Kitap İncelemesi: “Merkezi Olmayan Finans (DeFi) ve Finansın Geleceği”*

‘Güven’ (trust) kavramı uzun zamandır finansın mihenk taşı olmuştur. Mevduat sahipleri, bankalara paralarını almaları konusunda, poliçe sahipleri alacakları ödemeleri konusunda sigortacılara, borç verenler borçluların geri ödemelerine ve tacirler anlaşmalarda başarılı olmaları için karşı taraflara güvenirler. Tarihsel olarak, bu güven en iyi şekilde, önemli kamusal düzenlemeler altında faaliyet gösteren finansal aracı kuruluşlar marifetiyle sağlanmıştır. Blok zinciri ve kripto para birimleri gibi yeni teknolojiler, finansal kurumlar ve devletler için algoritmaların ve protokollerin ikamesi yoluyla güven vaat eden alternatif bir modelin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Finansın geleceği, ‘DeFi’ (decentralized finance) olarak da bilinen bu yeni merkezi olmayan finans sistemi midir?

Cambell Harvey, Ashwin Ramachandran ve Joey Santoro açıkça buna inanıyor ve “Merkezi Olmayan Finans ve Finansın Geleceği” (DeFi and the Future of Finance) adlı kitapları bu önerme ile başlıyor. Kitap işe, alternatif bir Merkezi Olmayan Finans sistemi aracılığıyla daha iyi ele alınacağına inandıkları mevcut finansal sistemin çeşitli sorunlarının kısa bir açıklamasıyla giriyor. Kitap daha sonra kripto dünyasında yaygın olarak kullanılan çeşitli kavramların yararlı bir açıklamasına dönüyor. Bu, kitabın en iyi kısmıdır, çünkü Merkezi Olmayan Finansın temellerini daha gelişmiş unsurlarına kadar öğrenmekle ilgilenen herkes, birbirini temel alacak biçimde faydalı bir şekilde düzenlenmiş çeşitli kavramları hızla gözden geçirebilir ve yalnızca bu yeni jargonu değil, aynı zamanda ne anlama geldiğini de öğrenebilir.

Kitap, neredeyse yalnızca en büyük kripto para birimlerinden biri olan Ethereum zinciri aracılığıyla Merkezi Olmayan Finans uygulamalarına odaklanıyor. Kitap, Bitcoin’in “neredeyse yalnızca bir ödeme ağı olarak” (almost exclusively as a payment network) işlev gördüğünü savunarak, daha ünlü Bitcoin blok zincirini bir şekilde reddediyor. Merkezi Olmayan Finansın tam potansiyelinin gerçekleştirilmesi, Ethereum’un “birincil örneği” (primary example) olduğu bir akıllı sözleşme platformu” (smart contract platform) gerektirir. Bu argüman Buterin’e (2014) dayanmakta olup; kitabın ana bölümleri, temel mülkiyet tokenizasyonu, tasarruf ve borçlanma ile türev ve sentetik ürünler arasında değişen çeşitli akıllı sözleşmelerin Ethereum üzerinde nasıl çalıştığını açıklamaya ayrılmıştır.

Merkezi Olmayan Finansın mevcut finansal sözleşmeleri kopyalama yeteneğini takdir etmek faydalıdır. Kitap, Merkezi Olmayan Finans sürümlerinin statükonun üzerinde iyileştirmeler olduğunu, karşı taraf, teminat ve yürütme dâhil olmak üzere çeşitli risk türlerini azalttığını veya ortadan kaldırdığını savunuyor. Yazarların, Merkezi Olmayan Finansın yeni fırsatların kilidini açabileceği yollara ilişkin daha güçlü örnekleri arasında, mülkiyetin tokenleştirilmesi ve likit olmayan varlıklar için likidite yaratılması yer alıyor.

Tokenleştirme ve likidite, bir varlığın kısmi mülkiyetinin oluşturulması ve bu mülkiyetin tasfiye edilebilmesi yoluyla iç içe geçmiş ve birlikte çözülmüştür. Örnekler arasında hisse senetleri, koleksiyonlar ve emlak sayılabilir. Kitap, Merkezi Olmayan Finans teknolojisinin hem kullanılan teknolojiye vurgu yaparak hem de mevcut bazı büyük sağlayıcılardan bahsederek nasıl daha hızlı, daha ucuz ve daha güvenli işlemlere izin verdiğini açıklıyor. Bu örnekler, gerçek dünyadan net örneklerle Merkezi Olmayan Finansın vaadine bir göz atıyor.

Bununla birlikte, diğer birçok alanda anılan kitap, Merkezi Olmayan Finansın amaçlarından çok araçlarına odaklanıyor. Özünde finans bir araçtır. Finansal sistemler, yatırımcıların ile borç alanların, alıcıların ve satıcıların ve satımcıların karşılıklı yarar sağlayan yöntemlerle değiş tokuş yapmasına izin veren araçlardır. Finans bir son değildir: Finansın asıl amacı finans değildir. Çoğu zaman kitap bu ince çizgiyi (thread) kaybeder.

