Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar: İş Ortamındaki Paradigma Değişimi*

‘Malazgirt Meydan Muharebesi’nin 26 Ağustos 1071 günü zaferle kazanılmasının 952’nci yıldönümü şerefine…

1. Giriş

Ticari kuruluşların tarihsel gidişatı toplumsal yapılar, teknolojik gelişmeler ve ekonomik zorunluluklar arasındaki karmaşık etkileşimin bir kanıtıdır. İlk uygarlıkların ilkel ortaklıklarından 17’nci yüzyılın gelişmiş anonim şirketlerine kadar (from the rudimentary partnerships of early civilizations to the sophisticated joint-stock corporations of the 17th century) ticari organizasyonların evrimi, insan uygarlığının değişen manzarasını yansıtır. Ancak blok zinciri teknolojisi ve bilgi çağında yeni bir ticari varlık biçimi ortaya çıkmıştır: Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar (Decentralized Autonomous Organizations-DAOs). Yeni bir çalışmada; Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş endüstrisi eğilimleri tartışılıyor ve gelişen Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş endüstrisindeki yönetime ve diğer konulara ilişkin eksiklikler vurgulanıyor.

Blok zinciri teknolojisi ile desteklenen Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, benzeri görülmemiş bir şekilde çalışmak için merkezi olmayan yönetim ve şeffaflıktan yararlanırlar. Merkezi karar alma hiyerarşilerine dayanan geleneksel şirketlerin tam tersine bu kuruluşlar, blok zincirindeki akıllı sözleşmelerde kodlanan önceden tanımlanmış kurallar aracılığıyla çalışmaktadır. Bu merkezi olmayan mimari, saydamlığı, güvenliği ve otomasyonu geliştirerek bunları dijital çağa özel hale getirir.

Veri ve bilginin hâkim olduğu Bilgi Çağı, Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlara birçok avantaj sağlamaktadır. Muazzam hacimlerde gerçek zamanlı verileri toplama ve analiz etme kapasiteleri, bilinçli karar almayı güçlendirir. Otomasyonun entegrasyonu, sayısız süreçlerde insan müdahalesine olan ihtiyacı azaltır, böylece verimliliği ve maliyet etkinliğini artırır. Dahası, küresel ekonominin sınır tanımayan doğası, fiziksel bir mevcudiyete gerek kalmadan coğrafi sınırların ötesinde sorunsuz bir şekilde çalışabilen Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlarda doğal bir müttefik de bulur.

Bununla birlikte Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar güçlü bir organizasyon modeli olarak ön plana çıktıkça, stratejik yön bulmayı gerektiren kendine özgü kurumsal yönetişim zorlukları ile boğuşurlar.

2. Karmaşık Kurumsal Yönetişim Alanında Gezinmek (Navigating the Complex Terrain of Governance)

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşların karşılaştıkları başlıca zorluklar arasında etkili kurumsal yönetişim modellerinin oluşturulması yer almaktadır. Sağlam yapılara sahip geleneksel şirketlerin aksine Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar genellikle kendilerini kurumsal yönetişim çerçevelerini oluşturma görevi ile karşı karşıya bulurlar. Bu önemli zorluğun üstesinden gelmek için çeşitli metodolojiler ortaya çıkmıştır.

  • ‘Bir Kişi, Bir Oy’ (one person, one vote): Bu demokratik kurumsal yönetişim modeli, her bireye eşit oy verme yetkisi vererek kapsayıcılığı teşvik eder. Ancak, istemeden çoğunluğun tiranlığıyla sonuçlanabilir ve uzmanlık gerektiren bağlamlar için ideal olarak uygun olmayabilir.
  • İkinci Dereceden Oy Kullanma (quadratic voting): Bu yaklaşım, kullanılan oy sayısı ile katlanarak artan sesini çıkarma kredilerini tahsis eder. Bu mekanizma, incelikli karar almayı teşvik eder, kazanılmış çıkarların etkisini sınırlar ve aktif katılımı teşvik eder.
  • Fikri Kurumsal Yönetişim Token’leri (fungible governance tokens): Bu token’ler mülkiyeti veya kontrolü sembolize eder ve kripto para borsalarında alınıp satılır. Şeffaflığı ve likiditeyi teşvik ederken aynı zamanda manipülasyon ve uzun vadeli hedeflere uyum konusundaki endişeleri de artırırlar.
  • İtibarlı Kurumsal Yönetişim (reputational governance): Bu yenilikçi yaklaşım sosyal sermayeye ve güvene dayanmaktadır. Güçlü itibar puanlarına sahip bireyler veya kuruluşlar, geçmiş katkılara dayanarak karar verme yetkisine sahip olurlar. Bu çerçeve saydamlığı ve işbirliğini teşvik eder, ancak uygulama zorlukları arasında itibarın doğru bir şekilde ölçülmesi ve grup düşüncesinin önlenmesi yer alır.

3. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşların Geleneksel Endüstri Üzerindeki Etkileri: İşletme ve Kurumsal Yönetişimde Bir Paradigma Değişimi (A Paradigm Shift in Business and Governance)

Gelişen iş/işletme ve teknoloji ortamında Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşların ortaya çıkışı, kuralları yeniden yazmakta ve geleneksel endüstrileri bozmaktadır. Bu Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, işletmelerin işleyişinde ve kararların alınma biçiminde temel bir değişimi temsil etmektedir. Finanstan sigortaya, hizmet sağlayıcılardan medyaya, kâr amacı gütmeyen kuruluşlardan siyasi eylemlere kadar Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, merkezi olmayan yönetim, şeffaflık, verimlilik ve topluluk odaklı kurumsal yönetişimde yeni bir çağ açarak toplumun her alanında bir devrim yaratmaktadır.

4. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar Marifetiyle Finans Alanında Devrim Yaratmak (Revolutionizing Finance Through DAOs)

Finans sektörü yeniliğe yabancı değildir, ancak Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşların ortaya çıkışı dönüştürücü bir dalgayı da beraberinde getirmiştir. Bu kuruluşlar, aracı kurumlar olmadan çalışan merkezi olmayan finansal sistemler oluşturmak için blok zinciri teknolojisinden ve akıllı sözleşmelerden yararlanırlar. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar eliyle desteklenen Merkezi Olmayan Finans (Decentralized Finance-DeFi) platformları, borç verme, borç alma, alım satım (işlem) yapma ve yatırım yapma şeklini yeniden tanımlamaktadır. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar geleneksel aracı kurumları ortadan kaldırarak finansal hizmetlere erişimi demokratikleştiriyor, küresel katılımı mümkün kılıyor ve işlemlerde şeffaflığı sağlıyor. [1]

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş odaklı Merkezi Olmayan Finans platformları, varlıkların tokenleştirilmesini kolaylaştırarak, hisse senetleri ve tahviller gibi geleneksel finansal araçların blok zinciri üzerinde temsil edilmesini sağlar. Bu yenilik, kısmi mülkiyet, likidite ve sınır ötesi yatırımlara kapı açar. Buna ek olarak Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, merkezi olmayan borsaları (ecentralized exchanges-DEXs) güçlendirerek, güvenli ve özel emsaller arası işlem yapılmasını sağlar ve merkezi borsalara olan ihtiyacı etkili bir şekilde ortadan kaldırır.

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar muazzam bir potansiyel sunarken ölçeklenebilirlik, mevzuata uygunluk ve güvenlik gibi zorluklar devam etmektedir. Ancak bu engeller aşıldıkça finansal ortam, finansal sistemleri algılama ve onlarla etkileşim kurma şeklimizi temelden değiştiren bir paradigma değişimi yaşayacaktır.

5. Sigorta: Merkezi Olmayan Dönüşümün Kapsamı (Insurance: Decentralization Transforming Coverage)

Genellikle verimsizlikler ve karmaşıklıklar ile gölgelenen sigorta sektörü, Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar nedeniyle derin bir değişimden geçmektedir. [2] Bu kuruluşlar, sigorta kapsamının yönetilmesi, tazminat taleplerinin işlenmesi ve riskin bir havuzda toplanması konusunda devrim yaratmaktadır. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, akıllı sözleşmeler ve blok zinciri teknolojisini kullanarak emsaller arası sigorta modellerini mümkün kılar, aracı kurumları ortadan kaldırır ve talep yönetiminde şeffaflık sağlar.

