2022 yılı, FTX grubunun çöküşünden önce bile kripto ekosistemi için korkunç bir yıldı. Sadece bir yıl içinde kripto, piyasa değerinde yaklaşık 2 trilyon Amerika Birleşik Devletleri (ABD) doları kaybetti. 2008 tarihli küresel finans krizinden bu yana en büyük kurumsal veya finansal iflaslardan biri olan FTX’in iflasının ardından, kripto düzenlemesine yönelik küresel ve koordineli bir yaklaşıma olan acil ihtiyaç netleşti.
2022-2023 döneminin ‘Kripto Kışı’ (Crypto Winter) olarak adlandırılan şeyin doğasında var olan ironi, Douglas W Arner, Dirk A Zetzsche, Ross P Buckley, Jamieson M Kirkwood tarafından yazılan “The Financialization of Crypto: Lessons from FTX and the Crypto Winter of 2022-2023” başlıklı makalenin temel önermesidir. Bitcoin, kripto para birimleri ve merkezi olmayan finans (bu amaçlar için topluca ‘kripto’ olarak anılıyor), yüzyıllarca süren finansal krizlerde gösterildiği ve 2008 tarihli Küresel Finans Krizi (Global Financial Crisis) ile doruğa ulaşan geleneksel finansın başarısızlıklarına bir alternatif olarak sunuldu. Kripto, saydam bir teknolojik çerçeve aracılığıyla, geleneksel finansın dezavantajlarından kaçınmak için tam olarak şöyle tasarlandı: birçok güçlü aracıdan kaynaklanan çıkar çatışmaları, bilgi asimetrileri, önemli işlevlerin ve pazarların merkezileştirilmesi, birkaç büyük ve genellikle birbirine bağlı aracı tarafından kontrol, çok sayıda zayıf bilgili aşırı hevesli piyasa katılımcıları (mantık dışı davranış). Finansal düzenleme ve denetim yüzyıllar boyunca; finansal istikrarı artırmak, yeterli yatırımcı, mevduat sahibi ve tüketici koruması sağlamak, daha fazla piyasa adaleti, verimlilik ve bütünlük sağlamak ve finansal sistemi ekonomik büyümeye, finansal kapsayıcılık ve sürdürülebilir kalkınmaya yönlendirmek için gelişmiştir.
Makalede, merkezi olmayan finans olarak niyetine ve altında yatan teknolojik tasarıma rağmen kriptonun, 15 yıldan kısa bir süre içinde geleneksel finansı karakterize eden tüm klasik piyasa başarısızlıklarını ve dışsallıkları gösterecek şekilde geliştiği savunuluyor ve kripto ekosisteminde geleneksel finansal ürün ve hizmetlerin yaygın şekilde tekrarlanmasıyla birlikte, bu evrimsel süreci kriptonun “finansallaşması” olarak adlandırılıyor. Altta yatan piyasa başarısızlıklarının ve dışsallıkların yanı sıra, katılımcıların ekonomik motivasyonları ve hedeflerinin geleneksel finansı yansıttığı durumlarda, makale yazarlarının önerdiği çözüm de öyledir: kripto ekosistemi, düzgün bir şekilde çalışması için, piyasa başarısızlıklarını ve dışsallıklarını ele almak üzere tasarlanmış düzenleyici ve denetleyici sistemlere ihtiyaç duyar.
Burada ileriye dönük soru, kriptonun 2022-2023 kripto kışında hayatta kalıp kalamayacağıdır. Yazarlar, hayatta kalmak ve gelişmek için uygun şekilde tasarlanmış düzenlemenin gerekli olduğunu ve bu tür finansal düzenlemelerin kripto ekosisteminde ortaya çıkan çeşitli piyasa başarısızlıklarını, dışsallıkları ve verimsizlikleri ele alması gerektiğini savunmaktadırlar.
Aynı soru -kriptonun geleceği- şu anda düzenleyici gündemin de ana odak noktasıdır. Finansal İstikrar Kurulu (Financial Stability Board-FSB), Uluslararası Para Fonu (International Monetary Fund-IMF) ve Uluslararası Ödemeler Bankası (Bank for International Settlements-BIS), Grup 20’nin uluslararası koordineli bir yaklaşımı dikkate alması nedeniyle durum raporları yayınladılar. Başlıca yargı bölgeleri de yeni önlemler uyguluyor veya tasarlıyor.
