1. Giriş
Bugün kripto sektöründeki son kargaşadan öğrendiklerimizi ve bankaların sektörle olan ilişkilerini ve onu destekleyen yenilikçi teknolojileri yönetmelerine yardımcı olmak için denetim ve düzenlemenin nasıl bir rol oynaması gerektiğini tartışmak için buradayım. Son olaylara rağmen, bu teknolojilerin finansal sistemimiz üzerinde sahip olabileceği potansiyel dönüştürücü etkiyi gözden kaçırmadık, ama düzenlemelerin yerleşiklerin gücüne kilitlenmemesi veya inovasyonu engellememesi için dikkatli olmamız da gerekiyor. Ancak yeniliğin faydaları ancak uygun korkuluklar mevcutsa gerçekleştirilebilir. Denetlediğimiz bankalara öğrendiklerimizi ve denetim beklentilerimizi netleştirmek için nasıl çalıştığımızdan bahsedeceğim. Sabitcoin’ler hakkında bazı düşüncelerimi paylaşarak toparlayacağım. [1]
Kriptoyu tartışma ihtiyacına dair kanıt bulmak zor değil, ancak yakın tarihli bir kişisel deneyimle başlamama izin verin. Geçen ay, finansal katılım ve toplum gelişimi hakkında konuşmak için Mississippi Deltası’nı ziyaret ettim ve bir sabahı bir grup üniversite öğrencisiyle konuşarak geçirdim. Sorduğumda, tanıştığım öğrencilerin çoğunun bazı kripto varlıklarına sahip oldukları ortaya çıktı. Bu beni şaşırttı çünkü bir profesör olarak deneyimlerime göre, çoğu üniversite öğrencisi genellikle nakit sıkıntısı çekiyor. Beni şaşırtmayan şey ise, kripto varlıklarına sahip olduğunu söyleyenlerin çoğunun aynı zamanda para kaybettiklerini söylemeleri ve bundan pek memnun olmamalarıydı.
Bu, bana kripto varlıkların sadece spekülasyon için bol parası olan insanlar tarafından tutulmadığını hatırlattı. Birçoğu sınırlı birikime sahip olan Amerikalıların beşte biri, bir tür kriptoya sahip olduklarını söylüyor. [2] Son bir yılda kripto sektöründe gün yüzüne çıkan sorunlar, halkın büyük bir bölümünü etkilemiş olabilir.
Kripto varlıklara, bunların arkasındaki teknolojiye ve kripto sektörü ile geleneksel finansal sistem arasındaki etkileşime nasıl yaklaşacağımı düşündüğümde, son yenilikleri tarihsel bağlama yerleştirmeyi faydalı buluyorum. Finansal piyasalardaki yenilikler, düzenlemenin uygun rolü hakkında uzun süredir soru işaretleri uyandırmaktadır. Düzenleyici çerçevenin hem inovasyonu teşvik etmeye hem de finansal kurumların güvenliğini ve sağlamlığını ve daha geniş finansal istikrarı desteklemeye nasıl hizmet edebileceği özellikle endişe vericidir. Halkı dolandırıcılık ve diğer kötü niyetli davranışlardan koruma ihtiyacı da bir o kadar önemlidir.
Buradaki zorluk, zamanlamadaki uyumsuzlukla başlamaktadır. İnovasyon genellikle çabuk gelir, ancak tüketicilerin yeni finansal ürünlerde hem para kazanabileceklerinin hem de kaybedebileceklerinin farkına varmaları zaman alır. Piyasa katılımcılarının ilgili riskleri anlaması ve bunları yönetmek için araçlar bulması zaman alabilir. Benzer şekilde, düzenleme bir müzakere süreci –olması gerektiği gibi, çünkü aşırı düzenlemenin yeniliği engellemesi riski ile yetersiz düzenlemenin hane halklarına ve finansal sisteme önemli zarar vermesine izin vermesi riskiyle dengelenmesi gerekir– içerir.
