Merkez Bankası Dijital Para Birimlerinin ABD Doları İçin Etkileri

Merkez Bankası Dijital Para Birimleri [Central Bank Digital Currencies] geliyor. Dünya çapındaki merkez bankaları, hem yurt içi hem de sınır ötesi testler ve denemeler [trials and pilots] için Merkez Bankası Dijital Para Birimleri oluşturma sürecindedir. Ancak, Merkez Bankası Dijital Para Birimleri hakkında özellikle uluslararası tartışmalarda konuşulduğunda Merkez Bankası Dijital Para Biriminin ne olduğu, nasıl çalışabileceği ve kullanım durumlarının neler olabileceği konusunda kafa karışıklığının devam ettiği açıktır. Son bir makalede, Merkez Bankası Dijital Para Birimleri ve özellikleri hakkındaki düşüncelerimizde kavramsal netliği teşvik ederek bu boşluk kapatılmaya çalışılmaktadır ki; bu, uluslararası ödemeler ve finansal sistem üzerindeki potansiyel etkilerini anlamak için gereklidir. Bu etkilerden biri, Merkez Bankası Dijital Para Birimlerinin bu uluslararası sistemde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) dolarının devam eden hâkimiyetini bozma potansiyeli olup; bu, ABD ve bir dereceye kadar onun müttefikleri için bir dizi sonuçla birlikte gelecektir.

Merkez Bankası Dijital Para Birimleri uluslararası ödemelerin maliyetini ve hızını önemli ölçüde iyileştirmeyi vaat ederken, bunların geliştirilmesi aynı zamanda ABD dolarına olan bağımlılığı azaltmak isteyen devletler için bir fırsat da sunmaktadır.

ABD, önde gelen küresel para birimini ihraç etmenin birçok avantajından yararlanmıştır. Bunlar, dış borcuna daha az faiz ödemekten, ABD şirketlerinin yurtdışında işlem yaparken katlandığı döviz maliyetlerini en aza indirmeye kadar uzanmaktadır. ‘Aşırı/Fahiş ayrıcalık’ [privilège exorbitant] benzetmesi, 1960’larda Fransa Maliye Bakanı olan Valery Giscard d’Estaing tarafından bu birçok avantajı tanımlamak için ortaya atılmıştır.

ABD’nin bu fahiş ayrıcalığı dikkatli bir şekilde koruması beklenebilirdi. Ancak durum böyle olmadı. ABD, yaptırımları tekrar tekrar kullanarak -sonunda Rusya’nın yaklaşık 300 milyar dolarlık döviz rezervinin dondurulması ile sonuçlanan- kendi dolarının uluslararası finanstaki merkeziliğini riske atmıştır, zira bu tür davranışlar birçok ülkeyi yaptırımların erişiminin ötesine geçmeye güçlü bir şekilde motive etmektedir.

Şu anda uluslararası ödemelerin maliyetini önemli ölçüde azaltmanın ve hızını önemli ölçüde artırmanın iki önde gelen yolu vardır: ya Merkez Bankası Dijital Para Birimleri ya da ödeme merkezleri aracılığıyla ülkelerin hızlı ödeme sistemlerinin bağlanması [either through CBDCs or the connection of nations’ fast payment systems through payment hubs]. Her iki gelişme de iki ülkenin para birimlerinin ABD doları olmadan bir platform aracılığıyla doğrudan değiştirilmesini sağlayacak ve böylece uluslararası ticarette doların kullanımı büyük ölçüde azalacaktır. Bugün uluslararası işlemlerin yaklaşık %90’ı (yüzde 90) ABD dolarını içermekte ve tahminlere göre bu işlemlerin yaklaşık %40’ı ABD’nin işlemde taraf olmadığı durumlarda bile doları içermektedir. Bu sayıların, özellikle ikincisinin zamanla önemli ölçüde düştüğü görülebilir.

Dolara olan talebin azalması, muhtemelen ülkelerin döviz rezervlerinde tutmayı seçtikleri dolar oranını azaltacak ve böylece doların dünyanın başlıca küresel rezerv para birimi olarak uzun vadede yaşadığı düşüşü daha da kötüleştirecektir.

ABD sermaye piyasalarının derinliği, küresel ödeme altyapısının mevcut yapısı, ABD dışındaki bankalar ve şirketlerin ABD doları üzerinden borçlanması gibi faktörler göz önüne alındığında, ABD dolarının yakın gelecekte hâkimiyetini kaybetmesi pek olası görünmese de, politika yapıcıların uzun vadeli düşünmesi gerekmektedir.

Mezkûr makalede, ABD’nin uluslararası ödemelerde dolarının hâkimiyetini korumak istiyorsa bir Merkez Bankası Dijital Para Birimi geliştirmesi gerektiği argümanı ileri sürülmektedir. Burada, açık deniz kullanımı için perakende ve toptan Merkez Bankası Dijital Para Birimi arasındaki sıklıkla göz ardı edilen ayrım kritik hale gelmektedir. Perakende ve toptan Merkez Bankası Dijital Para Birimleri büyük ölçüde aynı araç olabilir, farklar yapılarında değil, işlevselliklerinde ve coğrafi uygulanabilirliklerinde yatmaktadır. Yine de yerel bir dijital dolar uluslararası finans sistemini önemli ölçüde etkilemeyecekken, açık deniz kullanımı için toptan bir dijital dolar kesinlikle etkileyecektir. Bu nedenle anılan makalede ABD’nin uluslararası işlemlerde kullanılmak üzere toptan bir dijital dolar [wholesale digital dollar for use in international transactions] geliştirmesi gerektiği öne sürülmektedir.

Bunun için önemli bir itici güç Çin’in Merkez Bankası Dijital Para Birimi olan e-CNY’yi geliştirmesidir. E-CNY bugün Çin’de yerel bir dijital para birimi olsa da, yakın tarihli bu makalede, Çin’in küresel finans sistemini ABD dolarından üç veya daha fazla rezerv para biriminin olduğu ve bunlardan birinin de CNY olduğu bir sisteme taşıma konusundaki uzun vadeli projesinde de oynayacağı açık bir rol olduğu savunulmaktadır. Bu amaca uygun olarak, Çin sonunda e-CNY’yi açık denizde kullanıma sunduğunda, kullanımının ücretsiz olmasını ve muhtemelen Çin çıktılarını satın almada kullanımının zorunlu hale getirilmesi beklenmektedir çünkü Çin kısa vadeli kâr odaklı bir hedef değil, uzun vadeli bir jeopolitik hedef peşindedir.

Çin’in uluslararası ticarette kullanılmak üzere e-CNY çıkarması çok muhtemel olduğundan, bu hızlı, güvenilir ve benimsenmesini teşvik etmek için ücretsiz olacaktır, ABD’nin rekabet edebilmesi için bu teknolojik devrime katılması yeterli olacaktır. Bir seçim varsa, tacirler (merchants) daha güvenilir ABD dijital para birimi varsa onu tercih edecektir. Ancak zamanla dijital bir ABD doları var olmak zorunda kalacaktır ki, aksi takdirde uluslararası işlemlerde dolara olan talep hızla düşebilir ve ABD fahiş ayrıcalığından yararlanamaz hale gelebilir.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.