Kriptonun (Kripto Paraların/Varlıkların) Finansallaşması*

2022 yılı, kripto ekosistemi için korkunç bir yıl oldu. FTX grubunun çöküşü, [1] Terra’nın UST sabitcoin’inin iflası, [2] 3AC’nin iflası [3] ve piyasa değerinde 2 trilyon dolar kaybeden kriptonun kombinasyonu, yerinde bir şekilde 2022-2023 döneminin ‘Kripto Kışı’ (Crypto Winter) olarak bilinmeye başlandı. [4] Buradaki ironi şu ki, 2008 tarihli Küresel Finans Krizi’nin (Global Financial Crisis-GFC) ardından, kripto para birimleri ve merkezi olmayan finans, bu tür olumsuz finansal olayları önleyebilecek geleneksel finansa alternatifler olarak sunuldu. Şeffaf bir teknolojik çerçeve aracılığıyla kripto, geleneksel finansın olumsuz taraflarını ortadan kaldırabilir: hepsi finansal sistemde büyük sistemik risk oluşturan çıkar çatışmaları, bilgi asimetrileri ve işlem gücünün tekelleşmesi.

Yeni bir makalede, bu anlatıya rağmen, kripto para biriminin geleneksel finansı (traditional finance-TradFi) rahatsız eden sorunlara karşı endişe verici derecede savunmasız olduğunu ortaya çıkarmanın 15 yıldan az sürdüğü vurgulanıyor. Kripto paranın finansallaşması, geleneksel finansta yaygın olan birçok kurum, ürün ve hizmetin çoğaltılmasına tanık oldu. Buna, merkezi olmayan finans (decentralized finance-DeFi) felsefesine aykırı olan, sistemik olarak önemli kripto aracı kurumlarının (systemically important crypto intermediaries; SICIs) yükselişi de dahildir. FTX gibi kripto aracı kurumlarının [yazarlar ‘borsa’ (exchange) kavramından kaçınmayı tercih ediyor] yaygınlığı, bazı açılardan geleneksel finans piyasalarından daha merkezi, ancak geleneksel finanstaki borsalar bağlamında beklenebilecek aynı düzeyde düzenleme veya gözetimden yoksun bir kripto ekosistemine yol açtı.

Kripto Ekosistemi

Merkezi olmayan finans, eşler arası işlemler ve merkezi bir aracının olmaması ile karakterize edilir. Akıllı sözleşmeler, işlemleri otomatik olarak yürütebilir ve protokollerin ve token sahiplerinin çalışmasını destekleyen düğümler, verilere ve yönetişim haklarına eşit erişime sahiptir. Böyle bir düzenlemenin bir biçimi, merkezi olmayan otonom bir kuruluş (decentralized autonomous organisation-DAO) olarak adlandırılabilir.

Merkezi olmayan otonom bir kuruluş tarafından yönetilen işlem (kripto para alım satımı) platformları, merkezi olmayan borsalar (decentralized exchanges-DEX) olarak adlandırılır. Bununla birlikte, kripto endüstrisi içinde, merkezi aracı kurumların tipik olarak önemli işlevleri vardır. Örneğin, Binance, Coinbase, FTX ve diğerleri, merkezi borsalar (centralized exchanges; CEXs) olarak çalışır veya işletilir. Merkezi olmayan finans ve kripto ekosistemi açısından bunlar bir tür merkezi finans oluşturur.

Merkezi borsalar, iddia edilen merkezi olmayan finans protokolleri kapsamında ihraç edilen token’ler için işlem hacminin çoğunu yönetir ve kripto varlıklarının değerlemesini büyük ölçüde etkiler.

FTX: Kripto için Lehman Anı

FTX, Ocak 2021 finansman turunda 32 milyar dolar değerindeydi [5] ve 2022 yılının başında dünyanın en büyük kripto para borsalarından biriydi. FTX’in zorlukları ilk olarak, Binance’nin yatırım aracının FTX kripto holdinginin bir parçası olan Alameda’ya ve FTX’in ana kripto token’i olan FTT’ye maruz kalması (risk üstlenme) ile ilgili olarak kamuya açıkladığı endişeleri sayesinde biliniyordu. Birçok yönden FTX’in başarısızlığı, 2008’de Lehman Brothers’ın başına gelenden farklı olmayan bir ödeme gücü krizine dönüşen klasik bir likidite krizi olarak başladı. Geleneksel finansta, likidite krizlerinin kaynağı, nadiren düzenlenen bir kuruluşun bir başkasına güvensizlik beyan etmesidir -Binance ve FTX örneğinde olduğu gibi-, çünkü piyasa kötüye kullanma düzenlemeleri bu tür davranışları engeller. Likidite krizleri oluştuğunda çare, likiditenin dış bir kaynaktan sağlanmasıdır. FTX bir likidite kaynağı bulamamasından ötürü iflasla sonuçlanmıştır.