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar tarafından kolaylaştırılan merkezi olmayan risk havuzları, bireylerin önceden tanımlanmış akıllı sözleşme kuralları aracılığıyla sigorta kapsamını toplu olarak yönetmelerine olanak tanır. Taleplerin işlenmesi saydam ve otomatik hale gelir, idari maliyetler azalır ve ödemelerin daha hızlı yapılması sağlanır. Ayrıca toplum temelli sigorta modelleri, bireylere kendi sigorta kurallarını oluşturma yetkisi vererek daha kişiselleştirilmiş ve etkili bir teminat sağlar.

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş odaklı sigortacılık henüz başlangıç aşamasında olsa da maliyetleri azaltarak, şeffaflığı artırarak ve poliçe sahiplerine daha adil ve daha verimli bir model sunarak sigorta ortamını yeniden şekillendirme potansiyeline sahiptir.

6. Hizmet Sağlayıcılar (Service Providers) ve Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar: Verimlilik Sinerjisi

Çeşitli sektörlerdeki hizmet sağlayıcılar, operasyonlarında devrim yaratmak için Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlardan yararlanır. Akıllı sözleşmeler ve merkezi olmayan kurumsal yönetişim sayesinde Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, hizmet sağlayıcıların müşterileri ile doğrudan etkileşim kurmasına, aracı kurumları ortadan kaldırmasına ve verimliliği artırmasına olanak tanır.

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar şeffaf fiyatlandırma mekanizmalarına ve maliyet optimizasyon stratejilerine olanak tanır. Hizmet maliyetlerinin gerçek zamanlı takibi şeffaflığı sağlar ve gizli ücretleri ortadan kaldırır. [3] Ayrıca, merkezi olmayan karar alma ve kaynak tahsisi, kârlılıktan ödün vermeden rekabetçi fiyatlara yol açar.

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlardaki güven ve itibar sistemleri güvenilirliği artırır. Blok zinciri tabanlı kimlik doğrulama, itibar takibi ve akıllı sözleşmeler, hizmet sağlayıcıların doğrulanabilir takip kayıtları oluşturmasına, tüketiciler arasında güven oluşturmasına ve daha güvenilir bir hizmet ekosistemini teşvik etmesine olanak tanır.

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlardaki tokenizasyon ve teşvik mekanizmaları, hizmet sağlayıcıların ve tüketicilerin çıkarlarını uyumlu hale getirir. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş ekosistemine özel fayda token’leri, tüketici katılımını teşvik ederek hizmet topluluğu içinde sadakati ve aktif katılımı teşvik eder.

7. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar Aracılığıyla Medya Sektörünün Dönüşümü

Uzun süredir merkezi medya kuruluşlarının hâkimiyetinde olan medya endüstrisi, Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşların yönlendirdiği bir devrimden geçiyor. Bu kuruluşlar içerik oluşturma, dağıtım ve finansman modellerini yeniden şekillendirerek yaratıcıları ve tüketicileri güçlendiriyor. [4]

Geleneksel modellerin sınırlamalarından kurtulan oluşturucular (yaratıcılar), içeriklerine sahip olur, onları kontrol eder ve bundan doğrudan ödüller alırlar. Token tabanlı teşvikler, uzun vadeli katılım ve değerin takdir edilmesi şansı sağlarken, hayranlarla doğrudan etkileşim daha güçlü topluluklar yetiştirmektedir. Tüketiciler için Merkezi Olmayan Otonom Kuruluş destekli platformlar, çeşitli içeriklere erişim ve bu içeriğin yönünü etkileme gücü vaat ediyor. Token sahipliği yoluyla paydaş haline gelerek kurumsal yönetişim kararlarında oy hakkı kazanırlar ve blok zinciri teknolojisinin şeffaflığına güvenebilirler. Bu da; güveni, kişiselleştirilmiş deneyimleri ve finansal katılım fırsatını teşvik ederek her iki tarafın da medya içeriğini algılama ve bunlarla etkileşim kurma biçimini değiştirir.

