
Eşime ve göz aydınlığı kızlarıma…
1. Giriş
Uluslararası tahkimin gizliliği (confidentiality of international arbitration) sıklıkla onun benzersiz avantajı olarak övülür. Ancak, tahkim kararlarının infazı veya iptali (enforcement or annulment of arbitral awards) işlemleri gibi ilgili mahkeme işlemlerinin gizliliği de sıklıkla tartışılmaktadır. Çoğu yargı bölgesinde, bu tür mahkeme işlemlerinin gizliliğinin korunmasının sağladığı menfaat, açık adaletin telafi edici ilkesi ile gölgede bırakılmaktadır. Ancak son on yılda bu eğilimde kademeli bir değişim yaşanmıştır. Hong Kong, Dubai, Yeni Zelanda ve Singapur gibi belirli yargı bölgeleri, tahkime ilişkin mahkeme işlemlerinin gizliliğinin (confidentiality of arbitration-related court proceedings) korunmasının öneminin farkına varmışlardır.
Singapur’da, 1994 tarihli Singapur Uluslararası Tahkim Kanunu’nun (Singapore International Arbitration Act) 22. maddesi, başlangıçta, tarafların özel mahkeme duruşmaları ve kısıtlı açıklamaları ‘seçebilecekleri’ bir açık yargı varsayımını yansıtıyordu. Bu varsayım, 2022 yılında Singapur Uluslararası Tahkim Kanunu’nda yapılan bir değişiklikle tersine çevrilmiştir. Artık 22. madde, mahkeme ‘kendi isteğiyle’ veya herhangi bir kişinin başvurusu üzerine aksi yönde karar vermedikçe, mahkeme işlemlerinin varsayılan olarak gizli olarak yürütülmesini öngörmektedir. Benzer şekilde, 23. madde artık bu tür özel işlemlerin raporlanmasına ilişkin kısıtlamalar getirmektedir.
Singapur Temyiz Mahkemesi (Singapore Court of Appeal) yakın zamanda yeni Uluslararası Tahkim Kanunu rejimi kapsamındaki varsayılan pozisyondan ayrıldı. Bir tahkim kararının infazına ilişkin işlemlerden kaynaklanan bir itirazda gizlilik kararlarını reddetmiştir [Republic of India v Deutsche Telekom AG (2023) SGCA(I)4[1]]. Bu yazıda Singapur Temyiz Mahkemesi’nin kararı ve bunun tahkim ile ilgili mahkeme işlemlerinin gizliliği üzerindeki potansiyel etkisi incelenmektedir.
2. Kararın anahtar unsurları
Deutsche Telekom tarafından Hindistan Cumhuriyeti’ne (Hindistan) karşı İsviçre’de (Tahkim) yatırım tahkimi başlatılmıştır. Hakem heyeti başlangıçta Deutsche Telekom lehine bir geçici karar (interim award) vermiş[2] ve bu karar İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi tarafından da onaylanmıştır. Daha sonra da, Deutsche Telekom’un Singapur (Singapur EP[3]), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Almanya’da icra takibi başlatmasına dayalı olarak nihai bir karar (final award) verilmiştir[4].
Deutsche Telekom’a, Eylül 2021’de, nihai kararın Singapur’da uygulanması için tek taraflı bir karar (ex-parte order) gönderildi (Terketme/Bırakma Kararı; Leave Order). Deutsche Telekom, eski Uluslararası Tahkim Kanunu rejimi altında, Singapur Çalışma Vizesi’nin özel olarak dinlenmesi ve Hindistan’ın varlıklarına yönelik rakip iddiaları olan diğer alacaklıların uyarılmasını önlemek amacıyla mahkeme kayıtlarının mühürlenmesi için de başvuruda bulunmuştu. Sonunda taraflar, yargılamanın gizli yapılması, mahkeme dosyasının mühürlenmesi ve yayınlanmış herhangi bir kararın düzeltilmesi (Rıza Kararı; Consent Order) konusunda anlaşarak bir rıza kararına vardılar.
