Şirketler Paydaş Şikâyetlerini Nasıl İzliyorlar?

Sorumlu iş davranışı (responsible business conduct) uzun süredir aktivistlerin, özel çıkar gruplarının ve sosyal açıdan sorumlu yatırım hareketinin odak noktası olsa da, son yıllarda giderek daha fazla paydaş, olumsuz etkileri önlemek ve azaltmak için sorumlu iş davranışına ilişkin küresel normların öneminin farkına varmaktadır. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler şirketlerden ve yatırımcılarından daha kapsamlı açıklamalar talep etmekte ve bu konulara odaklanmayı artıran bir geri bildirim döngüsü yaratmaktadır.

Bir şirketin kendi operasyonlarında ve değer zincirinde sorumlu iş yönetimi standartlarının uygulanmasının izlenmesi zor olabilir. Geçtiğimiz birkaç on yıl boyunca kurumsal sürdürülebilirlik (corporate sustainability), çeşitli küresel standart belirleyici girişimler tarafından şekillendirilmiştir. Pek çok gönüllü çerçeve artık ulusal veya bölgesel düzeydeki düzenlemelere dâhil edilmektedir. Yasal çerçeveler büyük ölçüde kamuyu aydınlatmaya odaklanmakta, ancak giderek artan sayıda düzenleyici girişim aynı zamanda sürdürülebilirlik durum tespiti yükümlülüklerini de beraberinde getirmektedir.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (Organization for Economic Cooperation and Development-OECD), 1976 yılında Çokuluslu Şirketler İçin İlk Kılavuzlarını [kısaca “OECD Kılavuzları” (first Guidelines for Multinational Enterprises)] yayınlayarak, “işçi hakları, çevre, rüşvet ve yolsuzluk, tüketici çıkarları, kamuyu aydınlatma, bilim ve teknoloji, rekabet ve vergilendirme dâhil olmak üzere ticari sorumluluğun tüm temel alanlarında” (all key areas of business responsibility, including, labor rights, environment, bribery and corruption, consumer interests, disclosure, science and technology, competition, and taxation) kurumsal davranış beklentilerinin ana hatlarını çizmiştir[1]. Bugüne kadar küresel ticaret ve yatırım faaliyetlerinin büyük çoğunluğunu temsil eden 50’den fazla ülke bu çerçeveyi imzalamıştır[2]. Birleşmiş Milletler (BM), 2011 yılında, BM İş Dünyası ve İnsan Hakları Yol Gösterici İlkelerini oybirliğiyle kabul ederek, İnsan Hakları durum tespitinin Sorumlu İş Davranışının kritik bir bileşeni olarak dâhil edilmesini resmileştirmiştir. BM Kılavuz İlkelerinin kabul edilmesinin ardından OECD İlkelerine de İnsan Hakları bölümü eklenmiştir. Bu iki çerçeve, yakın zamanda benimsenen küresel düzenleyici rejimlerin çoğunun ideolojik temelini oluşturmaktadır.

Çeşitli yargı bölgelerindeki son mevzuat, bu çerçeveler silsilesinde yer alan sorumlu davranış ilkelerini resmi olarak uygulamış ve bunu yasa gücü ile güçlendirmiştir.

