırken her zamanki borçlu korumalarına sahip değillerdir; örneğin, aynı zamanda borç finansmanı da sağlayan kredi kartı tedarikçilerinin 100 sterlin ve üzeri alışverişleri güvence altına almasını zorunlu kılan 1974 tarihli Tüketici Kredisi Yasası’nın (Consumer Credit Act) 75. maddesi. Şimdi satın al sonra öde hüküm ve koşullarında netlik olmaması ve yanıltıcı reklamlar konusundaki endişeler göz önüne alındığında, bu durum endişe vericidir. Ancak, 2015 tarihli Tüketici Hakları Yasası (Consumer Rights Act) ile 2008 tarihli Tüketiciyi Haksız Ticaret Düzenlemelerine Karşı Koruma Yasası (Consumer Protection from Unfair Trading Regulations Act) sayesinde tüketiciler haksız ticari uygulamalardan korunmaya devam etmektedir. Örneğin, satın al sonra öde tedarikçileri, tüketicilere yaptıkları yazılı veya sözlü beyanlarla bağlayıcı olacaktır ve prosedürleri, örneğin şikâyetlerin ele alınması gibi gözden geçirilebilir.

Tüketicilerin, belki de yeni olmaları, kullanım kolaylıkları ve geleneksel kredilere kıyasla daha genç tüketici tabanları nedeniyle, satın al sonra öde kredilerindeki risklerin yeterince farkında olmadıklarına dair genel bir algı vardır. Kısmen çoğu kredi tedarikçisinin kredi kartlarından çok daha düşük kredi limitleri uygulaması nedeniyle satın al sonra öde tehlikeli görünmüyor olabilir. Örneğin, Clearpay’in limiti bin 500 sterlindir, ancak olumlu harcama alışkanlıklarıyla bu sınır artabilir. Bununla birlikte, Avustralya’dan gelen bir rapor, altı kullanıcıdan birinin, satın al sonra öde hizmetlerini kullanmaktan, fazla para çekme, fatura ödemelerini kaçırma ve aileden borç para almak zorunda kalma gibi olumsuz bir etki yaşadıklarına inandığını ortaya koymuştur. Bunun nedeni, Bunun nedeni, ‘satın al sonra öde’nin insanları ön ödemeyi karşılayamayacakları ürünlere fazla harcamaya teşvik etmesidir. Ayrıca, özellikle yakın zamana kadar çoğu satın al sonra öde tedarikçisi kredi referans kuruluşlarına rapor vermediği için, geri ödemelerin yapılmaması durumunda kredi notunun zarar görme riskinin yaygın olarak bilinmediği veya anlaşılmadığına dair endişeler bulunmaktadır.

Ayrıca, geleneksel kredilere kıyasla satın al sonra öde anlaşmalarıyla daha fazla borca girme riski vardır. Bunun nedeni, bu hizmetlerin asgari düzeyde kredi kontrolüne dayanması ve borçlulara önemli bilgiler vermesi gerekmemesi olup; bu da Birleşik Krallık Hazinesi Ekonomi Bakanı’nın, insanların geri ödeyebileceklerinden daha fazlasını borç alabileceğinden korkmasına yol açmıştır. Geleneksel kredilere başvururken, borç alanlar, diğer borç verenlerin görmesi için kredi dosyanızda işaretlenen ‘katı’ bir kredi kontrolüne (hard credit check) tabi tutulur. Satın al sonra öde sistemi ise, tipik olarak görünmez olan ‘yumuşak’ kontrol (soft check) kullanmakta ve diğer borç verenlerin borçlunun hâlihazırda borç içinde olduğunu fark etmeyeceği zincirleme bir etki yaratma riski taşımaktadır. Citizens Advice politika direktörü Matthew Upton’ın açıkladığı gibi, ‘Şimdi Satın Al Sonra Öde’ borçlanması bataklık (quicksand) -‘içine girmesi kolay, çıkması ise çok zordur’- gibi olabilir.

Bu endişeler, Finansal Davranışlar Otoritesi’nin 2021 yılı Woolard İncelemesinde ‘Şimdi Satın Al Sonra Öde’nin “tüketiciye zarar verme konusunda önemli bir potansiyel” (significant potential for consumer harm) oluşturduğu sonucuna varmasına ve tüketicinin korunması için daha fazla düzenlemenin gerekli olduğuna karar vermesine yol açmıştır. Hükümet bu rapora dayanarak reform sözü vermiş, ancak harekete geçmekte çok yavaş kalmıştır. Şubat 2023’te yayınlanan en son istişare raporu, yasa taslağı ve değişikliği yürürlüğe koymak için kapsamlı bir plan sağlamıştır. Bu tasarıların 2023 yılı bitmeden yasalaşması beklenmekte olup, iki yıllık bir geçiş dönemi olacaktır.

3. Tasarıda önerilen değişiklikler

Temel değişiklik, Madde 60F(2) muafiyetinin önemli ölçüde daraltılmasıdır. İlk olarak, borç veren ile tedarikçinin aynı kişi olmadığı hallerde muafiyet kapsamına girecek sözleşmeler düzenlenecektir. Bu, çoğu satın al sonra öde işletmesini Finansal Davranışlar Otoritesi düzenlemesi kapsamına alacaktır. İkinci olarak, borç verenin tedarikçiden mal satın alıp tüketiciye finansman karşılığında yeniden sattığı sözleşmeler düzenlenecektir. Bu, yasal düzenlemelerle vergi indiriminin önlenmesi için bir kaçınma önlemi işlevi görecektir.