Hindistan, Ocak 2022’de, Singapur Uluslararası Ticaret Mahkemesi (Singapore International Commercial Court) tarafından 30 Ocak 2023 tarihinde reddedilen Terketme/Bırakma Kararına (İtiraz Davaları; Challenge Proceedings) itiraz etti. Buna karşı Hindistan, 2021 tarihli Singapur Uluslararası Ticaret Mahkemesi Kurallarının (Singapore International Commercial Court Rules[5]) 9(1) no.lu kuralının 16. kararıyla okunan Uluslararası Tahkim Kanunu’nun 22 ve 23. maddeleri[6] kapsamındaki başvuruyla birlikte temyiz başvurusunu [India v DT (Gizlilik Başvurusu-Confidentiality Application)] tercih etti. Hindistan, Tahkim ile ilgili bazı bilgilerin çevrimiçi olarak mevcut olmasına rağmen gizliliğinin tamamen kaybolmadığını savundu. İtiraz Davaları ve itiraz hakkındaki bilgiler gizli kaldı, çünkü bunların üçüncü şahıslar tarafından Hindistan’ın imajını kötülemek amacıyla kötüye kullanılması riski vardı. Deutsche Telekom, diğerlerinin yanı sıra (inter alia), Tahkim ve onun ilave işlemlerine ilişkin bilgilerin hâlihazırda kamuya açık olduğu ve Deutsche Telekom’un 2021 yılında gizlilik kararı için başvuruda bulunmasıyla bu tür bilgilerin kapsamının arttığı gerekçesiyle başvuruya karşı çıkmıştır. Dahası, diğer alacaklıları uyarma endişesi artık önemli değildi.
Gizlilik Başvurusunu reddeden Singapur Temyiz Mahkemesi, son değişikliğin altında yatan yasama amacını analiz etmiş ve değişikliğin temel amacının tahkimin gizliliğinin korunması olduğunu ve yardımcı mahkeme işlemlerinin gizliliğinin yalnızca türevsel bir menfaat (paragraf 18-23) olarak korunduğunu tespit etmiştir. Bu bağlamda Singapur Temyiz Mahkemesi, mahkeme işlemlerine ilişkin gizlilik kararlarının ancak Tahkimin gizliliğinin hâlâ bozulmamış olması durumunda verilebileceğine karar vermiştir. Mahkeme, Hindistan tarafından korunması istenen bilgilerin birden fazla kere kamuya ifşasının hâlihazırda yapılmış olması nedeniyle bu gizliliğin büyük ölçüde kaybolduğunu gözlemlemiştir:
- Geçici ve nihai hakem kararlarına çevrimiçi olarak erişilebiliyordu;
- Diğer yargı bölgelerinde Tahkime ilişkin mahkeme işlemleri kamuya açıktı;
- Tarafları tanımlayan haberler yayınlanmıştı;
- Hindistan’ı temsil eden avukat, Tahkimde tarafları ve ihtilaf konusu olan miktarı tanımlayan ‘LinkedIn’de gönderiler yayınlamıştı ve
- Devas’ın Hindistan’daki şirket mahkemeleri önündeki tasfiye işlemleri ile ilgili olarak ‘Tahkim’in ayrıntıları da açıklanmıştı.
3. Kararın etkisi
Singapur Uluslararası Tahkim Kanunu’nun 22 ve 23. maddeleri uyarınca, özel duruşma varsayılan kuraldır. Bu nedenle, taraflardan herhangi birinin bu temerrüt mekanizmasının ‘devre dışı bırakılması’ için bir başvuruda bulunmaması durumunda, Hindistan’ın temerrüt pozisyonunu uygulamak için bir başvuruda bulunmak zorunda olmadığını belirtmekte fayda vardır.
Ancak mahkemenin resen açık duruşmaya yönlendirebilmesi mümkündü. Ancak 22. ve 23. maddeler mahkemenin takdir yetkisinin kullanılmasına ilişkin herhangi bir rehberlik sağlamamaktadır. Dolayısıyla Singapur Temyiz Mahkemesi, (a) herhangi bir tarafın çıkarının korunması, (b) kamu yararı veya (c) adaletin yararı gibi, varsayılan durumdan sapmak için dikkate alınması gereken ilkeleri açıklayabilirdi. Ancak Singapur Temyiz Mahkemesi, bu yönleri incelemek yerine, 22 ve 23. maddeleri, temel yasama amacının yalnızca tahkim yargılamasının gizliliğini korumak olduğu ve aynı şeyin ‘büyük ölçüde kaybolduğu’ (substantially lost) takdirde, özel duruşmaların varsayılan mekanizması farklı olabildiği temelinde yorumladı.
Singapur Temyiz Mahkemesi bunu yaparken, Hindistan’ın gizliliğin tamamen kaybolmadığı yönündeki temel iddiasını çözemedi. Üstelik gizlilik eşiğinin ‘büyük ölçüde kaybedildiği’ (entirely lost) eşiğinin tam olarak ne zaman karşılandığını belirlemekte başarısız oldu. Bu ihmal, Rıza Kararı’nın Singapur Uluslararası Tahkim Kanunu’nun önceki ‘katılma’ rejimi (opt-in regime) kapsamında kabul edilmesi durumunda bile, temel tahkimin gizliliğinin ‘büyük ölçüde kaybolmuş’ olduğu (geçici ve nihai kararların verildiği ve ayrıntıların verildiği) için özellikle önemlidir. Diğer yargı bölgelerindeki geçici karara itiraz ve icra davaları da dâhil olmak üzere, tüm ilave davalar kamuya açıktı. Dolayısıyla bu standardın gelecek durumlarda nasıl şekilleneceği ve uygulanacağı görülecektir.