Kripto, düzenleme ve kamu politikası için bir sorun haline gelmeden çok önce, Küresel Finans Krizi bağlamında inovasyon döngüsü hakkında nasıl düşüneceğimle boğuşuyordum. İlk başta, piyasa katılımcıları değerlerinden veya risklerinden emin değilken yeni ürünler genellikle yavaş gelişir, ancak daha sonra heyecan ve şevk hızlı büyümeye yol açabilir ve sonuç olarak yeni ürünler piyasaya akın eder. [3] Katılımcılar, yeni ürünlerin nasıl çalıştığını çok hızlı bir şekilde bildiklerini varsayarlar ve yeni ürünler, özellikle piyasa stresi ile test edilmemişlerse, hem güvenli hem de kazançlı görünebilir. İnovasyon döngüsü, algılanan risk anlayışı ile altta yatan gerçek risk arasındaki bu uyumsuzluk belirginleştiğinde döner.
O zamanlar finansal krizin bazı sebep ve sonuçlarından bahsediyordum. O zamanlar, yeni finansal ürün türleri bankacılık ve daha geniş finansal sistemle o kadar iç içe geçmişti ki, inovasyon döngüsündeki dönüş ev sahipleri, işçiler, işletmeler ve ekonomimiz için yıkıcı sonuçlara yol açtı. Bugün, kripto varlık sektörü daha yeni ortaya çıkıyor ve daha az yaygınken; yeni finansal ürünlerin halkı, ekonomiyi ve finansal istikrarı nasıl etkileyeceğine dair sorular benzerdir. İnovasyon önde gelir ve faydalar ile riskleri dengelemeye çalışan düzenlemeler bunu takip eder.
2. Yenilikçi Teknolojilerin Potansiyel Faydaları
Denetim ve düzenleme yaklaşımımızda kripto sektöründeki gelişmelere nasıl yanıt verdiğimize girmeden önce, kripto varlıkların altında yatan teknolojilerin potansiyel kamu yararlarını tanımak istiyorum. Genellikle bu teknolojilerin kripto varlıkların ötesinde kapsamlı faydalı uygulamalara sahip olacağı tartışılır.
Ödeme sistemi, sıradan Amerikalılar için çok önemlidir. Oldukça dirençlidir, ancak aynı zamanda yavaş ve pahalı olabilir. Bu, özellikle sınır ötesi ödemeler için geçerlidir. Programlanabilirliği sağlayanlar da dahil olmak üzere kripto varlıklarının altında yatan teknoloji, ödeme sistemlerine yeni işlevler veya verimlilikler getirebilir.
Taraftarları, dağıtık defter teknolojisinin, şifrelemenin ve işlemleri doğrulamanın yeni yollarının, daha hızlı mutabakat, takas ve uzlaşmayı kolaylaştırmak ve çeşitli geleneksel varlık işlemlerinin –örneğin, menkul kıymetler ve nakit piyasalarını mevcut finansal altyapımız altında başarılması daha zor olan yollarla birbirine bağlamak da dahil olmak üzere– maliyetlerini azaltmak için kullanılabileceğini iddia ediyorlar. [4] Akıllı sözleşmelerin kullanılması, belirli eylemleri otomatikleştirerek daha fazla verimlilik sağlayabilir. Teknolojinin bu şekilde kullanılması, potansiyel operasyonel verimliliklere ve düşük maliyetlere yol açabilir. Federal Rezerv, bu teknolojileri ve potansiyel faydalarını ve ayrıca bu yenilikler ile ilişkili riskleri keşfetmek ve anlamak için önemli kaynaklar ayırmıştır.
3. “Kripto Kışından” Çıkarılan Birkaç Ders
Bu teknolojilerin potansiyel faydalarının aksine, kripto varlıklara yönelik umutları ve coşkuları hayal kırıklığı ve bazen de yıkıcı kayıplarla karşılaşan birçok insanın gerçek deneyimi vardır. Robert Shiller, Bitcoin’in bulaşıcı bir ekonomik anlatı olarak adlandırdığı şeyin en önemli örneği olduğunu anlatıyor. Bitcoin’in değer önerisinin öyküsü, üstün teknoloji sayesinde yeni bir ürünün anlatılmamış zenginlikler getirebileceği vaadiyle hükümet kontrolünün korkularından yararlanıyor. [5] Ancak, bazılarının sahiplerinin inancının ötesinde içsel bir değeri olmayan bazı kripto varlıklar söz konusu olduğunda, 400 yıldan daha uzun bir süre önce Hollanda’da lale çılgınlığında olduğu gibi, yerçekimi yasası önünde sonunda geçerli olacaktır. Deneyimler, kripto varlıkların geleneksel varlıklarla aynı temel likidite ve kredi riskleri ile karşı karşıya kalabileceğini ve bu tür risklere karşı korunmak yerine, diğer geleneksel risklerle yüksek oranda ilişkili olabileceğini göstermiştir.
