Merkez Bankası Dijital Para Birimlerinin Kritik Değerlendirmesi: Ödemelerin Nihai Sınırı mı?

Merkez bankası dijital para birimleri (central bank digital currencies), dijital para ve ödemeler alanındaki en son gelişmedir. Dünya çapındaki birçok merkez bankası (örneğin İngiltere Merkez Bankası, Avrupa Merkez Bankası ve ABD Federal Rezervi), devletin parasal egemenliğini yeniden iddia etmesi için bir girişimde bulunarak ekonomilerine merkez bankası dijital para birimlerini tanıtma niyetini ifade etmiş veya zaten tanıtmıştır (örneğin Çin Halk Bankası). Son bir makalede, merkez bankası dijital para birimlerinin, devletin para ve ödemeler alanında geri dönüşünü müjdelemekten çok, dijital para ve dijital ödemeler alanında son sınırı oluşturduğu varsayılıyor.

Öte yandan, merkez bankası dijital para birimleri yasal nitelendirme ve pratik işlev gibi bir dizi zorluk ve merkez bankalarının merkez bankası dijital para birimlerini ekonomide dağıtmak için kullanacakları teknoloji ile ilgili sorular sunar. Yasal terimlerle, merkez bankası dijital para birimleri merkez bankaları üzerinde bir hak talebi, yani bir merkez bankası yükümlülüğü oluşturacaktır ve bir tür itibari para olması öngörülmektedir.

Merkez bankası dijital para birimleri yalnızca yurtiçi bağlamda kullanılmayabilir; kullanılan teknolojinin bağlanabilirliğine bağlı olarak uluslararası ödemelerin dijitalleşmesi göz önüne alındığında, bazı merkez bankası dijital para birimlerinin sınır ötesi bazda kullanılması da mümkün olabilir.

Merkez bankası dijital para birimlerinin tanıtımıyla bağlantılı olarak gündeme getirilen en önemli soru, vatandaşların ödemelerinin gizliliğinin korunmasıdır. Bir diğer endişe ise merkez bankası dijital para birimlerinin dağıtımı ve depolanmasında özel bankacılık sektörünün oynayacağı roldür. Merkez bankası dijital para birimlerinin tanıtımı için, bölgeler arası finansal katılımdan, yurttaşlara ödeme sistemlerine ücretsiz erişim sağlanmasına, para ödemeleri alanında özel sektörün rekabet gücünün kısıtlanmasına ve ekonominin dijitalleştirilmesinin ilerletilmesine kadar bir dizi gerekçe önerilmiştir (örneğin Avrupa Merkez Bankası’nın merkez bankası dijital para birimi planı). Prensip olarak, merkez bankası dijital para birimleri nakdin yerini almak için değil, nakdin yanında kullanılmak üzere tasarlanmıştır (örneğin Avrupa Merkez Bankası Blueprint).

Ayrıca, gelişmiş bir bankacılık sektörü ve gelişmiş özel sektör ödeme sistemleri ağı olan bir ekonomide merkez bankası dijital para birimlerinin faydası konusunda yaygın bir fikir birliği yoktur. Sonuç olarak, merkez bankası dijital para birimlerinin kripto paralardan farklı bir dijital para biçimi olması ve öyle kalması öngörülmektedir.

Merkez bankası dijital para birimlerinin vatandaşların para harcama yeteneğini kısıtlayıp kısıtlamayacağı, akıllı temasların merkez bankası dijital para birimine eklenip eklenmeyeceğine bağlı olacaktır ki; bu bağlamda, merkez bankası dijital para birimlerinin kullanımının programlanacağı ve dolayısıyla bazı bağlamlarda, örneğin merkez bankası dijital para birimlerinin alkol veya tütün satın almak veya kumar oynamak için kullanımıyla ilgili olarak kısıtlanacağı anlamına gelir. Bu, elbette, güçlü bir devlet paternalizmi biçimi olurdu ancak benzeri görülmemiş bir durum değildir; şu anda Birleşik Krallık’ta alkol satın alma konusunda yaş kısıtlamaları yürürlüktedir. Buna göre, ilgili korkular erkendir ve çoğunlukla kripto para biriminin liberteryen savunucuları tarafından teşvik edilerek, toplumlarımızda merkez bankası dijital para birimlerinin bir değişim aracı [ödeme aracı (means of exchange/means of payment)] olarak tanıtılmasına ilişkin şüphecilik yayılmaktadır.

Ortaklaşa yazılmış bir makalede, bu sorulara olası yanıtlar sunmaya çalışılmıştır. Ayrıca, finansal istikrar ve para politikası konuları ele alınmış ve politika yapıcıların ilgili risklerle nasıl başa çıkabileceği açıklanmıştır. Son olarak, anılan makalede merkez bankası dijital para birimlerinin karşılık gelen kullanımının temelleri ve olası jeopolitik sonuçları ele alınmaktadır.

.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.