Merhum hocam (işletme vergiciliği) Prof. Dr. Adnan Tezel anısına…
Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kuralları (Global Anti-Base Erosion Model Rules-GloBE Rules), ‘Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni (Qualified Domestic Minimum Top-Up Tax; QDMTT), etkin bir asgari vergiye ilişkin uluslararası uzlaşmanın kural kümesine dâhil etmiştir (kısaca ‘Sütun 2’). Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi, kapsam dâhilindeki çokuluslu işletmelerin yerel kurucu işletmeleri için geçerli olan ve Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kuralları ile tutarlı sonuçlar üreten yerel asgari vergi olarak tanımlanmaktadır. Bir Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi, Gelire Dâhil Etme Kuralı (Income Inclusion Rule-IIR) veya Vergilendirilmemiş Kârlar Kuralı (Untertaxed Profits Rule-UTPR) uyarınca uluslararası ilave vergiyi kapatmaz, ancak bu tür ilave vergiye karşı alacaklandırılabilir. Her ne kadar, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin efektif vergi oranı (effective tax rate-ETR) hesaplaması amacıyla Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme yargı yetkilerinin gerektirdiği standartlardan başka diğer (yani yerel) finansal muhasebe standartlarına güvenebilmesi nedeniyle, küçük bir miktar uluslararası ilave vergi hâlâ zaman zaman tahsil edilebilmekte olup; Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni benimsemesi halinde, ilave verginin tamamı olmasa da çoğunun düşük vergi uygulayan bölge tarafından tahsil edilmesi beklenebilir.
1. Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni benimsemenin faydaları
Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin, Sütun 2’ye yönelik uluslararası kabul görmüş “ortak yaklaşım”ın bir parçası olarak uygulanmasına gerek yoktur. Bununla birlikte, kritik bir grup ülke Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kurallarını uyguladığında, 2024 yılından itibaren muhtemelen geçerli olacağı gibi [1], genel olarak benimsenmesi için güçlü gerekçelerin mevcut olduğu varsayılmaktadır [2]. Afrika Vergi İdaresi Forumu’nun (African Tax Administration Forum-ATAF) yakın zamanda yerel asgari tamamlama vergisi mevzuatı taslağının ve özellikle de bir Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin hazırlanmasına yönelik bir kılavuz yayınlaması da dikkate değerdir [3]. Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin varsayılan çekiciliğinin nedeni, yargı bölgelerinin bundan çeşitli şekillerde yararlanabilmesidir:
Her şeyden önce, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi (en azından neredeyse), çokuluslu bir işletmenin yerel çokuluslu işletme kârlarının efektif vergi oranını %15’in altındayken düşük vergili bir bölgede aşırı kâr elde etmesi durumunda ortaya çıkacak kâr transferini (treasury transfer) tamamen engeller. Başka bir deyişle, artan vergi, ana işletmenin/kuruluşun ikamet ettiği yargı bölgesinde veya bazı Vergilendirilmemiş Kârlar Kuralının geçerli olduğu yetki alanlarında değil, esasen “kaynakta” toplanır. Buna karşılık, herhangi bir Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi benimsenmezse Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kuralları, düşük vergili fazla kârların yabancı yargı bölgelerinde tamamlanacağını üstü kapalı olarak söyler. Böylece Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi, kârların geleneksel tahsis kurallarına göre “kaynaklandığı” yargı bölgesinin birincil vergilendirme haklarını güçlendirir. Bu etki aynı zamanda, kapsam dâhilinde çokuluslu işletme genel merkezlerinin çok az varlığına sahip olduğu veya hiç bulunmadığı sermaye ithal eden Küresel Güney ülkelerinin, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme kural setine dâhil etme konusunda özellikle istekli olmalarının nedenidir [4]. Kaynak ülke vergilendirme haklarını daha da geliştirmek amacıyla, orijinal Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Modeli asgari vergisi bağlamında geçerli olandan farklı olarak, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin efektif vergi oranı hesaplaması için Kontrol Edilen Yabancı Şirket (Controlled Foreign Company-CFC) vergilerini kapsanan vergiler olarak dikkate almayacağı da kabul edilmiştir [5].