Kripto varlık sağlayıcıları, müşterilere altta yatan teknolojinin merkezi olmayan yapısıyla korunduklarını gösterse de, müşteriler genellikle daha büyük bir risk altındadır, çünkü bu sağlayıcılar genellikle sağlam bir denetim ve düzenleyici sistemin dışında işlev görmenin yollarını bulurlar. Mevzuata uygunluğun yokluğunda, müşteriler risklerini değerlendirmek ve azaltmak için ihtiyaç duydukları bilgilere sahip olamazlar. Yatırımcılar, onlarca yıldır güvendikleri yapısal korumalara sahip değillerdir. Sonuç olarak, birçoğu klasik dolandırıcılık ve suiistimal vakalarının kurbanı oldu; bazıları yüksek teknoloji kisvesi altında “Ponzi dolandırıcılıkları/entrikaları” (Ponzi schemes) olarak sınıflandırıldı. Ayrıca, kripto varlıkları “merkezi olmayan” olarak lanse edilirken, uygun düzenleme ve denetime tabi olmayan veya uymayan, tüketicilere sürekli zarar veren yeni, oldukça merkezi aracıların ortaya çıkışı olmuştur. İşleri daha da karmaşık hale getiren bu kuruluşlar, finansal faaliyetler için genellikle gevşek veya daha az gelişmiş yasal ve düzenleyici çerçevelere sahip yetki alanları ararlar. Ev sahibi ülke denetçileri ile konsolide ana ülke denetimi ve koordinasyon eksikliği, banka düzenleyicilerinin uzun zaman önce bastırdığı türden suiistimalleri yeniden alevlendiriyor. Bu tür çapraz yargı düzenleyici arbitraj yeni olmamakla birlikte, bu faaliyetlerin dijital doğası, bu tür kuruluşların dünya çapındaki müşterilere erişimini genişletmek için daha fazla fırsat sağlar.
Örneğin, FTX kripto varlık alım satım platformunun belirgin çöküşünün, bildirildiğine göre bir milyon insanın varlıklarını yok etti ve onlara milyarlarca dolara mal oldu. [6] Ne yazık ki, tek örnek bu değildir. Geçen yazdan beri, bir kripto aracısının birbiri ardına çöküşünü gördük. [7] Bu davalar iflas mahkemelerinde ilerlerken, müşteri fonlarının kötüye kullanıldığına, yanlış beyanlara, mevduat sigortasının mevcudiyeti hakkında karartmaya ve potansiyel dolandırıcılığa dair göstergeler görüyoruz.
Kripto, çok sayıda yasadışı finansman vakasına da karıştı. Kripto varlıklar, işlemlere taraf olan takma adlı aktörler, transferin kolaylığı ve hızı ve işlemlerin genel olarak geri alınamazlığı –bunların tümü, kripto varlıklarını kara para aklama ve terörün finansmanında kullanım için çekici kılıyor– nedeniyle önemli kara para aklama ve terörün finansmanı riskleri oluşturur. Gerçekten de, Mali Suçlar İcra Ağı, Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi ve Adalet Bakanlığı (Financial Crimes Enforcement Network, Office of Foreign Assets Control, and Department of Justice) da dahil olmak üzere icra kurumları, kripto varlıklarla uğraşan kuruluşlara veya bireylere karşı çok sayıda kamu yaptırımı uygulamıştır. [8]
Bu tür davranışlar, finansal sistemimizin yanı sıra, yatırımcılara ve tüketicilere önemli zararlar verebilir. Federal Rezerv Kurulu (Federal Reserve Board) da dahil olmak üzere federal banka düzenleyici kurumları, denetlediğimiz kuruluşların faaliyetlerinin güvenli ve sağlam bir şekilde ve geçerli tüm yasalara uygun olarak yürütülmesini sağlamak için yasal bir sorumluluğa sahiptir. Kripto sektöründeki olayların Federal Rezerv denetimindeki bankalar üzerindeki etkileri şimdiye kadar toplamda sınırlı olsa da, son deneyimler açıkça kripto paranın bu bankalar için risk oluşturabileceğini ortaya koydu. Buna yanıt olarak, neyin izin verilebilir, güvenli ve sağlam olduğu ve kara para aklama ve terörün finansmanıyla mücadele yasalarının yanı sıra, tüketici ve yatırımcı korumaları ile uyumlu olduğu konusunda netlik ve rehberlik sağlamak için diğer federal banka düzenleyici kurumlarıyla birlikte çalıştık ve yeni ürün türleri ve faaliyetlerine başlayan bankalar için denetimsel beklentilerimizi belirledik. Yukarıda belirtildiği gibi, bu sadece bir iç mesele değildir. Ayrıca, yetki alanları arasında düzenleyici arbitraj olasılığını en aza indirmek için uluslararası meslektaşlarımızla birlikte çalışıyoruz.
