‘Malvarlığının Dondurulması’ Kararı ya da ‘Mareva’ Tedbiri

Giriş

Mareva Tedbiri (ya da malvarlığının dondurulması), Lord Denning’in “Mareva Compania Naveria SA v. International Bulkcarriers SA [1980] 1 All ER 213”[1] davasındaki hukuki yorumundan kaynaklanmıştır.

Mareva Tedbiri, dava edilen tarafların (‘Davalılar’) davacı tarafların (‘Davacı’) açtığı bir yasal işlemin karara bağlanması veya sonuçlandırılması beklenirken varlıklarını dağıtmalarını veya elden çıkarmalarını engelleyen bir mahkeme kararıdır/emridir. Başka bir deyişle, Mareva Tedbirinin amacı, Davacının davadan önce çıkarlarını korumak için Davalının varlıklarını dondurmaktır.

Bu itibarla, anılan Tedbir olağanüstü güçlü bir yasal araçtır ki; bir Davalının, nerede ve kimin adına olursa olsun, sahip olduğu veya kontrol ettiği hiçbir varlığı, Davacının açık ve belirgin yasal iddialarını korumak için taşımamasını emreder.

Malezya’da, Mareva Tedbir Kararı, 2012 tarihli Mahkeme Kuralları’nın (ROC) 29. Kuralının 1. hükmü uyarınca istihsal edilir. Bu hüküm, Mareva Tedbiri için bir karar verilmeden önce başvuranın uyması gereken belirli yükümlülükleri veya ön koşulları ortaya koymuştur. Ayrıca, Mareva Tedbir başvurusu, bir yeminli ifadeyle desteklenen bir başvuru bildirimi ile yapılabilir ve dava acil bir durumsa, tek taraflı da yapılabilir, yani bir tarafın diğer tarafa (taraflara) olağan miktarda bildirimde bulunmadan veya itiraz yazma fırsatı vermeden Mahkemeden bir karar talep etmesi anlamına gelir.

Kısaca, bu Tedbir, Davalının varlıklarının değerini ve yerini doğrulayan yeminli bir beyan sunmasını ve bu beyanını incelemeye amade etmesini gerektiren rutin bir durumu içermektedir. Bu şekilde genellikle Davalının tedbir yürürlükteyken kişisel veya aile masraflarını karşılamak için belirli bir ödenekle geçinmesine izin vermekte olup; tedbir genellikle birkaç günde bir yenilenmelidir, aksi takdirde süresi dolar. Çoğu zaman, bir Mareva Tedbiri on günlük geçici bir temelde verilir ve ardından gerçek duruşmada uzatılır veya reddedilir.

Davalıya Mareva başvurusunun sunulduğuna dair bildirimde bulunulmasının, davanın karara bağlanmasından önce Davalının malvarlığını derhal israf etmesine yol açabileceği göz önüne alındığında, Mareva ihtiyati tedbir başvuruları çoğu zaman tek taraflı olarak, yani Davalının hazır bulunmadığı bir ortamda görülmektedir.

1. Malvarlığı Dondurma Kararının Verilebilme Zamanı

Mareva ihtiyati tedbir başvurusunun kabul edilmesi için, davacının davalının davacının alacaklarını tahsil etme hakkını tehlikeye atan hileli finansal faaliyetlerde bulunduğuna dair güçlü bir ilk bakışta davayı kanıtlaması gerekir. Hukukun birçok alanında, özellikle ticari dolandırıcılık durumlarında iş ile ilgili davalarda kullanılır.

Ayrıca davalının mahkemenin yargı yetkisinde bulunan varlıklara veya başka bir yerde bulunan varlıklara sahip olduğu, ancak mahkemenin bu varlıklar üzerinde yasal yargı yetkisine sahip olduğu da tespit edilmelidir. Ayrıca, elde edilen karardan önce satılacak gerçek riskli varlıkların varlığının kanıtlanması gerekir.

Mareva ihtiyati tedbirinin olağanüstü gücü göz önüne alındığında, ihtiyati tedbir talep eden herhangi bir davacı, başvurusunda kendisine bildirilen tüm ilgili gerçekleri tam ve açık bir şekilde açıklamalıdır; aksi takdirde, davalıya zarar verebilecek ilgili gizli bilgilerin ortaya çıkması halinde Mahkeme, başvuranın masrafları ödemesini isteyebilir.

2. Mahkemenin Mareva Tedbirlerini Verme Kriterleri

Mareva başvurusunda başarılı olmak için, Başvuru Sahibinin “Creative Furnishing Sdn Bhd v Wong Koi [1989] 1 CLJ Rep 22”[2] davasında vurgulanan üç (3) koşulu yerine getirmesi gerekir ki; söz konusu davada mahkeme aşağıdaki kararı vermiştir:

“Aspatra Sdn. Bhd. & 21 Ors. v. Bank Bumiputra Malaysia Berhad & Anor.[1987] CLJ 50 (Rep) davasında[3] bu Mahkeme çoğunlukla, varlıkların korunması ve davalının yargı yetkisi içinde varlıklarını dağıtmasının önlenmesi amacıyla Mareva Tedbiri yoluyla sağlanan tedbirin önemine atıfta bulunmuştur. Ancak bu çare sınırsız bir uygulamaya sahip değildir. Önümüzdeki temyizin gerçeklerine göre, davalı Mahkemeyi (…) birincisi, savunulabilir iyi bir davaya sahip olduğuna; ikincisi, davacının yargı yetkisi içinde varlıklarına sahip olduğuna ve üçüncüsü, varlıkların yargı yetkisi içinde dağıtılması veya kaldırılması konusunda gerçek bir risk olduğuna ikna etmelidir çünkü riski ortaya koyacak sağlam bir kanıt olması gerekir.”