Birinci ile bağlantılı olan ikinci bir fayda, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin yerel vergi teşviklerinde reform yapılması veya azaltılması yönünde yargı yetkileri üzerindeki baskıyı ortadan kaldırmasıdır [6]. Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Modelinin diğer ülkeler tarafından uygulanması nedeniyle, bu teşvikler kısmen veya tamamen uluslararası ilave vergi tarafından karşılanabilmekte [7] -teşvikin türüne bağlı olarak farklı derecelerde de olsa- ve dolayısıyla bölgeyi bir yatırım (veya kâr aktarma) yeri olarak daha cazip hale getirmeden gelir kayıplarına yol açabilmektedir. Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi, kapsam dâhilindeki çokuluslu şirketler için vergi teşviklerinde -yalnızca- fazla kârın %15’i oranında yerel bir üst sınır görevi görmektedir. Böylece teşviklerin etkisi en üst düzeyde korunurken, gelir aşındırmanın (sızıntısının) da önüne geçilmektedir. Kapsam dışı ticari kuruluşlar yine de tüm avantajlardan tam olarak yararlanabilirler. Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi olmadan, bu ikinci etki yalnızca iki kola ayrılmış bir vergi teşvik sistemi yoluyla elde edilebilirdi (bazen gerçekten de kapsam içi çokuluslu şirketler için artık büyük ölçüde gereksiz ve dolayısıyla aşırı olarak kabul edilebilecek hedeflenen vergiden kaçınma karşıtı önlemlerin ters bağlamında önerildiği gibi). Ve böyle bir sistem bile, bir dizi farklı yatırım ve kârlılık profiline sahip kapsam içi çokuluslu şirketler için aynı türde özel efektif vergi oranı ayarlamaları sağlayamaz, ancak ilgili yetki alanındaki en yaygın yabancı yatırım modeliyle yetinmek zorunda kalacaktır [8].
Literatürde daha önce de gözlemlendiği gibi [9], Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi ayrıca yetki alanlarının, aşırı kârlar üzerinden %15’lik efektif vergi oranı matrahına ulaşılana kadar ayrı yatırım projeleri için vergi rekabetine girmeye devam etmesine izin vermektedir. Siyasi ve hukuki kısıtlamalar nedeniyle (eski) vergi cennetleri hariç olmak üzere, bunun pratikte gerçekleşmesi pek mümkün olmasa da [10], teorik uçta, Kurumlar Vergisi (Corporate Income Tax-CIT), kapsam içindeki çokuluslu işletmeler için tamamen Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi ile ikame edilebilir [11].
Son olarak, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi tasarımı ve yönetimi belirli koşulları karşılıyorsa (Muhasebe Standardı, Tutarlılık Standardı ve Yönetim Standardı [12]), bir Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi, çokuluslu şirketlere uluslararası ilave vergi konusunda güvenli bir liman sağlayacak ve böylece çokuluslu işletmeleri Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Modelinin amaçlarına yönelik ilave efektif vergi oranı hesaplamalarının uyum yükünden kurtaracaktır. Açıkçası, çokuluslu şirket yerel Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ne uyma zorunluluğunun maliyetini yine de üstlenecektir. Ancak, nihai bir ilave vergi yükümlülüğünün yalnızca yerel makamlara bildirilmesi çeşitli nedenlerden dolayı tercih edilebilir. En önemlisi, aynı zamanda bağlı ortaklık/kuruluş Vergilendirilmemiş Kârlar Kuralını ve dolayısıyla birden fazla vergi makamının birbiriyle yarışan iddiaları ve paralel denetimleri ile uğraşmak zorunda kalma riskini de tamamen devre dışı bırakıyor. Böylece, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin geniş çapta benimsenmesi durumunda Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Modelini yönetmenin genel maliyetleri de azalır.
2. Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni benimsemenin dezavantajları
Ancak daha yakından bakıldığında Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin bazı dezavantajları da vardır.
Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi, yerel vergi makamlarının nihai ilave vergiyi esasen Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kuralları, Model Yorumu ve müteakip İdari Rehberlik ile uyumlu olarak değerlendirmesini ve toplamasını gerektirir; aksi takdirde uluslararası ilave vergiye tabi olmayacaktır. Uygulanacak kural setinin karmaşıklığı [13] ve gelirin finansal muhasebe standartlarına göre değerlendirilmesi ihtiyacı, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi yetki alanlarının personel ve eğitime önemli yatırımlar yapması gerektiğini ima etmektedir. Özellikle kapsam dâhilindeki çokuluslu işletmenin genel merkezinin bulunmadığı veya çok az varlığına sahip olan ve dolayısıyla uluslararası asgari verginin tahsili için Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme kural setini uygulamaya yönelik çok az gelir teşvikine sahip olan gelişmekte olan ülkeler, bunun sınırlı vergi idaresi kapasiteleri ve uygulama kaynakları üzerinde önemli bir yük olduğunu düşünebilirler [14]. Bu tür zorlukların kabulüyle, böyle bir konumdaki ülkelerin Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi mükelleflerini denetlemekten kaçınabilecekleri ve bunun yerine tipik Gelire Dâhil Etme Kuralı yetki alanlarının, özellikle de nihai ana kuruluş (ultimate parent entity-UPE) yetki alanlarının daha kapsamlı ve kapasitelerine güvenebilecekleri öne sürülmüştür. İkincisi, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi yükümlülüğünün uygun şekilde hesaplanmasını denetlemek için de motive edilmelidir, çünkü bu, kendi Gelire Dâhil Etme Kuralı ilave vergi taleplerine karşı kredilendirilebilir [15]. Bununla birlikte, Gelire Dâhil Etme Kuralı yetki alanlarının buna göre önemli kaynaklar tahsis edeceği kesin olmaktan uzaktır, çünkü doğru Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi yükümlülüğünün belirlenmesinden kaynaklanan nihai olumlu gelir etkileri onlar için muhtemelen ihmal edilebilir düzeyde olacaktır (yukarıya bakınız). Her hâlükârda, söz konusu Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi, Güvenli Liman Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ne (Qualified Domestic Minimum Top-Up Tax Safe Harbour) hak kazandığında, bunu yapmak için çok az teşvikleri olacaktır [16]. Ayrıca, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi yükümlülüğünün Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kurallarının izin verdiği şekilde yerel muhasebe standartlarına göre hesaplanması durumunda, yabancı vergi otoriteleri, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi yükümlülüğünü uygun şekilde değerlendirmede zorluk yaşayacaktır. Bu durumda, etkilenen çokuluslu işletmelerin uyum maliyetleri de artacaktır çünkü farklı veri noktalarına dayalı birden fazla efektif vergi oranı hesaplaması yapmak zorunda kalacaklardır.