4. Federal Rezerv’in Bankaların Kripto İle İlişkilerini Denetleme Yaklaşımı
Merkez Bankası’nın finansal gözetiminin kapsayıcı ilkelerinden biri, temelde aynı olan faaliyetlerin, faaliyetin nerede ve nasıl gerçekleştiğine veya faaliyeti tanımlamak için kullanılan terimlere bakılmaksızın aynı şekilde düzenlenmesi gerektiğidir. Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) biraz karmaşık bir finansal hizmetler düzenleyici çerçevemiz ve finansal hizmetler faaliyetlerini denetleyen birkaç düzenleyici makam bulunmaktadır. Ancak yeni teknolojiler ile birlikte finansal hizmetler sağlamakla ilgilenen kuruluşlar için eşit şartlara bağlı kalmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, tutarlı bir yaklaşım geliştirmek için diğer banka düzenleyici kurumlarla yakın bir şekilde çalıştık. Genel duruşumuz, geliştirmenin bu aşamasında bankaların kripto varlıkla ilgili faaliyetlere ve kripto sektörüne dahil olma konusunda dikkatli ve temkinli bir yaklaşım benimsemeleri gerektiğidir.
5. Son Federal Rezerv Eylemlerine Genel Bir Bakış
On yıllardır, federal banka düzenleyicileri, güvenlik ve sağlamlığa yönelik risklerin yönetilmesi, izlenmesi ve kontrol edilmesi için denetim beklentilerini dile getirdiler. Bu beklentiler genellikle ilkelere dayalıdır ki, çok çeşitli koşullarda uygulanabilecekleri anlamına gelir. Kripto varlık faaliyetlerine artan ilgi göz önüne alındığında, açık ve şeffaf rehberlik sağlamak için çalıştık. Geçen Ağustos ayında, kripto ile ilgili faaliyetlerde bulunan veya bulunmayı amaçlayan bankalar için denetleyici bir rehber (mektup) yayınladık. [9] Mektupta, firmalara kriptoyla ilgili faaliyetlerde bulunmayı düşünürken atılması gereken ilk adımın, faaliyetlerin yasal olarak izin verilebilir olduğunu ve bu faaliyetlerin güvenli ve sağlam bir şekilde ve yürürlükteki tüm yasalara uygun olarak yürütülebilmesini sağlamak için yeterli kontroller olduğunu belirlemek olduğunu hatırlattık. Bazı kripto şirketlerinin şu anda soruşturma altında olduğu olası suçların arka planına karşı, bu bir “kutu kontrol alıştırması” değildir. Mektubumuz ayrıca bankaların, kripto varlıklar ile ilgili faaliyetlerde bulunmayı ve sağlam bir denetleyici görüşmeye girmeyi planlıyorlarsa Federal Rezerv’i bilgilendirmelerinin beklendiğini bilmelerini sağlamaktadır.
Mektupta, aslında, “risk yönetimini atlayıp daha sonra çözmeyi planlamayın” deniliyor ve “Federal Reserve tarafından denetlenen bankacılık kuruluşlarının, bu tür faaliyetlere başlamadan önce kripto varlıklar ile ilgili faaliyetleri güvenli ve sağlam bir şekilde yürütmek için yeterli sistem ve kontrollere sahip olması gerektiği” belirtiliyordu.