Mareva Tedbir Kararı verilmesi için 3 unsur şunlardır:

a) Savunulabilir iyi bir dava: Mareva Tedbiri bağlamında savunulabilir iyi bir dava, ciddi bir tartışma için zar zor yeterli olan, ancak yargıcın başarı şansının daha yüksek olduğunu düşündüğü bir dava değildir. Savunulabilir iyi bir dava, kazanan bir davayı ifade etmez, ancak davacı şunları yapabildiği sürece; (i) Bir iddiayı tutarlı ve mantıksal bir şekilde sunmak; (ii) İddiasını destekleyecek inandırıcı olabilecek makul ve inandırıcı bir anlatı sunmak ve (iii) Davanın nedeninin, olası bir davaya ve olası çözüm yollarına yol açabilecek belirli hukuk ilkelerine dayanabileceğini göstermek için, bunlar ‘savunulabilir ve iyi bir dava’ anlamını karşılamaya yeterli olacaktır [1].

b) Yetki alanındaki varlıklar: Davacı, Davalının yargı yetkisi dâhilinde varlıkları olduğuna dair Mahkemeye yeterli kanıt sunmalıdır. Mareva Tedbirinin temel niteliği, Davalının varlıklarını davacının hukuki işlemlerdeki çıkarlarını korumak için dondurmanın gerekip gerekmediğini belirlemektir. Mareva Tedbiri aşamasında Mahkemenin davanın sonucunu belirlemesi söz konusu değildir. Burada diğer bir önemli husus, Davacının, Mareva ihtiyati tedbirinin Mahkeme tarafından reddedilmesi halinde, mal varlıklarının tükenmesi nedeniyle, telafisi mümkün olmayan bir zarara uğrayacağını ve kendisine verilen rahatsızlığın davalıya verilebilecek rahatsızlıktan daha az olacağını göstermelidir.

c) Varlıkların hüküm verilmeden önce dağıtılması veya kaldırılması konusunda gerçek bir riskin var olması: Davacı, davalının varlıklarını dağıtacağı veya kaldıracağı konusunda gerçek bir risk veya tehlike olduğunu mahkemeye göstermeli ve ikna etmelidir. Davacı ayrıca, Mareva Tedbirini almamanın, davacının hüküm üzerine ödenmesi gereken paraları veya mülkleri geri alamayacağı için kendisine zarar vereceğini de ileri sürmelidir. Bu konuda, Mahkemenin şu kararı verdiği “Alami Vegetable Oil Products Sdn Bhd v Mohammed Radwan Alami & Ors [2019] 1 LNS 1141”[4] davasına atıfta bulunuyoruz:-

“[39] Mahkeme, bir dağıtma riski olup olmadığını belirlerken, diğerlerinin yanı sıra, Davalıların dürüstlüğüne ve davranışlarına bakabilir. Bu, o zamanki adıyla Jeffrey Tan J tarafından “Jasa Keramat Sdn. Bhd. v. Monatech (Malaysia) Sdn Bhd [1999] 4 CLJ 30”[5] davasında dile getirilmiştir.

[40] Davalıların dürüstlüğü ve davranışları son derece önemlidir. Bu Mahkemenin mezkûr davanın gerçeklerini yeniden incelemesi gerekmektedir. Bunu yaparken, bu Mahkemeye Davalıların Davacının fonlarını bu şekilde kullanma eylemleri hatırlatılmaktadır. Daha önce vurgulandığı gibi Davalılar tarafından yapılan belgelerle desteklenmeyen fonların çekilmesi, Davalıların dürüstlüğünün (bugüne kadar gösterilenlerle) şüpheli olduğuna dair kanıt olduğunu göstermektedir.

[41] Bu Mahkeme, Davacının, Davalıların Davacının hesabındaki paraları “nakit para çekme (ATM) makineleri” olarak değerlendiremeyeceği yönündeki iddiasına katılmayabilir. Herhangi bir miktarda para çekilmeden önce uygun kayıtlar ve gerekçeler olmalıdır. Davalıların bu açık eylemi kınanacak bir davranıştır ve Davalıların dürüstlüğünü lekelemektedir (…)”

Sonuç

Mareva Tedbiri, tarafların mahkemenin yargılaması ve hükmünden önce varlıklarını elden çıkarmalarını önlemek için hukuki işlemlerde tarafların varlıklarını dondurmak için yararlı bir uygulamadır. Mareva Tedbiri, taraflar ve mahkemeler için adaletin çıkarlarını ilerletmek için yararlı bir araç görevi görür. “Seema Development Sdn Bhd v. Mah Kim Chye & Anor [1998] 1 CLJ 174”[6] davasında Mahkeme, Mareva Tedbiri verilip verilmeyeceğine dair kararın “dikkatli ve ölçülü” bir şekilde verilmesi gerektiğini vurgulamıştır.

[1] <https://www.uniset.ca/other/cs4/19801AER213.html>

[2] <https://www.studocu.com/my/document/universiti-sains-islam-malaysia/civil-procedure/creative-furnishing-sdn-bhd-v-wong-koi/42157329>

[3] <https://www.studocu.com/my/document/universiti-teknologi-mara/conveyancing-law-1/aspatra-sdn-bhd-21-ors-v-bank-bumiputra-malaysia-bhd/31491821>

[4] <https://www.studocu.com/my/document/universiti-teknologi-mara/law/ais-for-mareva-injunction/7836329>

[5] <https://www.rahmatlim.com/media/9167/the-asset-tracing-and-recovering-review-malaysia-chapter.pdf>

[6] <https://www.studocu.com/my/document/universiti-teknologi-mara/civil-procedure-2/seema-development-sdn-bhd/21187050>

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.