Bununla birlikte, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin yerel uyum ve idari maliyetleri, Yönetsel Kapsamlı Çerçeve Kılavuzunda (Administrative Guidance of the Inclusive Framework) önerildiği gibi, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi yasal çerçevesi içinde geçici geçici ülke bazında güvenli liman raporu (country-by-country report; CbCR) ve gelecekteki kalıcı güvenli limanların uygulanmasıyla potansiyel olarak önemli ölçüde azaltılabilir [17]. Ancak bu çözümden elde edilecek önemli verimlilik kazanımları, güvenli liman eşik değerlerinin kapsam dâhilindeki çokuluslu işletmelerin büyük çoğunluğu tarafından karşılandığını varsayacaktır. Bu da, Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme amaçları doğrultusunda düşük vergili sonuçlar üretmeye duyarlı vergi teşvik rejimlerine sahip yargı bölgelerinin bu teşvikleri ortadan kaldırmasını, sınırlamasını veya yeniden düzenlemesini gerektirmektedir. Benzer şekilde, genel olarak düşük (etkili) vergi oranlarına sahip olan yargı bölgelerinin bu amaçla kapsanan vergilerin genel seviyesini yükseltmesi gerekecektir. Ancak bu, yukarıda açıklandığı gibi Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin algılanan bazı avantajlarını, yani onu mevcut teşvik karışımını korumak ve yalnızca hazine transferi etkisi olmadan gerçek yatırım için rekabet etmeye devam etmek için bir araç olarak kullanmak, açıkça zayıflatacaktır. Üstelik eğer “sorunlu” vergi teşvikleri uygulanmaya devam ederse, bu sadece çokuluslu şirketlerin (ve vergi idaresinin) ülke bazında güvenli liman raporundan faydalanmasını engellemekle kalmayacak, aynı zamanda çoğu zaman verimsiz çifte uyum ve artık etkisiz teşviklerin neden olduğu idari maliyetlere de yol açacaktır: Çoğunlukla, ikincisi de raporlama ve izleme açısından önemli maliyetler anlamına gelir ve bunlar daha sonra Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni ortadan kaldıran hükümlerin uygulanmasının maliyetlerine ek olarak ortaya çıkar [18].
Çokuluslu işletmeyi oluşturan yerel kuruluşlar, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi bağlamında ülke bazında güvenli liman raporu için gerekli niteliklere sahip değilse, bu yalnızca uyum maliyetlerinin artmasına yol açmakla kalmaz, aynı zamanda çokuluslu işletmenin yalnızca daha düşük düzeyde geçici vergi indirimi önlemlerinden yararlanabileceği anlamına da gelebilir. İkincisi genellikle ertelenmiş vergi yükümlülükleriyle sonuçlanacaktır ve bu nedenle genel olarak Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kuralları uyarınca kapsanan vergilere eşdeğer olarak değerlendirilecektir. Ülke bazında güvenli liman raporu bağlamında bu, efektif vergi oranı formülünün payı için mali hesaplardan elde edilen gelir vergisi giderlerinin kullanılmasıyla sağlanır [19]. Bununla birlikte, güvenli liman amacıyla herhangi bir ayarlama gerekmese de, ertelenmiş vergi giderlerinin Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi efektif vergi oranının hesaplanması için eninde sonunda daha düşük bir asgari oran üzerinden yeniden düzenlenmesi gerekir ve belirli yükümlülükler, beş yıl içinde ödenmediği takdirde “yeniden tahsil edilecektir” (recaptured).
Son olarak, bir Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi güvenli limanının avantajı, yalnızca geçici ve nihai olarak kalıcı olan emsal inceleme süreci, yerel asgari verginin hem “nitelikli” Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi yükümlülüklerini hem de ilgili güvenli liman standartlarını karşıladığını belirlediğinde mümkün olacaktır. İkinci kurala uyum, yargı bölgelerinin kendi yerel asgari vergilerinin tasarımına ilişkin politika tercihlerini daha da sınırlandırmaktadır.
Özetle, Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi hem çokuluslu şirketler hem de onu benimseyen ülkeler için nispeten yüksek bir uyum ve idari maliyete neden oluyor. Bu maliyetler azaltılabilir, ancak bu yalnızca Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin “sorunlu” vergi teşviklerinin, düşük vergi rejimlerinin ve uluslararası vergi rekabetinin sürdürülmesine ilişkin sağladığı esneklikten önemli ölçüde ödün verilmesiyle mümkündür. Bunun yapılmaması, geçici vergi indirimi önlemleri açısından ikincil zarara da neden olabilir. Güvenli Liman Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi de aynı derecede kararsızdır.