Bu çabaların en kapsamlısı olan Avrupa Birliği’ndeki Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlaması Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive-CSRD), şirketlerin sürdürülebilirlik politikaları ve tüm önemli konulardaki performansları hakkında ayrıntılı bilgi açıklamasını zorunlu kılarken açıkça OECD Kılavuzlarına ve BM Küresel Sözleşme İlkelerine (UN Global Compact Principles-UNCG[3]) ve BM İnsan Hakları Çerçevelerine İlişkin Yol Gösterici İlkelere (Guiding Principles on Human Rights-GPHR[4]) atıfta bulunmaktadır. Ayrıca, Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi (Corporate Sustainability Due Diligence Directive-CSDDD), BM ve OECD tarafından ana hatlarıyla belirtilen temel kavramlar etrafında yasal bir çerçeve oluşturmakta ve şirketlerin, şikâyet mekanizmaları ve çözüm yollarına erişim sağlayarak insan hakları ve çevre sorunları ile ilgili olumsuz etkileri ele almalarını zorunlu kılmaktadır. Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Direktifi, şirketlerin durum tespit politikalarını “önceden şirket çalışanları ve temsilcileri ile istişarede bulunarak” geliştirmelerini gerektirmektedir. Politika, risk bazlı durum tespiti kavramına veya durum tespiti önlemlerinin, şirketin neden olduğu veya katkıda bulunduğu olumsuz etkilerin ciddiyeti ve olasılığı ile uyumlu hale getirilmesine dayanmalıdır.

ISS STOXX’un sorumlu yatırım kolu olan ISS ESG, 20 yılı aşkın bir süredir şirketlerin uluslararası normlara uyumunu analiz etmekte; sorumlu iş davranışına ilişkin genel, sektöre özel ve tematik standartların yanı sıra rapor edilen ihtilaflar için kapsamlı ve sürekli gelişen bir veri tabanı oluşturmaktadır. Şirketler, etki risklerini belirlemeye, paydaşların bakış açılarını ve maruz kalınan itibar risklerini takip etmeye ve ayrıca somut olaylardan sorumlu iş yönetimi beklentilerine ilişkin öngörüler elde etmeye yardımcı olmak için bu veri kümelerini (ESG Haber Odası ve Norm Tabanlı Araştırma) kullanabilir.

ISS ESG, uluslararası iş yönetimi normlarına saygı göstermede başarısız olabilecek kurumsal davranışları iki ayrı ancak birbiriyle ilişkili veri seti aracılığıyla izler ve değerlendirir: Norm Tabanlı Araştırma ve Haber Odası. Norm Tabanlı Araştırma, uluslararası normların potansiyel ihlallerini ve şirketlerin bu tartışmaları nasıl yönettiklerini değerlendirir. Sorumlu iş davranışına yönelik yerleşik beklentiler doğrultusunda toplum ve çevre üzerinde olumsuz etkileri olan uygulamaları kapsar. Norm Tabanlı Araştırmayı destekleyen temel çerçeveler arasında BM Küresel Sözleşme İlkeleri, BM İnsan Hakları Çerçevelerine İlişkin Yol Gösterici İlkeler ve OECD Kılavuzları yer alır; ancak Norm Tabanlı Araştırma aynı zamanda rapor edilen ihtilafların değerlendirilmesinde ek yetkili çerçeveleri de dikkate alır. ISS ESG, her ihtilaf için etkilerin ciddiyetini, doğrulama derecesini ve şirketin iyileştirme çabalarını değerlendirir. Ek yapılandırılmış bilgiler, kullanıcının tartışmaları temaya, konuma veya kurumsal katılım düzeyine göre kategorilere ayırmasına olanak tanır.

Metodolojiye göre, tüm coğrafi konumlarda 39 sürdürülebilirlik sorunuyla kurumsal katılıma ilişkin veriler toplanır. Tartışmalar dört norm alanında kategorize edilmiştir: İnsan Hakları, Yolsuzluk, Çevre ve İşçi Hakları ve ilgili Temel Temalar.

İddialar medya, sektörel yayınlar, hükümet ve hükümetler arası kurumlar, sivil toplum kuruluşları (STK) ve sendikalar dâhil olmak üzere çeşitli kaynaklar aracılığıyla izlenmektedir. Sorumlu iş yönetimi standartlarıyla çelişen hareket eden şirketlere ilişkin desteklenen iddialar, şirket ve varsa paydaşlarla bilgi toplama diyalogunu da içeren derinlemesine araştırmayı tetikler. ISS ESG, gerçekleri teyit etmeyi, standartların uygulanabilirliğini doğrulamayı ve şirketin bildirilen şikâyetlere verdiği yanıtı değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

En önemli ihtilaflara ilişkin araştırma sonuçlarının yayınlanmasından önce şirkete taslak raporları inceleme ve geri bildirimde bulunma fırsatı sağlanır.