Singapur Temyiz Mahkemesi’nin kararı aynı zamanda aşağıdaki endişeleri de gündeme getiriyor:
- Birincisi, tahkime ilişkin mahkeme işlemlerinde bile tarafların gizlilik hakkına sahip olduğu bilgiler bulunmaktadır. Örneğin, icra takibinde, karara konu borçlunun mallarına ilişkin detayların korunması istenebilir. Bu nedenle, ilgili mahkeme işlemlerinin gizliliği, tahkimin gizliliğinden bağımsız olarak asli bir değere sahip olabilir.
- İkincisi, diğer yargı bölgelerinde (özellikle ABD, İsveç ve İsviçre gibi gizlilik düzenlemelerinin esnek olduğu yargı bölgelerinde) ilgili işlemlerin olduğu herhangi bir durumda, Singapur’daki mahkeme işlemlerinin gizliliğinin artık kaybolduğu düşünülebilir. Ayrıca, tahkim için sıkı gizlilik koşulları olan yargı bölgelerinde bile (örneğin, Hong Kong), borsada işlem gören şirketler tarafından yapılacak kamuyu aydınlatma açıklamaları, hükümete veya düzenleyici kurumlara yapılan açıklamalar ve benzeri gibi belirli yasal veya geleneksel istisnalar vardır. Singapur Temyiz Mahkemesi kararına göre, bu tür kamuya açıklama yapan tarafların, Singapur Uluslararası Tahkim Kanunu kapsamındaki herhangi bir mahkeme işleminde gizlilik hakkını otomatik olarak kaybedecekleri ileri sürülebilir. Benzer şekilde, artık gizlilik başvurusuna karşı çıkan herhangi bir tarafın, karşı tarafa verilen gizlilik kararlarını reddetmek için tahkim hakkında dolaylı olarak çevrimiçi yayınlanan bilgilere sahip olması mümkündür. Singapur Temyiz Mahkemesi, bu tür açıklamalara karşı herhangi bir koruma sağlayamamış olup; bu, Singapur Uluslararası Tahkim Kanunu’nun 22 ve 23. maddelerinde yapılan değişiklikleri gereksiz kılabilir.
4. Sonuç
Yukarıdaki hususların nasıl ele alınacağı ve Singapur Uluslararası Ticaret Mahkemesi’nin Singapur Temyiz Mahkemesi kararını diğer davalarda nasıl yorumlayıp uygulayacağı henüz belli değildir. Bu arada, taraflar ve avukatlar, vurgulanan risklere karşı dikkatli olmalı ve mahkeme işlemlerinin gizliliğine ilişkin emirler alınmadan önce, tahkimin gizliliğinin büyük ölçüde korunmasını sağlamalıdır. Bu nedenle, tahkimin sonuçlanmasından sonra bile, devam eden tahkim veya ilgili işlemlere ilişkin herhangi bir bilgiyi herhangi bir sosyal medya platformunda yayınlamaktan kaçınmalıdırlar. Ayrıca taraflar, tahkim işlemlerinin gizliliğinden bağımsız olarak, mahkeme işlemlerinin gizliliğinin korunmasına yönelik belirli hedefleri belirlemeyi de düşünmelidir.
[1] < https://www.elitigation.sg/gd/s/2023_SGCAI_4 >
[2] < https://files.lbr.cloud/public/2021-04/Partial%20award%20on%20jurisdiction%20and%20liability.pdf?iRyH3AFMwiZXiJ73vr2LbeXG5Xoq37oB= >
[3] “Çalışma Belgesi (Employment Pass-EP)”, Singapur’da çalışmak ve yaşamak isteyen, uzmanlaşmış becerilere sahip yabancı profesyoneller, yöneticiler ve şirket yöneticileri için tasarlanmış bir çalışma vizesidir.
[4] < https://files.lbr.cloud/public/2021-04/Award%20on%20quantum.pdf?lSMNjwDe3LjrRRoJFLzY0EyxWMMEZj_6= >
[5] < https://sso.agc.gov.sg/SL/SCJA1969-S924-2021?DocDate=20211202&ProvIds=PO16-pr9-#PO16-pr9- >
[6] < https://sso.agc.gov.sg/act/iaa1994?ProvIds=pr22-,pr23- >

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.