3. Olası bir alternatif olarak Güvenli Liman Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi
Yetki alanları Nitelikli Yurt İçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni uygulamaya koymanın yararlarını ve dezavantajlarını tarttığında, alternatifin statükoyu, yani yerel asgari verginin olmadığı veya geleneksel, nitelikli olmayan yerel asgari vergilerin olduğu bir ulusal vergi sistemini korumak olması gerekmez. Burada, yargı bölgelerinin farklı türde bir yerel asgari vergiyi de benimsemeyi düşünmeleri önerilmektedir: Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi (Safe Harbour Domestic Minimum Top-Up Tax; SHDMTT).
Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin altında yatan temel fikir, yurt içi tamamlama vergisini, yalnızca kapsam dâhilindeki çokuluslu işletmelerin üç ülke bazında güvenli liman rapor testinden (de minimis testi, rutin kâr testi veya efektif vergi oranı testi; de minimis test, the routine profits test, or the ETR test) birinden faydalanabilmesi için gerekli olduğu ölçüde toplamaktır [20]. Bu amaçla, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin kapsamı öncelikle Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Modeli kapsamına giren çokuluslu işletmeleri oluşturan kuruluşlarla sınırlandırılmalıdır. İkincisi, yalnızca ne “de minimis” testini ne de rutin kâr testini karşılayamayan çokuluslu şirketlerin kurucu işletmelerinden alınacaktır. Üçüncüsü, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi tamamlama vergisinin tutarı, eğer varsa, yerel kapsanan vergileri ilgili güvenli liman efektif vergi oranı test yüzdesine (başlangıçta %15) çıkarmak için gereken miktar olarak hesaplanacaktır.
Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi, nitelikli bir Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi olmayacaktır. Sonuç olarak, uluslararası tamamlama vergisine karşı kredilendirilemez. Bunun yerine, Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Modeli amaçları doğrultusunda kapsanan vergi olarak ve ülke bazında güvenli liman raporu efektif vergi oranı testi kapsamında ilave gelir vergisi gideri olarak dikkate alınacak ve bu nedenle otomatik olarak karşılanacaktır. Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi ile karşılaştırıldığında, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi yaklaşımı, uluslararası tamamlama vergisi tahsilatının etkili bir şekilde durdurulması için biraz daha yüksek yurt içi vergi yüklerine ihtiyaç duyulduğu anlamına gelebilir [21]. Bunun nedeni, yalnızca aşırı karlar için minimum bir efektif vergi oranı sağlamak yerine genel kârlar üzerinden (basitleştirilmiş) efektif vergi oranını yükseltmesi gerektiği ve ayrıca, mutabakata varılan geçiş rejimi kapsamında, güvenli liman efektif vergi oranı yüzdesinin 2025 yılı itibarıyla %16’ya (2026’da %17) yükselmesidir. Bu nedenle yurt içi vergi teşvikleri veya genel olarak düşük vergi oranları, Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’ne göre daha büyük ölçüde dengelenebilir. Ancak bu etki normalde sadece ılımlı olmalıdır, çünkü bir yandan kârlılığın artmasıyla birlikte bu etki ortadan kalkarken, diğer yandan yerel kârlılığı düşük olan çokuluslu işletmeler rutin kâr testini karşılamaları nedeniyle zaten asgari vergi ödemeyeceklerdir. İkinci kategorideki çokuluslu işletmelerin yanı sıra küçük (de minimis) yerel ayak izine sahip olanlar ve kapsam dışı çokuluslu işletmeler için, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi, Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi ile tam olarak aynı sonucu üretecektir; bunların vergi durumları şu faktörden etkilenmeyecektir: yurtiçi asgari vergi. Ayrıca, Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nden farklı olarak Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi, geçici vergi indirimi önlemlerinin tamamen etkili kalmasını sağlayacaktır çünkü ertelenmiş vergi yükümlülükleri her zaman tam olarak ve zaman sınırı olmadan dikkate alınacaktır.