Bugün toplu olarak 2022-2023 dönemi Kripto Kışı olarak adlandırılan FTX ve diğer kripto çöküşlerini ele alınıyor ve bunlar 2014 yılındaki Mt Gox ve 2017-2019 dönemindeki ICO balonu[1] dâhil olmak üzere daha önceki krizlerle birlikte bağlam içine koyuluyor.
Makalede, bu krizlerin, kriptonun finansallaşması (financialization of crypto) olarak adlandırılan şeyle karakterize edildiği savunuluyor. Bu finansallaşma süreci, merkezi olmayan finans (decentralized finance; DeFi) felsefesinin aksine ekosisteme hâkim olan Sistemik Olarak Önemli Kripto Aracı Kurumlarının (Systemically Important Crypto Intermediaries; SICIs) yükselişini de içerir. Makalede, düzenleme ve şeffaflık eksikliği nedeniyle bunlar, resmi bankacılık sektöründe 2008 tarihli Küresel Finans Krizinin tetikleyicisi olan “gölge finans” (shadow finance) biçimleri olarak sınıflandırılıyor. Çalışmada, umut verici ve potansiyel olarak dönüştürücü temel teknolojisine rağmen, çıkar çatışmaları, bilgi asimetrileri, önemli işlevlerin merkezileştirilmesi, ana aktörlerin birbirine bağlanması, irrasyonel davranış, suç teşkil eden davranış ve daha geniş bir ajans yelpazesi, operasyonel ve finansal riskler açısından ne bağışık ne de özel olan kriptonun finansallaşmanın ve Sistemik Olarak Önemli Kripto Aracı Kurumlarının evriminin arka planına karşı, kripto endüstrisine makro bir bakış açısı sunuluyor. Büyük kripto “borsalarına” -şiddetle savunulan bu kavram, yalnızca uygun şekilde lisanslanmış ve iyi bilinen ilkelere ve atamaya uygun koşullara göre faaliyet gösteren firmalar için kullanılmalıdır- ilişkin herhangi bir değerlendirmenin, kripto endüstrisinin merkezsizleşmek yerine, belki de bazı açılardan geleneksel finansal piyasalardan daha merkezi olduğunu öne sürmesi ironiktir. Bu yeni merkezi finansal sistemlerin merkezinde, geleneksel finans tarihinde sıklıkla sorunlu olduğu kanıtlanmış olanlardan farklı olmayan bir dizi şeffaf olmayan kripto aracı kurumları ve kripto holdingleri bulunmaktadır.
Makalede, kripto para biriminin geleneksel finansın özelliklerini sergilediği riskler ile özel durumların ısmarlama düzenlemeyi haklı çıkardığı riskler arasında ayrım yapılıyor. Daha sonra, kriptonun finansallaşmasına yönelik bir dizi düzenleyici çözüm öneriliyor:
- İlgili faaliyeti yürütmenin lisanslanması ve denetimi ile aracı kurumların uygun dengeli orantılı riske dayalı ihtiyati düzenlemesi (licensing and supervision of related conduct of business and appropriate balanced proportional risk-based prudential regulation of intermediaries);
- Kamuyu aydınlatma ve saydamlık yükümlülükleri (disclosure and transparency requirements);
- Ayırma ve saklama kuralları (segregation and custody rules);
- Piyasanın kötüye kullanılmasına dair düzenleme ve uygulaması (market abuse regulation and enforcement);
- Yeniden yapılandırma ve iflas mevzuatı (restructuring and resolution legislation) ve
- Sınır ötesi uyumlaştırma ve koordinasyon (cross-border harmonization and coordination).
[1] 2017 yılı “ilk coin halka arz balonu” [2017 Initial Coin Offering (ICO) Bubble] konusunda bkz. < https://journals.sagepub.com/doi/abs/10.1177/14614448221099224?journalCode=nmsa >
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.