Sonraki aylarda, daha önce tartışılan kargaşa da dahil olmak üzere kripto dünyasında çok şey oldu. Öğrenilen bu gelişmelerden sonra, Federal Rezerv Kurulu ve diğer banka düzenleyici kurumlar, 3 Ocak’ta, bankalara birkaç temel risk listesine odaklanmalarını tavsiye eden başka bir bildiri yayınladılar. [10] Liste, kripto katılımcılarının dolandırıcılık ve hile riskinden kara para aklama ve terörün finansmanına, sabitcoin işletme risklerine kadar uzanıyor. [11]
Ocak ayının ilerleyen saatlerinde Federal Rezerv Kurulu, denetlediğimiz bankalara, bankanın mevduat sigortası statüsüne bakılmaksızın kripto varlık ile ilgili faaliyetler de dahil olmak üzere faaliyetlere aynı izin verilebilirlik standartlarını uygulayacağını açıkça belirten bir politika bildirisi yayınladı. [12] Açıklamanın önsözü, bankaların bilançolarında doğrudan kripto varlıklara sahip olmalarını muhtemelen güvensiz ve sağlıksız olarak göreceğimizi açıkça ortaya koymuştur. Buna ek olarak, denetlediğimiz bankaların sabitcoin veya dolar token’leri ihraç etmek isteyen bankaların bunu güvenli ve sağlam bir şekilde yapmak için kontrolleri olduğunu göstermek zorunda kalacaklarını ve devam etmeden önce Federal Rezerv denetçilerinden bir itirazsızlık bildirimi almaları gerektiğini açıkladık.
23 Şubat’ta, diğer banka düzenleyici kurumlarıyla ortaklaşa yayınlanan başka bir bildiri aracılığıyla denetim beklentileri hakkında ek netlik sağladık. [13] Bu beyan aynı zamanda son denetim deneyimi ile de bilgilendirildi. Açıklama, denetlenen kurumlarımıza kripto sektörüyle bağlantılı belirli mevduat ile ilişkili likidite risklerinin farkında olmaları gerektiğinin altını çizdi. Bankalardan her zaman fon kaynaklarının likidite risklerini değerlendirmelerini ve yönetmelerini bekliyoruz. Açıklamanın açıkça ortaya koyduğu ve son birkaç aydır açıkça görüldüğü gibi, kripto sektörü mudilerinin sektördeki oynaklıktan etkilenebilecek varlıkları olabilir. Bu oynaklık öngörülemeyen, hızlı ve birbiriyle ilişkili mevduat girişlerine ve çıkışlarına yol açabilir ve bu nedenle mevduatlarının likidite riskleri elbette biraz daha dikkat gerektirir. Bu likidite endişeleri, bilançolarının önemli bir bölümünü bu tür mevduatla finanse eden bankalar için özellikle şiddetlidir.
Yine bu adımları, denetlediğimiz ve yeni faaliyetlerde bulunmak isteyen tüm kurumlardan beklentilerimizin aynı olduğunu belirtmek için attık. Bu beklentiler yeni değildir. Denetlenen kuruluşların faaliyetlerini güvenli ve sağlam bir şekilde ve kara para aklamayı önleme yasaları da dahil olmak üzere ilgili tüm yasalara uygun olarak yürütmelerini sağlamalarını bekliyoruz. Bu kamusal açıklamalar şeffaftır ve sektör gelişmelerini değerlendiren büyük analist ekiplerine sahip olmayan küçük bankalar, daha fazla kaynağa sahip büyük bankalar ve tabii ki halk da dahil olmak üzere herkes için aynı bilgileri sağlar. Sektördeki faaliyetleri incelemeye devam ederken bu tür kılavuzları yayınlamaya devam etmeyi planlıyoruz.
Öğrendiklerimizi sürekli olarak kamuoyu ile paylaşmanın yanı sıra, bu faaliyetler üzerindeki denetimimizi de artırıyoruz. Yeni gelişmelerden ders almamıza ve bu sektördeki yeniliklerden haberdar olmamıza yardımcı olabilecek uzmanlardan oluşan özel bir ekip oluşturuyoruz.