Gelir açısından bakıldığında, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi kâr transferi etkisini önleyecek ve herhangi bir asgari verginin yalnızca kaynak ülke tarafından, Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nden farklı olmayacak şekilde ve aslında daha da kesin bir şekilde toplanmasını sağlayacaktır: Yukarıda da açıklandığı gibi, ilgili finansal muhasebe standardına göre, Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi, bir meslektaş incelemesi prosedürü yoluyla Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’ne uygun olduğu beyan edilmediği sürece, zaman zaman uluslararası ilave vergi yükümlülüklerini tamamen sıfıra indiremeyebilir. Buna karşılık, bir Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin uygulanması, çokuluslu işletmenin Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Modeli amaçları doğrultusunda ülke bazında güvenli liman raporundan yararlanabileceğini garanti ettiğinden, varsayılan uluslararası ilave vergi yükümlülüklerinin her zaman sıfır olmasına yol açacaktır.
Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’ne uymak ve yönetmek (nispeten) ülke bazında güvenli liman raporu kadar kolay olacaktır çünkü tamamen bu konsept üzerine kurulmuştur ve hiçbir ek gereklilik getirmemektedir. Bu nedenle çokuluslu işletmeler, ülke bazında rapor yükümlülüklerini yerine getirmek için hâlihazırda üretmeleri gereken bilgilerin aynısını kullanabilir ve herhangi bir ek veri noktasına ihtiyaç duymaz. Bu, Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’ne kıyasla hem işletmeler hem de vergi idaresi için açıkça en büyük avantajdır.
Prensip olarak her ülke Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni uygulamaya koymakta özgürdür [22]. Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nden farklı olarak, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin uluslararası tamamlama vergisi üzerinde bir etkiye sahip olması için bir yargı bölgesinin emsal incelemesinden geçmesi gerekmeyecektir. Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi gerçekten de uluslararası ilave vergiyi derhal sıfıra indirecektir çünkü ülke bazında güvenli liman raporunun yürürlüğe girmesi, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin aksine emsal incelemesine de bağlı değildir.
Şu anda, Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme Model Kuralları ve İdari Kılavuz, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin uluslararası ilave vergilendirme üzerindeki susturucu etkisini geçersiz kılacak “ilgili faydaların” yasaklanmasını dahi öngörmemektedir. Bir Nitelikli Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi yükümlülüğü, diğer vergi yüklerinin azaltılması (kapsanan vergiler dışında kalan vergilerin hafifletilmesi dâhil), sübvansiyonların verilmesi veya benzer telafi edici planlarla bağlantılı olması halinde, uluslararası ilave verginin tahsilatını engellemese de, bu tür bir uyarı geçerli değildir. Nitelikli olmayan yurt içi asgari ilave vergiler için. Bununla birlikte, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin bazı yetki alanları tarafından gerçekten uygulanması durumunda Küresel Matrah Aşındırmayı Önleme İdari Kılavuzunun da buna göre değiştirilmesi muhtemeldir.
Kuşkusuz, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi kavramının üzerine inşa edildiği ülke bazında güvenli liman raporu şu ana kadar yalnızca geçici bir önlem olarak kabul edilmiştir. Ancak iş dünyasındaki popülaritesi ve 140’tan fazla üye ülkenin yer aldığı bir karar alma forumunda yol bağımlılığı olasılığının artması göz önüne alındığında, geçiş döneminden sonra ülke bazında güvenli liman raporun ortadan kalkması sürpriz olacaktır. Önümüzdeki yıllardaki en olası gelişme, ülke bazında rapor standartlarının sıkılaştırılması ve ülke bazında güvenli liman raporunun daha sağlam hale getirilerek birkaç kalıcı güvenli limandan biri haline getirilmesidir. Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’ni düşünen hükümetler bu nedenle, Güvenli Liman Yurtiçi Asgari Tamamlama Vergisi’nin geçiş döneminin sonuna doğru bazı değişikliklere ihtiyaç duymasına rağmen geçerliliğini yitirmeyeceğinden emin olabilir.
