Merkez Bankası Dijital Para Birimleri [Uluslararası Ödemeler Bankası’nın Tespitleri]*

2023 CEV Kadınlar Avrupa Voleybol Şampiyonu ‘Türk Filenin Sultanları’nın her birine minnetle…

1. Giriş

Para, bugün iki biçimde var oluyor. Kamu mahreçli parası (public money), banknotlar ve merkez bankası rezervleri aracılığıyla bir merkez bankası tarafından ihraç edilirken; özel kesim mahreçli para (private money), ticari bankalar tarafından mevduat şeklinde ve banka dışı finansal kuruluşlar tarafından elektronik para (e-para) şeklinde ihraç edilir. Banknotlar halkın kullanımına sunulan tek kamu mahreçli paradır. Bunun aksine, bankaların merkez bankası rezervleri aracılığıyla elektronik biçimde kamu mahreçli paraya erişimi de bulunmaktadır.

Şu anda genel halkın erişebildiği tek dijital para, ticari bankalar veya e-para ihraç eden kuruluşlar tarafından ihraç edilmektedir. Bu para, bilançolarında bir yükümlülük olarak, ihraççısının kredi riskini taşır. Bunun aksine, merkez bankası dijital para birimleri (central bank digital currencies-CBDCs), merkez bankasının doğrudan sorumluluğundadır ve bu nedenle herhangi bir kredi riski taşımamaktadır.

İki tür merkez bankası dijital para birimi vardır. Perakende merkez bankası dijital para birimleri (retail central bank digital currencies-rCBDCs), günlük işlemler için risksiz ve dijital bir ödeme aracı sağlamayı amaçlayan genel halka yöneliktir. Diğer yandan toptan merkez bankası dijital para birimleri (wholesale central bank digital currencies-wCBDCs), finansal aracı kuruluşlar arasında kullanılmak üzere tasarlanmıştır ve merkez bankası rezervleri gibi ancak tokenizasyon ile sağlanan ilave işlevlerle çalışır. [1]

2. Avantajlar ve zorluklar

Risksiz, dijital ve programlanabilir bir ödeme aracı bir dizi avantaj sunabilir:

  • Dijital paraya erişim, dijital perakende merkez bankası dijital para birimlerine katılımı kolaylaştırır, kâr potansiyelinin özel sektörü çekmek için yetersiz olduğu durumlarda finansal katılımı ve yeniliği teşvik edebilir.
  • İşlemlerin programlanması, ödemenin ancak ve ancak tüm ödeme koşullarının karşılanması durumunda gerçekleştirildiği ödeme süreçlerini otomatik hale getirir. [2] Merkez bankası dijital para birimleri böylece takas riskini ortadan kaldırabilir.
  • Merkez bankası dijital para birimleri, ödemeler için kamuya açık bir altyapı sağlayarak ödeme maliyetlerinin azaltılmasına yardımcı olabilir.

Merkez bankası dijital para birimleri tanıtmak zorluklarla gelebilir. Bunlardan başlıcaları şunlardır:

  • Aracılığın ortadan kaldırılması, perakende mevduat sahiplerinin banka mevduatlarından perakende merkez bankası dijital para birimlerine yönelmesi nedeniyle ticari bankaların perakende mevduattan mahrum kalması anlamına gelir ve bu da bankaların kredi aracılığındaki rolünü karmaşıklaştırır. Ayrıca, banka kreditörlerinin risksiz perakende merkez bankası dijital para birimlerine yönelmesi ve dolayısıyla finansal istikrar riskleri yaratması nedeniyle, sıkıntı zamanlarında aracısızlaşmanın daha şiddetli bir versiyonu ortaya çıkabilir.
  • Perakende merkez bankası dijital para birimlerinin kullanımı, kullanıcının arkasında dijital bir ayak izi bıraktığı anlamına gelir ve bu da veri yönetimi ve gizlilikle ilgili soruları ve sorunları gündeme getirir.

Bu riskleri azaltmaya yönelik yaklaşımlar arasında merkez bankası dijital para birimleri varlıklarına üst sınır getirilmesi, ticari banka parası için prim anlamına gelen ücret politikaları ve sağlam veri yönetimi rejimleri yer alıyor.

