Singapur Yüksek Mahkemesi, son ‘Aaron Loh Cheng Lee ve Another – Hodlnaut Pte Ltd [2023] SGHC 323’ davasında[1], 2018 tarihli İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası (Insolvency, Restructuring, and Dissolution Act) kapsamında ‘borç’ (debt) tanımını, alacaklılara kripto para birimi biçiminde tahakkuk eden yükümlülükleri içerecek şekilde genişletti ve bu da, Hodlnaut Pte Ltd’nin İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası’nın 125(1-e) maddesi uyarınca tasfiye edilmesine yol açtı.
1. Anlaşmazlığın arka planı
Singapur merkezli bir finansal sağlayıcı olan Hodlnaut Pte Ltd (Hodlnaut), bireysel yatırımcıların kripto para birimi mevduatından faiz kazanmalarına olanak tanıyor. 2022 yılında Hodlnaut, Terra ekosisteminin çökmesi nedeniyle önemli kayıplara uğradı. Buna cevaben Hodlnaut, ‘zor piyasa koşullarını’ (difficult market conditions) gerekçe göstererek alacaklıların kripto para birimlerini geri çekmelerini durdurdu.
Daha sonra Hodlnaut’un nakit borcunun bulunmadığı gerekçesiyle tasfiyesi için başvuruda bulunuldu ve şirket, herhangi bir yeniden yapılanma olasılığını araştırmak üzere geçici adli yönetime girdi. Hodlnaut yöneticileri, çeşitli alacaklılardan tutulan kripto para fonlarının İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası’nın 125. maddesi uyarınca ‘borç’ olarak sayılamayacağını ileri sürerek başvuruya karşı çıktı.
Hodlnaut’un geçici adli yöneticileri, yasaya göre tasfiye koşullarının yerine getirilmesine dayanarak Hodlnaut’un tasfiyesini talep etti. Hodlnaut yalnızca yükümlülüklerini geri ödemede temerrüde düşmekle kalmadı, aynı zamanda alacaklılarına kripto para birimi mevduatını geri ödeme yükümlülüklerinde de temerrüde düştü.
Buna cevaben yöneticiler, İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası kapsamında tasarlandığı şekliyle ‘borç’ tanımının yalnızca itibari para veya gerçek paradan (fiat money or actual money) kaynaklanan yükümlülükleri içerdiğini savundu. Ayrıca Hodlnaut, kripto para biriminin geri çekilmesini zaten durdurmuştu ve kripto para birimi alacaklılarına ödeme yapma yükümlülüğü henüz gerçekleşmemişti. İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası’nın bir şirketin borçlarını ödeyememe durumunu belirlerken koşullu ve olası yükümlülükleri dikkate aldığını kabul eden yöneticiler, para dışı bir talep olan kripto para biriminin bu değerlendirmeye dâhil edilmemesi gerektiğini ileri sürdü.
2. Kripto para ‘borçtur’
Mahkeme, bir şirketin iflas edip etmediğini değerlendirmenin, hem tasfiye edilmiş alacaklar hem de nihai olarak para ile ödenebilecek olası parasal olmayan alacaklar dâhil olmak üzere bütünsel konumunun dikkate alınmasını gerektirdiğine karar vermiştir. Bir şirketin iflas etmiş sayılabileceğini belirlemek için, yasal bir talepte bulunulmasına rağmen İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası’nın 125(2-a) no.lu maddesi uyarınca borçlarını ödeyemediğinin kabul edilmesi gerekir. Alternatif olarak, şirketin nakit akışında iflas/temerrüt ve bilançoda iflas (cash flow insolvent and balance sheet insolvent) durumunda olması nedeniyle şirketin İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası’nın 125(2-c) no.lu maddesi kapsamındaki borçlarını ödeyemediği kabul edilmelidir. Daha geniş bir yorumu benimseyen Mahkeme, borçların yalnızca para ile ifade edilen değer cinsinden ölçülen yükümlülüklerle sınırlı olmadığına hükmetmiş ve nakit akışı iflasının değerlendirilmesinden önce (şirketin vadesi gelen borçlarını ödeyememesi) varlıkların gerçek tutarının belirlenmesinin gerekli olduğunu belirtmiş ve varlıkların değerlemesi mahkeme önündeki delillere bağlı olsa da, kripto para biriminin şarap, lale veya Bıkkın Maymunlar (wine, tulips or Bored Apes) gibi diğer türdeki varlıklara benzediğini ve iflas işlemleri kapsamında bu şekilde ele alınması gerektiğini ifade etmiştir.
Mahkeme, yöneticilerin iddiasını reddetmiş ve kripto para biriminin çekilmesinin durdurulmasının, nakit akışı iflasını değerlendirmek amacıyla ne sorumluluğu ortadan kaldırdığını ne de tahakkukunu ertelediğini belirtmiştir. Mahkeme, ilginç bir şekilde, uygun şekilde hazırlanmış bir hükmün, para çekme yasağına tabi bir hesaba sahip olan herhangi bir kişinin bir şirketin tasfiyesini takip etmesini etkili bir şekilde engelleyebileceği ihtimalini reddetmemiştir. Ancak bu davada çekilmenin durdurulması hükmünün böyle bir etkisinin bulunmadığını açıklamıştır. Mahkeme ayrıca, önemli net yükümlülüklere atıfta bulunarak, kripto para birimi fiyatlarındaki herhangi bir artışın şirketin finansal sağlığını iyileştireceği olasılığını da reddetmiştir.