1966 yılında, Gence-Borçalı yöresinden göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak Ardahan/Çıldır’da doğdu [merhume Anası (1947-10 Temmuz 2023) Erzurum/Aşkale; merhum Babası ise Ardahan/Çıldır yöresindendir]. 1984 yılında yapılan sınavda Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü kazandı. 1985 yılında Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümüne yatay geçiş yaptı ve 1988’de Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye bölümünü birincilikle, Fakülteyi ise 11’inci olarak bitirdi.
1997 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nin Denver şehrinde yer alan ‘Spring International Language Center’da; 65’inci dönem müdavimi olarak 2008-2009 döneminde Milli Güvenlik Akademisi’nde (MGA) eğitim gördü ve MGA’dan dereceyle mezun oldu. MGA eğitimi esnasında ‘Sınır Aşan Sular Meselesi’, ‘Petrol Sorunu’ gibi önemli başlıklarda bilimsel çalışmalar yaptı.
Türkiye’de Yatırımların ve İstihdamın Durumu ve Mevcut Ortamın İyileştirilmesine İlişkin Öneriler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü);
Türk Sosyal Güvenlik Sisteminde Yaşanan Sorunlar ve Alınması Gereken Önlemler (Maliye Hesap Uzmanları Vakfı Araştırma Yarışması İkincilik Ödülü, Sevinç Akbulak ile birlikte);
Kayıp Yıllar: Türkiye’de 1980’li Yıllardan Bu Yana Kamu Borçlanma Politikaları ve Bankacılık Sektörüne Etkileri (Bankalar Yeminli Murakıpları Vakfı Eser Yarışması, Övgüye Değer Ödülü, Emre Kavaklı ve Ayça Tokmak ile birlikte);
Türkiye’de Sermaye Piyasası Araçları ve Halka Açık Anonim Şirketler (Sevinç Akbulak ile birlikte) ve Türkiye’de Reel ve Mali Sektör: Genel Durum, Sorunlar ve Öneriler (Sevinç Akbulak ile birlikte) başlıklı kitapları yayımlanmıştır.
Anonim Şirketlerde Kâr Dağıtımı Esasları ve Yedek Akçeler (Bilgi Toplumunda Hukuk, Ünal TEKİNALP’e Armağan, Cilt I; 2003), Anonim Şirketlerin Halka Açılması (Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Tartışma Tebliğleri Serisi II; 2004) ile Prof. Dr. Saim ÜSTÜNDAĞ’a Vefa Andacı (2020), Cilt II, Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler (2021), Prof. Dr. Saim Üstündağ’a İthafen İlmi Makaleler II (2021), Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler (2021), Ticari İşletme Hukuku Fasikülü (2022), Ticari Mevzuat Notları (2022), Bilimsel Araştırmalar (2022), Hukuki İncelemeler (2023), Prof. Dr. Saim Üstündağ Adına Seçme Yazılar (2024), Hukuka Giriş (2024) başlıklı kitapların bazı bölümlerinin de yazarıdır.
1992 yılından beri Türkiye’de yayımlanan otuza yakın Dergi, Gazete ve Blog’da 2 bin 500’ü aşan Telif Makale ve Telif Yazı ile tamamı İngilizceden olmak üzere Türkçe Derleme ve Türkçe Çevirisi yayımlanmıştır.
1988 yılında intisap ettiği Sermaye Piyasası Kurulu’nda (SPK) uzman yardımcısı, uzman (yeterlik sınavı üçüncüsü), başuzman, daire başkanı ve başkanlık danışmanı; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı GSM 1800 Lisansları Değerleme Komisyonunda üye olarak görev yapmış, ayrıca Vergi Konseyi’nin bazı alt çalışma gruplarında (Menkul Sermaye İratları ve Değer Artış Kazançları; Kayıt Dışı Ekonomi; Özkaynakların Güçlendirilmesi) yer almış olup; halen başuzman unvanıyla SPK’da çalışmaktadır.
Hayatı dosdoğru yaşamak ve çalışkanlık vazgeçilmez ilkeleridir. Ülkesi ‘Türkiye Cumhuriyeti’ her şeyin üstündedir.