3. Mimari yapı

Merkez bankası dijital para birimlerinin kullanıma sunulması, ödemelerin yürütülmesi ve kaydedilmesi ve müşteri hizmetleri açısından merkez bankası ile özel para sağlayıcıları arasında ayarlanmış bir işbölümünü gerektirir. Bu bağlamda üç model ortaya çıkmıştır:

  • Tek kademeli bir sistemde, merkez bankası tüm ödemeleri kendisi yönetir, müşterileri kabul eder [müşteri tanıma (know your customer-KYC) kurallarının uygulanması dâhil] ve günlük hizmetleri sağlar. Böyle bir modelin, merkez bankasının parasal ve finansal istikrarı sağlama şeklindeki temel rolünü zayıflatması, özel sektörün yenilikçiliğini engellemesi ve merkez bankasının finansal aracı ve veri gizliliği konularının yöneticisi olarak istenmeyen bir rol üstlenmesine sebep olması nedeniyle, yaygın olarak verimsiz olduğu düşünülmektedir.
  • Tamamen iki kademeli bir sistemde, ödemeler ile müşteri kabulü ve hizmetleri büyük ölçüde özel sektör tarafından yürütülürken, merkez bankası perakende işlemlerin toplamı olarak ortaya çıkan toptan bakiyeleri yönetir. Böyle bir “aracılı” merkez bankası dijital para birimi mimarisinin faydaları arasında, merkezi veri toplamaya olan ihtiyacın azalması ve belki de kayıt tutmanın merkezi olmayan doğası nedeniyle daha iyi veri güvenliği yer alacaktır.
  • Hibrit bir merkez bankası dijital para birimi mimarisi, merkez bankasına doğrudan hak talebinde bulunulan iki katmanlı bir yapıyı içerirken, gerçek zamanlı ödemeler aracı kuruluşlar tarafından gerçekleştirilir. Böyle bir modelde, müşteri katılımı ve hizmet büyük ölçüde özel sektör tarafından gerçekleştirilir. Aynı durum bireysel işlemlerin yürütülmesi ve kaydedilmesi için de geçerlidir ancak toptan kayıtlara ek olarak merkez bankası perakende işlemlere ilişkin kayıtlarını da periyodik olarak günceller. Bu, bir ödeme sağlayıcısının başarısız olması durumunda ödeme hizmetlerinin sürekliliğini sağlamak için devreye girmesine olanak tanır.

Her yaklaşımın yararlarının değerlendirilmesi devam eden bir araştırma alanıdır. Önemli bir tasarım seçeneği, bir merkez bankası dijital para biriminin işlem defterini korumak için güvenilir bir merkezi otoriteye mi güvenmesi gerektiği, yoksa dağıtık defter teknolojisi (distributed ledger technology-DLT) tarafından sağlanan merkezi olmayan yönetişime sahip bir platforma mı dayanması gerektiğidir. [3]

4. Sınır ötesi sorunlar

Merkez bankası dijital para birimlerinin sınır ötesi kullanımına izin vermek için uluslararası işbirliği gereklidir. Bu bağlamdaki zorluk, dijital kimliğin (dijital kimlik) menşe ülke dışında kullanılmasıdır. Uluslar üstü bir dijital kimlik üzerinde çalışarak bu zorluğun üstesinden gelmek gerçekçi görünmemektedir. Bunun yerine, ulusal kimlik bilgilerinin karşılıklı olarak tanınmasına yönelik uluslararası çabalar daha umut verici bir yaklaşımdır. [4]

Bu yaklaşım şu hususları içerir: (i) müşteri tanıma kurallarının güçlendirilmesi ve kimlik bilgilerinin sınırlar ötesinde paylaşılması; (ii) veri çerçeveleri ile sınır ötesi ödemeler arasındaki etkileşimin gözden geçirilmesi ve (iii) merkez bankası dijital para birimi tasarımlarında sınır ötesi kullanımın yansıtılması. Bu hedeflere ulaşmanın bir yolu, ulusal merkez bankası dijital para birimlerini koordine eden çoklu merkez bankası dijital para birimi (multi central bank digital currencies-mCBDC) düzenlemeleridir. Çoklu merkez bankası dijital para birimi düzenlemeleri için üç model tanımlanmıştır:

  • Çoklu merkez bankası dijital para birimi Model 1, düzenleyici çerçeveleri, uygulamaları ve mesajlaşma formatlarını uyumlu hale getirerek ulusal merkez bankası dijital para birimi sistemlerinin uyumluluğunu artırır. Buna koordineli ulusal kimlik programları da dâhildir.
  • Çoklu merkez bankası dijital para birimi Model 2, örneğin para birimleri arasında işlem bilgilerini işleyen teknik arayüzler aracılığıyla ulusal merkez bankası dijital para birimi sistemlerini birbirine bağlamayı amaçlamaktadır. Buna ulusal kimlik programlarının karşılıklı tanınması da dâhildir.
  • Çoklu merkez bankası dijital para birimi Model 3, birkaç ulusal merkez bankası dijital para birimini tek bir platformda barındıran tek bir çoklu merkez bankası dijital para birimi sistemi oluşturur. Bu yaklaşım, yalnızca ulusal sistemleri birbirine bağlamanın ötesine geçerken (Model 2’de olduğu gibi) ulusal merkez bankası dijital para birimi sistemlerini (Model 1 için gerekli olduğu gibi) büyük ölçüde hizalama ihtiyacını azaltır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.