Latin Amerika’da Risk Sermayesi: ‘Cayman Sandviçi’nin Maliyetleri

Latin Amerika’daki girişimcilik manzarası son yıllarda büyük ölçüde değişerek, çoğunlukla geleneksel iş modellerinden oluşan kapalı pazarlardan ortaya çıkan inovasyon merkezlerine geçiş yapmıştır. Küresel risk sermayesi (global venture capital) yatırımcıları bölgedeki varlıklarını artırmış ve fintech, elektronik ticaret, sağlık teknolojisi ve tarım teknolojisi gibi sektörlerde ‘unicorn’ların[1] yükselişine yol açmıştır. Bu gelişmelere rağmen, uluslararası risk sermayesi hâlâ Latin Amerika’daki girişimlere doğrudan yatırım yapma konusunda tereddüt etmektedir. Bunun yerine, genellikle kurucuların, Latin Amerika’daki startup’ın bir Cayman Adaları holding şirketine ait olan ‘Delaware LLC’ye ait olduğu üç katmanlı bir kurumsal yapı oluşturmasını gerektirmektedir. Piyasa jargonunda Cayman Sandviçi olarak da bilinen bu yapı, öncelikle yatırımcı korumasını artırmayı hedeflemekte ve giderek daha fazla sayıda şirketin daha büyük sermaye havuzlarına erişmesini sağlamaktadır. Benimsenmesinin herhangi bir dezavantajı var mıdır?

Son bir çalışma kâğıdında, Cayman Sandviçi’nin ilk eleştirel analizi sunulmakta ve işe bu yapının gözden kaçan iki maliyeti belirlenerek başlanmaktadır. Bir yandan, üç farklı yargı alanında tüzel kişiliklerin oluşturulması ve işletilmesi ile ilişkili doğrudan maliyetler. Öte yandan ve en önemlisi, kurumsal ve risk sermayesi piyasalarının geliştirilmesi için dolaylı maliyetler. Cayman Sandviçi, yeni kurulan şirketlerin finansmanını ve kurumsal yönetişimini ihraç ederek (exporting the finance and governance of startups), yerel sözleşmesel inovasyon ve şirketler hukuku ve finansal sözleşmelerde yargıçlara ve uygulayıcılara yardımcı olabilecek bir hukuk sistemi geliştirme fırsatlarını engellemektedir. Dahası, 21. yüzyılın ardından birçok Latin Amerika ülkesi, nihayetinde risk sermayesini teşvik etmeye yardımcı olabilecek şirket tüzüklerine ve finansal düzenlemelere yasal reformlar getirmiş olsa da, Cayman Sandviçi’nin yaygın kullanımı, yerel politika yapıcıların olumlu değişime neden olan politikaları, olmayanlardan ayırt etmesini zorlaştırmaktadır.

Cayman Sandviçi’nin kullanımının altında yatan sebepleri ele almanın doğrudan yeni kurulan şirketlere fayda sağlayabileceği ve kurumsal ve sermaye piyasalarının gelişimine katkıda bulunabileceği ölçüde, yatırımcıların endişelerine odaklanmak zorunludur. Bu bağlamda, anılan çalışmada, algılanan yasal riskler gerçek yasal risklerden ayrılıyor. İlkinin, medeni hukuk yargı bölgelerindeki sınırlı sözleşme özgürlüğü ve özellikle risk sermayesi ile ilgili olarak hukukun kalitesinin etkili ancak eksik ölçütleri olan yasal endeksler hakkındaki güncelliğini yitirmiş (hatta açıkça yanlış) varsayımların sonucu olduğu savunulmaktadır. Algılanan riskleri incelemek, ülkeler arasında daha iyi iletişim ve yerel kurumlar arasında iş birliği gerektirir, ancak yasal sistemlerde değişiklik gerektirmez.