Artık düzenleme kapsamına giren borç verenler, tüketicileri yasa dışı, haksız veya yanıltıcı finansal pazarlamadan korumak için daha güçlü kurallar getirecek olan yakında çıkacak olan Tüketim Vergisi ve finansal promosyonlar rejimi dâhil olmak üzere çeşitli yasal yükümlülüklere ve tüketici kredisi kurallarına uymak zorundadır. Buna ek olarak, borç verenlerin Finansal Davranışlar Otoritesi tarafından onaylanması gerekecek ve borç alanlar Finansal Ombudsman Hizmetine şikâyette bulunabilecektir. Ayrıca, sunulan kredilerin tüketici için karşılanabilir olduğundan emin olmak için satın alınabilirlik kontrolleri yapmaları istenecektir.

Bazı satın al sonra öde anlaşma türleri ise muaf tutulacaktır. Bunlar, bağımsız ticari işletmelere, küçük ortaklıklara ve tüzel kişiliği olmayan birliklere (sole traders, small partnerships, and unincorporated associations) daha yüksek değerli işletme kredilerini (higher value business lending) içermektedir. Hükümet ayrıca, firmaların düzenleme kapsamı dışında faturalama ve ticari kredi sunma kabiliyetini etkilememeye dikkat etmiştir. Örneğin, yıllık prim maliyetini 12 aya yayan sigorta sözleşmelerini finanse eden krediler ve çalışanlara verilen krediler de etkilenmeyecektir. Bunun nedeni, bu tür anlaşmaların düşük riskli olduğuna karar verilmiş olması veya düzenlemenin günlük işleri olumsuz yönde etkileyeceğinden, en azından anlaşmanın ticari faydası tarafından gerekçelendirilmiş olmasıdır.

4. Değişikliklerin olası etkisi

En büyük etki, Finansal Davranışlar Otoritesi’nin görev alanının genişletilecek olmasıdır. Pinsent Masons’taki finansal düzenleme avukatlarına göre bu, ‘tüketici kredisi reformları için istikamet yönünü daha geniş olarak’ (direction of travel for consumer credit reforms more broadly) gösteriyor. Bu, pazarda hâlâ rekabete ve yeniliğe izin veren pragmatik bir şekilde daha güçlü tüketici korumasına öncelik verilmesine yönelik bir hareket anlamına gelmektedir. Finansal Davranışlar Otoritesi’nin daha savunmasız tüketicileri daha iyi koruyabileceği ve şimdi al sonra öde firmalarını, özellikle finansal promosyonları ve tüketicilere adil muamele konusunda daha yakından izleyebileceği tahmin edilmektedir.

Hazine Müsteşarı John Glen’e göre, bu reformların “Birleşik Krallık’taki bu yenilikçi pazarın güvenli büyümesini teşvik ederek” (fostering the safe growth of this innovative market in the United Kingdom) olumlu daha geniş ticari etkiye sahip olacağı umulmaktadır. Hükümet, yenilik, tüm kredi tedarikçileri için eşit koşullar yaratma ve tüketicinin korunması arasında doğru dengeyi kuran orantılı değişiklikler yapmayı amaçlamıştır. Bununla birlikte, bu reformların bu sektördeki rekabete önemli ölçüde zarar vereceğine ve yeniliği boğacağına, bunun da tüketici seçimini ve sonuçlarını olumsuz etkilemek gibi zincirleme bir etkiye sahip olabileceğine dair endişeler vardır.

Osbourne Clarke, bu değişikliklerin “bildiğimiz şekliyle şimdi al sonra öde’nin sonunun geldiğinin sinyalini vereceğine” (signal the end of buy-now-pay-later as we know it) inanmaktadır. Hâlihazırda muaf tutulan bazı şimdi al sonra öde kredi kuruluşlarının, Finansal Davranışlar Otoritesi düzenlemesinin artan operasyonel yükü ve maliyetleriyle yüzleşmek yerine, piyasadan tamamen çekilmeye veya kredi vermek için Finansal Davranışlar Otoritesi’nden yetkilendirme alacaklarını, ancak daha sonra müşterilere faizsiz ve masrafsız kredi vermenin uygun maliyetli bir model olmadığını fark edebileceklerini tahmin ediyorlar. Bu görüş bilgilendirici bir uyarı olsa da, hükümet istişarelerinde bu riskleri değerlendirmiş ve bu potansiyel ticari zararın tüketicileri koruma ihtiyacıyla haklı olduğuna karar vermiştir.

5. Sonuç

Hükümet, şimdi al sonra öde anlaşmalarının düzenlemesini güçlendirme planları nedeniyle İngiltere’deki milyonlarca insanın korunacağına inanıyor. Bu hareket, şimdi al sonra öde kredilerinin daha uygun fiyatlı olmasını ve tüketicilerin şu anda var olandan daha yüksek bir korumaya sahip olmasını sağlamayı amaçlayacaktır. Bununla birlikte, düzenlemeye geçişin bazı olumsuz ticari etkilerinin olması muhtemeldir. Ancak, özellikle daha savunmasız tüketici grupları arasında yaygın kullanımları göz önüne alındığında, şimdi al sonra öde anlaşmalarının mevcut düzenlenmemiş statüsünü haklı çıkarmak zordur.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.