Metodoloji süreci aynı zamanda bilgileri çapraz kontrol etmek ve referans kurumsal uygulamalara ilişkin anlayışı derinleştirmek için uzmanlar ve alan uzmanlarıyla (genellikle devlet kurumlarının, hükümetler arası kuruluşların, akademi ve STK’ların temsilcileri) istişareleri de içerir. Bu derinlemesine araştırma sürecinin bir sonucu olarak, Norm Tabanlı Araştırma kapsamında değerlendirilen her bir ihtilaf; ilgili şirketler, ihtilafın meydana geldiği ülkeler, ihtilafın ilgili olduğu belirli konular ve ilgili şirketlerin iddiaları ele almak veya olumsuz etkileri düzeltmek için aldığı önlemleri içeren ayrıntılı bir özet dâhil olmak üzere çeşitli meta veriler ile etiketlenir. Her ihtilaf aynı zamanda ilgili norm ve standartlarla da bağlantılıdır.

Derinlemesine Norm Tabanlı Araştırma incelemesi, medyada veya paydaş yayınlarında bildirilen, şirketlerin sorumlu iş yönetimi standartlarıyla çelişen hareket ettiğine dair desteklenen iddialarla tetiklenir. ESG tartışmalarının bu kapsamlı takibi, yapay zekâ destekli bir hizmet olan ISS ESG’nin ESG Haber Odası aracılığıyla gerçekleştirilmektedir.

Küresel kaynaklardan gelen haber yazılarının tamamı (günde yaklaşık 700 bin), sürdürülebilirlik tartışmalarıyla potansiyel olarak alakalı olan yazıları belirlemek için ilk önce makine öğrenimi algoritmaları marifetiyle işlenir. Bu daha küçük yazı dizisi (günde yaklaşık bin 300) daha sonra ISS ESG analistleri tarafından incelenir, her yazının gerçekten alakalı olup olmadığı belirlenir ve ardından her biri konum, güncel temalar ve kaynak bilgileri gibi meta verilerle etiketlenir. ESG Haber Odası günlük olarak güncellenmekte olup, 2023 yılında 100’den fazla temada yayınlanan 129 binden fazla makaleyi içermektedir.

Yapay zekâ ve insan temelli analist incelemesinin bu birleşimi, büyük hacimli yapılandırılmamış küresel haber kapsamını doğrulanmış, indekslenmiş ve dolayısıyla karar verme açısından yararlı bir veri kümesine dönüştürür. Norm Tabanlı Araştırma dünya çapında 24 binden fazla şirketi kapsamaktadır. Araştırmada 08 Nisan 2024 tarihi itibarıyla 7 bin 912 adet aktif tartışma ve 7 bin 604 adet geçmiş olay tespit edilmiştir.

[1] <https://mneguidelines.oecd.org/mneguidelines/#:~:text=The%20Guidelines%20cover%20all%20key,technology%2C%20competitio%20n%2C%20and%20taxation.>

[2] <https://mneguidelines.oecd.org/about.htm>

[3] <https://unglobalcompact.org/what-is-gc/mission/principles>

[4] <https://www.ohchr.org/sites/default/files/documents/publications/GuidingprinciplesBusinesshr_eN.pdf>

Yavuz Akbulak
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
• Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
• Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
• Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte),
• Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve
• Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte)
başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
• Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003),
• Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004)
ile
• Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II;
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021);
• Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021);
• Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022);
• Ticari Mevzuat Notları (2022);
• Bilimsel Araştırmalar (2022);
• Hukuki İncelemeler (2023);
• Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024);
• Hukuka Giriş (2024);
• İşletme, Pazarlama ve Hukuk Yazıları (2024),
• İnterdisipliner Çalışmalar (e-Kitap, 2025)
başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 3 bini aşkın Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.