6. Sabitcoin’ler İle İlişkili Özel Riskler
Bugünü sabitcoin’lerden bahsederek bitirmek istiyorum. Başkan Powell’ın dediği gibi, sabitcoin’ler bir tür özel paradır ve Amerika Birleşik Devletleri’nde sağlam düzenleme ve gözetim ihtiyacını gösteren uzun ve dağınık bir özel para geçmişi vardır. [14] ABD doları cinsinden para basan ve Federal Rezerv’in güveninden yararlanan herhangi bir kuruluşun federal ihtiyati düzenlemeye ve denetime tabi olması gerekir. Burada yeni bir şey söylemiyorum. Bu bizim tutarlı yaklaşımımız olmuştur.
Sabitcoin ihraç edenler, federal olarak sigortalı banka mevduatıyla aynı özelliklerden bazılarına sahip olmayı isterler, ancak istemezler. Sabitcoin ihraç edenler, yükümlülüklerinin talep üzerine bir dolar için bir dolar olarak itfa edilebileceğini temsil eder. Bununla birlikte, aslında, yükümlülüğü destekleyen varlıkların değeri dalgalanabilir. İddiayı destekleyen varlıklar yüksek kaliteli olsalar bile hemen paraya çevrilemezler ve operasyonel riskler oldukça yüksektir. Çok sık gördüğümüz gibi, mevduat sahipleri bazen, özellikle stres zamanlarında paralarını hemen isterler veya buna ihtiyaç duyarlar. Değer ve likiditedeki bu uyumsuzluk, klasik bir banka kaçışının reçetesi durumundadır. İhraççılar, Fed tarafından denetlenmez ve bir destek olarak sermaye ve likiditeden yoksundur. Düzenlemeye tabi tuttuğumuz bankalar ise, aksine, bir dizi güçlü denetim gerekliliği aracılığıyla banka hücumlarından iyi korunmaktadır.
Uygun denetim ve düzenlemeye tabi olmayan bir sabitcoin’in yaygın bir ödeme aracı olarak benimsenmesi durumunda, bazı sabitcoin geliştiricilerinin hedef olarak belirttiği sonuçlar göz önünde bulundurulmalıdır. Sabitcoin’ler, ağ etkileri nedeniyle hızlı bir şekilde ölçeklenme potansiyeline sahiptir. Düzenlenmemiş, denetimsiz, mevduat benzeri bir varlık, yalnızca finansal kurumlar için değil, aynı zamanda yaygın bir şekilde benimsenmesi halinde madeni paraya güvenebilecek insanlar için de muazzam aksaklıklar yaratabilir. Klasik kaçak risk biçimlerine ve haneler, işletmeler ve daha geniş ekonomi için ilgili yayılmalar ve sistemik etkilere tabi yeni düzenlenmemiş özel para biçimlerine izin vermediğimizden emin olmak için geçmişten ders almalıyız.
7. Sonuç
Bu da beni sözlerimin ana noktasına, yani inovasyonu güvencelerle dengeleme ihtiyacına geri getiriyor. Amacımız, tüketicilere ve finansal sisteme daha geniş fayda sağlayabilecek yeniliklere yer açarken, korumalar oluşturmaktır. Belirli kripto varlık faaliyetlerinin güvenli ve sağlam bankacılık ile tutarlı bir şekilde yürütülüp yürütülemeyeceğini ve nasıl yürütülebileceğini değerlendirmek için diğer banka düzenleme kurumlarıyla birlikte çalışıyoruz. Ayrıca, kripto ile ilgili bir dizi faaliyette risklere ilişkin görüşlerimiz ve etkili risk yönetimi uygulamaları hakkında ek netlik sağlamak için çalışıyoruz. Beklentilerimiz konusunda bankacılık sektörü ve kamuoyu nezdinde şeffaf olmaya devam edeceğiz. Aynı risklerin aynı muameleyi görmesini sağlamak için yaklaşımımızı uyumlu hale getirmek için diğer kurumlarla da çalışacağız. Çabalarımızı sürdürürken, sürdürülebilir, güvenli ve şeffaf pazarlar için gerekli korumaları kurarak inovasyonu desteklemek için çalışacağız. Teşekkür ederim.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.