Sürdürülebilir Kalkınmayı Yönlendirmede Uluslararası Yatırım Hukukunun Önemi

Giriş

Vergi teşvikleri ve cezaları, Birleşmiş Milletler’in (BM) Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine (Sustainable Development Goals) ulaşmak için uluslararası yatırımı nasıl teşvik edebilir? Bu mali araçları kullanarak doğru dengeyi bulmak, etkilerini optimize edebilir.

Eylül ayında yapılacak 2024 yılı BM Gelecek Zirvesi, BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmak istiyorsak uluslararası iş birliğinin acil ihtiyacını vurgulayacaktır. Geleneksel olarak uluslararası hukukta bir öncelik olmayan vergi politikası, sürdürülebilir yatırımı teşvik eden giderek daha önemli bir araç haline gelmektedir. Bu değişim, vergi indirimleri sunan çok taraflı bir anlaşma yoluyla sürdürülebilir endüstrilere yatırımı artırmanın anahtarı olabilir. Bu, ikili anlaşmalarla tipik olarak ilişkilendirilen faydaları küresel ölçeğe taşıyacaktır.

1. Uluslararası bir çerçeve

Vergi indirimleri yoluyla sürdürülebilir yatırımları teşvik eden uluslararası bir çerçeve ekonomik faydaları da önemli ölçüde artırabilir. Devletler, vergi engellerinin azalması nedeniyle yabancı yatırımda artış yaşayabilir, bu da yabancı teknolojiye ve insan sermayesine erişimi artıracak ve yerel ekonomilere fayda sağlayacaktır. İşletmeler, evrensel vergi teşviklerinden yararlanarak yeni pazarlara daha özgürce açılabilecektir. Dahası, vergi kaçakçılığını ele almak için uluslararası bir çerçeve, küresel iklim krizini ele alma konusundaki ortak sorumluluğumuzu güçlendirerek ve vergi oranlarında bir ‘dibe doğru yarış’ı önleyerek çevresel hedefleri destekleyecektir.

2. Riskler

Ancak, vergi teşviklerinin uygulanması özellikle gelişmekte olan ülkeler için riskler taşır. Yatırımcılar, vergi caydırıcıları uygulamayan ülkeleri tercih edebilir ve bu da uluslararası bir vergi politikasının erken benimseyenlerinin haksız maliyetler ödemesine neden olabilir. OECD-G20 Matrah Aşındırma ve Kâr Aktarımı (Base Erosion and Profit Shifting-BEPS) projesi, vergi indirimlerini benimsemedeki tutarsızlığın aslında eşitsizlikleri nasıl daha da kötüleştirebileceğini göstererek bu riskleri vurgulamıştır. Gelişmekte olan ülkeler buna karşı özellikle savunmasızdır, bu nedenle vergi politikalarının tek tip benimsenmesi ve adil kalkınmaya odaklanılması gerekir.

3. İlerlemeyi teşvik etmek için caydırıcı unsurların kullanılması [using disincentives to drive progress]

Öte yandan, katı mevzuat ve Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden sapan işletmeleri cezalandıran piyasa tabanlı düzenlemeler gibi caydırıcılar da ilerlemeyi teşvik edebilir. Etkili bir örnek, finansal, etik veya politik kazançlar için bir varlığı azaltmayı içeren elden çıkarmadır; örneğin, kamu emeklilik fonlarının termik kömür şirketlerinden elden çıkarılmasını zorunlu kılan Kaliforniya’nın iklim değişikliği mevzuatı. Sosyal lisans ve suç ortaklığı gerekçeleri, Avustralya’nın ANZ Bankası gibi kuruluşların çevreye zararlı olacak projeler için kredi vermemesine yol açmıştır. Ancak, farklı ülkelerdeki aşırı, parçalanmış düzenlemeler yabancı yatırımcılar için kafa karıştırıcı olabilir ve sürdürülebilirlik çabaları üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle, etkili ve sürdürülebilir yatırım için daha tekdüze bir yasal çerçeve şarttır.

Sonuç: Doğru dengeyi bulmak

Çözüm açıktır: Hükümetler, sosyal açıdan sorumlu, çevre dostu politikalar benimseyen işletmelere vergi avantajları sunarak yabancı yatırımları artırabilir ve yerel ekonomileri güçlendirebilir. Ancak, bu çerçeve evrensel olarak uygulanmazsa, vergi dolandırıcılığı ve vergi politikalarının tutarsız benimsenmesi gibi sorunlar bu çabaları baltalayabilir. Kirleten endüstrileri düzenlemek ve bunlardan çekilmek de yatırımcıları daha yeşil çözümlere yönlendirebilir. Bu nedenle, teşvikler ve caydırıcılar arasında doğru dengeyi bulmak, yatırım yoluyla Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşmanın anahtarıdır. Bu denge, engelleri azaltmak ve sürdürülebilir yatırımı geliştirmek için özel sektör, devletler, sivil toplum ve uluslararası kuruluşlar arasında ortaklıklar içeren çok paydaşlı bir yaklaşım gerektirmektedir. İleriye dönük olarak, parçalanmış düzenlemeleri önlemek ve tüm çabaların ortak gündemimizle, yani Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu olmasını sağlamak istiyorsak küresel iş birliği elzemdir.

1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.