Silikon Vadisi Bankası’nın Çöküşü, Fed’in Bankanın Uyarı İşaretlerini Görmedeki Büyük Başarısızlığını Ortaya Koyuyor*

Silikon Vadisi Bankası’nın (SVB) başarısızlığı, düzenlemenin yanı sıra, denetimdeki bir başarısızlıktır. Bu iki terim birbirinin yerine kullanılabilir, ancak farklı kavramlardır: Düzenleme, kurallar oluşturmak; denetim ise onları uygulamak ile ilgilidir. SVB’nin başarısızlığına yönelik ilk tepkiler, var olan kuralların uygun şekilde uygulanıp uygulanmadığına dair temel soruyu göz ardı ederek, başarısızlığa Trump dönemi kuralsızlaştırmasının neden olup olmadığını tartışmaya odaklanmıştır. Cevap, öyle olmadıkları ve Federal Rezerv’in bir banka denetçisi olarak başarısız olduğudur.

Fed, hem bankadan hem de daha büyük ana holding şirketinden sorumlu olan San Francisco Federal Rezerv Bankası (SF Fed) ile SVB’yi tepeden tırnağa denetlemiştir. SVB, SF Fed’in denetlediği en büyük bankaydı. SVB’nin CEO’su bile banka iflas edene kadar SF Fed’in Yönetim Kurulu’nda oturmuştu. Söz konusu Bankanın, Fed’in uyuduğu anlaşılan alarm zillerini çalmasına yol açması gereken davranışına ilişkin en az dört klasik kırmızı bayrak sayıyorum.

  1. Patlayıcı ölçeğinde varlık büyümesi (explosive asset growth): SVB neredeyse varlıklarını dört yılda dört katına çıkardı.
  2. Sigortasız mevduata aşırı güven (hyper reliance on uninsured deposits): Bankadaki mevduatın neredeyse tamamı (%97), FDIC’nin limitini (250 bin dolar) aşan müşterilerden, genellikle teknoloji firmalarından geliyordu. Sigortasız mudilerin kaçma olasılığı daha yüksektir, bu da bankayı doğası gereği daha az istikrarlı hale getirmektedir.
  3. Devasa faiz oranı riski (huge interest rate risk): SVB, 2019-2021 dönemindeki patlama ölçeğindeki büyüme döneminde, düşük faiz oranları ile ihraç edilen 100 milyar doların üzerinde ipoteğe dayalı menkul kıymet satın aldı. Faiz oranları yükseldiğinde ise, değerlerini korumak için hedge satın almayı başaramadılar.
  4. Federal Konut Kredisi Bankası için nakit para çekişleri (dash for cash to the Federal Home Loan Bank): SVB’nin nakde ihtiyacı olduğundan, gizli Federal Konut Kredisi Bankası sistemini kullanarak ağır borç aldılar ve 20 milyar dolar ile SF FHLB’nin en çok borçlananı oldular. FHLB, son çare kredi veren olarak adlandırılır ve bir banka başarısız olduğunda, FHLB, FDIC’den önce ödeme alan tek varlıktır. Bu nedenle, bir bankanın FHLB’ye olan borcu ne kadar fazlaysa, banka iflas ettiğinde vergi mükellefinin doğacak zararı o kadar büyük olur.

Bu kırmızı bayrakların her biri, Federal Rezerv’in daha fazla incelemesini tetiklemeliydi. Bunlar birleştiğinde, daha fazla inceleme için çığlık atan kırmızı bir lazer ışını haline gelirler. Ne de olsa SVB bir Main Street bankası değil(di) ve hiçbir zaman da olmadı. Kendi büyüklüğündeki (200 milyar dolar) bölgesel bankaların yaklaşık bin şubesi bulunmaktadır: SVB’nin ise, 16 şubesi vardı. Bu, SVB’nin risk sermayesi kolu ile bankanın müşteri tabanı arasındaki ilişki hakkında daha fazla potansiyel kırmızı bayrak içermiyor; bu, Fed’in banka holding şirketi düzenlemesinin analiz etmesi gereken potansiyel bir kırmızı bayraktır.

Fed zaten kendi başarısızlığına ilişkin bir soruşturma başlattı, ancak bu muhtemelen yetersiz olacaktır. Fed’in bölgesel bankalarının başarısızlıklarına ilişkin geçmişte kendi kendine yaptığı soruşturmalar, Richmond Bank başkanı tarafından sızan bilgileri ortaya çıkaramadı (FBI bunu buldu ve o utanç içinde istifa etti) ve hem Dallas hem de Boston Bank başkanları tarafından yapılan etik dışı ticaretin tarihlerini kamuya açıklamadı.

Fed, nihayetinde Amerika Birleşik Devletleri Kongresi’ne karşı sorumludur. Kongre’nin kendi soruşturmasıyla olanları araştırması gerekiyor. Fed Bölgesel Bankalarından kendilerini düzeltmelerini istemek muhtemelen yetersiz olacaktır. 1970’lerde çıkarılan Fed’in yönetim kurullarını entegre etmesini gerektiren bir yasa geniş çapta göz ardı edildi; Kansas City Federal Rezerv Bankası tamamen beyaz tahtasını 1992 yılına kadar entegre etmedi.

Fed yönetişiminin iyileştirilmesi önemlidir, ancak yetersizdir. Banka düzenleyici otoriteleri, denetim raporlarını halktan korur, bu nedenle bankaların hangi koşullarda olduğunu veya düzenleyicilerin iyi bir iş çıkarıp çıkarmadığını asla bilemeyiz. Banka düzenleyicileri, CAMELS olarak bilinen bu raporları kamuoyuna açıklamalıdır, böylece hem bankaların ne durumda olduğunu hem de kurumların onları ne kadar iyi denetlediğini yargılayabiliriz. SF Fed’in SVB’ye hangi notu verdiğini öğrenmek, bankayı ne kadar kötü denetlediklerini anlamak için uzun bir yol kat edecektir.

Kongre, mali düzenlemeyi iki olası sonuçla yazıyor: yasada belirli kurallar koymak veya düzenleyicileri ayrıntıları çözmeleri için yetkilendirmek. Her iki durumda da Kongre, kuralları uygulamak için düzenleyicilere güvenir. Kongre muhakemeyi veya yetkiyi yasalaştıramaz. Mevcut finansal düzenleme sistemimiz, banka düzenleyicilerinin, özellikle de en güçlüsü olan Federal Rezerv’in muhakemesine ve yeterliliğine büyük ölçüde güvenmektedir. Silicon Valley Bank örneğinde yanlış yere konma durumu vardır.

Fed’e sürekli olarak para politikası belirleyicisi, banka düzenleyicisi, son başvuru mercii, ödeme sistemi operatörü ve düzenleyicisi, ekonomik araştırma ve istatistik üreticisi ve dahası olarak çok fazla sorumluluk verilmiştir. Belki de merkez bankasının rolünü temelden yeniden düşünmenin zamanı gelmiştir. Sıklıkla unutulan bir gerçek, Senatör Dodd’un Dodd-Frank haline gelen yasadaki orijinal önerisinin, SVB gibi bankaların Fed’den çıkarılmasını öngördüğüdür. Bu fikir 91’e karşı 9 oyla reddedilmiş ve yasa nihayetinde Fed’in ülkenin bankacılık sistemi üzerindeki yetkisini ve gücünü genişletmiştir. Silicon Valley Bank örneğinde ise, başarısızlık söz konusu olmuştur.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.