Kripto ile piyasa güveni ve sırrı, düzenleme ve denetim yerine temeldeki teknolojiden akıyordu. Kripto para birimlerinin kökleri, likidite ve ödeme gücü krizlerinden kaçınmak için tasarlanmış bir yapı olan merkezi olmayan eşler arası para borsalarına dayanmaktadır. Bu nedenle, kripto para birimleri için orijinal tasarımın kusurlu olup olmadığı konusunda sorunlar ortaya çıkmaktadır. Geleneksel finansta, risk yönetimi ve piyasayı kötüye kullanma kuralları gibi önleyici tedbirler ile yeniden yapılandırma ve çözüm önlemleri bu tür krizleri önlemeyi veya bunlara müdahale etmeyi amaçlamaktadır. Bu önlemler, Kripto Kışında başarısız olan teknolojik mimari nedeniyle kripto meraklıları tarafından gereksiz görüldü.

Kriptonun Finansallaşması ve Sistematik Olarak Önemli Kripto Aracı Kurumlarının Yükselişi

Kripto ekosistemi bağlamında başarısız olamayacak kadar büyük veya başarısız olamayacak kadar birbirine bağlı kripto aracı kurumları, kendi kripto yoğunlaşma riski versiyonlarını oluşturur. Bu yoğunlaşma tipik olarak, tek bir kripto aracı kurumunun -genellikle modaya uygun bir token’in ihracını kontrol eden varlık- kendi ekosisteminde güçlü bir rol üstlenmesi ve işlem yürütme üzerinde fiili bir tekel kazanması nedeniyle ortaya çıkar. Kripto aracı kurumları bu ekosistemde ortaya çıkmıştır, çünkü o kripto varlığındaki tüm işlemler aracı kurumların varlığının devam etmesine bağlı hale gelmiştir. Bu, sistematik olarak önemli banka dışı finansal kurumlara veya karmaşık ve şeffaf olmayan gölge bankalara benzemektedir.

Kriptodaki yoğunlaşma, merkezi olmayan finans felsefesiyle çelişmektedir. Kripto, finansal ürünlerin değişimini az sayıda borsada yoğunlaştıran geleneksel finansal aracı kurumlara olan ihtiyacı ortadan kaldırmayı amaçlıyordu. Demokratikleşmeyi, kapsayıcılığı, şeffaflığı ve kalıcılığı en üst düzeye çıkarmak için yenilikçi teknolojik altyapısından ve yarattığı güvenden yararlanması gerekiyordu. Bununla birlikte, pek çok merkezi olmayan finans iş modelinde, kurulum ve yönetişimin önemli unsurları merkezileştirilmiştir. Sorun şu ki, finans kurumları olarak faaliyet gösteren kripto aracı kurumları, geleneksel finans düzenlemesine tabi değildirler ve son çare likidite sağlayıcısı olarak mevduat sigortası, yeniden yapılandırma çerçeveleri veya merkez bankaları gibi korumalara erişemezler. Bu önlemler, kriptonun yüksek oranda maruz kaldığı ancak hiçbiri kripto için geçerli olmayan likidite ve güven krizlerinden kaçınmayı amaçlamaktadır. Binance, FTX’in yatırım aracı olan Alameda ve FTT’ye (FTX’in ana kripto token’i) aşırı maruz kalmasıyla ilgili endişelerini kamuoyuna açıkladığında, FTX, işlevsel olarak bir banka hücumundan zarar gördü. Müşteriler olabildiğince çabuk çıkış yaptılar, bu da bir likidite krizini şiddetlendirdi ve bu kripto hareketlerini önlemek için tasarlanmış önlemlerin yokluğunda, bu durum FTX’in iflas etmesiyle sonuçlandı. Kısacası, kriptonun arkasındaki merkezi olmayan finans felsefesinin gerçekleştirilmesi tamamen başarısız olmuştur.