Bu kitaptaki örneklerin çoğu, finansın spekülatif olmayan geleneksel kullanımının yerini almak yerine, bir dizi kripto varlığının diğer kripto varlıklarının değeri hakkında spekülasyon yapmak için nasıl kullanılacağına odaklanıyor. Kitaptaki örnekler, şu anda “birkaç gerçek ekonomi kullanımı” (few real-economy uses) olduğu ve bunun yerine Merkezi Olmayan Finansın çoğunlukla “birden çok kripto varlığı genelinde spekülasyon ve arbitrajı desteklediği” (supports speculation and arbitrage across multiple crypto assets) sonucuna varan bir BIS (Bank for International Settlements-Uluslararası Ödemeler Bankası) makalesinde kanıt olarak kullanılabilirdi (Aramonte ve diğerleri 2021). Daha da kritik olan, Allen’ın Merkezi Olmayan Finans ve kriptonun özünde finansta bir devrim için araçlar değil, spekülasyon araçları olduğunu savunan “Sürücüsüz Finans” (Driverless Finance, 2022) kitabıdır. Merkezi Olmayan Finans ve Finansın Geleceği kitabını okuduktan sonra, Allen’ın argümanını eskisinden daha fazla destekledim.

Kitap, o zamanlar dünyanın en büyük ikinci kripto borsası olan FTX’in çöküşüyle sonuçlanan 2022 yılında yaşanan “kripto kışı”ndan (crypto winter) önce yazılmış ve yayınlanmıştır. İronik bir şekilde, kitabın ortasında, FTX’in kendi token’i olan FTT’yi çıkararak değerli bir şirketi nasıl kurduğunun ana yönlerinden birini yansıtan ilk Merkezi Olmayan Finans halka arzlarının bir açıklaması yer alıyor (Gura 2022). FTX, çok sayıda FTT token’i oluşturarak, küçük bir miktar piyasaya sürerek ve fiyat manipülasyonunu kripto spekülatör coşkusuyla birleştirerek, FTT fiyatının yükseldiğini görebildi. FTX daha sonra bağlı kuruluşu Alameda aracılığıyla diğer yatırımlar üzerinde spekülasyon yapmak için özel FTT token’lerini teminat olarak taahhüt etti. Bu duman ve aynalar sonunda çöktü ve FTT’nin değerindeki düşüş, FTX içindeki diğer dolandırıcılıkların ortaya çıkmasına yardımcı oldu.

Belki de yazarlar FTX’in patlamasına tanık olma avantajına sahip olsaydı, “kullanıcı arzı kontrol ederse token için yapay bir fiyat tabanı belirlediğini” (sets an artificial price floor of the token if the user controls the supply) kabul ettikleri bu tür fiyat manipülasyonuna yönelik heveslerini gözden geçirmiş olabilirler ve ortalama bir tüketicinin “güvende hissetmek için kalabalığın bilgeliğine” (the wisdom of the crowd to feel secure) güvenebileceğini söylemek konusunda iki kez düşünürlerdi. Yazarların “Genel olarak Merkezi Olmayan Finans, karşı taraf riskini azaltır ve böylece geleneksel finansta bulunmayan bir dizi verimlilik yaratır” (Overall DeFi mitigates counterparty risk and thus creates a host of efficiencies not present under traditional finance) şeklinde vardıkları sonuç, FTX deneyimi göz önüne alındığında pek de geçerli değildir.

Silikon Vadisi Bankası’nın (Silicon Valley Bank-SVB) çöküşü, yazarların düşüncelerini etkilemiş olabilecek başka bir olaydır. Bir yandan, SVB geleneksel finansta zayıflıklar gösterdi. Öte yandan, SVB’nin en büyük sabitcoin ihraççılarından biri olan Circle ile olan ilişkisi, sabitcoin’in (USDC) dolara sabitlenmesini tehdit etmiştir. USDC, SVB’deki tasarruf mevduatı sigortası kapsamında olmayan (sigortasız) mevduat sahiplerinin kurtarılıp kurtarılmayacağının net olmadığı hafta sonu boyunca 1,00 dolardan 0,88 dolara kadar düşmüştür (Reuters 2023). Merkezi Olmayan Finans ve Finansın Geleceği kitabı, USDC’nin Ethereum zincirindeki akıllı sözleşmelerdeki rolünü de tartışmıştır. USDC veya başka herhangi bir sabitcoin bir koşuya maruz kalsaydı, bu akıllı sözleşmelere ne olacağı merak ediliyor.