Medya alanındaki Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, yaratıcıları pasif içerik üreticilerinden aktif paydaşlara ve tüketicileri pasif izleyicilerden aktif katılımcılara dönüştürerek medya endüstrisinde bir paradigma değişikliği sunuyor. Doğrudan ödülleri, sahipliği ve etkileşimi mümkün kılan bu platformlar, her iki tarafa da fayda sağlayan ve medya tüketiminin ve yaratımının geleceğini şekillendiren daha eşitlikçi ve dinamik bir ekosistem yaratıyor.

Blok zinciri tabanlı bilgi doğrulama ve kaynak doğrulama, yanlış bilgi sorunlarını ele alarak gazeteciliğin güvenilirliğini artırıyor. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, merkezi olmayan mutabakat mekanizmalarını kullanarak, sahte haberlerle mücadele ederek güvenilir bilgi depolarına katkıda bulunur.

8. Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlar (Non-profit Organizations) ile Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar: Topluluk Odaklı (Community-Driven) Etkide Yeni Bir Çağ

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, merkezi olmayan kurumsal yönetişim ve yenilikçi finansman modelleri sunarak kâr amacı gütmeyen kuruluşlar için oyunu değiştiriyor. Bu kuruluşlar topluluk odaklı karar alma sürecini güçlendirir, bağış toplamayı yeniden tanımlar ve kaynak tahsisini geliştirir. [5]

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar kâr amacı gütmeyen kuruluşlarda karar almayı demokratikleştirerek temel kurumsal seçimlerde topluluğun katılımını sağlar. Dijital belirteçler, daha derin bağışçı katılımını ve mikro bağışları teşvik ederek proje sahipliğini temsil eder.

Kaynak tahsisinde şeffaflık, fonların verimli bir şekilde dağıtılmasını sağlayan akıllı sözleşmeler yoluyla sağlanır. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, küresel katılım, coğrafi engellerin aşılması ve kültürler arası işbirliğinin teşvik edilmesi yoluyla topluluk katılımını genişletir.

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, kâr amacı gütmeyen kuruluşların şeffaf ve hesap verebilir bir yönetimle misyonlarına odaklanmalarını sağlar, destekçiler arasında güveni artırır ve sosyal etkiyi güçlendirir.

9. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar: Merkezi Olmayan Siyasi Eylemlerin Katalizörü (Catalyst for Decentralized Political Action)

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşların yükselişi ile beraber siyasi eylem sismik bir değişim yaşamaktadır. Bu kuruluşlar, merkezi olmayan karar almayı, aleni bağış toplamayı, tabandan seferberliği ve güvenli oylama mekanizmalarını kolaylaştırır. [6]

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar, bireylerin kolektif karar alma ve politika oluşturma süreçlerine katılmasını sağlayarak siyasi eylemi demokratikleştirir. Token tabanlı bağış toplama, taban katılımını artırırken şeffaf tahsis, kaynakların etkili kullanımını sağlar. Blok zinciri teknolojisiyle desteklenen güvenli oy kullanma sistemleri, seçim bütünlüğünü artırır, seçimleri daha güvenilir ve manipülasyona karşı dayanıklı hale getirir. Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar aracılığıyla siyasi savunuculuk ve lobi faaliyetleri, merkezi olmayan ağlara dönüştürülerek seslerin yükseltilmesi ve politika kararlarının etkilenmesi sağlanır.

10. Sonuç

Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar teknolojik bir trendden daha fazlasıdır; nasıl organize olduğumuz, etkileşimde bulunduğumuz ve karar alma şeklimizde bir paradigma değişimini temsil ediyorlar. Finanstan sigortaya, hizmet sağlayıcılardan medyaya, kar amacı gütmeyen kuruluşlardan siyasi eylemlere kadar Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşlar endüstrileri yeniden şekillendiriyor ve bireyleri güçlendiriyor. Bu dönüştürücü çağda ilerlerken, Merkezi Olmayan Otonom Kuruluşları benimsemek ve karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmek, onların tam potansiyelini ortaya çıkarmak ve daha kapsayıcı, şeffaf ve işbirliğine dayalı bir geleceği şekillendirmek için çok önemli olacaktır.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’e yakın Telif Makale ve Yazı ile Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak vazgeçilmez ilkesidir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.