Son olarak, bu çalışmada, daha fazla çalışma ve tartışmayı hak eden üç grup fiili hukuki risk tanımlanıyor:

  • Yatırımcı sorumluluğu (investor liability): Bu risk, risk sermayesi fonlarını ve sınırlı sorumlu ortaklarını potansiyel sorumluluğa maruz bırakan kurumsal örtüyü delmeye yönelik tutarsız yaklaşımlardan kaynaklanmaktadır. Brezilya gibi bazı ülkeler, düzenleyici reformlar yoluyla sınırlı ortakların sorumluluğunu sınırlamak için adımlar atmış olsa da, kurumsal sorumluluğun hissedarlara ne zaman uzandığına dair net ve tutarlı bir yaklaşım hâlâ eksiktir. Bu sorunun yasal reformlar yoluyla ele alınması, yatırımcılar için çok ihtiyaç duyulan kesinliği sağlayabilir.
  • [Latin] Şirketler hukuku (corporate law): Latin Amerika’daki şirketler hukuku, yeni kurulan şirketlerin ve yatırımcıların standart Amerika Birleşik Devletleri (ABD) risk sermayesi yatırım yapılarını kopyalamasını sıklıkla engelleyerek, anlaşmaları müzakere etme ve uygulama esnekliğini sınırlandırmaktadır. Şili ve Kolombiya gibi bazı ülkeler daha esnek şirket türleri ve bağlayıcı hissedar anlaşmaları konusunda ilerleme kaydederken, bu gelişmeler bölge genelinde aynı değildir ve henüz yargısal olarak test edilmemiştir.
  • Uygulama (enforcement): Uzmanlaşmış karar vericilerin eksikliği, Latin Amerika hukuk sistemlerini dinamik iş ortamlarına daha az uyarlanabilir hale getirmektedir. İki belirli gelişme çözümleri bilgilendirebilir. Biri, Şili ve Brezilya tarafından benimsenen bir çözüm olan, girişim destekli şirketlerdeki kurumsal hukuki anlaşmazlıkların zorunlu tahkimini (arbitration) gerektirmesidir. Bir diğeri ise Kolombiya’nın yürütme organı içinde faaliyet gösteren kurumsal anlaşmazlıklar için uzmanlaşmış bir mahkeme oluşturmasıdır (creation of a specialized court). Elbette, bu önlemlerin sınırlamaları vardır. Tahkim, tutarlı, kamuya açık bir içtihat hukuku gövdesinin geliştirilmesini kısıtlar ve Kolombiya’nın yarı yargısal organı, yargı bağımsızlığı konusunda endişelere yol açar. Yine de, yargıda kapsamlı bir reformun zorlukları düşünüldüğünde, bunlar kısa ve orta vadede uluslararası yatırımcılar için gerçek hukuki riskleri azaltmak açısından somut alternatifler temsil eder.

Sonuç olarak, Cayman Sandviçi yapısı küresel risk sermayesi yatırımlarını çekerek Latin Amerika’daki girişimlerin büyümesini kolaylaştırmış olsa da, bölgenin kurumsal ve risk sermayesi piyasalarının gelişimi için önemli bir maliyete yol açmaktadır. Kurumsal yönetişimi ve finansal işlemleri yabancı yargı bölgelerine ihraç etmenin dolaylı sonuçları, yerel yasal yeniliği engellemekte ve daha canlı bir risk sermayesi ekosistemi oluşturmayı amaçlayan yerel reformların etkisinin değerlendirilmesini engellemektedir. Hem algılanan hem de gerçek yasal riskleri ele almak, bu yapıya güvenme ihtiyacını azaltmak için çok önemlidir. Ülkeler, piyasa katılımcıları ve akademisyenler, Latin Amerika yasal sistemleri hakkındaki eski varsayımları ortadan kaldırmaya odaklanmalı, politika yapıcılar ise daha sağlam yatırımcı koruması, kurumsal yönetişimde daha fazla esneklik ve daha güvenilir uygulama mekanizmaları sağlayan yasal reformları uygulamayı düşünmelidir. Latin Amerika bunu yaparak, Cayman Sandviçi’nin maliyetlerini düşürebilir, yasal sistemlerinin ve risk sermayesi piyasalarının girişimci ekosistemi ile birlikte gelişmesine olanak tanıyabilir.

[1] Çevirenin Notu: Finansta “unicorn”, 1 milyar ABD dolarının üzerinde değerlemeye sahip özel mülkiyetli bir girişimi tanımlayan bir terim olup; terim, 2013 yılında girişim sermayesi yatırımcısı Aileen Lee tarafından, değeri 1 milyar doların üzerinde olan nadir teknoloji girişimlerini tanımlamak için tanıtılmıştır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.