Merkezi Olmayan Finansın geleceği, yazarların tahmin ettiği kadar parlak olabilir. Ne de olsa Dow Jones, Hassett ve Glassman’ın 1999 tarihli Dow 36.000 adlı kitaplarında tahmin ettikleri gibi sonunda 36.000’i kırmıştır -sadece söylediklerinden 22 yıl daha uzun sürmüştür. Bununla birlikte, Merkezi Olmayan Finansın, finansın geleceği olması için bir dizi yasal, düzenleyici ve yapısal sorunun hâlâ ele alınması gerekmektedir. Kitap, bu sorunları ele almakta başarısız oluyor, sorunu çok sık ileri sürüyor ve Merkezi Olmayan Finansın sorunu çözeceği mekanizmayı açıklamada da yetersiz kalıyor.

Bu tür yapısal sorunlardan biri, farklı yatırımcı türleri için ne tür yatırımlara izin verilmesi gerektiği sorusudur. Amerika’nın yasal ve düzenleyici rejimi, daha az kamuyu aydınlatma içeren ve genellikle daha fazla risk taşıyan belirli yatırım türlerinin varlıklı, akredite yatırımcılarla sınırlandırılması ilkesine dayanmaktadır (Zimmerman 2019). Söz konusu kitap, sınırlı erişimi geleneksel finansa özgü bir sorun olarak ele alıyor ve Merkezi Olmayan Finansın ilgilenen herkesin bu tür yatırımlar yapmasına izin vererek bu sorunu nasıl çözdüğünü tartışıyor. Kitap, farklı akıllı sözleşme türlerini, şu anda bu fırsatları sunan platformları ve Merkezi Olmayan Finansın karşı taraf riski olmadan kendi kendine işlem yapan alım satımlarla nasıl sonuçlandığını açıklamakta ise iyi bir iş çıkarıyor. Ancak, mevcut kısıtlamaların arkasındaki ilkeye veya bunların kaldırılmasının sonuçlarına değinmiyor. FTX’te ve diğer yetersiz düzenlemeye tabi kripto borsalarında ve varlıklarında para kaybeden milyonlarca Amerikalı göz önüne alındığında, Merkezi Olmayan Finans savunucuları, kriptodaki bireysel yatırımcılar için hangi yatırımcı koruması düzeylerinin uygun olduğunu ve bunların nasıl uygulanacağını savunmak zorundadır.

Aynı sorunun başka bir örneği, anonimlik/gizlilik (anonymity) ve kara para aklamanın önlenmesi (anti-money laundering; AML) arasındaki gerilimdir. Yazarlar, kriptonun anonimliğine dikkat çekiyor ve bunun Merkezi Olmayan Finansın faydalarından biri olduğu izlenimini veriyor. Kimliğin kanıtlanması, birçok kişinin finansal sisteme erişmesi için önemli bir engeldir (Claessens 2006), dolayısıyla kaldırılması erişimi genişletecektir. Bununla birlikte, dünyadaki çoğu ülke gibi Amerika da anonim (gizli) finansa karşı temel politika seçimleri yapmıştır. Terörün finansmanını durdurmaktan vergi kaçakçılığına kadar değişen politika hedefleri, fon akışını belirlemek ve izlemek için kara para aklamanın önlenmesi yükümlülüklerine dayanır [Bank Secrecy Act (Banka Gizlilik Yasası), 1970]. Yazarlar bu yükümlülükleri kabul ederse ve bir düzeyde Merkezi Olmayan Finansın bu yasalara nasıl uyabileceğini veya Merkezi Olmayan Finansın mevcut kara para aklamanın önlenmesi sisteminin yeniden düşünülmesini gerektirecek kadar durdurulamaz olup olmadığını ele alırsa kitap daha güçlü olacaktır. Bunun yerine yazarlar, çoğunlukla kara para aklamanın önlenmesi yasalarını uygulayan düzenleyicilerin Merkezi Olmayan Finans platformlarına yönelik riskini belirleyerek bu soruna yalnızca birkaç sayfa harcıyor.

Eğer Merkezi Olmayan Finans, finansın geleceği olacaksa, kara para aklamanın önlenmesi sorununun çözülmesi gerekecektir. Mevcut kara para aklamanın önlenmesi sisteminin [Bank Policy Institute-BPI (Bankacılık Politikaları Enstitüsü), 2018] maliyetleri ve faydaları hakkında geniş tartışmalar vardır, ancak genel olarak konuşursak, terörizm, insan kaçakçılığı ve diğer büyük ölçekli suç girişimlerinin finansmanına karşı önemli bir fikir birliği vardır. Merkezi Olmayan Finans, adil veya haksız olarak, bu tür faaliyetler ile ilişkilendirilmesinden dolayı itibar açısından zarar görmüş olup; bu, kitabın büyük ölçüde kaçındığı bir sorundur.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.