Kripto’nun Düzenlenmesi

Soru, kriptonun 2022-2023 Kripto Kışından sağ çıkıp çıkamayacağıdır. Bunun gerçekleşmesi için, uygun şekilde tasarlanmış düzenleme esastır. Bazıları en iyi yaklaşımın kriptoyu finanstan izole etmek ve büyük ölçüde düzensiz bırakmak olduğunu iddia etse de [6] kripto zaten finansallaşmıştır ve bu da düzenleme ihtiyacını doğurmaktadır. Finansal düzenleme, büyük ölçüde piyasa işleyişini ve verimliliğini iyileştirmek ile ilgilidir. Kripto paranın en büyük sistemik riskleri, finansallaşmanın güveni aşındırması ve piyasanın çökmesi veya yasa koyucuların kripto piyasalarını kapatma baskısı hissetmesidir.

Bununla birlikte, bazı açılardan kripto, geleneksel finanstan farklıdır ve bu nedenle onu düzenlemek için özel mevzuat gerektirmektedir. Kriptonun en önemli özelliği, uyumluluk, siber güvenlik, varlık kurtarma ve yatırımcı koruması sağlamak için birçok varlığın birlikte çalışmasını gerektiren kısmi âdemi merkeziyetçi yapısıdır. Ayrıca aracı kurumlar, düzenleyici otoriteler ve gözetleyiciler (avukatlar ve denetçiler) açısından ilave uzmanlık gerektirmektedir, çünkü kriptonun kısmen merkezi olmayan işlevleri teknik ve mali açıdan karmaşıktır. Son olarak, kriptonun sınır ötesi doğası, yaptırımı zor ve maliyetli hale getirmektedir.

Makale yazarlarınca, kriptonun finansallaşmasına ve kriptonun kısmen merkezileştirilmesi ile ilgili özel nitelikteki sorunlara yönelik altı düzenleme öneriliyor.

  • Ruhsatlandırma ve iş yapma denetimi ile aracı kurumların uygun dengeli orantılı riske dayalı ihtiyati düzenlemesi (licensing and supervision of conduct of business and appropriate balanced proportional risk-based prudential regulation of intermediaries);
  • Kamuyu aydınlatma ve şeffaflık yükümlülükleri (disclosure and transparency requirements);
  • Ayırma ve saklama kuralları (segregation and custody rules);
  • Piyasayı kötüye kullanma ve yaptırımı (market abuse regulation and enforcement);
  • Yeniden yapılandırma ve çözme mevzuatı (restructuring and resolution legislation),
  • Sınır ötesi uyum ve koordinasyon (cross-border harmonization and coordination).

Kriptoyu düzenlemek için uluslararası ve yerel olarak çalışmalar başladı. FSB, [7] IMF, [8] ve BIS [9], G20’nin uluslararası koordineli bir yaklaşımı dikkate aldığı için pozisyon belgeleri yayınladılar. Birleşik Krallık hükümeti yeni düzenlemeler uygulamayı planlıyor ki, yakın zamanda bir istişare belgesi yayınladı. [10] 2024 yılında yürürlüğe girecek olan yeni Avrupa Birliği (AB) Kripto Varlıklar Piyasası Yönetmeliği (Market in Crypto-Assets Regulation; MiCA), kripto aracı kurumları için bir lisanslama planı, izahname kuralları, piyasayı kötüye kullanma karşıtı kuralları, içeriden bilgi ticareti kuralları ve sabit paralar için özel nitelikte mevzuat getirdi. [11] Kripto, dünyanın düzenleyici gündeminin ana odak noktasıdır.

Gelecekteki düzenlemeler, kriptonun özel zorluklarının farkında olurken, geleneksel finans ile yapısal yakınlaşmasından ortaya çıkan kripto tehlikelerine etkili bir şekilde yanıt verebilirse, kriptonun düzenlenmiş ve denetlenen bir endüstri olarak pekâlâ bir geleceği olabilir. Bununla birlikte, piyasadaki inovasyonun hızı ve merkezi olmayan ve algoritma temelli alım satım, borç verme ve yatırımı düzenlemenin doğasında var olan zorluklar nedeniyle, kriptonun uygun şekilde yönetilmesini sağlamak bir sorun olmaya devam edecektir. Bu, sınır ötesi koordinasyonu daha da önemli hale getirir, çünkü düzenleyici otoritelerin yeni uygulamalar ve sorunlar ile ilgili bilgileri paylaşmasına ve küresel olarak düzenleyiciliği öğrenmeyi geliştirmesine olanak tanır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.