Singapur ayrıca, Lord Wilberforce’nin National Provincial Bank v Ainsworth [1965] 1 AC 1175’teki[2] varlık tanımına atıfta bulunarak, kripto varlıkları da varlık olarak kabul etmiştir çünkü bunlar “ayırt edilebilirdir, üçüncü şahıslar tarafından tanımlanabilirdir, doğası gereği üçüncü şahıslar tarafından üstlenilebilirdir ve bir dereceye kadar kalıcıdır.” (Janesh s/o Rajkumar v Unknown Person [2022] SGHC 264[3]) Kripto para birimini borç olarak değerlendirmek için benzer bir argümanın genişletilip genişletilemeyeceği oldukça önemli bir sorudur.
Mahkeme, İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası kapsamında kripto para birimini ‘borç’ olarak anladığını açıklığa kavuşturarak bunun, kripto para biriminin genel anlamda ‘para’ olarak değerlendirilebileceği anlamına gelmediğine karar vermiştir. Daha ziyade, kripto para biriminin, bırakın Singapur’u, herhangi bir büyük ticari yargı bölgesinde günlük bir değişim aracı olarak değerlendirilmeye bile yakın olmadığına hükmetmiştir. Bu, Mahkemenin üç aşamalı anlayışından kaynaklanmaktadır:
(a) İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası madde 125(2-a) uyarınca ‘borç[luluk]’ (indebtedness) tanımı, itibari para birimini içermelidir;
(b) Kripto para birimi, 2019 tarihli Ödeme Hizmetleri Yasası’nın (Payment Services Act) 2. maddesi kapsamındaki ‘para’ tanımına dâhil değildir ve
(c) Nakit borçlar, 2021 tarihli Mahkeme İçtüzüğünün (Rules of Court) 22. Talimatının (order) 1 no.lu kuralı uyarınca ‘taşınır mal/varlık’ (movable property) olarak değerlendirilmez.
Dolayısıyla, madde 125(2-c) minvalinde ‘borçlar’ için yalnızca itibari paraya atıfta bulunabileceği sonucu çıkmaktadır.
Kararda daha da önemlisi, ‘Sun Electric Power Pte. Ltd. v. RCMA Asia Pte. Ltd [2021] SGCA 60’da[4] belirtildiği gibi bir şirketin finansal durumunun değerlendirilmesinde nakit akışı iflas testinin ‘geniş kapsam’ının (broad scope) altı çizilmiştir. Hâkime göre bu geniş kapsamlı test, bir şirketin mevcut varlıklarının mevcut yükümlülüklerini aşıp aşmadığının kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini içeriyor ve tüm borçların 12 aylık bir süre içinde karşılanabilmesini sağlıyor. Yöneticilerin İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası’nın 125(2-a) no.lu maddesine dayanması, Birleşik Krallık’ta 1986 tarihli İflas Yasası’nın (Insolvency Act) 123(1-a) no.lu maddesi kapsamındaki yasal talebe eşitlenmiştir. Mahkeme, İflas, Yeniden Yapılanma ve Tasfiye Yasası’nın 125(2-c) no.lu maddesi kapsamındaki daha kapsamlı değerlendirmenin aksine, 125(2-a) no.lu maddenin belirli bir iddiaya ilişkin belirli bir miktar paraya karşı borcun ölçülmesini içerdiğini belirterek, bunu reddetmiştir.
Kararda, madde 125(2-a) uyarınca yazılı talebe dayanan farklı bir iflas testine dayanan Algorand Foundation Ltd – Three Arrows Capital Pte Ltd (HC/CWU 246/2022) (Algorand) pozisyonundan sapılmıştır. Algorand davasında, kripto para talebinin madde 125(2-a) uyarınca belirli bir miktar para talebi oluşturmaması nedeniyle tasfiye dilekçesi başarısız olmuştur. Hâkim, bunun, nakit akışı aczini değerlendirmeden önce, nakdi zararlar için bir karar alınması gerekliliğini ortaya koymadığını açıklamıştır. Ayrıca, ‘borçluluk’ için belirli bir talep standardına ilişkin para tutarı, madde 125(2-c) kapsamındaki daha geniş testle bağdaştırılamaz. Bu karar, kripto para biriminin geleneksel anlamda para olarak görülmesi gerektiğini ima etmekten farklıydı ve kararda, kripto para biriminin günlük bir değişim aracı olarak kabul edilmediği (absence of acceptance of cryptocurrency as a daily medium of exchange) vurgulandı.
3. Sonuç
Singapur Yüksek Mahkemesi, bir şirketin iflas edip etmediğini değerlendirirken, kripto para birimlerinin geri ödeme yükümlülüklerinde dikkate alınması gerektiğini açıklamış ve Algorand’dan ayrılarak, alacaklıların öncelikle itibari para biriminde belirtilen paranın tasfiye edilmiş bir tutarı için mahkeme kararı almadan madde 125(2-a) kapsamında iflas işlemlerini başlatabileceklerini açıklığa kavuşturmuştur.
Özellikle Bitcoin gibi kripto para birimlerinin sentetik emtia parası olarak artan kullanımı ışığında, iflas yasaları kapsamında kripto para biriminin borç olarak belirlenmesi için ikna edici bir gerekçe sunuluyor. Geleneksel olarak, sanal para birimlerinin kullanımının artmasıyla birlikte, nakit rezervi, altın ve hatta sanat eseri şeklinde varlıklara sahip olan şirketlerin birden fazla örneği mevcut olsa da, iflas rejimi kapsamında hukuki yorumun daha yeni para birimleri biçimlerini içerecek şekilde genişletilmesi mantıklı olacaktır.
[1] < https://www.elitigation.sg/gdviewer/s/2023_SGHC_323 >
[2] < https://www.bailii.org/uk/cases/UKHL/1965/1.html >
[3] < https://www.elitigation.sg/gd/s/2022_SGHC_264 >
[4] < https://www.elitigation.sg/gd/s/2021_SGCA_60 >
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.